​Geleceğin Kentleri: Bir Modernizasyon Hikayesi​ Kentsel Köylüleşme​

Rahmi AYDEMİR
İş Geliştirme Yöneticisi

Aydemirler İnşaat 

Politikalar inşaat sektöründe sürdürülebilirliği teşvik etmenin açık ara en ucuz ve etkili aracıdır. En az dört unsuru kapsamaları gerekir. Süreç, performans, sürdürülebilir altyapı ve kaynak kullanımı. 

Kalkınma, modernizasyon veya refah için kentleşmenin küresel anlamda gerekliliğine inanan toplumların çağındayız. Kentleşme üretim ve istihdamda ağırlığın tarımdan; sanayi ve hizmet sektörüne kaydığı evrensel bir olgu olarak da tanımlandırılabilir. 

Ülkemizde kır ve kentin nüfus oranındaki denge; son 60 yıllık süreçte köklü niteliksel değişim geçirdi. Kentlileşmenin milenyum çağında en üst düzeye ulaşması sadece nüfus oranını değil, toplumumuzun  sosyal ve ekonomik yapısını da dönüştürdü. Özellikle inşaat sektörü sürecin temel politikalarından biri oldu. Gecekondulaşma, toplu konutlar-kooperatif, finans ve gayrimenkul piyasasının dostluğu aslında 60 yıllık serüvenin de bir anlamda yapılaşma konusunda portresini çizdi. Bir yandan talebe cevap vermek adına hızlı yapılaşma sürecine giren devlet, bir yandan siyasi çıkar uğruna gecekondulaşmayı-kaçak yapıları onaylayan yerel yönetimler bugünkü melez yapılanmanın başarısızlık nedenleri arasında gösterilebilir. 

Yapılarda İklim ve Kültürün Önemi 

Politikalar inşaat sektöründe sürdürülebilirliği teşvik etmenin açık ara en ucuz ve etkili aracıdır. En az dört unsuru kapsamaları gerekir. Süreç, performans, sürdürülebilir altyapı ve kaynak kullanımı. Ama sürdürülebilir inşaatları tek başına yapabilecek ya da yıkabilecek bir politikayı düşünmek bile zor. Bunun yerine politikaların birbirilerini güçlendirecek şekilde gruplaşması gerekiyor. Politikaların yerel bağlamlara da uyması gerekiyor: ”İklim, kültür, insan tarafından kurulmuş ve doğal ortamlar. “(Worldwatch Enstitüsü, Dünyanın Durumu 2012 Sürdürülebilir Refaha Doğru, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çev: Ayşe Başçı) 

Özellikle doğa ile içiçe olan Türk mesken kültürü son yıllarda bunu kaybetmiş görünüyor. Bölgenin iklimine bağlı olarak; ahşap, kerpiç vs. oluşan yapılar artık ulusal anlamda betonarmeye dönmüş durumda.

Küresel konut kültürene uygun bir mimaride yapılar oluşturma girişimleri, ekonomik kaygı ile özel sektörün zevkine ve insiyatifine kontrolsüzce bırakılan yapılar; gerek Türk mimari kültüründen uzak olması, gerekse sürdürülebilir olmayan konumuyla estetikliğini de yitiriyor. Ortaya çıkan melez yapılar; Harvey’in deyimiyle adeta kentsel köylüleşmenin birer ürünü gibiler…



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)