‘Çevre Duyarlı Malzemeler’ Daha Fazla Tercih Edilmeye Başlanacak...

Hakan Külahçı

Art- Mim

Homteks Sponsorluğunda

Fotoğraf : Can Görkem Halıcıoğlu

Günümüzde, özellikle güneyde yabancı misafirler çevreye daha duyarlı davranıyorlar ve öncelikli tercihlerinde sürdürülebilirlikle ilgili kriterleri de var. Bundan dolayı bu konuda yatırımcıların da fikri değişmeye başladı. Umut ediyorum ki önümüzdeki zamanlarda çevreye duyarlı malzemeler daha fazla tercih edilmeye başlanacak.

İç mimari tasarım ve sürdürülebilirlik hakkında fikirlerinizi almak isteriz. Ülkemizde sürdürülebilir tasarım için gerekli olan malzemelere ulaşabiliyor musunuz?



Bizim Artmim olarak tasarım felsefemizin temeli, farklı, çarpıcı ve fonksiyonel tasarımlarla uzun ömürlü mekanlar yaratmak. Bugüne dek 100’ün üzerinde otel projesinde yer aldık ve projelerimizde fark yaratmayı hedefledik. Gerek modern tasarımlarımızda gerekse klasik tasarımlarımızda daima son tasarım teknolojileri doğrultusunda çevreyle uyumlu, çağdaş ve özgün yaşam alanları yaratmayı başardık. Ancak iç mimaride sadece tasarım yapmanın yanı sıra, onu uygulayıp hayata geçirmek de önemli. O yüzden uygulanabilirliği olan şeyleri tasarlamalısınız. Projelerini yaptığımız oteller misafirlerin beklentilerine göre değişiklikler yaptıkları için ihtiyaçlar değiştikçe tasarımlar da onunla doğru orantılı değişmekte. Günümüzde, özellikle güneyde yabancı misafirler çevreye daha duyarlı davranıyorlar ve öncelikli tercihlerinde sürdürülebilirlikle ilgili kriterleri de var. Bundan dolayı bu konuda yatırımcıların da fikri değişmeye başladı. Umut ediyorum ki önümüzdeki zamanlarda çevreye duyarlı malzemeler daha fazla tercih edilmeye başlanacak. Biz kendi yapmış olduğumuz anahtar teslim tasarımlarımızda mümkün olduğu kadar bunu uygulamaya çalışıyoruz. Çevre dostu malzemelere ulaşmak günümüzde daha kolay hale gelmiştir.

Özellikle sertifika sistemlerinde iç mekan kalitesi çok önemli. İç mekan tasarımında siz ne gibi kriterlere dikkat ediyorsunuz?

Elbette biz sertifikalara dikkat ediyoruz. Daha önceden, maliyetlerin yüksek olmasından dolayı çok fazla tercih edilmiyordu. Ancak son zamanlarda, bu konu önem kazandıkça yatırımcılar da dikkat etmeye başladılar. Özellikle yenilemelerde çevre duyarlı malzemeler daha fazla kullanılıyor. Yeni yapılan otellerde de benzer durumlar yaşanmaya başladı.
Biz, anahtar teslim proje yapan bir firma olduğumuz için tasarladığımız projelerde genel olarak doğal malzemeler kullanıyoruz. Naturel taşlar, mermerler, naturel kumaşlar... Otel tekstilinde ise naturel kumaşlar kullanmak istememize rağmen çok fazla tercih edemiyoruz. Çünkü otellerde işin doğası gereği sık yıkama yapıldığı için kumaşlar uzun ömürlü olmuyor. Ancak yeni teknoloji sayesinde ekolojik dengeyle ilgili önlemler alınmaya başlandı. Daha fiyatlı olmasına rağmen biz, bu tarzda boyanmış ve işlemden geçmiş kumaşları tercih ediyoruz. Türkiye’de de bunları getiren ve üreten firmalar var. Kullandıkları malzemeler çok kaliteli, Örneğin Homteks, Vanelli Tekstil, Verdim Holding, Vakko gibi firmalar bu bilince sahip oldukları için konuya daha çok önem veriyorlar.

Otellerde su ve enerji tasarrufuna yönelik ne gibi çalışmalar yapılıyor?Sizin yaptığınız uygulamalar nelerdir?

Antalya’ya her sezonda yaklaşık 12-13 milyon turist geliyor. Oteller, su ve enerji tasarrufu konularına önem vermeye başladılar. Özellikle su verimliliği çok önemli. Bundan dolayı yenilenen tesislerde gri su sistemi son dönemde uygulanmaya başlandı. Banyo ve lavabo suları ayrılıp bahçe sulamada önceden de az miktarda kullanıyordu. Günümüzde gri su arıtma sisteminin uygulama alanının genişlemesini sevindirici buluyorum. Biz de yeni yaptığımız tesislerde bu sistemi uyguluyoruz. Rixos Otelleri gri su konusuna çok önem veriyor. Bu sene Rixos Premium’un villa bölümlerini yeniledik, orada da bu uygulamaları yaptık...
Bunun dışında enerji verimliliğine yönelik Antalya’da özellikle güneş panelleri kullanılmaya başlandı, birkaç tesiste uygulaması mevcut. Örneğin; bizim yaptığımız Barut Otel güneş panelleriyle aydınlatmasını sağlamış durumda... Ayrıca aydınlatmada daha yüksek enerji tüketen ampullerden LED sistemlere geçildi. Bunu tamamen uyguluyoruz. Bu konuda başarılıyız. %60-70 civarında enerji tasarrufu sağlanıyor, bu önemli bir şey. İlk yatırım olarak fiyat yüksek ama yatırımcı kısa sürede kendini amorti ettiği için tercih ediyor. Bu konuda belli bir bilinç oluştu diye düşünüyorum. Belki hepsine ulaşamadık ancak %30’una ulaşmış olduğumuzu düşünürsek bu da ciddi bir rakamdır.

