AVM’ler Artık Kapalı Kutu Kabuk Mantığı İle Çözülmüyor
Görkem Volkan
Mimar
İç mekandaki tasarımı homojen olarak tüm AVM’ye yaymak yerine, marka karması, müşteri profili gibi etmenlerle tasarımı da çeşitlendiriyoruz aslında.
MDArch Mimarlık’ın tasarım anlayışından ve uyguladığı AVM projelerinden bahseder misiniz?
MDarch Mimarlık meslek pratiği olarak, Alışveriş Merkezi, Ofis ve Konut projeleri üzerinde çalışıyoruz. Bu aslında Türkiye’deki kullanıcı ve yatırımcıların talepleri doğrultusunda gelişen bir proje çeşitliliği. Şu ana kadar çeşitli ofis ve konut projelerinin yanı sıra; Palladium Antakya, İstanbul AtlasPark, WaterGarden İstanbul ve ParkAdana projelerini tamamladık. Bunların içinde son ikisi 2016 yılında açılacaklar.
Alışveriş merkezi gibi yarı kamusal, ticari projelerde, ticari alanlar ile müşteri alanları arasındaki ilişkinin olabildiğince birbiri ile iyi bir iletişim içinde ve de mağaza karması ile müşteri profili kombinasyonunun doğru hedefler halinde olması birincil önceliğimiz. Bir diğeri ise; bildiğiniz gibi alışveriş merkezleri artık 10 yıl öncesindeki kapalı kutu kabuk mantığı ile çözülmüyor, neredeyse sokağın bir devamı niteliğinde olması, AVM’nin kullanım yüzdesini oldukça artıran bir etmen, biz de tasarımlarımızda sosyal hayattan, sokaktan kopmadan, tasarımı bu iki mekan arasında uzlaşmacı bir eşik olarak kullanmaktayız. Şu ana kadar yaptığımız pratikten ve geri dönüşlerden bu konuyu doğru ele aldığımızı görmekteyiz.
AVM kullanıcılarının internette edinemeyeceği konseptler geliştirmek bunu tasarlamak mimarlara düşen rolü de artıracaktır.
AVM yatırımlarında mimari tasarım süreçleri nasıl gelişiyor? İşverenlerin talepleri neler oluyor?
Kullanıcılar olarak sadece dolaşım alanları göz önünde olsa da, AVM yapıları; kiralanan, teknik ve müşteri alanlarının bir bütünüdür. Tasarımda tabii kiralanan alanların azlığı çokluğu önemli bir aktör olsa da, bu alanların teknik olarak iyi beslenmesi ve müşteri dolaşım alanlarına da iyi servis veriyor olması elzem bir konu. Bu üç mekanın doğru iletişimde olması, AVM’de olmak isteyen markaların da, burada alışveriş yapmak isteyen tüketicilerin de seçimleri konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Bu sebeple doğru planlama Mdarch Mimarlık olarak çok önem verdiğimiz bir konu. İşveren istekleri de aslında yukarıda bahsettiğim konuların devamı niteliğinde, tabii en çok üzerinde durulan konu kiralanan alan metrekaresi ve dış alanların kullanımı.
Günümüz AVM mimarisindeki değişimi nasıl yorumluyorsunuz? (İstanbul ve yerel)
İlk örneklere baktığımızda, AVM yapıları kendi içlerinde yarattıkları sosyal hayat ile sokaktaki sosyal hayat arasında sınırlayıcı bir kabuk oluşturuyordu fakat zamanla bu algı değişti, artık AVM’ler sokağın devamı gibi tasarlanıyor ki bu bizim de önem verdiğimiz bir tasarım kriteri.
AVM iç mekan tasarımlarında sizin için önemli tasarım kriterleri nelerdir? (Malzeme, akustik, renk, doku vb. Hassasiyetleriniz)
İç mekandaki tasarımı homojen olarak tüm AVM’ye yaymak yerine, marka karması, müşteri profili gibi etmenlerle tasarımı da çeşitlendiriyoruz aslında. En çok önem verdiğimiz konu ise, bu mekanda zaman geçiren hem tüketici hem de çalışanların kendilerini bir çeşitliliğin içinde bulmaları yani günün çeşitli zaman dilimlerini değerlendirebilecekleri farklı konseptte alanlar sunmayı önemsiyoruz.
Malzeme seçiminde AVM İşletmelerinin öncelikleri bizim için önemli bir unsur, genel olarak cam, paslanmaz gibi endüstriyel malzemeler ile birlikte ahşap, doğal taş gibi daha sıcak malzemeleri birlikte kullanıyoruz.
Akustik yalıtım ve akustik iletim, bu konu artık bizim form ve malzemede deneyim kazandığımız bir konu, dolayısı ile tavan ve galeri alanlarını tasarlarken nelerin öncelikli olduğunu çok çabuk saptayabiliyoruz.
AVM mimarisinde değişim ve dönüşümün, kent ve sosyalleşme olgusu üzerinden değerlendirildiğinde önümüzdeki dönemde bu değişim ne yönde olacaktır?
Alışveriş merkezleri artık günümüzde alışverişin ötesinde bir şeyi temsil ediyor. İnsanların günlerinin belirli zamanlarını geçirdikleri, misafirlerini ağırladıkları sosyal alanların bir bütünü. Yapılan konut projelerine baktığımızda, alanlar küçülüyor bu da demektir ki; insanların ev içinde değil ev dışındaki bir yerlerde vakit geçirme pratiği artıyor. Mesleki pratiğinin büyük kısmı ticari projelerden oluşan bir mimar olarak şunu söyleyebilirim: Teknolojinin internet üzerinden alışverişe sınırsız olanak sağlaması, insanların ekran başından ya da telefonları ile alışveriş yapmalarının kolaylaşması, AVM’lerin giderek daha çok sosyal ve eğlence alanlarına dönüşmesini hızlandıracaktır. Bunun dışında AVM kullanıcılarının internette edinemeyeceği konseptler geliştirmek bunu tasarlamak mimarlara düşen rolü de artıracaktır. Şu sıralar üzerinde çalıştığımız projeler için de buna benzer örnekler bulunmaktadır.