​Çevre Dostu Yapı Malzemelerini Yeteri kadar Tanımıyoruz

KEREM ORAL

Oral Mimarlık

Fotoğraf : Can Görkem Halıcıoğlu

Çevre dostu konusunu sadece malzeme ile sınırlamamak lazım. Bu anlayıştaki ‘sistemlerin’ kullanımının artması gerekiyor. Elbette malzeme konusundaki bilinç ve farkındalık düzeyi daha ileri seviyelere taşınmalı, özellikle Dünya’daki gelişmeler yakından takip edilmeli.

Bu sayımızın konusu; ‘Mimarlar ve Vazgeçemedikleri Malzemeler’... Çevre duyarlı yapı malzemeleri artık çağdaş teknolojilerle üretiliyor, bunların piyasa kabulü konusunda ne düşünüyorsunuz?

Çevre duyarlı yapı malzemeleri kategorisi altında birçok malzeme


Türkiye’de hala yurtdışına oranla çok pahalı, yaklaşık %25 ila %40 arasında bir fiyat farkı söz konusu. Bilinçli yapı malzemesi tüketiminin mimarlar tarafından ilgi beklediğini ve bu malzemeleri yeteri kadar tanımadığımızı düşünüyorum. Bu eksiklik özellikle de sürdürülebilir yapı malzemeleri konusunda daha fazla... Günümüzde malzemeler Dünya genelinde bulunan çeşitli organizasyonlar tarafından çevre etiketleriyle sertifikalandırılıyor. Özellikle de enerji tasarrufunun bu sistemlerde ön plana çıktığını görüyoruz. Ancak ben bu sürecin daha ileri seviyelerde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Kanada Çukurları denilen, Kanada borulama sistemi olarak da adlandırılan bir sistem var. Toprağın 1 metre altı sürekli olarak +7 derece, dışarısı -14 derece bile olsa... Kanada Çukuru denilen sistemde toprağın bu seviyesine döşenen borular ile binanın içindeki ısı seviyesi kontrol altına alınabiliyor. Bu örnekte olduğu gibi Dünya genelinde bu tip gelişmiş örneklere rastlamak mümkün. Bence konuyu sadece malzeme ile sınırlamamak lazım. Bu anlayıştaki sistemlerin kullanımının artması gerekiyor. Elbette malzeme konusundaki bilinç ve farkındalık düzeyi daha ileri seviyelere taşınmalı bence, özellikle Dünya’daki gelişmeler yakından takip edilmeli, ülkemizdeki yayınlar, ilgili medya organları ve fuarlar bu konulara daha fazla yer vermeli. Ben eminim ki Türkiye’deki üretici firmalar da bu konuda ciddi adımlar atmaya başladılar, çünkü artık arz-talep dengesi bu yatırımları mecburi hale getiriyor.

Sizin bir mimar olarak vazgeçemeyeceğiniz ve kullanmaktan en çok keyif aldığınız malzeme hangisi?

Birçok malzeme var aslında ancak sıralama yapmam gerekirse; cam, metal, ahşap diyebilirim. Bu malzemelerin kullanımına son derece dikkat ediyor ve önem veriyorum. Cam bence çok önemli doğal bir malzeme... Silisyumu fazla olan kumdan elde ediliyor ve cam üretim teknolojieri artık o kadar ileri seviyelere ulaştı ki; bu sayede artık camı ana yapı malzemesi olarak da kullanabiliyoruz.

Aynı şekilde metali çok severek kullanıyorum, geri dönüşümlü oluşunu özellikle önemsiyorum. Aynı zamanda çeliğin kullanım tekniklerini doğru uyguladığınız zaman hem işlevsel hem de görsel olarak çok iyi sonuçlar alabiliyorsunuz. Bu nedenle keyif alarak kullandığım bir malzeme...

Birde tabii ahşap olmazsa olmazlardan bir malzeme benim hayatımda. Ahşap oldukça yumuşak, çalışması çok keyifli... ahşabın getirdiği strüktürel ve estetik faydaları, artıları bana göre çok fazla. Bu üç malzemeyi bir arada kullanabiliyorsunuz, bu birleşimden elde ettiğiniz eserler değerli oluyor. Cam, metal, ahşap dışında olmazsa olmazlarımdan bir tanesi de beton tabi ki...

Bu üç malzemeyi bir arada kullandığınız uygulamalarınızdan örnekler verebilir misiniz?

Birçok örnek var yaptığım, binalardan tutun da tasarladığım mobilyalara kadar... Bir tavan oluşumunda dahi üç malzemeyi birden kullanabiliyorum. Camın içerisine metali entegre etmenin birçok denemesini yaptım. Cam ile ilgili farklı denemelerim de var. Camla uğraşmayı seviyorum; asitleme, kumlama, asit kumlama, camın yüzeyinin çekiçleme yöntemiyle farklılaştırılması, üzerine sır dökülerek değişik görüntüler elde edilmesi gibi. Dolayısıyla bütün bu malzemelerin kendi içerisinde de sonsuz dağarcıkları var bence. Ayrıca üçünü yada ikisini birleştirdiğimiz zaman da yine değerli sonuçlar alıyorsunuz. Malzemenin tabiatıyla oynamadan sadece çeşitli teknikler kullanarak bir anda muhteviyatını değiştirebiliyorsunuz. Farkındaysanız benim etrafımda hep böyle malzemeler var, olmak zorunda çünkü... Bunlar son derece keyifli ve vakit isteyen uğraşlar. İmalat sürecini biliyorsanız o zaman kendinizi çok daha rahat hissediyorsunuz ve bu oyunları oynayabiliyorsunuz. Camı çok severek çalışıyorum ve camı geliştirmek için uğraşıyorum. Cam benim için sadece pencere doğramamızda bulunan cam değil açıkçası, onunla oyun oynamayı çok daha ileri seviyelere taşımayı seviyorum.

