Su Döngüsünün Hikayesi Confluence Park

Bu sayımızın kapak konuğu bir kamusal alan projesi olan Confluence Park. 27 yıldır AIA Çevre Komitesi'nin sosyal, ekonomik ve ekolojik değere ilişkin zorlu kriterlerini karşılayan projeleri öne çıkardığı program olan 2023 COTE® Top Ten'de ilk on proje arasında yer alan Confluence Park, kamusal alan uygulamalarında mükemmel sürdürülebilirliğin sınırlarını çizer nitelikte. 

Confluence Park

Lake|Flato Architects, Rialto Studio ve Architectural Engineering Collaborative ile iş birliği içinde Matsys tarafından tasarlanan Confluence Park, kentsel ekolojiyi ve gelişimi vurgulamayı amaçlıyor. Parkın unsurları arasında 3,5 dönümlük yerel bitki örtüsü, 185 metrekarelik çok amaçlı bina, 558 metrekarelik merkezi pavyon ve parkın her yerine dağılmış üç küçük "uydu" pavyonu bulunmakta. Confluence Park, Teksas'ın ekotiplerini keşfetmek ve kentsel gelişimin su havzaları üzerindeki etkisini anlamak isteyen insanlar için bir öğrenme laboratuvarı oluşturmak üzere tasarlanmış canlı bir proje.

Confluence Park

Bu park, San Antonio Nehri'nin kıyısında konumlanarak ülkenin en büyük kentsel çevre restorasyon projelerinden biri olma özelliğini taşımakla birlikte, koşu, bisiklet ve kürek parkurları ile etkileyici bir giriş kapısı görevini üstleniyor. Projenin arkasındaki müşteri, San Antonio Nehri Vakfı. Vakfın amacı ise San Antonio Nehri Havzası'nı kültürel, eğitimsel,ekolojik ve eğlence dolu bir deneyim merkezi haline getirmek. Tasarım süreci, Teksas'ın yerel ekolojik sistemleri, nehir dinamikleri, su havzasının korunması ve doğal kaynakların önemi gibi ana konulara odaklanan bir proje yönergesiyle şekillenmiş. Vakfın hedefi, olağanüstü açık hava eğitim programları sunan, bir nehir erişim portalı oluşturmak olmuş. Ancak proje, beklentilerin ötesine geçerek San Antonio topluluğu için bir hedef haline gelmiş. Park, Mart 2018'de açıldığından bu yana 350'den fazla program, 70 okul ve 75 kar amacı gütmeyen ortakla iş birliği yaparak 32.000'den fazla öğrenci ve kayıtlı kişiyi ağırlamayı başarmış. 

Confluence Park

CONFLUENCE PARK, TEKSAS'IN EKOTİPLERİNİ KEŞFETMEK VE KENTSEL GELİŞİMİN SU HAVZALARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ ANLAMAK İSTEYEN İNSANLAR İÇİN BİR ÖĞRENME LABORATUVARI OLUŞTURMAK ÜZERE TASARLANMIŞ CANLI BİR PROJE.


Park, San Antonio Nehri ile San Pedro Deresi'nin birleştiği stratejik bir noktada bulunuyor ve bu birleşim noktası, tasarımın her detayına su, ekoloji ve kültürün birleşimini entegre etmiş durumda. Parkın büyük ölçekli tasarım ögeleri, Güney Teksas bölgesindeki beş bölgesel peyzaj ekotipinin bir araya gelmesini simgelerken, pavyonun "yaprakları" gibi detaylar ise bitki yapılarından ilham alarak çiy ve yağmur suyunu köklere yönlendiriyor. Ayrıca, beton zemin desenlerinde kullanılan çizgiler su yollarının akışını ve birleşimini anımsatma amacını taşıyor.

Confluence Park

Confluence Park'ın temel özelliği, katılım ve iş birliği ruhuyla şekillenen bir DNA'ya sahip olması. Geçmişte harap bir endüstriyel alan olan yer, sürdürülebilir ve düşük etkili bir kamusal alan oluşturmak amacıyla tasarlanarak, vatandaşlar, ziyaretçiler, öğrenciler ve toplum üzerinde ileriye dönük bir etki bırakacak şekilde dönüştürülmüş. Araziye hafifçe yaslanacak şekilde özenle tasarlanmış beton yapraklardan inşa edilen BHP Pavyon (ana pavyon) yağmur suyunu toplayarak bir su toplama sistemine yönlendiren geometri oluşturuyor.

