Bal Arısı Sanat Enstalasyonu Sürdürülebilirliğe Dikkat Çekti
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Bal arıları gibi tozlayıcılar insanların yediği her üç gıdadan birinden direkt olarak sorumlu. Bu da Kuzey Amerika'da 700'den fazla arı türü neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olmasını dehşet verici kılıyor. Bir sanatçı bu soruna dikkat çekmek ve insanların gelişmek için doğaya ne kadar muhtaç olduğunu hatırlatmak için dünyanın dört bir yanında sergilenecek duvar resimlerine 50.000 arı resmetme taahhüdünde bulundu.
En yeni duvar resmi Kaliforniya'daki Jordan Vineyard and Winery'de oluşturuldu. Matt Willey tarafından boyanan harika sanat eseri üç günde tamamlandı. Beton üzerine yumuşak pastel tebeşirle yapıldı. Arılar, bal ve petekler zengin altın tonlarının işlendiği bir tasarımda yer alıyor.
Projenin adı Good of the Hive ve Matt Willey şu zamana kadar sekiz yıldır bu proje üzerinde çalışıyor. Şimdiye kadar 35 duvar resmi yaptı. Onları Washington, D.C.'deki Smithsonian National Zoo, New York'taki Dag Hammarskjold Plaza ve Durham, NC'deki Burt's Bees genel merkezi gibi yerlerde bulabilirsiniz.
Jordan Winery'deki yeni eklentiyle birlikte Willey, 50.000 arı hedefinin 10.000'den fazlasını boyamış oldu. Bu aslında sağlıklı bir kovanda bulabileceğiniz ortalama arı sayısı. Bu kadar çok arıyı resmetmek Willey'nin sağlıklı bir yaşamı desteklemek için kullandığı bir yöntem.
Diğer yandan Jordan Winery dünya için güçlü bir taahhütte bulunmuş. Burası sertifikalı sürdürülebilir bir üzüm bağı ve şaraphane. Doğal bitki ve hayvanların yaşayabilmesi için arazinin çoğu dokunulmadan bırakılmış. Arılar yıl süresince burada tutulur ve mülk içerisinde çeşitli tozlayıcı koruma alanları oluşturulmuş. Atık su geri kazanım sistemleri üzüm bağı ve peyzaj için suyu yeniden kullanır. Elektriğin yaklaşık %75'i tesisteki güneş enerjisi sistemlerinden elde ediliyor. Jordan Winery'nin elektrik tüketimi 2014 yılından bu yana karbon nötr.
Ve şimdi şaraphane Good of the Hive projesinin bir parçası, dünya insanlarının da bir arı kovanı olduğunu ve arı kovanımızın yeniden sağlıklı olabilmesi için çok fazla iyileştirme yapılması gerektiğini hoş ama acı tatlı bir şekilde hatırlatıyor.