Malzemeyi ‘Hissetmek’ Çok Önemli

Soldan Sağa: İç Mimar Gönül Ardal, Mimar Yelin Evcen

Gönye Tasarım

Petek Banyo Sponsorluğunda

Fotoğraf : Can Görkem Halıcıoğlu

Malzemeyi hissetmek çok önemli. biz ahşabı kullanırken ahşabın cilası vurulduğunda nasıl olacağını çok önemsiyoruz. bazen öyle bir dolgu atıyorlar ki; o ahşabın bütün özelliğini kaybetmiş oluyorsunuz. o dokuyu hissetmek istiyoruz. Önemli konulardan bir tanesi bu, mermerde de aynı şekilde.

Öncelikle Gönye Tasarımı biraz tanıyabilir miyiz? Gönye bize açıları çağrıştırıyor, tasarımlarınızda açıların etkisi ve önemi nedir?



Mimar Yelin Evcen: Gönye Tasarım öncelikli olarak markalı konut projelerinin iç mimari projelendirmesinde çalışan bir firma. Markalı konut projelerinin yanı sıra ofis projelerimiz de var. Bu bireysel bir ofis projesi de olabiliyor ofis binalarının ortak alanları da. Onun dışında ofislerin çalışma alanlarını da tasarlıyoruz. Gönye Proje Tasarım olarak dört buçuk yıldır bu alanda faaliyet gösteren bir firmayız. Gönül Ardal ile ortaklığımız ise on yılı aşkın bir geçmişi var.

İç Mimar Gönül Ardal: Gönye ismi hem mimari araç olarak kullandığımız gönyeden hem de Gönül ve Yelin’in birleşiminden gelen bir isim. Her ne kadar şu anda bilgisayarlarda çizim yapılıyor olsa da biz tasarım sürecinde klasik yöntemlerle çalışmaya özen gösteriyoruz ve bu süreçte gönyeyi de bir alet olarak çokça kullanıyoruz.

Y.E: Tasarım yaparken kullanabileceğimiz birçok çizgi var ve bunları 90 derecede buluşturmak durumunda değiliz. Eğrisel çizgiler kullanırken farklı açılarda da buluşturabiliyoruz. Amacımız açıları daha fonksiyonel alanlar yaratmak için kullanmak. Aslında bu anlamda gönyenin kullanımı bizim için önemli.
Gönye klasik bir alet ve günümüzde teknoloji çağı içerisinde çok yeri olan bir alet değil. Bizi biraz daha geleneksele götürmüş oluyor. Biz de gelenekseli tasarımımızın içinde her zaman bir noktada tutmaya özen gösterdiğimizden, gönye tasarım anlayışımızı tam karşılayan bir isim olarak karşımıza çıkıyor.

Gönye’nin çizgisini sorsam size nasıl anlatırsınız? Tasarım kriterlerinizi belirlerken açılar dışında neler ön planda?


G.A: Gönye’nin modern bir çizgisi var. Bizim için en önemli şey malzeme seçimleridir. Doğal malzemeleri
kullandığımız gibi aynı mekanda farklı malzemeleri de bir arada kullanıyoruz. Bunlardan en önemlileri doğal taş, ahşap ve tekstil tabanlı duvar kağıtları. Modern tarzda tasarımın yanında bu malzemelerin farklılıkları da farklı dokular oluşturuyor tasarımlarımızda... Bunun dışında daha eklektik tarzda yaptığımız tasarımlarımız da var. Bunlar da tasarımını yaptığımız mekana ve yerine göre değişiyor.

Y.E: Biz çizgi olarak modern çizgileri tercih edip malzeme olarak da daha geleneksel malzemelere gitmeyi tercih ediyoruz. Modern çizgileri, günümüzde yeni çıkmış teknolojik malzemeler yerine daha alışılmış pirinç gibi ahşap ve mermer gibi malzemelerle bir arayan getirip o şekilde tasarım yapmaktan hoşlanıyoruz.

G.A:
Desen de tasarım kriterlerimizde önemsediğimiz bir konu. Desen tasarımlarımızı kendimiz yapıyoruz. Mekanda kullandığımız bir dokunun üzerindeki desen tasarımı hangi malzemeyle daha güzel kullanılacaksa onu tercih ediyoruz. Pirinçle, lakeyle ya da ahşapla yeri geldiğinde demirle ya da demirin üzerini boyayarak... Desen de bizim için farklı bir tasarım unsuru.