Palivor Çiftliği projeniz yanlış hatırlamıyorsam taş ve ahşap ağırlıklıydı...

Evet taş, ahşap ve cam ağırlıklı. Özellikle dış cephelerde ahşap giydirmeleri seviyorum. Aynı zamanda da iç güdüsel olarak ahşabı kullanıyorum, bir beton ya da tuğla yüzeyin üzerine ahşap giydirme yapmıyorum. Bunun yerine geçmişimizde var olan çok kapsamlı ahşap konstrüksiyon örneklerini kendi çiftlik evimde aynı şekilde kullanma imkanı buldum. Beton ya da duvar üstüne gelen bir sistem değil, ahşap konstrüksiyonu kurulmuş, izolasyonu yapılmış, modern malzemelerin de dahil olduğu bir ahşap cephe çalıştım. Aynı şekilde taşı da kullandım bu evlerde... Ancak gelin görün ki; kendi evimde de camla çalışmayı, evin yapısı itibariyle tercih ettim, çünkü evin içerisindeki şeffaflık ve görsel perspektifleri koruyabilmek, kapatmamak amacıyla cam kullanımını çok daha ileri seviyelere taşıdım diyebilirim.

Vazgeçemeyeceğiniz malzemeler olarak cam, metal ahşap üzerinde durdunuz. Hayal gücünüzü biraz zorlasak ve ütopik bir yapı tasarlamanızı istesek, ortaya nasıl bir yapı çıkardı?

Büyük ihtimalle şehrin içinde bir proje hayal ederdim. Muhtemelen de primitif formlardan yola çıkarak, mimaride çok severek kullandığım zıtlaşmalarla elde edeceğim -dolu-boş, açık-kapalı, cam-cam olmayan- bir proje olurdu. Yer hiç önemli değil çünkü çevresel etkileşimini ben kuracağım. Bence her yeni eser kendi çevresinden etkileniyor, kendi çevresini etkiliyor. Dolayısıyla projemin yeri konusunda bir anda ‘şurası olsun’ diyebilmek kolay değil, ayrıca bir mimar olarak seçim hakkım olduğunu da düşünmüyorum. Yukarıda bahsettiğim malzemelerin kullanımıyla da kendiliğinden ortaya çıkacak dinamikle, orantısal olarak kullanım miktarları ortaya çıkacaktır. Birisi daha az, birisi daha fazla, birisi daha etkin birisi daha az etkin...

Evinizde hangi malzeme ön plana çıkıyor?

Özellikle ahşabı metalle karıştırarak çok kullanıyorum, camın kullanım alanları daha büyük yüzeyler istiyor, tabi evlerimizde bu geniş yüzeyleri bulmamız pek mümkün olmuyor. Bu nedenle evimde ahşap ve metalin karışımını daha çok tercih ettim. Cam yüzeyleri genellikle, dayanıklı olduğundan masa tablası, yada tavan yapılarının içinde kullanmayı tercih ettim.

Dosyamızın devamında çevre duyarlı yapı elemanlarını işliyoruz. Projelerinizde malzeme seçiminde tercih ettiğiniz markalar var mı? Seçimlerinizde hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?

Malzeme tercihlerimizde öncelikle malzemenin teknik olarak bize sağladığı faydaları dikkate alıyoruz. Daha sonra malzemenin güvenilirliğine dikkat ediyoruz. Bazı büyük markalar bugüne kadar güvenilirlik anlamında kendilerini kanıtlamış durumdalar. Daha küçük markaların da son derece iddialı oldukları ürünleri var, bunları bize ulaştırabiliyorlar. Günümüzde teknoloji o kadar ilerledi ki herkes herkese çok rahatlıkla ulaşabiliyor. Dolayısıyla ben birinci olarak malzemenin teknik özelliklerinden yola çıkarak, güvenilirliğini ve dayanıklılığını değerlendirerek tercih yapıyorum. Örneğin bugün Türkiye’de birçok izolasyon malzemesi üreten ve ithal eden firma var. Neden genelde bazı markalar tercih ediliyor ve kullanılıyor da diğerleri daha az kullanılıyor? İşte bu noktada güvenilirlik devreye giriyor. Yurtdışında yapılan bir araştırmada, yapılan binalarda kullanıcı memnuniyetsizliğinin %70’inin izolasyon kaynaklı problemlerden olduğu kanıtlanmış. Ben de bu sebeple son derece bilinen markaları tercih ederim, riske girmek istemem.

Yapı teknolojileri o kadar hızlı gelişiyor ki; bundan 10 yıl evvel çim çatı konseptini düşüncede bırakmıştık. Ancak bugün suyun drenajı ile ilgili o kadar güzel çözümler üretildi ki teras çatılar artık son derece değerli oldu. Teras çatılar, şehir içindeki doğal ekosisteme katkısı nedeniyle de son derece önemli. Benim bu konuda birçok uygulamam var, daha fazla girişimin yapılabilmesi için yerel yönetimlerin teşviğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)