A1 Sınıfı Yanmaz Ürün Olan Ekoklink İle Yalıtım Yıllar Boyunca Korunuyor
Özgür ÜZELTÜRK
Işıklar Tuğla Genel Müdürü
Ekoklinker’in en önemli avantajı tabii ki yalıtımın yıllar boyunca korunuyor olması. Yalıtımı elbette yapacağız, yalıtımsız bir bina, bir duvar düşünemeyiz ama esas olan yalıtımın uzun yıllar korunuyor olması. Duvarları hava koşullarına ve yangına karşı koruyan sürdürülebilir bir yalıtımdan bahsediyorum.
Ekoklinker ürününüzü ilgiyle takip ediyoruz. Bu özellikli ürün hakkında sizden bilgi alabilir miyiz?
Yeni nesil duvarlar olarak tabir ettiğimiz Ekoklinker bizim çok önem verdiğimiz bir ürün grubu. Avrupa’da yalıtımın duvar içerisinde olması detayının uygulanmasına 8-9 sene önce başlandı. Son yıllarda yaşanan yüksek katlı yapılardaki büyük yangınlardan dolayı zirve yapan ürün grupları arasında yer alıyor. Londra yangınını örnek olarak verebilirim. Türkiye’de de maalesef pek çok yangın oluyor. Yangınlarda cephe yanıyor, konstrüksiyon ile cephe arasındaki boşluklardaki örtüler ve yalıtımlar da yanıyor. Yangına karşı dayanıklı bir yapı elemanı olan Ekoklinker A1 sınıfı yanmaz bir ürün.
Ekoklinker’in en önemli avantajı tabii ki yalıtımın yıllar boyunca korunuyor olması. Yalıtımı elbette yapacağız, yalıtımsız bir bina, bir duvar düşünemeyiz ama esas olan yalıtımın uzun yıllar korunuyor olması. Sürdürülebilir bir yalıtımdan bahsediyorum. Duvarları hava koşullarına ve yangına karşı korumalıyız. Bizim en büyük şikayetimiz duvarın yapı fiziği olarak doğru detaylandırılmamış olması. Duvar çok önemli olmasına rağmen bizde yıllardır basite indirgenmiş durumda. Cephede pek çok konstrüksiyon kullanıyoruz, bunlarla birlikte sağlam duvarlar oluşturulması gerekiyor.Geçmişte bu konunun daha çok önemsenmesine karşın günümüzde öğrencilerin, mimarların ve tasarımcıların ayrıca aldıkları bir duvar eğitimi yok maalesef. Bu nedenle biz duvarın ne kadar önemli, sağlık açısından ne kadar değerli olduğunu vurgulamak için çalışmalar yapıyoruz. Alternatif blok malzemelere göre çok daha yüksek basınç dayanımı ve mukavemet sağlayan
Ekoklinker bu anlamda önemli bir ürün grubu.
Ürünün diğer önemli bir özelliği ise yoğun yapısı sayesinde duvarlarda gerçek ses yalıtımı sağlaması. Gürültü konusu maalesef ülkemizde fazla önemsenmiyor.
Ürünün diğer önemli bir özelliği ise yoğun yapısı sayesinde duvarlarda gerçek ses yalıtımı sağlaması. Gürültü konusu maalesef ülkemizde fazla önemsenmiyor. Bu nedenle de yapılan binaların çoğunda gürültü konusunda çok fazla şikayet oluyor. Işıklar Yapı Ürünleri olarak biz gürültü konusu üzerine 3-4 sene önce çalışmaya başladık. Bu konu maalesef Türkiye’de çok geç gündeme gelen bir konu. Gürültü yönetmeliği yayınlandı ve yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bu gelişmeler ile birlikte konuya verilen önemin artacağını düşünüyorum. Oldukça büyük projeler yapılıyor, bir katta 25 daire olan bir şantiyeyi gezdik meselâ, otelden daha büyük rezidanslar söz konusu. Ayrıca yollara çok yakın binalar yapılıyor. Sonuç olarak konforlu binalar oluşturmak zorundayız. Burada biz üreticilere de çok önemli görevler düşüyor. Gerçekçi çalışmalar yürütmemiz ve en iyi teknolojiyle bunu yapmamız gerekiyor. Bu bakımdan Ekoklinker’e çok güveniyoruz. Ekolinker teorik olarak ısı ve ses performans değerleri çok iyi, pratikte ise üründen şimdiye kadar yüzlere varan projelere satış gerçekleştirdik. Bu projelerde de bize geri dönüşler çok iyi ve teoriyi destekler durumda.Ekoklinker cephede kullandığında çok önemli ses kesiciliği söz konusu, ara duvarlarda da aynı durum söz konusu.