Y.E: Özellikle tünel kalıp binalarda odaların sınırları belli, banyoların sınırları belli, onların içerisinde ufak tefek oynamalar yapabiliyoruz. Ama özel tasarım binalarda istediğiniz yerden odayı bölüyorsunuz, açık yapıyorsunuz, oradan banyoya geçiyorsunuz ve böylece farklı alanlar yaratabiliyorsunuz.

İç mimari tasarım aşamalarından bahsedebilir misiniz? Örnek daire tasarımı projenin hangi aşamasında
başlıyor ve kendinizi tasarım sürecine nasıl hazırlıyorsunuz?

Y.E: İşin dışarıdan görünen kısmı sadece yüzeysel. Renkler, dokular gibi... Ama orada fonksiyonelliğin aksamaması lazım. Şimdi kule binalarda daire tiplerinin çözümleriniyapıyoruz. Firmalar, mimari projeyi çok kısa sürede istediği için daire içleri genelde çok çözülmemiş şekilde geliyor bize ve biz o daire tiplerini çözüyoruz istenilene göre. 1+1 dairelerin bir alt katı 2+1’e dönüşüyor ve onun bir alt katında 3+1’e dönüşüyor. Bunların arasında hem kendi içlerindeki çözümleri sağlarken hem de birbiri ile ilişkiyi kat bazında çözmeniz gerekiyor. Bunun statik anlamda da mekanik anlamda da olması gerekiyor. sadece o mekanın içindeki küçük detaylara değil; yanında ne var, etrafında ne var, oradan şaft geliyor, biraz büyürse üst katta ne olur gibi detayları da düşünmemiz gerekiyor. Bu detayları tabii ki tek başımıza düşünmüyoruz. Anlaştığımız
projelerde koordinasyon toplantılarına katılarak, elektrik ve mekanik gruplarıyla bir araya gelerek bu detayları da düşünüp çözüyoruz. Aynı zamanda iç mimari biraz mimarinin de görevini içine alarak yürüyor
aslında.

G.A: Daire tasarımlarında önemsediğimiz kriterlerden biri de kat yüksekliğini mümkün olduğunca azamide tutabilmek. Tabii ki bir ısıtma-soğutma-havalandırma sistemi olduğunda belli bir yüksekliğe kadar tavanları düşürmek durumundasınız. Bir iç mimari tasarımında mümkün olduğunca yüksek tavanları korumak amaçlı çok özenli bir çalışma yapıyoruz.

Y.E:
Bunların aslında planlanmadığı birçok proje oluyor. Sonrasında mekanikten ne kalırsa asma tavanlar o şekilde kapatılıp proje bitiriliyor ve sürpriz yüksekliklerle karşılaşılıyor. Fakat biz bunu baştan öngörmeye çalışıyoruz. Mekanikçinin inisiyatifine bırakmak yerine baştan mekanikçiyle beraber çalışıyoruz. çünkü o tavan istediğiniz yüksekliğe gelmediği zaman ya da menfezler istediğiniz yerlerde olmadığı zaman, mekana güzel bir dekorasyon yapabilmeniz de mümkün değil. Dolayısıyla işin görünmeyen, tavanların arkasında kalan kısmı da bizim işimizin çok önemli bir parçası.

G.A:
Tasarım sürecinde ise biz bu konuyu ikiye ayırıyoruz. İlki, inşaat firmasının örnek dairenin anahtarını verirken teslim ettiği kısım. Bu nelerden oluşuyor derseniz; mutfak, banyo, antre, vestiyerlerin
tasarımları, varsa tavandaki tüm malzemelerin seçimleri ve tasarımları diye sıralayabiliriz. Diğeri de o örnek daireyi gezerken müşterinin o evi aldığında kendisini nasıl hissettiğini gösterecek şekilde biraz daha “yaşayan” bir tasarım. örnek daire tasarımlarımızın daha en başında bir konsept belirliyoruz. örneğin, burada iki çocuklu bir aile yaşıyor, çocukların yaşını, ilgi alanlarını belirliyoruz, ebeveynler nelerden hoşlanıyor
onları belirliyoruz ve o dairenin yaşanılır bir daire olmasını önemsiyoruz. Tasarımlarımızı yaparken de buna özen gösteriyoruz.

