Yapı Malzemelerinde Çevre Etiketi

4. Sayı Dosya Konusu: Çevre Etiketi

Dr. Pınar Erol, Dr. Johannes Kreissig

Çevre etiketleri, ürünlere yönelik bir çeşit çevre performansı ölçütü olarak tanımlandığı gibi sürdürülebilirlik ölçütü olarak da kullanılabilir. Bu etiketler, tüketicilerin ürün seçimi sırasında çevresel kaygıları gözönünde bulundurmasını kolaylaştırmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Bazı çevre etiketleri gösterge, veya ölçüm değerleri yardımıyla çevresel kirlilik veya enerji tüketimi miktarlarını sayısal olarak ortaya koyarken, bazıları da sürdürülebilirlik veya çevresel etikilerin azaltılmasına yönelik uygulamalar veya asgari koşullar ile uyumluluk beyan eder.


Çevre etiketlerinin kullanımı 1970’lerden beri yaygınlaşmaya başlamıştır. Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) çevre etiketlerine yönelik çerçeve yaklaşımı oluşturulması amacıyla ISO 14000 serisi standartlarını geliştirmiştir. Bu çalışma, ISO’nun Birleşmiş Milletler’in 1992 yılında Rio de Janeiro’da gerçekleşen Çevre ve Gelişim konulu konferansında vermiş olduğu taahüdün ardından gerçekleşmiştir.

Çevre etiketleri ile ilgili olarak dünyanın farklı bölgelerinde pek çok farklı uygulama bulunmaktadır. Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Kuzey Avrupa ve Association of Southeast Asian Nations (ASEAN) bu farklı uygulamalara örnek teşkil etmektedir.

Çevre etiketine sahip ürünler çevreye zarar vermeyen ürünler midir?

Çevre etiketleri ürünlerin çevre performansını değerlendiren etiketler olup ürün sürdürülebilirliğini de göz önünde bulundururlar. Bu bağlamda çevre etkileri yardımı ile farklı ürünlerin bu platfromda birbirleri ile karşılaştırılabilmesi hedeflenmektedir. Bu amaç çerçevesinde çevre etiketleri, üretim ve kullanım aşamalarında diğer ürünlere kıyasla daha düşük miktarda çevresel etkiye sahip ürünlere eklenen etiketler olarak tanımlanabilmektedir. Bu bilgiler ışığında, çevre etiketine sahip ürünlerin hiçbir çevresel etkisi olmadığını veya çevreye zarar vermediğini söylemek uygun değildir.

Çevre etiketi alabilecek ürün ve hizmetler nelerdir?

Çevre etiketleri pek çok ürün ve hizmet kategorisi için geçerli olan ve kullanılan etiketlerdir. Bu kategorilere örnek göstermek üzere AB’nin “Eco Label” uygulaması dikkate alındığında halen uygulaması devam eden pek çok kategori ile karşılaşılmaktdadır. Bu kategoriler şöyle sıralanabilir: Temizlik ürünleri, giyim, ev içi kendin yap ürünleri, elektronik ürünler, zemin kaplamaları, mobilyalar, bahçe işleri, evsel kullanım ürünleri, yağlar, diğer ev ürünleri, kağıt ürünleri. Bu ürün kategorilerinin yanısıra hizmetler ile ilgili kategoriler de mevcuttur. Hizmet kategorilerine örnek olarak ise kamp alanları ve turistik konaklama tesisleri verilebilir. Bunların dışında yakın gelecekte uygulamaya konacak olan ürün grupları da şöyle sıralanmaktadır: Binalar, enerji kullanan ürünlerin eko tasarımı (laptop, desktop bilgisayarlar, ışıklandırma, çamaşır makineleri, buzdolapları), görüntüleme cihazları, ısıtma sistemleri gibi. Bu kategoriler incelendiğinde çevre etiketlerinin çok geniş yelpazede bir ürün ve hizmet grubu için kullanılabileceği görülmektedir.

Bir çevre etiketi nasıl tanınır?

Çevre etiketleri, ürün üzerinde veya ambalajında görünür şekilde yer alan çeşitli sembollerdir. Bu semboller, iletişim amaçlı olarak ürün bültenlerinde veya reklamlarda da tüketicileri ürünün çevre performansı hakkında bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla kullanılmaktadır. Günümüzde çevre etiketlerine birçok farklı ürün üzerinde rastlamaktayız.

