Kentsel Dönüşüm’de Su Yalıtımı Deprem Riski Açısından Önem Taşıyor

Emrullah Eruslu


Eryap Ceo’su

Kentsel dönüşüm projeleri sayesinde yeniden yapılacak bu binalara su yalıtımı yapılması sürekli deprem riski altındaki ülkemiz için çok önemli. Daha dayanıklı, uzun ömürlü, güvenli, sağlıklı ve konforlu binalar için su yalıtımı yaptırmak gerekiyor.

Kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa Tasarısı 16 Mayıs 2012 tarihinde Meclis Genel Kurulu’ndan geçerek yasalaştı. Bu tarihten itibaren birçok platformda tartışmalara neden oldu. Türkiye’nin önde gelen yapı malzemesi tedarikçilerinden biri olarak sizlerin bu konudaki düşünce ve yorumlarınızı alabilir miyiz?



Yasa tasarısı 7.2’lik Van Depremi sonrasında gündeme geldi. Ülkemizin depremler yüzünden yaşadığı maddi ve manevi kayıplar, bunun nedenlerini daha ciddi sorgulamamızı sağladı. Toplumda depremlerin yol açtığı büyük yıkımların nedeni çok bilinmese de en önemli nedeni korozyon. Yani betonarme binaların taşıyıcı sistemleri içindeki demirin paslanarak taşıyıcılığını kaybetmesi. En son Gölcük depremi sonrasında yapılan araştırmalar neticesinde yıkılan binaların yaklaşık yüzde 70’inde korozyonun etkisi tespit edildi. Korozyonun oluşmasının en büyük sebebi ise binalarda su yalıtımının olmaması ya da hatalı uygulama ve malzeme seçimidir. Su yalıtımı olmayan taşıyıcı donatısı korozyona uğramış binalar 10 yıl sonra taşıma kapasitelerinin yaklaşık üçte ikisini kaybediyor. Bu noktada kentsel dönüşüm projeleri sayesinde yeniden yapılacak bu binalara su yalıtımı yapılması sürekli deprem riski altındaki ülkemiz için çok önemli. Daha dayanıklı, uzun ömürlü, güvenli, sağlıklı ve konforlu binalar için su yalıtımı yaptırmak gerekiyor. Ancak burada önemli olan nokta, yapılacak yalıtımının niteliği. Standartlara uygun, yeterli kalınlıklardaki bitümlü membran gibi su yalıtım malzemeleri ile uygulamalar yapılmazsa, bir süre sonra yeni yapılacak binaların da yetersizliğinden maalesef her 25-30 yılda bir kentsel dönüşümden bahsedeceğiz. Ayrıca kentsel dönüşümden maksimum faydayı sağlamak için dünyadaki son uygulamaları ülkemize adapte etmek büyük önem taşıyor.



Kentsel Dönüşümün çevre dostu yapılaşma ve çevre bilincinin ön planda tutulduğu kentleşmenin sağlanması konusunda bir fırsat olduğu söylenebilir mi? Bu fırsat nasıl değerlendirilmeli, ne gibi stratejiler izlenmeli? Siyasilere, ilgili kamu kurumlarına, malzeme üreticilerine ve son tüketiciye düşen görevler nelerdir?


Kentsel dönüşüm, zor bir sürecin sonunda gerçekleştirilebiliyor. Bu nedenle kentlerimizi dönüştürme konusunda harcayacağımız eforla aynı zamanda, daha yeşil, çevreye zarar vermeyen, enerjiden tasarruf eden yeni yaşam alanlarını da ortaya koyabilme fırsatına sahibiz. Türkiye dikkatli bir planlama ile milyarlarca doları tasarruf edebileceği bu tarihi fırsatı kaçırmamalıdır.



Kentsel yaşamın bir sonucu olarak gürültü ve ses kirliliği önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan vücudunda kas gerilmeleri, stres, dolaşım bozukluları gibi çeşitli fizyolojik sorunlara neden olan yapı içinden ya da dışından kaynaklı ses kirliliği/gürültü problemi taş yünü gibi doğru malzemelerin kullanımı ile rahatlıkla bertaraf edilebilmektedir. Yine aynı şekilde uluslararası standartlarda belirlendiği şekliyle doğru malzeme ve uygulamalar ile yangına karşı dirençli yapılar inşa etmek mümkündür.