Siz aynı zamanda Antalya İç Mimarlar Odası Başkanısınız, oda olarak Antalya’da özellikle sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı ile ilgili yaptığınız çalışmalar var mı?
Ülkemizde bu konular yeni yeni gündeme gelmeye başladı. Antalya İç Mimarlar Odası olarak en son yönetim kurulu toplantımızda bizim de gündemimizde bu konular vardı. Antalya’da sponsorlar desteğiyle bir panel düzenlemeyi planlıyoruz. Amacımız; meslektaşlarımızı sürdürülebilirlik ve çevre konularında teşvik edebilmek.
Kullanmayı en çok sevdiğiniz malzeme ya da malzemeler hangileri? Kendi evinizde özellikle hangi malzemeleri tercih ediyorsunuz?

Benim eşim de mimar olduğu için beraber aldığımız kararlar var. O da benim gibi düşünüyor ve biz ikimiz de taşı çok seviyoruz. Taş, mermer, vs. parlak yüzeyli değil de naturel yüzeyli olanları tercih ediyoruz. Onun dışında doğal ahşap, mat, parlamayan yüzeyler... Ayrıca camı çok seviyorum, bizim evimiz ormanın yanında ve doğayla iç içe... büyük camlarımız var ve ormanın içinde gibiyiz. Camın sağlamış olduğu şeffaflık bizim için çok önemli, onu kullanıyoruz. Bu malzemelerle bitirip çok fazla yormadan dingin bir ortam oluşturmaya çalışıyoruz.
Antalya’da 35 villadan ve bir sosyal tesis binasından oluşan özel bir projemiz var. Projenin mimarisini eşim Pınar Külahçı tasarladı. Projede evler taş kaplama ve her villada güneş panelleri kullanılacak. Yaklaşık 10 kwatt’lık bir enerji üretmeyi planlıyoruz ve 10 kwatt’lık enerjiyi 60 m2 panelle sağlayabiliyoruz. Çok ciddi bir rakam. Yüzme havuzunda, yerden ısıtmada, devamlı elektrikte de kullanabileceğim yeterlilikte. Bu projede sertifikalara önem vermek istememin nedeni Türkiye’de ilklerden olmak.

Plastik çok eleştirilen bir malzeme ancak özellikle otellerde çocuk oyun alanlarında ve güneşlenme alanlarında plastik malzemeler kullanılıyor. Otel işletmecileri bu noktada ne gibi kriterlere dikkat ediyorlar?
Eskiden otellerde çocuk oyun alanlarında ve güneşlenme alanlarında fazla seçenek yoktu, mesela çok basit ahşap şezlonglar kullanılıyordu. Sektör genişledikçe farklılaşmak isteyen tesislerde daha gösterişli ürünlere yönelmeler oldu. Bunların da ekonomik olanları tercih ediliyordu. Bu noktada plastik şezlonglar, sandalyeler, vs. devreye girdi. Fakat son yıllarda ekolojik olan tik ağacından yapılmış yada çevre dostu sertifikası olan, geri dönüşümü mümkün olan mobilyaları tercih etmeye başlayan tesisler var. Ama ben tik kullanılması taraftarı değilim çünkü o kadar ağacın tüketilmesine karşıyım. Aslında çocuk oyun alanlarında ve güneşlenme alanlarında kullanılan geri dönüşümlü plastik malzemeler üretiliyor ama onların fiyatları ciddi anlamda yüksek. Onları tercih eden tesisler bu malzemeleri özel villalarında kullanıyorlar. Bir de alüminyum olanlar var. Bunlar metal oldukları için geri dönüşümü daha kolay olan malzemeler. Türkiye’de ürünlerini kullanmış olduğumuz ve sertifikalı üretim yapan bir kaç firma var, biz onları tercih ediyoruz.

Antalya Belediyesi’nin çevre konusundaki duyarlılığı artırmak yönünde yaptırımları var mı?

Bu konuda çok bilgili değilim, yanlış bir şey söylemek istemiyorum ama bildiğim kadarıyla yok. Aslında rüzgar ve güneş enerjisi bakımından turistik bölgelerimizin çok ciddi potansiyelleri var. Belki ilk yatırımı pahalı olabilir ama İngiltere gibi güneşi az olan bir ülkede bile bu uygulanıyorsa biz 365 gün güneş alan bir bölgede neden uygulamayalım...


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)