Kaç çeşit çevre etiketi vardır?

Hükümetler, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve şirketler olmak üzere pek çok farklı teşkilat tarafından farklı tipte çevre etiket programları uygulamaktadır. Bu programların kapsamı ve ele aldıkları parametreler farklılık göstermektedir. Bazı çevre etiketleri ekipmanların kullanımı sırasında kullanılan enerji miktarını incelerken, bazıları yaşam döngüsü kapsamındaki çevresel etkileri veya işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili parametreleri değerlendirir. Bu nedenle üreticiler ürünleri için çevre etiketi tipi ve uygulanacak programı seçerken bu etiketin öne çıkarmayı amaçladıkları kriteri uygun şekilde yansıttığından emin olmalıdırlar.

Birçok farklı çevre etiketi – deklarasyonu ve bunlara yönelik farklı uygulamalar bulunduğundan Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) gönüllü seviyede hazırlanan çevre etiketi tiplerini üç kategori altında sınıflandırarak tanımlamıştır. Bunlar, ISO 14020 standartları serisi çerçevesinde Tip 1, Tip 2 ve Tip 3 çevre etiketleri olarak adlandırılmaktadır.

Çevre Etiket tipleri ve bu etiket tipleri arasındaki farklar nelerdir?

Çevre etiket tipleri arasındaki farklılıklar DIN EN ISO 14020 standartları serisinin tanımları yardımıyla açıklanabilir.

Tip 1

Tip I çevre etiketi gönüllülük esasına dayanan ve birden fazla parametre bazında değerlendirme yapan üçüncü şahıs verifikasyonuna sahip bir programdır. Ancak Tip 1 çevre etiketi, ürünlerin çevresel performansı ile ilgili nicel veriler içermemekte; yalnızca aynı kategoride yer alan ürünlerin çevresel performanslarının karşılaştırılması bakımından tüketiciye olanak sunmaktadır.

Tip I çevre etiketlerine farklı ülkelerden, aşağıdaki örnekler gösterilebilir:

• Der blaue Engel Almanya

• The Nordic Swan İskandinav ülkeleri

• Österreichisches Umweltzeichen Avusturya

• The EU Eco-Label Avrupa Birliği

• Milieukeur Hollanda

• Medio Ambiente İspanya

• NF Environnement Fransa

• Eco Mark Japonya

• Korean Eco Label Kore

Tip 2

Tip II çevre etiketi ise tek bir parametreyi baz alan öz beyan olup bağımsız denetim sürecinden geçmemektedir. Tip II çevre etiket hazırlanması sırasında kuruluşlar beyan etmek istedikleri parametreyi kendileri seçerek bu doğrultuda verecekleri çevresel performans bilgilerinin kapsamını yine kendileri belirlerler. Bu tip çevre etiketleri genellikle bir reklam aracı olarak görülmektedir.

Tip II çevre etiketlerine Philips’in Philips Green Tick Logo’su ve Siemens’in SN 36 350 Standardı örnek gösterilebilir.

Tip 3

Tip III çevre etiketleri ise gönüllülük esasına dayanır. Gönüllü programlara göre önceden prosedürü oluşturulmuş ve ürün ile ilgili üçüncü şahıslar tarafından belirlenmiş parametre kategorilerine yönelik nicel çevresel verileri içeren bir etikettir. Nicel verilerin hesaplanması bütünsel bir yaklaşım olan yaşam döngüsü değerlendirmesini baz alır. Tip III çevre etiketleri üçüncü şahıs verifikasyonuna tabi tutulmaktadır ve bu sayede doğrulanmış ve onaylanmış sayısal çevre performansı verisi sağlamaktadır. Bu çevre etiketi tipi ticari iletişim (B2B: business to business) yönünden en uygun etiket tipidir. Buna karşılık, tip I çevre etiketi ise tüketici odaklı bir çevre etiketidir (B2C: business to consumer).

Tip III çevre etiketlerine örnek olarak Avrupa Birliği’nin enerji etiketi (Energy label of the EU), Energy Star ve Çevresel Ürün Beyanları (Environmental Product Declaration, EPD) sıralanabilir.

