Bugün Akıllı Bina Dedikleri

Akıllı binaların ortak özelliği ısıtma, soğutma, havalandırma, güvenlik gibi birçok ihtiyacını merkezi ve ileri teknoloji sistemlerle çözen yapılar olmaları. Ancak akıllı bina olmak için bu ihtiyaçların ayrı ayrı ele alınması yetmiyor, topluca bir merkezden kontrol edilebilmesi de gerekiyor. İşte bu, akıllı bina sistemlerini çok bileşenli kontrol sistemleri olarak değerlendirebileceğimiz sonucunu veriyor. Bundan da yeni bir ortak özellik doğuyor: özellikle büyük kapasiteli AVM, gökdelen gibi binalar, akıllı bina sistemlerine ihtiyaç duyuyor.

Kavrama girişte bahsettiğimiz gibi, bütünüyle entegre çok bileşenli teknolojik sistemlere sahip 3 tanıdık binayı incelediğimiz derlememizde, bu binalara kolay algılanabilirlik için “akıllı bina” diyeceğiz. Bu binaların ortak özelliği ısıtma, soğutma, havalandırma, güvenlik gibi birçok ihtiyacını merkezi ve ileri teknoloji sistemlerle çözen yapılar olmaları.

Ancak akıllı bina olmak için bu ihtiyaçların ayrı ayrı ele alınması yetmiyor, topluca bir merkezden kontrol edilebilmesi de gerekiyor.

DEPREM GÜVENLİĞİ

150.000 tonluk dev bir kütleden oluşan Polat Tower’ın bünyesindeki sistemlere baktığımızda ilk dikkat çeken deprem algılayıcıları, bu binada güvenlik konusunun ön planda tutulduğuna işaret ediyor. Bina, konumu ve mimari yapısı ile çok şiddetli depremlerden bile etkilenmeyecek şekilde tasarlanmış. Binanın temeli ve içinde bulunan deprem algılayıcıları, depremin önceden algılanarak otomasyon sisteminin devreye girmesini sağlıyor. Bu sayede elektrik, gaz ve su sistemi güvenli düzeye çekiliyor, ayrıca anons ile insanların deprem sırasında uyanık olmaları sağlanıyor. Aynı zamanda bu algılayıcılar bina için önemli bilgiler kaydediyor. İnsanlar tarafından hissedilmeyen küçük sarsıntıları ve binanın bunlara karşı gösterdiği tepkileri ölçerek olası büyük sarsıntılar için binanın düzenlenmesini sağlıyor.

ELEKTRİK, ISITMA VE SU SİSTEMLERİ

1.600 KWA’lık 2 adet trafosu bulunan binanın yüksek gerilim iletiminde ise Busbar türü modüler kablolar kullanılmış. Elektriği klasik kablo bağlantıları yerine Busbar sistemi ile iletmenin binaya sağladığı önemli avantajlar bulunuyor. Birbirine geçmeli küçük modüllerden oluşan bu sistem sayesinde herhangi bir problem -örneğin olası bir deprem- anında modül kopuyor ve elektrik kesiliyor.

Elektrik kesintisi durumunda binayı tam kapasitede besleyecek güce sahip 3 adet jeneratörden ikisi konutlar için, diğeri mağazalar için ayrılmış. Kesinti anında bu jeneratörler 7 saniye içerisinde tam güce ulaşıp otomatik olarak binayı beslemeye başlıyor. Bu kısa kesinti sırasında bilgisayarlarda veri kaybı olmaması için bina 150 KWA’lık UPS sistemi ile destekleniyor.

Her konutun elektrik sarfiyatını kontrol eden akıllı sayaçlar, aynı zamanda binanın elektronik sistemleriyle bütünleşik olarak çalışıyor. Elektrik kullanımında elektriği ayrı, jeneratör kullanımında ise jeneratörü ayrı olarak ölçtüklerinden, kullanıcı, konutta bulunmadığı zamanlardaki jeneratör kullanımlarından doğacak ödemelerle karşılaşmıyor.

