“Hız” ve “Büyüklük” Yerine “Yavaşlık” ve “Yerellik”

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç SOYER

Yavaş yaşam hareketi bir yerel kalkınma modeli olarak yerel değerlerin korunması başta olmak üzere sadece ulusal boyutta değil uluslararası alanda hem kentin yerelden başlayarak marka değerinin artması hem de sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından bizlere yol gösterici olmaktadır. Yani “hız” ve “büyüklük” yerine “yavaşlık” ve “yerelliği” koymaktadır.

Yüzyıllardır süregelen kapitalist süreçler, tüketimin mevcut sınırları aşan düzeye ulaşmasına ve her gün kitlesel olarak artmasına neden olmuştur. Üretimin teşvik edilmesi, var olanın korunması, sahip çıkılması bir kenara atılmıştır. Yani büyük ve hızlı olmak makbul görülmüş, günümüzde gittikçe artan bir motto olarak karşımıza çıkmıştır. Fakat bu düzen insanoğlunun mutluluğunu ortaya çıkarmamıştır. Çünkü modern çağda köleleşmeyi ortaya çıkaran bu düzen insanoğlunun özgürleşme hakkını elinden almış, yani insanoğlu haz almadığı bir hızda yaşamaya başlamış, içinde kaybolduğu bir büyüklüğe teslim olmuştur. 

Tüketim çılgınlığı ise günümüze kadar sürmekte, birçok zararlı etmen yaşam alanlarımızı işgal etmeye devam etmektedir. Bu işgal büyük kentlerden başlayarak kırsal alanlara yayılmakta ve gelecek nesillerimizin sosyal, kültürel ve çevresel boyutlarda zarar görmesine neden olmaktadır. Bu işgalin en somut göstergeleri “hız” ve “büyüklük” tutkusu olmuştur.

Küresel boyutta ortaya çıkan ve gelecek neslimizi etkisi altına alan bu tutkulara karşı etki olarak çağımızın en büyük değeri “yaratıcılık” kavramı ortaya çıkmıştır. Yani hız ve büyüklük karşısında “yavaşlık” ve “yerellik” ortaya koyulması, tüketimden çok üretimin teşvik edilmesi ve benimsenmesi bir yaşam tarzı ve bir yerel kalkınma modeli olarak benimsenmiştir. 

Böylelikle yerel kalkınma modeli ilk olarak 1986 yılında “fast-food” karşıtı bir yemek hareketi olarak doğmuş ve “slow-food” adını almıştır. 10 yıl aradan sonra 4 İtalyan Belediye Başkanının girişimiyle, bir kent hareketine dönüşerek, 1999 yılında “Cittaslow” – “Sakin Şehir” adıyla yoluna devam etmiştir. Günümüzde 30 ülkeden 233 kente yayılmış, Türkiye’de 14 Kent Cittaslow hareketine dâhil olmuştur.

Yavaş yaşam hareketi bir yerel kalkınma modeli olarak yerel değerlerin korunması başta olmak üzere sadece ulusal boyutta değil uluslararası alanda hem kentin yerelden başlayarak marka değerinin artması hem de sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından bizlere yol gösterici olmaktadır. Yani “hız” ve “büyüklük” yerine “yavaşlık” ve “yerelliği” koymaktadır.

Cittaslow hareketi, özgürlük arayışının sonucunda ortaya çıkan çözümlerden biridir. Kentlerin yol haritasına sahip olmalarını sağlayarak hem kent içerisinde yaşayan halkın hem de kent dışından gelen misafirlerin ziyaret ettikleri ve şehri tanıyabilecekleri prestijli bir ortam yaratmalarına imkân sağlamakta, yerel dokunun, lezzetlerin, kültürün ve tarihin izlerini tekrardan ortaya çıkmasına güç vermektedir.

“Sakin Şehir” kavramı, siyasi tercihlerden uzak bir şekilde hem de sürdürülebilir boyutta insanlara mutluluk ve huzur getiren bir yol haritası ortaya koymaktadır.

İçerisinde bulundurduğu 70 kriter ile ilgili yapılması gerekenler hayata geçirildikçe her gün biraz daha fazla cittaslow hedefine yaklaşılmaktadır. Bu süreç kentlerin kimliklerini ortaya çıkarmakta, ayrıca bu “marka” kentin uluslararası bilinirliğine katkı vermektedir. Cittaslow bir “Moda” olarak görülmemekte, arkasında sağlam bir felsefe olan, kentin doğal zenginliklerini ve tarihsel birikimini en büyük hazinesi olarak gören uzun soluklu bir yaşam tarzıdır.

Cittaslow’un temel taşlarını oluşturmak, yerel tohumları koruyarak, yöresel lezzetleri gün ışığına çıkararak, yerel üreticilerin söz hakkına sahip olması konusunda destek olarak, kenti markalaştırarak mümkün olmaktadır.

Bu temel taşları oluşturan kurallar kentlerin felsefesini değiştirmekte ve turizmin cazibe merkezi olması hedefi yerine turizmi beraberinde getiren proje olarak kentlerin gerçek ruhunu, değerlerinin ne oldukları konusunda yerel halka ve ziyaretçilere farkındalık yaratmaktadır. Bu süreç yoğunluktan ziyade yerel halkın ve ziyaretçilerin Cittaslow üyesi bir ilçenin tatil kentinden çok yerelden kalkınan bir kent olma yolunda ilerlemesine destek olarak bu konuda aktif bir birey olmalarına imkân sağlamaktadır. 