Çevresel Ürün Beyanları (EPD)’nın hazırlanmasında neden Tip III çevre etiketleri tercih edilmiştir?

Tip III çevre etiketleri, belirli parametre kategorilerine (hammadde eldesi, enerji kullanımı ve verimliliği; malzeme ve kimyasal madde içeriği; hava, su ve toprağa verilen emisyonlar; atık oluşumu) yönelik nicel çevresel verileri sağlamaktadır. Ürünün, çevresel etkileri bakımından tercih edilebilirliğini değerlendirmez çünkü bu daha çok uygulama alanına bağlıdır. Ancak Tip III çevre etiketleri çevresel performansla ilgili kesin veriler içermekte olup diğer çevresel etiketlere kıyasla daha objektif bir yaklaşım sunmaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak EPD’ler ürünler hakkında güvenilir bilgi sunabilmektedir. Bu sebeple EPD’ler ticaret odaklı iletişim (B2B) açısından üreticiler için en uygun çevre etiketleri olarak ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda binaların çevre performans değerlerinin belirlenmesinde yeni jenerasyon bina sertifikasyon/değerlendirme sistemleri de artık EPD verilerini kullanmaktadır.

EPD, Çevresel Ürün Beyanları

EPD Nedir?

Çevresel Ürün Beyanları (EPD’ler) ISO 14025’e göre tanımlanmaktadır. EPD’ler, bir ürünün veya servisin çevre performansını ISO 14040 serisi çerçevesinde tanımlanmış parametreler bazında önceden belirlenmiş kategorilere göre değerlendiren ve beyan eden deklarasyonlardır. Ticaret odaklı olup (B2B: business to business focus) Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi kapsamında ekonomik faaliyetlerin ekolojik ayak izini ve üretim sürecinde meydana gelen çeşitli emisyon değerlerini dikkate alır. Bağımsız bir şekilde, üreticinin sağladığı bilgilerle hazırlanır. EPD’lerin hazırlanmasında Ürün Sınıflandırma Kuralları (PCR, Product Category Rules) esas alınır ve içeriği 2 sayfalık özet kısmını takip eden 12-18 sayfalık tanımlamalar ve yaşam döngüsü değerlendirmesi sonuçlarından meydana gelmektedir.

EPD nasıl uygulanır?

Çevresel Ürün Beyanları standartlar doğrultusunda belirli programlar çerçevesinde uygulanır. Bu programlar YDD – Yaşam Döngüsü Değerlendirme metodunu kullanarak çalışırlar. Ürünler veya hizmetler bu çerçeve programların uygun gördüğü sunum şekilleriyle etiketlenir.

EPD’nin hazırlanmasındaki aşamalar nelerdir?

EPD’nin hazırlanışındaki adımlar aşağıdaki gibi 3 ana başlıkla özetlenebilir:

1. İnşaat Malzemesinin ve Yaşam Döngüsünün Tanımlanması:

Malzemenin Sınıflandırılması, hazırlanmasında kullanılan malzemeler ve ürünler, imalat sürecinin açıklanması, işlenmesi, kullanım aşamasına dair bilgiler, yeniden kullanım seçenekleri

2. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi:

Söz konusu ürünün “yaşam döngüsü” boyunca, yani hammaddelerinin doğadan çıkartılıp, nihai atıklarının doğaya döndüğü ana kadar geçirdiği evrelerinin de ele alınacağı şekilde üretim ve kullanım faaliyetlerinin çevre üzerindeki toplam etkisinin değerlendirilmesidir. Bu bölümde sistemin sınır koşulları ve verilerle ilgili dokümanlar, Yaşam Döngüsü Analizi Sonuçları (Çevresel Etki Göstergeleri) yer almaktadır.

3.Doğrulama ve Onay:

Doğrulama için bağımsız 3. şahısların verifikasyonunu ve EPD programının bilirkişi kurulundan dokümanların uygunluğunu içerir.

EPD hazırlanmasında nasıl bir süreç izleniyor?

EPD’nin hazırlanması 5 aşamada özetlenebilir.

1.Aşama:

Kapsam ve iş akışının belirlenmesi

EPD’nin temeli ve sınırları oluşturulur:

• Fonksiyonel birim (Referans değeri LCA, ör: 1m3, 1m² vb.),

• Ürün seçenekleri (ortalama, örnek ürün, farklı özellikte ürünler)

• Veri toplama referans yılı belirlenir.

