​Sosyal Etkileşim ve Bireysel Mahremiyet Tasarıma Yön Veriyor

Hatırlı Mimarlık
Yeşim Hatırlı

Bugünün yurt mimarisine bakıldığında yeni nesil yurtlarda geçmişteki örneklerine kıyasla sosyal etkileşim ve ortak alanlarının daha fazla önemsendiğini, bireysel alanlarda ise konfor düzeyinin ve mahremiyet alanlarının yaratılması konularının tasarımda öne çıktığını görüyoruz. 

Öncelikle öğrencilik yıllarınıza dönecek olursak öğrenci olarak bir yurttan beklentileriniz neydi, veli olarak günümüzdeki yurt seçiminde öncelikler nelerdir? Bunlar çerçevesinde mimarlar bu beklentilerin karşısında nasıl bir konumda duruyor. Konunun uzmanları olarak bu konudaki gelişimden ve mimariye yansımasından bahsedebilir misiniz?

Öğrenciyken hiç yurtta kalmadım, o yüzden doğrudan kişisel bir beklenti deneyimim olmadı, ancak anne olarak kendi kızım bu yıl üniversiteye başlarken yurt seçimimizde  bazı seçim kriterleri üzerinde düşündüm. Kızım kent üniversitesinde okuduğu için, önceliğimiz okul yapılarına yakın olması, toplu ulaşıma kolay erişilebilirlik ve güvenlik oldu. Sonrasında yurt odasında küçük de olsa ev atmosferi yaratabilecek bir ortak yaşam alanı ve mutfakçık ile yeterli büyüklük ve genel yurt sosyal donanım imkânlarını değerlendirdik.

Bugünün yurt mimarisine bakıldığında yeni nesil yurtlarda geçmişteki örneklerine kıyasla sosyal etkileşim ve ortak alanlarının daha fazla önemsendiğini, bireysel alanlarda ise konfor düzeyinin ve mahremiyet alanlarının yaratılması konularının tasarımda öne çıktığını görüyoruz. Geçmişteki örneklerin pek çoğunda görülen koğuş tipi yurt odaları yerini bireysel kullanım ve mahremiyet sunan çoklu kullanımlı odalara bırakıyor.

Öğrenci yurdu/evi projelerinde sağlıklı, hijyenik,  güvenli, koşullar nasıl sağlanmalı, bu kriterleri göz önünde bulundururken mimarlar olarak bu yapılarda öncelikleriniz nedir?   

Öncelikte tasarladığımız tüm yapılarda olduğu gibi yurt yapılarında da doğal ışık ve doğal havalandırma, ısı yalıtımı gibi enerji verimliliğiyle, dayanıklı ve çevreci malzeme kullanımını, bağlama ve iklime uygun tasarımı öncelik olarak görüyoruz. Yukarıda da ifade ettiğim gibi, ortak sosyal mekânların öğrenciye ev sıcaklığı ve konfor sunmasına dikkat ediyoruz. Ayrıca yurt odalarında minumum alanda maksimum konfor ve iyi tasarlanmış akılcı çözümler oluşturmaya çalışıyoruz, özellikle 2 ya da fazla öğrencinin kalacağı yurt odalarında mahremiyetin mekânsal çözümlerle sağlanmasına dikkat ediyoruz. Aynı şekilde ıslak hacim kullanımlarında da tuvalet biriminin kapalı olması ve aynı anda 2 ya da 3 kişinin banyoyu kullanabilmesi gibi konuları önemsiyoruz. Elbette tüm yapılarda olması gerektiği gibi hijyenin ve güvenliğin sağlanabilmesi için uygun malzeme ve detay çözümlerine dikkat ediyoruz.

Yeni nesil Z kuşağının yurtlardan beklentileri değişirken, bu kuşaktakilere sunduğunuz mekanlarda fiziksel, sosyal psikolojik ve kültürel açıdan değişim nasıl yansıdı?   Artık kentler öğrenci kenti olarak nitelendiriliyor. Yeni nesil yurt binalarının kente ve mimarinin geleceğine katkıları ne olacaktır?

Yeni nesil Z kuşağının farklı sosyalleşme biçimleri var, yeni çağın ve teknolojik gelişmelerinin de etkisiyle davranış biçimi ve buna bağlı olarak mekânsal ve teknik donanım ihtiyaçları da değişiyor. Bir örnek vermek gerekirse, Özyeğin üniversitesi yurt projemizde gerek yurt odalarında gerekse de yurt ortak mekânlarında mümkün olduğunca çok sayıda elektrik prizi kullandık, bildiğiniz gibi cep telefonları bu neslin, aslında hepimizin elinden düşmüyor ve herkes sürekli elinde şarj aleti priz arıyor. Belki küçük bir detay ancak yaşam konforu için çok da önemli bu ve bunun gibi örnekler arttırılabilir. Yurt yapısı genelinde wifi imkânı sağlanması gibi teknik olarak olmazsa olmaz altyapının sağlanması gibi. Yurt içindeki sosyal mekânlarda çalışma ve dinlenme alanlarında ise bireysel ve küçük grup çalışmalarına ve sosyalleşmelere imkân sağlayacak nişler yaratmaya çalışıyoruz. Yeni nesil yurt yapıları kent içinde nerede konumlandıklarına göre farklı misyonlar üstlenebilir. Yurtları kampüs içindekiler ve kent içindekiler olmak üzere farklı yorumlamak gerekir. Kampüs içindeki yurtlar zaten varolan sosyal çevreye entegre oluyor. Kent içindeki yurtlar ise gelecekte kent ile daha entegre sosyal alanlar ve biraraya gelme mekânları olarak tasarlanabilir. 

Kampüs içindeki yurtlar zaten varolan sosyal çevreye entegre oluyor. Kent içindeki yurtlar ise gelecekte kent ile daha entegre sosyal alanlar ve bir araya gelme mekânları olarak tasarlanabilir.

Elbette bu noktada tekil yapılar üzerinden bir kazanım sağlamak zor. Plansız gelişen kentlerimizde tekil yapıların kent yaşamını örgütlemesi de doğal olarak mümkün olamıyor. Kentsel planlama çok önemli, daha üst ölçekte doğru kentleşme, planlama ve kamusal alan kullanımının yaygınlaşması sayesinde ve bu planlamaya entegre yapılar ile daha yaşanır kentler ve yapısal çevre yaratmak mümkün olabilecektir. Bu noktada kent içinde çoğalan yurt yapılarının kent yaşamına getireceği yoğunluğun da düşünülmesi gerekir, m2 üzerinden kişi sayısıyla yoğunluk hesaplandığında konutlara kıyasla yurt yapılarında m2 başına düşen kişi sayısı daha fazla oluyor. Hem bu yoğunluk bakımından hem de genç nüfusun dinamikleri, ihtiyaç ve talepleriyle yurt yapılarının kenti sosyal, ticari ve kültürel anlamda dönüştürme kabiliyeti olduğunu unutmamak gerekiyor. Gelecekte giderek artan genç nüfus ve çoğalan yurt yapılarının bu dönüştürme gücü kentlerin dönüşüm ve gelişimde itici bir güç olacaktır.



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)