Kendi farklılığının farkında olan kentlerin gelişimi ve ilerlemesi, çevreye ve doğaya saygılı kalmalarıyla mümkündür. Cittaslow üye kentler ise yerel dokularını, lezzetlerini, kültürlerini kısaca kimliklerini korudukları sürece bu kimlikle uyumlu, sürdürülebilir bir kalkınma sağlamaktadır. Geçmişte mülteci haberleriyle adından bahsedilen ve pek de kimsenin tanımadığı bir taşra kasabası olan Seferihisar ilçesinde, dünyanın en güzel Cittaslow’larının Türkiye’den çıkabileceği düşüncesiyle birlikte 2009 yılında 6 aylık bir çalışma sonucunda Seferihisar’ı Uluslararası Cittaslow Birliği hareketine dahil ederek Türkiye’nin ilk Sakin Şehri (Başkenti) olarak sadece Türkiye’de değil Uluslararası alanda da örnek alınan, ürettiğimiz projeler ile dünyanın farklı bölgelerinde de uygulanmasına destek olan, yaratılan kelebek etkisiyle dünyayı değiştirmeye katkı veren, herkesin yaşamak istediği bir kente dönüşme hayalini gerçekleştirdik. 2009 yılından günümüze yerel kimliğini korumaya devam etmekte, sakin, kendine yetebilen ve ayrıca Cittaslow felsefesini sürdürülebilir kılan bir kent olma gayretini sürdürmekteyiz.

• Seferihisar ilçesi içerisindeki birçok köyden topladığımız tohumları tohum merkezimizde tutmakta ve çeşitlendirmekteyiz. Satışın yasak olduğu bu süreçte, hayata geçirdiğimiz tohum takas şenlikleriyle birçok tohuma ilçe halkımız ya da ziyaretçilerimiz tohum takas etkinliği ile erişebilmektedirler. Böylelikle “Can Yücel Tohum Merkezi” sayesinde Yerel tohumları korumaktayız.

• Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile birlikte hayata geçirdiğimiz “Seferihisar’ın Geleneksel Mutfağı” ile kadınların toplumdaki öncü rolünü ve yöresel lezzetleri gün ışığına çıkarmaktayız.

• 2009 yılında başlattığımız “Üretici Pazarları” ile yerel üreticilerin söz hakkına sahip olmalarını ve yeniden üretime geçmelerini teşvik ettik.

• Bir büyük mandalina bahçesi, olan Seferihisar’da mandalina ağaçlarının yok olmasına ve mandalina üretiminden vazgeçilmesine engel olmak için Mandalina Üretici Birliği kurarak ve yıllar sonra canlandırdığımız “Mandalina Festivali” ile tanıtım ve pazarlamasına destek olduk.

• Geçmişe dönüp baktığımızda Seferihisar’da sadece tek bir kökenin olmadığını öğrenip başlattığımız “Seferihisarlılar Buluşması” projesini hayata geçirdik.

• 500-1200 yaş arası 200’e yakın zeytin ağacı tespit edip, zeytinlerini ayrı ayrı toplayarak sıktığımız zeytinyağlarını müzayede ile satıp, sahip olduğumuz olağanüstü doğal zenginliğin büyüklüğüne ve değerine dikkat çekmeye çalıştık.

• Sosyal yardıma muhtaç vatandaşlarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için Seferikart (Halkkart) projesini hayata geçirerek halkımızın zorunlu ihtiyaçlarını giderebilmelerini sağladık.

• Sığacık mahallemizde bulunan, yüzyıllardır tarihin kayıtlarını tutan ve içerisinde bulundurduğu 300’e yakın konut ile Sığacık Kale İçi’nin 2013 yılında başlattığımız restorasyon çalışması ile tarihi dokusunu tekrardan yenileyerek yeni bir görüntüsüne kavuşturduk ve ziyaretçilerimizin ilk rotası olmaları imkanını yarattık.

• Seferihisar’da kapalı pazar yeri çatısına kurduğumuz 200kW’lık fotovoltaik Güç Santrali ile 310.000 kW elektrik üretimi sağlayarak belediyemizin ısınmasından soğutmasına kadar elektriğini kendisi üretmesi imkânını ortaya koyduk, artan elektriği ise satmaya başladık.

Son olarak, Yerel kimliğimizi korumaya devam etmekte, sakin, kendine yetebilen ve ayrıca Cittaslow felsefesini sürdürülebilir kılan bir kent olma gayreti içindeyiz. Türkiye Koordinatörü olarak, bu insana ve doğaya saygılı yaşam ve kalkınma modelinin yaygınlaşması için çalışıyoruz. Türkiye Sakin Şehir Bilim Komitesi ile birlikte aday kentlerin başvuru dosyalarının hazırlanması, üye kentleri arasındaki koordinasyonun sağlanması ve üyeliklerin denetlenmesi alanlarında faaliyette bulunuyoruz. Uluslararası Başkan Yardımcısı olarak, Cittaslow hareketinin Ortadoğu ve Yakın Asya da yaygınlaşması için, içinde bulunduğumuz coğrafi bölgenin diğer ülkelerindeki kentlerin birliğe katılması için de çalışmalar yapıyoruz.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)