• Hangi yaşam döngüsü evrelerinin tanımlanacağına karar verilir.

• PCR’ların mevcut olup olmadığı kontrol edilerek yeni ürün sınıflandırma kuralları – PCR (Product Categorization Rules)’ların gerekliliği durumunda uygulanan EPD programı yöneticisiyle bağlantıya geçilir.

2.Aşama:

Veri toplanması ve hazırlanması

İlgili üretim süreci ve ürüne göre hazırlanan envanter veri toplamaya temel oluşturur. Gerekli veriler ve bilgiler şöyle sıralanabilir: Ham madde, yarı mamuller, karışımlar, enerji tüketimi, su tüketimi, emisyonlar, atıklar vb.

3. Aşama:

Ürün ve üretim tanımlarının ve açıklayıcı metinlerin hazırlanması

EPD metninin içeriği aşağıdaki konuları kapsar.

• Ürün Tanımları (kullanımı, binanın fiziksel verileri…)

• Kullanılan temel malzemeler (ham maddeleri, katkı maddeleri, malzemelerin kaynakları vb.)

• Üretim süreci (İş güvenliği ve işçi sağlığı, çevre koruma vb.)

• Ürünün İşlenmesi (çevre koruma, iş güvenliği, atıklar vb.)

• Kullanım bilgileri (malzemenin içeriği, dayanıklılığı vb.)

• İstisnai koşullar (ateş ve suya maruz kalma vb.)

• Kullanım sonrası (geri kazanım, bertaraf vb.)

• Verifikasyon (beyan edilen ürüne göre)

4.Aşama:

Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi

• Modelin hazırlanması

•Hesaplamalar: Üreticinin kontrolünde kendi temin ettiği bilgiler paralelinde hazırlanan Tanımlar ve Yorumlar.

•Yaşam Döngüsü Analizi Raporu: LCA Raporu

5.Aşama: Verifikasyon

•En son olarak Çevresel Ürün Beyan (EPD) metnini ve Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) sonuçlarını birleştirilip EPD programının gereklerine uygun forma getirilir.

• Son formunu alan doküman Verifkasyon için bağımsız 3. şahısların verifikasyonuna gönderilir.

• EPD programının bilirkişi kurulundan dokümanların uygunluğu alınır.

Farklı EPD sistemleri mevcut mudur veya tüm Avrupa ülkelerinde kabul gören ve kullanılan bir merkezi (ana) EPD sistemi bulunuyor mu?

Avrupa’da uygulanmakta olan İngiliz, Alman ve Fransız sistemleri gibi pek çok farklı EPD sistemi mevcuttur. Farklı EPD sistemlerinin uygulanması, bu konu ile ilgili olarak Avrupa ülkelerinde farklı yasal düzenlemelerin uygulanması sonucunda ortaya çıkmış bir durumdur. Avrupa Komisyonu, Avrupa genelinde eşdeğer bir uygulama sistemi oluşturulması ve ticari bariyerlerin ortadan kaldırılması için EPD sistemlerinin harmonize edilmesine yönelik yatay entegrasyon standartları oluşturmak üzere Avrupa Standartlar Komitesi (CEN)’e görev (M350) vermiştir.

EPD programına örnek: Institut Bauen und Umwelt (IBU) EPD programı

Institut Bauen und Umwelt (IBU, Alman Yapı ve Çevre Enstitüsü) inşaat malzemeleri üreticileri tarafından kurulan bir insiyatif olup üyeleri olan yapı malzemesi üreticileri ile ortak amacı sürdürülebilir binaları ilerletmek ve yaygınlaştırmaktır. Alman çevresel ürün beyan (EPD) programı/sistemi, Yapı ve Çevre Enstitüsü Derneği (IBU) tarafından yapı malzemleri üreticilerinin bir girişimi olarak yürütülmektedir.

