Dolmen Shelter Yorumu Taş Formunda Konuk Odaları Tasarlıyor
Kardeş olan Davit ve Mary Jilavyan, kısmen Moskova’daki konut komplekslerinden esinlendikleri taş formunda konuk odalarına sahip butik bir otel hayal etti. Dolmen Shelter olarak tanınan proje, ikilinin bir gün yapı endüstrisindeki arkadaşlarının gerçeğe dönüştürdüğünü görmeyi umdukları kurgusal bir yorum.
Otel 100 – 120 metrekarelik bir arazi üzerinde 35 metrekareden 55 metrekareye kadar değişen ölçülere sahip. Davit ve Mary’nin dediklerine göre bu fikir evlerinin yakınlarında yürürken üç adet taştan oluşan bir peyzaj tasarımı görünce akıllarına geldi. Yapılar neolitik çağdan kalma, taş gömütler olarak bilinen tek odalı megalitik mezarları anımsatıyor.
Projede en azından üç küçük taş formunda misafir süitine sahip mini bir hotel tasarlanıyor. Projeyi eşsiz kılmak için ekibin farklı bloklardan yapılmış binalar yerine seçtiği bir tasarım. Amaç, modern şekillere ve camlara öncelik veren modern ev tasarımlarından uzaklaşmak ve bunun yerine daha organik şekillere odaklanmak. Her bir taş formundaki süit güçlendirilmiş betonarmeden yapılıyor ve doğal taş izlenimi vermek için plaster ile kaplanıyor. Çok küçük birkaç penceresiyle bir mağaranın atmosferini yansıtıyor.
Kırmızı aydınlatma arkeologların hala var olmalarının arkasındaki nedenleri ve inşa metotlarını tartıştıkları antik taş gömütleri karakterize eden aynı gizemi çağrıştırıyor. Ekip bu seçimin, insanları bu rahatsız edici yaş yapılara çeken tüm özellikleri ve büyüleyici yabancılaşmayı bilinçli olarak ima ettiğini söylüyor.
Kapıyı işaret eden, giriş alanıyla siyah dikdörtgen bir öğe, her bir süitin içine yerleştirilirken basit, minimalist eşyalar, aşırıya kaçmaksızın konforlu yaşamak için yeterli alanı sunuyor. Genel olarak otelin yorumlamaları eski çağlardaki insanların yaşadığı mağaralardan birini hatırlatıyor. Jilavyanlar bunun, konukların günlük yoğun yaşam biçimlerinden sıyrılacakları ve kendilerine ve iç seslerine konsantre olacakları bir özellik olduğuna inanıyorlar.