Sonuç olarak Kentsel dönüşümle birlikte sadece yeni, görsel açıdan beğeni toplayan binalar inşa etmeyi değil, bu dönüşüm sayesinde ekonomik ömrü minimum yüzyıl mertebesinde olan, çevreye zarar vermeyen, enerjiden tasarruf eden, daha huzurlu ve güvenilir yaşam alanları sunan binaların ortaya çıkmasını da sağlamalıyız. Sadece biz üreticiler değil yapıların kullanıcısı olan nihai tüketici de kiracı olarak ya da uzun yıllar çalışıp tasarrufları ile sahip olduğu evleri görselliğinin ötesinde yukarıda bahsedilen kriterleri göz önünde tutarak daha detaylı sorgulaması hem sektörün daha kaliteli proje ve hizmetler sunmasını tetikleyecek hem de daha kaliteli yaşam alanlarında ikamet etmelerini kolaylaştıracaktır.

Kurum olarak Kentsel Dönüşüm sürecine hazırlıklı olmak adına geliştirdiğiniz farklı pazarlama stratejileri, ürün geliştirme amaçlı Ar-Ge çalışmaları bulunuyor mu? Bunlar hakkında bilgi alabilir miyiz?


Eryap olarak gerek kentsel dönüşüme katkı sağlamak gerekse de doğa dostu ürünler üreterek sürdürülebilirlik çalışmalarına imza atmak adına Wooler marka taş yününü müşterilerimize sunduk. “Yeni nesil taş yünü” olarak da adlandırdığımız Wooler, ısı, ses ve yangın yalıtımını bir arada sunarken yalıtımda çok yönlü avantaj sağlıyor.
Sınırlı miktardaki fosil yakıtlarını tasarruflu kullanmak ve çevre kirliliğine neden olmamak bugünün ve yarının ana gündemini oluşturmaktadır. Küresel iklim değişikliği, karbon salımı ve olumsuz etkilerini önlemek için günümüzde en ucuz, en yaygın ve etkili aynı zamanda en kolay tasarruf sağlayabilen yöntem yapılarda “ısı yalıtımı” dır. “Enerji Verimliliği” ve “Yalıtım”ın birbiri ile bütünleştiği günümüzde, toplam tüketilen enerjinin 1/3’ünden fazlası binalarda ısınma veya soğutma amacı ile kullanılmaktadır. Standartlara uygun yalıtımla, yüzde 50’ye varan tasarruf kolayca sağlanabildiği gibi, yalıtım düzeyi yükseldikçe (kalınlığı arttıkça) sağlanan enerji tasarrufu da artmaktadır.

Enerji tüketimimin azaltılması için yapılacak ısı yalıtımı, beraberinde, fizyolojik konfor şartlarının ve hijyenik şartların sağlanmasını, ısıtma ve soğutma sistemlerinin yatırım ve tüketim masraflarının azalmasını getirmektedir. Isı köprüsü içermeyen, uygulama prosedürlerine uygun bir ısı yalıtımı ile yaşam alanlarında nem ve küf oluşumuna yol açan negatif etkenler ortadan kaldırılmakta, ayrıca yapı ömrü uzatılmaktadır. Ar-ge ekiplerimiz sürekli daha faydalı ürünler üretmek üzere çalışmalarını sürdürüyorlar. Ayrıca, sektörü geliştirmek üzere sektör derneklerimizin çatısı altında özellikle kamuoyunu bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz.

Eryap olarak ürünlerimizin gerek üretim aşamasında gerekse satış ve sonrası hizmetlerinde ulusal ve uluslararası kalite standartlarını uygulayarak hizmet veriyor tescilli bir marka olmanın tüm gereğini yerine getiriyoruz. CE, TSE gibi ürün standartlarımızın yanı sıra ISO 9001-2008 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 14001-2004 Çevre Yönetim Sistemi sertifikalarına da sahibiz.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)