17 Ağustos Hazır Yapı Sektörünün Kırılma Noktası Olmuştur

Aydan Hekim, HEKİM HOLDİNG Yönetim Kurulu Üyesi,
Mali ve İdari İşler Başkan Yardımcısı

17 Ağustos tarihi aynı zamanda hazır yapı sektörünün kendine depreme karşı çok daha güvenli ve çağdaş görünümlü yapılar üretmesİ konusunda bir çeki düzen vermesi bakımından da bir kırılma noktası olmuştur. Yapı sektörü bu bakımdan yeterli sayılabilecek gelişmeyi göstermiştir.

Hekim Holding olarak birçok alanda faaliyet göstermekte olduğunuzu biliyoruz. Hekim Holding, Prefabrik Yapı ve Yapı Malzemeleri sektörlerindeki faaliyetleriniz hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?



Hekim Holding, temellerini 1989 yılında Yönetim Kurulu Başkanı Sn.Dr. Öner Hekim ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Ünal Nafiz Hekim tarafından Holdingin ilk firması olan Prefabrik Yapı A.Ş. ile atılmış, prefabrik ve hafif çelik yapı sektöründe hizmet ve faaliyetlerini hızla geliştirmiş lider bir kuruluştur. Prefabrik Yapı A.Ş. ile hazır yapı sektöründe öncü, Türkiye’de ilklere imza atan proje ve iş ortaklıkları ile saygınlığını sürdürmüştür.

Hekim Holding kendi bünyesinde her biri alanında profesyonel ve sektörde marka değerine sahip, Prefabrik Yapı A.Ş., Özge Yapı A.Ş., Hebo Yapı A.Ş., Hekim Süt A.Ş., Hekim Yapı A.Ş., Hekim Boya ve Plastik Ltd., Piraziz ForeignTradeCo. şirketleri, Hekim Madencilik, HekimBoard, HekimPanel, HekimPor, HekimPlast, Yapıpan, Hekim Profil ve Steelin işletmeleri ile başarılarını kanıtlamış olup, 1000’in üzerinde çalışanı, 170 bin m2 üretim alanı, 17 bin m2 hazır yapı tanıtım alanı, 42 bin üzerinde referansı ve 80’in üzerinde ülkeye ihracatı ile global alandaki saygınlığını geliştirmiştir.

Ar-Ge&Ür-Ge faaliyetleri ile sektöre yeni teknolojileri kazandıran, Türkiye’nin ilk ve tek otoklavlıfibercement ve kaynaksız yapı üretim teknolojileri ile ilklere imza atmıştır.

Hazır yapı sektöründe birçok entegre tesisi ile kendi malzemesini üreten Hekim Holding, teknoloji, tesis, üretim, yüksek kapasite ve geniş ürün yelpazesine sahip, dünyanın sayılı kuruluşlarından biridir.

Prefabrik Yapı sektöründeki hizmet ve faaliyetlerimizi ise şöyle sıralayabiliriz; prefabrike binalar, ön üretimli hafif çelik yapılar, konteynerler, depo ve hangarlar, kabinler ve konutlar olarak sıralayabiliriz. Kaynaksız yapı teknolojisi ile yüksek standartta galvaniz yapı çeliğinden üretilen bir ve iki katlı olarak üretilen hafif çelik prefabrike yapılarımız; şantiye mobilizasyon binaları, wc-duş yapıları, ofis, yemekhane, yatakhane, sağlık ocağı, hastane, sosyal tesis, kreş, okul, konut vb. fonksiyonlar için hızlı, sağlam, kaliteli, ekonomik ve konforlu olma özellikleri ile ön plandadır. Yapı malzemeleri sektöründe de Türkiye’nin ilk otoklavlıfibercement üreticisi olarak sektörün liderleri arasındayız. Yalıtım ve yapı kaplamaları alanındaki geniş ürün yelpazesi ile de adından söz ettirmektedir. Bu yıl entegre tesislerine bir yenisini de ekleyerek üçüncü Hekimboard Tesisini de sektöre kazandırmanın gururunu yaşamaktadır.