IBU’ya göre bir EPD projesi için prosedür akışı aşağıdaki gibidir. (Şekil 3)

EPD’nin hazırlanacağı ürün belirlendikten sonra ürün grubuna ait ürün sınıflandırma kuralı (PCR)’ın mevcut olup olmadığına bakılır. Bu kurallar mevcut değil ise IBU tarafından ‘Ürün Grubu Forum’u düzenlenip ürün grubuna uygun PCR hazırlanır. Sonrasında bu kurallar ve ilgili normlar dikkate alınarak yaşam döngüsü analizi yapılır, ürünün nicel çevresel performansını açıklayıcı metinler ve grafiklerin düzenlenmesiyle gerekli doküman hazırlanır. Bu doküman format doğrulaması için bağımsız 3. şahıs verifikasyonuna sunulur.

Neden EPD?

Genel olarak ürünün çevre performansının bütünsel bir yaklaşımla şeffaflık politikası kapsamında ön plana çıkarılması üretici kuruluşların çevre bilincinin ileri düzeyde olduğunun göstergesidir. Ürün performansının açıklıkla beyan edilmesi, günümüzde öncelikli olan yeşil bina pazarlarında avantaj yaratmakla kalmayıp; Avrupa Birliği yasaları ve ihracat pazarı gereklilikleri ile uyum sağlar. Bütün bunların yanı sıra üretim ve ürün optimizasyonuna da destek sağlayan değerlendirmelerin oluşması ve inovasyon yönetimini desteklemesi önemlidir.

Yapı Malzemelerinin Değerlendirilmesinde neden EPD’ler?

Bütünsel yaklaşımla detaylı yapılan yaşam döngüsü değerlendirmesi ile DGNB, BREEAM, LEED vb. bina sertifikasyon sistemlerine de güvenilir, doğrulanmış ve sürekli ulaşılabilir sayısal veriler sağlamaktadır. Çeşitli bina değerlendirme sistemleri yapı malzemelerinin müstakil performansını değil, binanın tüm performansını dikkate almaktadır ve EPD’ler buna imkan tanımaktadır. Ürünlerin çevresel performansı ile ilgili bilgiler güvenilir ve sürekli ulaşılabilir olmalıdır. (Şekil 4)

EPD uygulamalarının getirileri şirket düzeyinde değerlendirilirse şirket içi ve şirket dışı olmak üzere getirileri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

Şirket içi:

- Üretim süreçlerindeki enerji ve malzeme akışlarında şeffaflık

- Süreçlerdeki optimizasyon potansiyellerinin tespiti

- Rekabetçi nedenlerle ürünlerin çevresel performansının sıralanabilmesi

- Model parametrelerini değiştirerek senaryo geliştirme ve proses iyileştirme imkanı

- Ürünün binanın yapısına toplam etkisinin incelemesi

Şirket dışı / Pazar stratejisi:

- Pazarlama aracı

- Doğrudan rekabet için Avantaj

- EPD ile seçkin EPD programları ile deklarasyon yapmak şirketin çevreci bilincini gösterir.

- Sertifikasyon için yeterli veri tabanına erişim

EPD’lerin hazırlandığı ürün yelpazesi

EPD’ler çeşitli programlara göre hazırlanabilir. Örneğin, IBU EPD programında yayınlanmış EPD’lerin bağlı olduğu ürün grupları aşağıdaki gibidir: Banyo ve sıhhi tesisat malzemeleri, zemin kaplamaları, çeşitli kaplamalar, binalar için metaller, çatı ve cephe, çatı ve su yalıtım membranları, yalıtım malzemeleri, zemin kaplama yapıştırıcıları, fiber cam kafesler, ahşap malzemeler, duvar elemanları, sıva ve harç, lamine plastikler, kereste, masif ahşap, duvar ve tavan kaplamaları v.b.

Yine IBU EPD programında şu an için mevcut PCR’lar ise şöyle listelenebilir: Yapı metali, çatı döşemesi, kiremit, fiber (elyaflı) çimento, yer kaplaması, suni kereste, odun çimentosu, kireç kumu taşı, hafif beton, hafif destek malzemesi, metal kurulum malzemeleri, mineral izolasyon maddesi, mineral harç, hazır beton, köpük plastikler, laminant malzeme, fayans v.b.

Çevre etiketleri ürünlerin ya da hizmetlerin birbirleriyle karşılaştırılmasına olanak tanır mı?

Tip 3 çevre etiketleri benzer işlevlere sahip ürünleri ve hizmetleri aynı kurallar çerçevesinde değerlendirir. Bu sayede, değerlendirme ölçütleri aynı olan ürün ya da hizmetler birbirleriyle karşılaştırılabilir.