Özellikle sürdürülebilir bir yaşam için İç Mekan Kalitesi çok önemli. Günümüzde insan sağlığına ve çevreye duyarlı malzemelere artık ülkemizde de ulaşmak mümkün. Bunların projelerde kabulü konusundaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

G.A:
Bizim için başlangıç olarak önemsediğimiz konu aydınlatma. Aydınlatmalarda kullanılan armatür
seçenekleri, ışık çok önemli, seçimlerimizde buna dikkat ediyoruz.

Y.E:
Vitrifiye ve armatürler yani su tasarrufu bir diğer önemli konu. Biz genelde seçimlerimizi alternatifli yapıyoruz. Müşteriye hiçbir zaman şu model veya şu ürün diye dayatmıyoruz. Sonuçta bu, kişisel bir ürün değil. Genel beğeniye hitap ediyor ve belli bir bütçe var. Önerdiğiniz her şeyden yüzlerce alınıyor. Dolayısıyla o noktada alternatif vermiş oluyoruz. Alternatifleri seçerken de bütün bu özellikleri birbirinin gerçek anlamda alternatifi olabilecek firmalardan kullanıyoruz. Bir firmanın eğer ki sürdürülebilirlik çerçevesinde her hangi bir iddiası yoksa, su tüketimi fazlaysa onu bir diğerine alternatif olaraksunmuyoruz. Böylece birbirinin yanında haksız yere fiyatları yüksek kalmış olmuyor. ikinci önemsediğimiz konu bu. üçüncüsü de kaplama malzemeleri. Kaplama malzemelerinde laminant tercih ediliyor çoğu projede. Doğal malzemeler tabii ki her zaman tercihimiz ama her projenin bütçesi buna uygun olmuyor. Onda da işverenleri kullanılacak laminantın daha kaliteli ve istediğimiz özelliklere uygun olması konusunda ikna etmeye çalışıyoruz.

G.A: Aslında LEED sertifikası almak isteyen projelere göre biraz daha değişiyor bizim çalışma sistemimiz. Eğer LEED sertifikasına başvurulacaksa oradaki malzeme seçimleri çok daha farklı oluyor. Danışmanla çalışıyoruz ve o zaman seçimler çok dahakolay oluyor bizim için.

Peki ıslak hacimlerin malzeme seçiminde dikkat ettiğiniz unsurlar neler?

Y.E: Genelde ıslak hacim tasarımlarını biz yapmıyoruz ama yine biz malzemelerini, renk uyumlarını, kulp detaylarını, ayna ile tezgahın nasıl birleşeceğini aynayla duvar kağıdının birlikte nasıl duracağını komple tasarlayarak yapıyoruz. O yüzden biraz daha standardın dışında bir banyo çıkmış oluyor. Dolayısıyla o mekana bir etkisi olacak, o mekanı bütünleştirecek, mutfaktan da esintiler taşıyacak, vestiyer detayının da oraya taşındığı tasarımlar yapıyoruz.

G.A:
Orada bir estetik kaygımız var. Banyo deyip geçilmiyor, banyo çok önemli bir mekan. Bir daire içerisinde tüm kullanıcıların sürekli kullandığı bir mekan olduğu için hem aydınlatması hem de kullandığımız
malzemeler çok önemli. Estetik bir banyo yapmak istiyorsunuz; ama o banyoyu tasarlarken tüm kozmetik ürünlerin ve havlularını koyulabileceği dolap çözümlerini de düşünmek durumunda kalıyorsunuz. O
yüzden hem estetik hem de fonksiyonel olmasına özen gösteriyoruz banyo tasarımlarının.

Sizin kullanmayı en çok sevdiğiniz yapı malzemeleri hangileri? Sizce neden bu malzemelere yakın duruyorsunuz?


G.A: Doğal malzemeler kesinlikle. Biz özellikle mermeri çok seviyoruz. Kullandığımız onlarca mermer seçeneği var ve bunları sürekli güncellemek istiyoruz. Her bir mermer farklı zamanda farklı sonuçlar veriyor size. Her proje aşamasında mutlaka onların numunelerini görüyoruz.

Y.E: Aynı zamanda ahşap da bizim vazgeçemediğimiz bir malzeme. her ne kadar dokulu suni malzemeler yapılsa da ahşap görünümlü seramikler çok gerçekçi, laminantlar 3 boyutlu fakat ellediğinizde hiçbir şey hissetmiyorsunuz, ahşabın sıcaklığını hissettirmiyorlar. Dokunduğunuzda soğuk malzemeler bunlar. Biz doğal ahşabı çok seviyoruz.