Genellikle binanın altında bulunan kazan dairelerinde meydana gelebilecek bir problem esnasında tahliye işlemi olanaksız olduğundan Polat Tower’da kazan dairesi üst katta tutulmuş ve bu sayede büyük bir önlem alınmış. Burada bulunan 4 adet 1.100.000 kilo kalorilik kazan, kullanım ihtiyacına göre çalışma düzeylerini otomatik belirleyip enerji tasarrufu sağlayabilmeleri sayesinde ‘akıllı’ olma özelliğinde ve senkronize çalışıyor.

Sıcak su, daire kullanımda olduğu zamanlar ya da özellikle sıcak tutulmaya programlandığında içeriye, aksi takdirde kapının etrafından dolaşarak kullanımda olan daireye gidiyor. Daire içinde dolaşırken içerdeki suyu ısıtarak geçtiğinden sıcak su içeriyi terk ettikten sonra bile daire termos gibi ısıyı koruyabiliyor. Dairelerin girişinde ve çıkışında bulunan ısıölçerler sayesinde sıcak suyun daireye giriş ve çıkışı arasındaki fark kadarı sisteme işleniyor ve sadece ısınıldığı kadarı ödeniyor.

Polat Tower, 2.500 m³ hacmi ile 1,5 ay yetebilecek bir su tank sistemine sahip. Su seviyesi elektronik ortamda izlenmekte ve herhangi bir müdahaleye gerek olmaksızın otomasyon bilgisayarları tarafından gerekli dolum ve kontroller yapılıyor. Bina içerisindeki tüm su dolaşımı da aynı şekilde elektronik olarak izlenebiliyor. Bilgisayar sistemi, su dolaşımındaki herhangi bir problemi otomatik olarak algılayıp servisi anında harekete geçiriyor.

Bina içerisine giren su çok iyi bir arıtma sisteminden geçerek klordan ve mikroorganizmalardan arındırılıyor. Tamamı kılıflı bakır borular yüksek hijyen sağlıyor.

ASANSÖRLER VE OTOPARK

UPS beslemeli asansörler, otomasyon sistemi sayesinde kullanım alışkanlıklarını takip edebiliyor. Örneğin, her sabah 7'de 20. kattaki konutundan çıkan bir konut sahibi birkaç gün sonra sistem tarafından otomatik algılanıyor ve asansör tam vaktinde onu hazır bekliyor. Veri bankasında biriken bu istatistik sayesinde de tehlike anında asansörler en çok ziyaret edilen katlara otomatik yönelerek tahliye işlemini hızlandırıyor. Ağırlık kontrollü asansörler, dolduğu anda diğer katlara uğramadan ilk istasyona doğru yönelerek zaman kaybını önlüyor. Yanlış kat düğmesine basıldığı zaman iptal edilebildiğinden, yine zaman tasarruf sağlanmış oluyor.

Araçlarına takılan özel kart sayesinde konut sahipleri, otopark giriş çıkışlarında bekleme sorunu yaşamıyor, aynı zamanda gerekli ödemeler de otomatik olarak yapılıyor.

DAİRE İÇİ OTOMASYON

Dairelerde kullanılan cihazlar ile birçok farklı programlama yapılarak daire içi yönetim sağlanabiliyor. Kapılar “access kart” ile açılıyor; “access kart” ile daireye giriş yapıldığı anda elektrik, su, gaz ve ısıtma sistemleri otomatik olarak harekete geçip ayarlanan düzeylerde devreye girerler.

Arıza durumunda daire içine girilmeksizin dışarıdan tamir edilebilmesi de bu sistemlerin kullanıcıya sağladığı önemli avantajlardan.

SİSTEMLERİN ÇALIŞMA BİÇİMİ

Bina içindeki tüm sistemler o anki çalışma durumlarını otomatik olarak bina sistem merkezine bildiriyor. Bu sayede arıza durumunda sistem otomatik olarak yetkili personeli arızalı bölgeye yönlendiriyor. Bu sistemler elektronik kontrolün dışında mekanik kontrollerle de desteklenerek çalışma ve güvenlik seviyesi maksimuma getirilmiş. Elektronik sistemin arızalanması veya tamiri esnasında geçen kısacık zamanda bile oluşabilecek herhangi bir risk, mekanik ve analog kontroller sayesinde önlenir ve gerekli güvenlik düzeyi sağlanıyor.