EPD uygulamalarına yönelik ulusal ve uluslararası yönetmelikler ve yasal zorunluluklar var mıdır?

Avrupa’da yapı malzemesi üreticilerinin ürünleri için EPD temin etmeleri şu anda zorunlu değildir. Mevcut uygulamaya göre EPD’lerin hazırlanması gönüllülük esasına dayanmaktadır; ancak yakın gelecekte karbon ayak izi veya sürdürülebilir kaynak tüketiminin izlenebilmesinde kullanılacak göstergeler bakımından gerekli olacak güvenilir verilerin sağlanabilmesi için zorunluluk haline gelecektir. Yasal düzenlemelerle ilgili çalışmalar halen devam etmekte olup bu çalışmaların kısa sürede tamamlanması planlanmaktadır.

Avrupa Birliği’ndeki mevcut yasal durum nedir? Bu yasal düzenlemelerin kapsamı ve uygulaması ile ilgili detaylar nelerdir?

Avrupa ülkelerinde farklı EPD sistemleri uygulamaları bulunmaktadır. Bu çeşitlilik, Yapı Malzemeleri Direktifi’nin uygulanmasına (Construction Product Directive, CPD 1989) bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Yapı Malzemeleri Direktifi (CPD) 6 temel gereklilik (ER) öne sürmektedir. Bunların ER 3 koşulu çevre, sağlık ve güvenlik konularını kapsamaktadır; ancak bu koşullar ulusal düzeyde yapılan farklı düzenlemeler nedeniyle direktiften farklı şekilde uygulanabilmektedir; çünkü direktifler, sistemlerin uygulama şemaları hakkında bilgi veren yol gösterici dokümanlar olup zorunluluk belirten hükümler içermemektedirler. Buna bağlı olarak bu direktifler ülke bazında farklı şekillerde uygulanabilmekte ve Avrupa genelinde farklı EPD sistemi uygulamaları ortaya çıkmaktadır. Bu durumun sonucunda 2005’te Avrupa Komisyonu yapı malzemelerinin çevresel özelliklerine yönelik bir harmonizasyonun gerekli olduğuna karar verip Avrupa Standartlar Komitesi (CEN)’e M350 görevini vermiştir. Bu süreçle paralel olarak Yapı Malzemeleri Direktifi (CPD)’nde revizyona gidilmiştir. Bu bağlamda, revize edilmiş yeni Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’nin (Construction Products Regulation, CPR COM 2008) onaylanmasının ardından iki yıllık bir geçiş süresi tanınarak bu sürenin sonunda Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamında belirtilen esasların uygulanması zorunlu hale gelecektir.

EPD’lere yönelik diğer Avrupa Standartları ve Ürün Sınıflandırma Kuralları (Product Categorization Rules, PCR) ile ilgili temel esaslar (prEN 15804) aşağıdaki tablodan da görüldüğü gibi halen onay aşamasında bulunmaktadır. (Tablo 1)

EPD’lerle İlgili Türkiye’deki Yasal Durum

Türkiye’deki mevcut yasal durum Avrupa’dakiyle aynı olup, ulusal yönetmelikler seviyesinde EPD’lerin hazırlanması zorunlu değildir; ancak EPD’ler pazarlama amacıyla kullanıldığında yararlı araçlar meydana getirmektedir. Yakın gelecekte Avrupa’da uygulanacak olan yasal düzenlemeler ve zorunluluklar gözönünde bulundurulduğunda, Avrupa pazarına ürün ihraç eden firmalar için EPD’ler kaçınılmaz olacaktır.

İnşaat malzemesi üreticilerinin ürünleri için EPD temin etmeleri zorunlu mudur? EPD’lerin hazırlanması şu an için gönüllülük esasına dayansa da inşaat malzemesi üreticileri, EPD’leri yalnızca yasal gerekliliklerle uyumlu olabilmek amacıyla değil; aynı zamanda yeşil pazarlara giriş sağlayacak bir araç olarak da kullanmalıdır.

Standartlarda/Yönetmeliklerde EPD’ler:

Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2002’den başlayarak çeşitli aralıklarla ilgili çalışma gruplarında farklı çevre etiketleri ile çevresel ürün beyanları ve çevre yönetim sistemleri (EMAS) arasında sinerji yaratılmasına çabalanmıştır. Hatta çevre etiketlerinin entegre ürün politikaları için de birer araç haline gelmesi hedeflenmiştir.

