10 Seçilmiş Örnek: Rengarenk Sokaklar
Polisan Sponsorluğunda
Renk, sadece doğal ortamda değil, mimari ortamlarda da dünyamızın ayrılmaz bir parçası olarak insan evrimi sürecinde daima rol oynamıştır. Çevre ve renkleri beynimiz algılar ve beyin, nesnel yada öznel temelde algıladıklarını işler ve yargılar. Dolayısıyla, bir mimari mekandaki renk tasarımının hedefi sadece dekorasyona indirgenemez.
Örneğin; ofisinizin penceresinden dışarıya bakın, ne görüyorsunuz? Gri gökyüzü haricinde kocaman betonarme binalar… Büyük şehir yaşamına hoş geldiniz… Peki, binaları ve sokakları RENGARENK BOYASAK, dünya daha farklı görünmez mi? Bu sorunun cevabını aradık ve dünyanın en güzel renkli şehirleri ile kasabalarını sizin için araştırdık.
1.Guatapé, Kolombiya
Renkli ve Huzurlu...
Tarihin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış, baştan çıkarıcı ve büyüleyici rönesans etkisiyle Kolombiya, çarpıcı Tayrona Milli Parkı’ndan büyüleyici beyaz kumsallarına, Karayip Denizi, And Dağları ve kolonyel şehirlerine kadar göz kamaştırıcı bir ülke.
Ünlü ressam Fernando Botero’nun doğum yeri olan ve aynı zamanda tekstil endüstrisinin en geliştiği şehir olan Medellín’in hemen dışında yer alan Guatapé, Antioquia’nın yeşil tepeleri ve tatlı su gölleriyle çevrili huzurlu bir kasaba. Bu küçük fakat kültürel açıdan zengin kasaba, hem doğal çevresi hem de taş döşeli sokaklarının renkli duvarlarıyla dikkat çekiyor.
2.Burano, Venedik, İtalya
Hükümet Kararıyla Renklenen Sokaklar
Görkemli tarihi kültürü, rönesans kentleri, zengin mimarisi ve unutulmaz kıyı şeridi ile tasarımın ve modanın kalbi olan İtalya’da cam ve dantel işçiliği ile ünlü olan bir ada vardır ki o da Burano Adasıdır. Küçük, parlak evleri ile dikkat çeken bu adanın bu kadar renkli olmasının nedeni ise eski zamanlarda denizcilerin evlerini ayırt edebilmeleriymiş. Günümüzde renkler bu amaçla kullanılmasa da aynı atmosferi yansıtmak için evler hala rengarenk boyanmaktadır.
Venedik Lagünü’nde bulunan bir ada olan Burano, ikonik Venedik maskelerinden çarpıcı Burano camına kadar sanatsal çalışmalarıyla ünlüdür. Ancak Burano’nun en önemli özelliği sadece bu sanatsal çalışmaları değildir; adayı hayata geçiren caddelerdeki mükemmel şekilde dekore edilmiş evleridir. Kasabanın estetiği hükümet açısından da çok önemlidir, öyleki; kasaba sakinleri evlerini farklı renkte boyamak isteseler dahi hükümetin o cadde ve o ev için izin verdiği renk listesinin dışına çıkamıyorlar.
3.La Boca, Buenos AIres, Arjantin
Bağımsız Ruhları Temsil Ediyor
Patagonya’ya ev sahipliği yapan, aynı zamanda Iguaçu şelaleleri, Perito Moreno buzulu ve dünyanın en iyi şarap imalathaneleri ile Arjantin dünyanın sekizinci en büyük ülkesi olabilir. Başkenti Buenos Aires’dir ve burada yer alan 47 şehrin en ünlüsü ise La Boca’dır. Kendine has evleri, rengârenk caddeleri, parlak renkli duvarları ve pencerelerin birçoğundan asılan kuklalarıyla ünlüdür.
İtalyan göçmenler tarafından kurulan şehirde büyük bir İtalyan etkiside hakimdir. Ünlü La Boca evleri, batık ve eski gemilerin saçlarından inşa edilmeleri ve rengârenk boyanmalarıyla ün kazanmışlardır. La Boca sakinlerinin bağımsız ruhlarını mükemmel bir şekilde sergileyen bu renkli evlerin çoğu liman kıyısında bulunmaktadır.
4.Jodhpur, Hindistan
Hindistan’ın “Mavi Şehri”
Rajasthan eyaletinin en renkli şehri olarak bilinen Jodhpur, Hindistan’ın “Mavi Şehri” olarak anılmaktadır. İlginç bir tarihi olan Jodhpur evleri ilk olarak Hindu kast sisteminin başındaki Brahmiler tarafından boyanmıştır. Günümüzde de şehir halkı evlerini maviye boyamaya devam ederek hala bu geleneği devam ettiriyor.
Jodhpur şehrinin ikonik mavi duvarlarını anlatan bazı hikayeler de vardır. Bunlardan en çarpıcısı; Brahmin ailelerinin evlerini, kraliyeti temsil eden bir renk olan, koyu maviye boyayarak halk kitlelerinden ayrıştıklarını gösterileri diyebiliriz…
5.Chefchaouen, Fas
Gerçek Otantiklik Hissi Veriyor
Adeta zamanda yolculuk yaptıran antik mimarisi ile geleneksel kültürün hala sokaklarını süslediği Fas, Marakeş’ten Essaouira’ya kadar mimarisi ve ilginç kültürü ile merak uyandırıyor. Ancak daha az bilinen bir şehri olan Chefchaouen ise çevresindeki kurak peyzaja etkileyici bir kontrast oluşturan çarpıcı mavi renkli evleri ile dikkat çekiyor.