Isıtma/soğutma sistemi istenilen şekilde programlanabiliyor. Belli bir ısıyı sürekli muhafaza edebildiği gibi günün belirli saatlerinde farklı ısılara da programlanabiliyor. Daire sistemi 3 temel programda çalışıyor, ancak daire sahipleri bu programların dışında kendi özel programlarını da yapabiliyor.

Kullanıcının daireyi kısa süreli terkettiği durumlarda stand-by modunda çalışarak +-6 derecede kontrol sağlanıyor. Stand-by modunda sistem ekonomik moda yakın değerlerde çalışıyor, fakat suyu ve elektriği kesiyor (buzdolabı, akvaryum vb. kesilmesi istenilmeyen aksamlar dışında). 3. program olan OFF modunda ise tüm elektrik, ısı, su sistemleri kapanıyor. Bu sayede konutlarının kullanılmadığı durumlarda daire sahipleri herhangi bir masraf ödemek durumunda kalmıyor. Aşırı düşük ısılarda bina sisteminin donmaması için sistem yine bir güvenlik önlemi olarak küçük değerlerde ısıtmalar yapıyor.

Aşırı soğuk havalarda klima sistemiyle ısınmaya programlanmış olsa bile yeterli gelmediğinden, sistem dairenin ısınamadığını algılayarak yine otomatik olarak radyatörleri devreye sokuyor. Sıcak su dairelere girip radyatörlerden geçerek ısıyı istenilen seviyeye getiriyor.

Binanın genel ısıtma/soğutma sistemi kullanılabildiği gibi her daire için ayrı olarak tasarlanmış ısıtma/soğutma sistemi de kullanılabiliyor. Böylece daire sahipleri, dairelerde bulunmadıkları zamanlarda ortak kullanım gideri adı altında bir giderle karşılaşmıyor, kullandığı kadarını ödüyor.

Daire içindeki kirli hava binanın genel egzoz sistemiyle dışarı atılıyor ve içeri temiz hava alınıyor. Bu sırada yine ısı tasarrufu sağlamak için, giren hava çıkan havanın içinden kılcal damarlar gibi geçiriliyor. Böylece, örneğin kış aylarında dışarıdaki çok soğuk hava içeri alınırken dairedeki sıcak hava ile karşılaşarak içeriye ısınarak giriyor. Aynı şekilde yaz aylarında da bu durumun tam tersi geçerli oluyor; böylece oldukça yüksek oranda ısı tasarrufu sağlanıyor.

Dairedeki davlumbaz yüksek kademelerde çalıştırıldığında, otomasyon sistemi daire içerisinde yoğun koku olduğunu anlayıp egzoz sistemini uyarıyor ve devreye giren egzoz sistemi davlumbaza yardımcı olarak daireyi havalandırıyor.

Koridor lambaları kapı “access kartları” ve asansörlerle bütünleşik çalışıyor; dairelere girilip çıkılırken belirli bir süre yanıp söndüğünden ortak kullanım maliyetleri minimuma indirgenmiş oluyor.

Her dairede bulunan yangın algılayıcıları ve otomatik söndürücüler, uyarı algılandığında çeşitli senaryolar dahilinde devreye giriyor: Önce daire içine anons yapılıyor, daha sonra otomasyon sisteminin gücü sayesinde o anki durum için en iyi plan otomatik olarak hesaplanıp devreye giriyor.

Banyolarda bulunan kendinden ısıtıcılı Boiler, 2,5 gün boyunca bir termos gibi kendi ısısını koruyabiliyor. Soğumaya başladığında ise kendi ısıtıcısı devreye girerek su ısısını sabitliyor. Kapasitesini aşan bir kullanım olduğunda bina otomasyon sistemine sinyal yollayarak sıcak su talep ederek duş yapmakta olan kullanıcıya hiçbir şey hissettirmeden duşuna devam etme imkanı veriyor. Boiler ayrıca, kullanılmadığı bazı zamanlarda otomatik olarak devreye girip kendi ısısını yükselterek kendini mikroorganizmalardan arındırıyor.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)