Confluence Park

Park genelindeki pavyonlar gölge ve barınak sağlarken aynı zamanda ziyaretçilerin Confluence Park'taki su döngüsünü ve bunun San Antonio Nehir Havzası ile doğrudan ilişkisini görselleştirmelerini sağlıyor. Merkezi pavyon, 22 beton "yaprak"tan oluşuyor. Bu beton yaprak gölge sağlıyor ve yağmur suyunu parkın kanalizasyon iletimi ve sulama ihtiyaçları için kullanılan yer altı sarnıcına yönlendirmek üzere bir tonoz ağı oluşturuyor. Merkezi pavyonun geliştirilmesi, müşterinin su tasarrufu konusunda çevre eğitimi sağlama misyonunu iletmeye yardımcı olacak, ilham verici ve istek uyandıran bir alan yaratmaya odaklanmış. Biyomimetik prensiplerden ilham alınan pavyon geometrisi, bazı bitkilerin yağmur suyu ve çiy toplamak ve suyu kök gövdesine doğru yönlendirmek için çift kıvrımlı yapraklar kullanmasından esinlenmiş. Yağmur suyunu toplayarak yaprakların sütun şeklindeki tabanlarına ve oradan da merkezi bir yer altı sarnıcına yönlendiren modüler bir beton "yapraklar" sistemi geliştirilmiş.


BİYOMİMETİK PRENSİPLERDEN İLHAM ALINAN PAVYON GEOMETRİSİ, BAZI BİTKİLERİN YAĞMUR SUYU VE ÇİY TOPLAMAK VE SUYU KÖK GÖVDESİNE DOĞRU YÖNLENDİRMEK İÇİN ÇİFT KIVRIMLI YAPRAKLAR KULLANMASINDAN ESİNLENMİŞ.


Ana malzeme olarak beton kullanılmış. Beton, yüksek karbon etkisine sahip bir malzeme olmasına rağmen, müşterinin 100 yıllık inşaat hedefine ulaşmak için dayanıklı bir çözüm olarak tercih edilmiş. Binanın ayak izi, karbon etkisini dengelemek ve peyzaj restorasyonu ile yerinde karbon yakalamak amacıyla küçük tutulmuş. Karbon Nötr Yapı aracını kullanarak, mevcut doğal peyzajın toprağının, binanın ve yaprakların yerleşik karbon A1-A3 emisyonlarının %87'sini 20-50 yıl içinde telafi edeceği tahmin ediliyor. Çok amaçlı Estela Avery Eğitim Merkezi binası, park olanaklarına ve pavyona açılan bir sınıf/etkinlik alanına ev sahipliği yaparak iç ve dış mekan arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. 

Confluence Park

Yeşil çatı, pasif ısıtma ve soğutma için termal kütle sağlarken, fotovoltaik panellerin parkın enerji ihtiyacının %100'ünü karşılaması amaçlanmış. Başlangıçta, sadece fanların kullanılmasıyla konfor ve temiz hava ihtiyaçlarına odaklanılsa da sınıf alanındaki nem kontrolü ve yıl boyunca konfor sağlamak için mekanik ısıtma ve soğutma sistemleri devreye alınmış. Müşterinin net sıfır enerji hedeflerini sürdürme amacıyla, tasarım ekibi termostat programlamalarını devreye alarak mekanın kullanılmadığı zamanlarda enerji verimliliğini artırmak için ayar noktaları oluşturmuş. 

Confluence Park

Ayrıca, sürgülü cam kapılar açık olduğunda klimanın otomatik olarak kapanmasını sağlamak için sürgülü kapılara bir anahtar entegre edilmiş. Bina ve yer şekilleri, su döngüsünün hikayesini anlatmakta ve su havzasının korunması ve restorasyonuna yönelik stratejileri göstermektedir. Pavyonu geometrisi, biyomimetik  prensiplerini kullanarak doğadan ilham alır; bitkilerin yağmur suyunu konsolide etmek ve toplamak, daha sonra ise onu kök gövdesine yönlendirmek için çift kavisli yaprakları taklit eder. Pavyonu oluşturan modüler beton "yapraklar" sistemi, yağmur suyunu toplar ve bunu yaprakların sütunlu tabanlarına ve merkezi bir yer altı toplama havzasına yönlendirir.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)