Işıklar Tuğla Genel Müdürü Özgür Üzeltürk
Ekoklinker uygulaması Türkiye’de bir ilk. Bu çalışmayı Knauf ile birlikte yürütüyor ve sürdürüyoruz. Türkiye’de ilk defa bir fabrikada iki farklı yoğunlukta tuğla üretiliyor. Isı performansı için hafif tuğlalar, ses için de yoğun olan tuğlalar. İki farklı pişirme yöntemi ile üretilen bu tuğlalardan ses performansı için üretilen daha koyu renklidir, delinmesi ve kesilmesi zordur. Her ikisinin ana maddesi aynı, toprak ve kil. Pişirilme yöntemleri ise farklı, pişirme süresi ve içerisine katılan yine doğal olan bazı malzemeler var. Onlarla beraber iki farklı yoğunluk elde etmiş oluyoruz. Tabii şekil itibariyle de farklılıklar olduğu zaman birisi ses performansı için diğeri ısı performansı için çok özel ürünler haline gelmiş oluyor.
Ürünlerinizin ham maddesi kil, bu bir avantaj değil mi?
Kil yüzde yüz doğal bir malzeme ve binlerce yıldır insan yaşamının bir parçası. Günümüzde ürettiğimiz yapılarda ve gündelik hayatımızda çok farklı malzemeler kullanıyoruz; petrol türevi malzemeler hayatımızın her alanında yer alıyor. Bu nedenle biz mekânlarda sağlıklı nefesi olanaklı kılmaya çalışıyoruz. İç mekânlarda doğada aldığınız oksijeni, nefesi buldurmaya amaçlıyoruz. Sadece ham maddemiz olan kil doğal değil, ürünlerimize farklı renkleri de doğal yollarla veriyoruz. Bu renk çeşitliliğini pişirme teknolojisinde ısı farklılığı yaratarak ya da farklı bölgelerin farklı renklerdeki toprağını kullanarak sağlıyoruz.
Toprağın kendini yıllardır ispatlayan bir yönü var. Pek çok ürün grubu geliyor ama yıllar içerisinde dezavantajları ortaya çıkıyor. Ama toprak daha insanoğlunun varlığından bugüne kadar değeri hiç kaybolmayan, performansını kanıtlamış bir ürün.
Tecrübe toprak sanayisinde çok önemlidir. Bizim sektörümüzde, yakın tarihte kurulmuş bir işletme göremezsiniz. Avrupa’da da durum öyle. Aileler bu işi yıllarca sürdürür. Çünkü o bölgenin toprağının özelliğini öğreniyorsunuz. Gidip şu bölgede yeni fabrika açayım demek gibi bir şansınız çok fazla yok.
Toprağın kendini yıllardır ispatlayan bir yönü var. Pek çok ürün grubu geliyor ama yıllar içerisinde dezavantajları ortaya çıkıyor. Ama toprak daha insanoğlunun varlığından bugüne kadar değeri hiç kaybolmayan, performansını kanıtlamış bir ürün. Onun için biraz rahatız, pazarlama ve satışını da rahat yapıyoruz. 20-30 yıllık binalardaki cepheler bizde yeni cephe kabul ediliyor. Diğer malzemelere baktığınızda beş seneyi geçti mi diye hesap yapılır.
Toprak bir kere yüzde yüz yerli bir ürün. Yurt dışında yine tuğlacılarla veya toprakçılarla çalışıyoruz, ürün alışverişimiz de oluyor. Oradan ithal ettiğimiz ürünler var ama onlar da sonuç olarak aynı malzeme; kil ve toprak… Teknolojik ürün gamlarımız bulunuyor ama kesinlikle doğal malzemeyle çalışıyoruz. Bu durum çalışan sağlığı açısından faydalı, fabrikamızda dışarıda atık bulamazsınız mesela...
El yapımı tuğlalarımız çok ilgi çekiyor. Bu tuğlaların her biri birbirinden farklı şekle sahip oluyor. Onlar tamamen el yapımı ve el işçiliği ile yapılıyor. Bu tuğlalar bölgedeki kadınlar tarafından elde yapılıyor. Köylerimizde kadın iş gücünün sanayiye katkısını artırmaya çalışıyoruz. Tüm köylere servislerimiz var. Fabrikamızda çocuk, kadın ve aile sağlığı üzerine eğitimler gerçekleştiriyoruz. Fabrikalarımız Bartın’da… Aynı arazi içerisinde iki fabrikamız var. Bunlardan biri faal diğeri de yedinci aydan itibaren faaliyete geçecek. Yatırımlarımız devam ediyor, ürün gamımız genişliyor, yalıtımla ilgili çalışmalara çok önem veriyoruz.