Yeşil, sürdürülebilir, ekolojik v.b kavramlar son yıllarda hayatımızda önemli bir noktaya geldi. Bu konularda bireysel ve kurumsal sorumluluklar almamız gerektiği kaçınılmaz bir gerçek. Bu kavramlar faaliyetlerinizde ve kurum kültürünüzde nasıl konumlanıyor. Bilgi alabilir miyiz?
Hekim Holding, çevreye duyarlılık ilkeleri arasında yer alan “sürdürülebilir bir dünya, gelecek nesillerin güvenle yaşayabileceği bir yaşam” sloganı ile hizmet ve faaliyetlerini büyük bir titizlikle sürdürüyor. Yaşamı mümkün kılan canlı ekosistemleri, suyu ve enerjiyi doğru yönetmek hepimizin üstlenmesi gereken ve büyük önem arz eden roller arasında yer alıyor. Doğanın dengesi şüphesiz ki tartışılmaz. Doğal kaynaklarımızın önemi göz önünde bulundurularak, biyolojik çeşitliliği yüksek olan alanlarda ekosistem ve çevre bilinci ile hareket etmemiz bir zorunluluk haline gelmeli. Bu kaynakları korumak, gelişimine destek olmak ve en önemlisi bilinçli tüketerek, çevreye değer kazandırmak önceliklerimiz arasındadır.
Hekim Holding’in duyarlılık ve sürdürülebilir merkezli çalışmaları arasında; global dönüşüm olarak nitelendirdiğimiz sürdürülebilir iş modellerimiz bulunmakta. Kullandığımız üstün teknoloji sayesinde minimum atık seviyesi, sıfır ölü malzeme sarfiyatı, maksimum geri dönüşüm oranına sahip ürünler geliştirerek üretimde daha temiz bir çevre sağlıyoruz. Buna paralel Ar-Ge ve Ür-Ge destekli yeniliklere imza atıyoruz. Hammaddesi yüzde 100 geri dönüşümlü çelik, yüzde 90 çevre dönüşümlü diğer ürün elementleri, 0 karbon salınımlı ve kendi enerjisini üretebilen, ekolojik – yeşil yapıları ile fark yaratıyoruz. Hafif çelik yapı sistemleri ile uygulanan prefabrik yaşam alanlarında; inovasyonu yüksek, zaman, malzeme, enerji ve iş gücü tasarrufu öncelikli, çevreye zarar vermeyen ekolojik yapılar geliştiriyoruz.

Çevre konusunda duyarlılığımızı koruyarak, yarının doğal kaynaklarını bugünden güvence altına alıyoruz. Elbette Hekim Holding A.Ş. olarak sürdürülebilirliği tek bir açıdan ele almıyoruz. Çevrenin yanı sıra sosyal ve ekonomik boyutu da bizim için büyük önem taşıyor. Toplulukları oluşturan ekonomik yapı, toplumsal ve sosyal dengeler akabinde çevre bileşenleri sürdürülebilirlik kavramını oluşturan 3 temel olgu. Bu temel kavramlar konularında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnsanlara bilgi, deneyim ve daha iyi bir yaşam kurmaları için kaynak oluşturan, gelişimi destekleyen ve küresel kalkınma ilkelerine sahip bakış açımız ile bugünü yarınlara taşıyarak, sürdürülebilir çevre ve kalkınma hedeflerimizi belirliyoruz.

Hafif çelik yapı sistemleri
ile uygulanan prefabrik yaşam alanlarında; inovasyonu
yüksek, zaman, malzeme, enerji ve iş gücü tasarrufu öncelikli,
çevreye zarar vermeyen ekolojik yapılar geliştiriyoruz.

Hafif çelik yapılar ülkemizde özellikle 1999 depreminden sonra tanınmaya ve gündeme gelmeye başladı. Depremin üzerinden 15 yıl geçti. Çelik yapı sektörü bu 15 yılda nasıl bir süreç yaşadı?

17 Ağustos tüm ulusumuz için acı ile hatırlanan bir gün. Kayıplarımızın yaşandığı, ülke olarak yasını tuttuğumuz bir gün. Yapı sektöründe önemle uygulanması gereken ürünlerin kalite ve dayanıklılığıdır. Depremin bize öğrettiği en önemli ders, bizim gibi deprem hattı üzerinde bulunan bir ülkenin yapılaşmada depreme dayanıklı yapılara aslında hiç önem vermediğimiz gerçeğidir. Toplumumuzun daha fazla bilinçlendirilmesi, hafif çelik ve prefabrik yapıların betonarmeye bir alternatif olarak tercih edilebileceğini aktarmak isteriz. 17 Ağustos tarihi aynı zamanda hazır yapı sektörünün kendine depreme karşı çok daha güvenli ve çağdaş görünümlü yapılar üretmesi konusunda bir çeki düzen vermesi bakımından da bir kırılma noktası olmuştur. Yapı sektörü bu bakımdan yeterli sayılabilecek gelişmeyi göstermiştir. Sertifikaları, belgeleri, dünya norm ve standartları ile ürünün kalite güvencesinin sağlanması bir gereklilik olduğu artık anlaşılmıştır. Ülkemiz adına geldiğimiz nokta gelişimdir. Her yönden başarı ve süreklilik arz eden girişimlerdir.

Ülkemizde 12 Mayıs 2012 tarihinde yasalaşan Kentsel Dönüşüm yasası hakkındaki düşüncelerinizi
alabilir miyiz?

2012 yılında hayata geçen Kentsel Dönüşüm yasası daha önceki yıllarda gündeme alınmış olsaydı bugün yapıların büyük bir kısmı çevreye daha duyarlı ve nitelikli aynı zamanda daha yaşanabilir yapılar olabilirdi. Ve olası beklenen depremlere karşı da oldukça güvende olabilirdik. Bu pozitif yaklaşımla en azından bu konunun yasalaşması gerçekten önemli bir milattır.