G.A: Malzemeyi hissetmek çok önemli aslında. Biz ahşabı kullanırken mümkün olduğunca ahşabın cilası vurulduğunda nasıl olacağını çok önemsiyoruz. Mutlaka onların numunelerini teyit edip bizden onay almalarını istiyoruz; çünkü bazen öyle bir dolgu atıyorlar ki o ahşabın bütün özelliğini kaybetmiş oluyorsunuz. O yüzden onu bile görüp o dokuyu hissetmek istiyoruz. önemli konulardan bir tanesi bu. Mermerde de aynısı geçerli.

Y.E: Ahşap kaplamada da su bazlı cilayı tercih ediyoruz çoğunlukla. su bazlı cila ne kadar doğal olursa olsun normal cilalara göre çok daha doğal duruyor ve cilasızmış etkisi veriyor. Ellediğinizde gerçekten ahşabı hissediyorsunuz. Ahşabın da gerçek rengini yansıtıyor, üzerine sarı bir renk geçmemiş oluyor. Dolayısıyla bizim su bazlı cilalı ahşaplarımız vazgeçemediğimiz malzemelerimizden.

Ofis ve Satış Ofisi tasarımlarınızda dünden bu güne ne gibi değişikliler oldu? Özellikle insan sağlığı açısından uyguladığınız ve tasarımlarınızda dikkat ettiğiniz unsurlar nelerdir?

G.A: Bundan on yıl öncesini düşündüğümüzde değil satış ofisi, örnek daire bile yapılmıyordu. Çok az firma
satış ofisi ve satış ofisi içerisinde örnek daire yapıyordu. şu anda çok daha farklı, satış ofisleri inşaat firmasının ön yüzünü oluşturuyor. Eskiden binaların içerisinde mağazalar olurdu mağazaların içerisinde de satış ofisleri olurdu. şu an tamamen farklı. Mimarisini de çok önemsiyorlar, iç mimarisinide... son zamanlarda yapılan satış ofisleri o kadar önemli ki proje bittiğinde kalıcı satış ofisleri yapılıyor. Sonrasında yönetim ofisi veya sosyal alan gibi başka bir fonksiyona dönüştürülüyor.

Y.E: İlk yapılan satış ofislerinin amacı tamamen satıştı ve satış ofisleri bir masa bir sandalye koyularak bitirilirdi ama şimdi çok farklı. satış ofisleri ne kadar farklıysa, ne kadar iyi çözülmüşse, ne kadar tasarıma önem verilmişse orada malzemeler ne kadar iyi bir araya getirilmişse insanlar buradan iyi bir ev aldıklarını, iyi bir projeyle işbirliği yaptıklarını hissediyorlar.

Dolayısıyla firmalar artık bunun farkına varıp ön yüzlerini daha iyi sergilemeye başladılar. Böyle olmasının bir sebebi de rekabet. Fark yaratmak için bir şeyler yapılmaya başlandı ve satış ofisleri hem çok gösterişli hem çok
teknolojik, birçok amaca hizmet ediyor.

G.A: Satış ofislerinde özellikle engelliler için bir asansör konulmasını biz teşvik ediyoruz veya tuvaletlerin kullanımında engellilerin de rahat kullanabileceği tasarımlar yapıyoruz. Bu aynı zamanda tüm projeler içerisindeki ortak alanlarda da geçerli. Sosyal alanlarda mutlaka engellilerin rahat
kullanabileceği alanlar tasarlamaya özen gösteriyoruz.

Y.E: Bu aynı zamanda o proje sahibi firmanın bakış açısını da göstermiş oluyor. zaten
yollarımız çok müsait değil engellilerin dışarıya çıkması için ama oraya gelindiğinde illa engelli olması gerekmiyor. rahat eğilip kalkamayan bir yaşlı olabilir, evde engelli bir yakını olan olabilir. Geldiklerinde bu gibi detaylar onların dikkatini çekiyor ve değer verildiğini hissediyorlar, bu da çok önemli. Önemli ama atlanan, söylemediğimiz takdirde yapılmayan bir konu ve bunun yapılması gerektiğini biz özellikle vurguluyoruz.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)