Ekoklinker üretiminde Knauf ile birlikte çalıştığınızı söylediniz, Knauf’un burada ürüne katkısı nedir?
Knauf, ürünlerimizde kullandığımız mineral cam yününü üreten firma… Çok teknolojik bir ürün, Knauf’ hem ısı hem ses konusunda uluslararası tecrübesi fazla olan bir firma. Çatıda da biz yine dünyada önemli bir grup KEBE Markası ile birlikte çalışıyoruz. Karşılıklı bir çalışma sergiliyoruz. Ürün gruplarımızı KEBE Grubu satıyor biz de onların kiremitlerini alıyoruz.
Yeni yapılan binalar birkaç ay içerisinde eskimiş bir görüntüyle, kirlenmiş, temizliği zor bir hale geliyor… Geçen gün bir binadan bahsediyorduk yeni diye, bizi uyardılar o yeni bina 18 yıllık bir bina… 18 senelik bina cephesi bizim için yeni aslında ve bu tam anlamıyla bir sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirlik demişken özellikle taban tuğlasının sürdürülebilirliği çok önemli. Mesela belediyelere satıyoruz. Onu parkta kullanıyorlar. O parktan yol geçtiğinde sökülüyor başka bir parkta kullanıyoruz. O yüzden bir sefer satabiliyoruz belediyelere...
2018 yılının ilk çeyreğini bir şekilde tamamladık. Işıklar olarak bu çeyreği siz nasıl geçirdiniz, önümüzdeki dönemde sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz? Işıklar Tuğla olarak gelecek planlarınız neler?
2017 yılı biz ve tüm toprakçılar için iyi geçti diyebilirim. Stoklar oluşmadı, zaten büyüme rakamları da ortada. İnşaat malzemecileri sanayi olarak ihracatımız da yüzde sekizleri aştı. Özetle 2017 yılından memnun kaldık. 2018 yılının ilk ayları için de aynı şeyleri söyleyebilirim hatta beklentimizin biraz da üzerinde satış gerçekleştirdik. Tabii bunda yeni ürün grubumuzun olması da önemli bir faktör. Ama genel anlamda Ocak, Şubat, Mart ayları havalar güzel seyretti ve olumlu hava koşulları bizim satışlarımızı da iyi yönde etkiledi. Bu senenin genel olarak iyi geçeceğini düşünüyoruz. İstanbul’da konut arzı fazlası olduğu söyleniyor ama bazı illerimizde yine çok büyük oranda konut ihtiyacı var. Zaten firmaların farklı illerde yaptığı projelerden de bunu anlamak mümkün. İzmir’de yoğun olarak projeler gerçekleşiyor. Yine Akdeniz sahillerinde önemli projeler var.
Sonuç olarak konut ihtiyacı Türkiye’de dağılmış vaziyette. Doğu illerimizde konut ihtiyacı var. Sektörün büyüyeceğine inancımızı sürdürüyoruz. Biz Işıklar olarak olumlu görüşümüzü hem yurt içinde hem de yurt dışında sürdürüyoruz. İhracat çok önemli bir kalem bizim için. Şuan yüzde15-20 arasında bir ihracatımız söz konusu. Ama hedefimiz yüzde 30-35’lere ulaşmak.
2017 yılı biz ve tüm toprakçılar için iyi geçti diyebilirim. Stoklar oluşmadı, zaten büyüme rakamları da ortada. İnşaat malzemecileri sanayi olarak ihracatımız da yüzde sekizleri aştı. Özetle 2017 yılından memnun kaldık. 2018 yılının ilk ayları için de aynı şeyleri söyleyebilirim.
Ağırlıklı olarak hangi bölgelere ihracat yapıyorsunuz?
Balkanlara ihracatımız var. Azerbaycan ve Irak bizim için önemli ihracat merkezleri. Arap ülkeleri olan Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirliklerini bu anlamda önemsiyoruz. Son birkaç yıldan beri Avrupa ile çok iyi ilişkilerimiz var. Fransa’ya ihracatımız başladı. İngiltere ve Almanya ile çok iyi anlaşmalar yaptık. 2018 yılında Avrupa’ya ihracatımız önemli bir miktarda artacak gibi gözüküyor. İhracatta bizim en büyük dezavantajımız ürünlerimizin ağır malzeme grupları olması dolayısıyla nakliye konusu. Bu nedenle ince ürün gruplarımızın daha çok ihracat şansı var.