İkonik Endülüs mimarisinin Fas cazibesi ile birleşimi olan Chefchaouen şehri 1471’de kurulmuş ve zengin bir tarihe sahiptir. Ülkenin, gerçek otantiklik hissini veren en iyi yerlerinden biridir.
6.Barcelona, İspanya
Adeta Bir Gökkuşağını Andırıyor...
Dünyanın en sevilen ve en çok ziyaret edilen, kendine özgü kültürü ve güzellikleriyle ün yapan şehri Barselona, Gaudi’nin başını çektiği modernizm akımıyla planlanmış, 1900’lerden kalma modern bölümü ilgi çekmektedir. Aynı zamanda en renkli şehirlerden de birisidir; Art Nouveau akımının en ünlü temsilcisi Antoni Gaudí’nin eserleriyle renklenen şehir Park Güell’in rengârenk mozaikleri ve Casa Batlló’nun çarpıcı renkleriyle adeta bir gökkuşağını andırıyor.
Barselona’yı muhteşem hayal gücü ile süsleyen Gaudi, doğanın formlarından etkilenmiş ve bunları inşa ettiği eserlerine yansıtmaktan çekinmemiştir. Arkasında, binlerce ziyaretçinin görmek için sıraya girdiği, fotoğraflar çekildiği ve hayranlıklarını gizleyemedikleri birçok dünya mirası bırakan Gaudi, yetenekli ve hayal gücü kuvvetli bir insanın bir şehri nasıl yaşanabilir hale getirdiğinin kanıtı olmuştur.
7.Bo-Kaap, Cape Town, Güney Afrika
Mütevazı Ama Bir O Kadar da Renkli Mimariye Sahip...
Afrika’nın taçı olan Güney Afrika’yı düşündüğünüz zaman aklınıza ilk; doğa, vahşi yaşam, macera,safari, botanik bahçeler ve hatta şarap bağları gelir. Oysaki her köşesinde çeşitlilik ve macera vardır ve sıcak bir ulustur Güney Afrikalılar...
Güney Afrika’nın en büyük şehri Cape Town’dur ve şehrin en gözde mahallesi ise Bo-Kaap’tır. Bo-Kaap’ın ünlü evleri mütevazı ama bir o kadar da renkli mimariye sahip. Benzerine yalnızca masallarda rastlayabileceğiniz bu evler; 17. yüzyıl başlarında Hollandalıların Endonezya, Malezya ve Afrika’nın diğer bölgelerinden getirdikleri köleler için inşa ettikleri evlerdir. Beyaz olarak yaptırılan Bo-Kaap evleri köleliğin kaldırılmasıyla birlikte farklı renklere boyanmıştır.
Bo-Kaap, görkemli tarihini, renkli evlerini, kültürel dokusunu ve doğal güzelliklerini günümüzde hala yaşatmaya devam ediyor.
8. Wroclaw, Polonya
“Avrupa’nın Kutsal Çiçeği”
Güneybatı Polonya’nın Aşağı Silezya bölgesinde, Odra nehri üzerine kurulmuş olan tarihi Wrocław şehri sadece iklimiyle değil birbirinden renkli yapılarıyla da dikkat çekiyor. Avrupa mimarisi ve renkleriyle donatılan Wrocław şehri bir zamanlar “Avrupa’nın kutsal çiçeği” olarak tanımlanırmış. Birçok farklı din ve kültür karışımının yaşanmış olduğu şehirde ayrıca 100’den fazla köprü bulunmaktadır.
Wrocław’ın kalbi, Polonya’nın en güzel ve en büyük şehir meydanlarından biri olan Market Square’dir. Meydan; yüzyıllar boyu, geçmişte olduğu gibi, büyük bankalar, şık mağazalar ve ünlü restoranlara ev sahipliği yapmaktadır.
9. Stockholm, İsveç
Tüm Şehirleri Rengarenk...
İsveç’in başkenti ve en büyük şehri olan Stockholm, 13. yüzyıldan beri bir İskandinavya kültür, siyaset, medya ve ekonomi merkezi. Stockholm; yapıları, parkları, tarihî merkezleri, yeşil alanları ve eğitim merkezleriyle oldukça ileri bir Avrupa şehri.
İsveç için Kuzey Avrupa’nın en renkli ülkesidir diyebiliriz ve başkenti Stockholm dahil olmak üzere neredeyse tüm şehirleri rengarenktir. İsveç’in bilinen en renkli ve canlı noktası ise Stockholm’de bulunan Gamla Stan’daki Stortorget Meydanı’dır. Türkçe’de “büyük” anlamına gelen Stortorget, Avrupa’ nın en renkli meydanlarından da birisidir.
10. ZalIpIe köyü, Polonya
Masalsı Bir Ambiyans...
Polonya‘nın güneydoğusunda bulunan Zalipie köyü sahip olduğu sıradışı gelenek sayesinde masalsı bir ambiyansa sahip. Ne zaman başladığı tam olarak bilinmeyen bu geleneğe göre yerli kadınlar evlerinin dış cephelerini rengarenk desenlerde boyuyor. Tahminlere göre köylü kadınlar, ilk olarak soba çıkışının bıraktığı duman izlerini kapatmak için evlerinin dış cephelerini boyamaya başlamış. Fakat düz renk üzerinde lekeler tekrar tekrar görünür hale gelmekteymiş.
Diğer yandan kadınlar dini festivallerde çok daha ilgi çekici ve temiz görünen evlere sahip olmak istemişler. Evlerin üzerindeki binbir çeşit çiçek deseninin ortaya çıkışı da işte böyle olmuş. Ardından yalnızca evler değil, kuyular, köpek kulübeleri, yerlerdeki taşlar ve hatta evlerin içleri de çiçeklerle donatılmış.