Kurum olarak çelik yapı sistemlerini kentsel dönüşüm sürecinde nasıl konumlandırıyorsunuz? Avantajları nelerdir? Gereken ilgiyi görebiliyor mu?

Hafif çelik yapılar ve betonarme birbirinin rakibi değildir. Her ikisinin de kullanılması gereken avantajlı olduğu yerler var. Deprem riskinin fazla olduğu, zeminin iyi olmadığı bölge ve lokasyonlarda hem hafifliğinden dolayı zemine yük getirmemesi nedeni ile hem de çok hızlı olmasından dolayı zaman maliyetini en aza indirmektedir. Zaman maliyetini minimum seviyede tuttuğu için deprem riski olan yerlerde öncelikli tercih sebebi olarak çok hızlı bir şekilde kentsel dönüşümü desteklemektedir. Ülkemizde hafif çelik yapılar yeni yeni dikkat çekmeye ve ilgi görmeye başlamıştır. Hekim Holding olarak toplumu, kuruluşları ve kişileri bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecektir.

Hafif çelik yapı sistemleri ile çok katlı yapılar üretmek mümkün mü? Hangi kullanım amaçları için daha uygun bir seçenek? Betonarme inşaat yöntemine göre avantajları ve kullanıcıya sağladığı ekstra özellikler neler?

Hafif çelik yapı sistemleri ile çok katlı yapılar üretmek artık Türkiye’de mümkün. Bu konudaki Ar-Ge ve Ür-Ge süreçlerimiz sonucunda doğan Steelin markası Türkiye’de yine bir ilke imza atmamızı sağlayacak. Gerek konutlar gerekse kentsel dönüşümü destekleyecek yapılar için önemli bir alternatif sunmaktayız. Sağlık ocakları, hastane yapıları, kamu binaları, oteller, toplu konutlar ve benzeri yapılar olarak betonarmeye alternatif , nitelikli konforlu ve ekolojik yapılar olarak sunduğumuz Steelin’in tanıtım lansmanlarına başlamış bulunmaktayız. Hafif çelik yapılar, betonarme yapılara göre yaklaşık ağırlık olarak 10 da bir daha hafiftir. Bunun avantajı, depremi daha az hissetmesi, zemine daha az yük aktarması ve temel maliyetleri azaltmasıdır. Çok hızlı sürede kullanıma açılması ve kurulum olması da büyük avantaj sağlamaktadır.

Hafif çelik yapılar ve betonarme birbirinin rakibi değildir.

Her ikisinin de kullanılması gereken avantajlı olduğu yerler var.

Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Ar-Ge ‘ye ne kadar yatırım yapıyorsunuz?

İnovasyon çağında hiç kuşkusuz; AR-GE & ÜR-GE faaliyetleri büyük önem taşımaktadır. Süreklilik ve gelişim en temel ilkelerimiz arasında yer almaktadır. AR-GE & ÜR-GE faaliyetlerimiz arasında; kaynaksız yapı teknolojisi, 2 dakika gibi kısa bir sürede kurulabilen katlanır ve iç içe geçebilen konteynerler, sıfır karbon salınımlı modüller, doğa dostu ekolojik yapılar sektöre kazandırdığımız yenilikler arasında ön plana çıkmakta.

2014 yılında da sektörümüzde fark yaratan ve dünya pazarlarında rekabet gücümüzü artıran yeni ürünleri ülkemize kazandırmaya devam etmeyi planlamaktayız. Ar-Ge alanında geniş açıklıklı endüstriyel yapıların çalışmalarını da tamamlamış olup, çok katlı hafif çelik yapılar olarak sektörde önemli bir yeniliğe imza atıyoruz. Çok katlı hafif çelik yapı sisteminde kullanılan yeni bir teknoloji ile 8 kata kadar hafif çelik yapılar tasarlayıp, uygulanabilir hale getiriyoruz. Yüksek teknolojili işleme makineleri, Ar-Ge çalışmaları ve testleri gibi tüm alt kırılımların beraberinde bu alanlarda da yeni ve farklı sistemler geliştiriyoruz.

Kalite standartlarınızdan bahseder misiniz?

Özellikle sektörde kalite ve standartların uygulanabilir olmasına önem ve dikkat çekmek isteriz. 21 sertifikamız ile dünya norm ve kalite standartlarına uygun üretim yapmaktayız. Sertifikalarımızın 2’si Türkiye’de ilk ve tek olarak sadece Prefabrik Yapı A.Ş.’de bulunmakta. NPFA 5000 Fibercement Panel Yangın Dayanım Belgesi ve Metal Kabinler Ürün Belgesi ise yine sektörde sadece kurumumuz üretiminde yer almakta.

Bu açıdan inovatif ürünleri uluslararası kalite standartlarında üretmek temel ilke ve prensiplerimizin en başında gelmektedir. Türk Standartları Enstitüsü işbirliği ile oluşturulan TSE K 118 belgesine sahip olan firmalar ile bu belgeye sahip olmayan ve denetlenmeyen firmaların varlığı da sektörde kalite standartlarını kontrol eden bir yapı ihtiyacını sağlıyor.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)