Yurt dışı ihracatını oradaki bayiler kanalıyla mı yoksa buradan direkt mi sağlıyorsunuz?
Çalışmalarımızı ihracat bölümümüz, bayiler aracılığıyla buradan sürdürüyor. Yurt dışında yaklaşık 30 bayimiz var. Hem proje bazında hem de bayi bazında çalışmalarımız devam ediyor.
Bizim en önemli özelliklerimizden bir tanesi de malzemeyi tek başına satmıyor olmamız. Taşıyıcısı, yalıtımı, örtüleri ve hatta tasarımını da yapıyoruz. Mimari grubumuz da farklı malzemelerin bir arada kullanımıyla ilgili öneriler getiriyor. Hem Türkiye’deki yöresel malzemeler içerisinden doğal malzemelerle tuğlayı bir araya getiriyoruz. Yurt dışında da yine o ülkedeki yöresel malzemelerle tuğlayı birleştiriyoruz. Tasarım aşamasında da önerilerimiz oluyor özellikle modern çizgiler çok önemli, cephelerde ve çevre düzenlemesinde modern çizgileri yaratarak öneri götürüyoruz.
Özellikle sıcaklığı nedeniyle tuğla son yıllarda cephede hem Türkiye’de hem de yurt dışında oldukça fazla kullanılıyor. Özellikle Avrupa’da çok güzel örneklerine rastlıyoruz ama Türkiye’de de çok güzel uygulamalarla karşılaşıyoruz.
Önümüzdeki dönemde tuğlayı cephelerde daha fazla görebilecek miyiz?
Aslında tuğla, cephelerde tercih edilen bir malzeme. Özellikle sıcaklığı nedeniyle tuğla son yıllarda cephede hem Türkiye’de hem de yurt dışında oldukça fazla kullanılıyor. Özellikle Avrupa’da çok güzel örneklerine rastlıyoruz ama Türkiye’de de çok güzel uygulamalarla karşılaşıyoruz.
Fotovoltaik panellerin cephelerde konumlandırılarak enerji üretilmesi önemli bir konu. Özellikle Avrupa’da enerji üreten tuğla evler var. Onları yakından takip ediyoruz. Çünkü tuğla çok önemli bir ısı kütlesi oluşturuyor, ısıyı bünyesinde tutarak soğuk havalarda bundan faydalanılabiliyor. Artı enerji üreten evleri Türkiye’de de görmek istiyoruz. Bu konuyla ilgili bazı çalışmalarımız var.
Avrupa’da tuğla kültürü çok daha fazla. Bir cephe tasarımı çoğu zaman basite indirgeniyor ancak iyi tasarlanmış bir cephenin binanın bulunduğu mahalleden, şehre kadar uzanan bir etkisi var. Cephe tasarımı gerçekten çok önemli. Binaya bir elbise giydiriyorsunuz ve dört mevsim üzerinde taşıyacağı bu elbiseyi tasarlarken basite indirgenmesine çok karşıyız. Bazı firmalarımız maalesef öyle işlemler yapıyorlar. Yalıtımı 4-5 cm yaparak binanızı kurtarma veya bina ömrünü gerçekleştirme olmuyor. Binalarda değişen iklim şartları, enerji şartları ve ihtiyaçlarıyla donanımlı binaları şimdiden yapmamız lazım. Pazar payımız oldukça yüksek ama bizi marka olarak değil toprakçılar olarak görmenizi istiyoruz çünkü malzemenin kullanılması yönünde gayretlerimiz var.
Bizim amacımız markadan önce toprak malzemenin avantajlarını aktarmak. Bu amaçla tasarımcı adaylarını henüz öğrencilik yıllarında tanıyıp onlara toprağı anlatmak istiyoruz. Yapı Fuarı’nda bir atölyemiz oldu. Dış mekânda kuracağımız bu atölyede toprak ile öğrencileri buluşturacağız. Harç, duvar, imalat, yalıtım nasıl yapılır konusu üzerinde çalışmalar gerçekleştirdik. Zaten tırımız sürekli üniversiteleri dolaşarak toprağı öğrencilerle buluşturuyor. En son Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversite’sinde bir konferansımız oldu ama tırımız Adıyaman’a, Mersin’e kadar gidiyor. Öğrencilere proje anlatıp dışarıda workshop çalışması yapıyoruz, harçla tuğlayla biraz da onların hayal gücünü zorlamayı amaçlıyoruz.