İnşaat sektörü genel kavramlar ve uygulamalar bazında Avrupa Birliği düzeyinde Yapı Malzemeleri Direktifi (Construction Products Directive, CPD)’ni temel almaktadır.

Direktif (89/106/EEC) 1989 yılından bu yana, Avrupa birliği düzeyinde inşaat ürünlerinin piyasaya arzını düzenler. Ulusal düzeyde yayınlanan yönetmeliklerle de diğer yükümlülükler belirlenir. Örneğin Almanya’da 1992 yılında, Yapı Ürünleri Kanunu (BauPG) ile Yapı Malzemeleri Direktifi (CPD) ulusal hukuka dönüştürülmüştür. Burada belirtilen 6 kritik temel gereklilik ise mekanik direnç ve kararlılık; yangın önleme; hijyen, çevre ve sağlık; kullanım sırasında güvenlik; gürültü önleme; enerji verimliliği ve ısı yalıtımıdır. Bu temel gerekliliklerin Avrupa standartlarıyla (hEN) veya Avrupa teknik onayı (ETA) üzerinden harmonize edilmesi gerekmektedir.

Bu sebepledir ki yeni bir yaklaşımla Avrupa ortak pazarında ticarette teknik engelleri ortadan kaldırmak için sınırlı sayıda temel şartların ulusal mevzuatlarda harmonize edilmesi gerektiği öngörülmüştür. Böylece inşaat malzemeleri için gerekli temel çalışma gerekliliklerini tanımlayacak Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’nin (Construction Products Regulation, CPR) Yapı Malzemeleri Direktifi’nin (CPD) yerine geçmesi ve söz konusu olmuştur.

Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’nin 7 no’lu temel çalışmasının gereklilikleri doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını ve ilgili parametrelerin açıklanmasını öne sürer ki bu da Çevresel Ürün Beyanları’nca gerçekleştirilebilir/mümkündür.

Bu çalışmaları global düzeyde destekleyen normlara bakıldığında ise güncel Bina Sertifikasyon Sistemlerine yönelik çalışmalar olduğu gözlemlenmektedir. Binanın çevre performansını değerlendirirken, inşasında kullanılan malzemeler düzeyinde çevre performansının dikkate alınması gerekmektedir. Malzeme yani ürün seviyesinde güvenilir ve sürekli ulaşılabilir detaylı bilgiyi Çevresel Ürün Beyanları (EPD) sağlayacaktır.

Kaynakça

CPD 1989 Council Directive 89/106/EEC of 21 December 1988 on the approximation of laws, regulations and administrative provisions of the Member States relating to construction products (Construction Product Directive)

ECO Labels Different eco-label examples: http://www.ecodesign.at/umsetzung/umweltzeichen/index.en.html

ISO 14020 (2000, September 15) Environmental Labels and Declarations - General Principles. Cenevre, İsviçre.

ISO 14025 (2006, July 1) Environmental Labels and Declarations - Type III Environmental Declarations - Principles and Procedures. Cenevre, İsviçre.

ISO14050 (2009, February 15). 14050. International Standard - Environmental Management - Vocabulary. Cenevre, İsviçre.

CPR COM 2008 Regulation of the European Parliament and of the Council Laying Down Harmonised Conditions for the Marketing of the Construction Products, Commission of the European Communities, Brussels, 23.5.2008, COM(2008) 311 final, 2008/0098 (COD)

EPDSumm 2010 The Norwegian EPD Foundation. (2010, Şubat). EPD in Summary. Mart 4, 2011 tarihinde The Norwegian EPD Foundation: http://www.epd-norge.no/getfile.php/PDF/EPD%20-%20information%20in%20English%202010.pdf

Vokalders&Block Vokalders, B., & Block, M. (2010) The Whole Building Handbook How to Design Healthy, Efficient and Sustainable Buildings. Londra: Earthscan.

CEN Tec.Workshop http://www.cen.eu/CEN/Sectors/TechnicalCommitteesWorkshops/ CENTechnicalCommittees/Pages/WP.aspx?&/TC+350


Yorumlar

turan 15 Şubat 2013

gayet güzel sunu

Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)