Belçika'daki Müze İnşaat Atıklarını Tuğlaya Dönüştürüyor
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Sürdürülebilir mimari Ryhove Museum Ghent Belçika'da 1992 yılında inşa edilmiş daha yeni bir kanat ve 16. yüzyıla kadar uzanan Leten House adlı üçüncü bir kanatla bağlanan 18. yüzyıldan kalma güzel bir şehir konağı. Bunu genişletmek ve eklentiyi sürdürülebilir kılmak için Carmody Groarke, RE-ST ve TRANS Architectuur Stedenbouw'dan tasarımcılar, yeni kanadın inşasını sürdürülebilir kılarken stilleri harmanlamanın bir yolunu yaratmak için iş birliği yaptı. Tuğlalar geri dönüştürülmüş inşaat atıklarından inşa edilecek ve yeni bina ziyaretçileri karşılamak ve halkı modern, sıcak bir müze tarzına dahil etmek için çok daha şeffaf bir cepheye sahip olacak. Özellikle sürdürülebilir mimaride kullanılan malzemeler tercih edilmiş.
Carmody Groarke'nin Direktörü Andy Groarke "Müzeler ziyaretçileri koleksiyonlarıyla buluşturmak konusunda giderek artan zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle Design Museum Gent'in müze ziyaretini ilgili, davetkar ve herkes için erişilebilir kılan yeni bir bina yaratma tutkusundan fazla ilham aldık." dedi.
Sürdürülebilir mimari örneklerden yeni kanada Leten House ile şu anda restoran olarak hizmet veren eski konağın arasından erişilecek. Groarke "Hem sokak seviyesinde hem de Gent silüetinde sivil karakterli bir bina yaratmak istedik ve tarihi sokak manzarasının bir parçası olarak müze için yeni bir 'ev' tasarladık." dedi.
Bu giriş tasarımcıların yerel bir buluşma yeri olmasını umdukları zemin kattaki bir topluluk alanına açılacak. Giriş yolunun üzerindeki üç kat zaman içinde esnek kullanım için modüler iç alanlarla oluşturulacak. Dördüncü kat Ghent'in silüetine bakan bir galeri içerecek.
Sürdürülebilir mimari projelerden yeni müze eklentisinin tasarımı döngüsellik, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik ilkelerini takip edecek şekilde oluşturuldu. Mümkün olan her yerde sürdürülebilir malzemeler kullanıldı ve Circular Flanders'tan alınan bir hibe ile sürdürülebilir mimari örneklerden müze, inşaat atıklarını işlemek ve bina için tuğlaya dönüştürmek üzere kendi girişimini oluşturdu. Bunlar karbon nötr bir ahşap çerçevenin etrafına yerleştirilmiş. Bu arada çok işlevli tavanlara, zeminlere ve duvarlara yardımcı olmak için benzersiz bir sensör ağı bina boyunca uzanacak. Akıllı bina teknolojisi aydınlatma, güneşlikler ve diğer enerji tasarrufu teknolojilerini kontrol edecek.
Tuğlalar kullanılmadan önce dayanıklılık açısından araştırılacak. Malzemelerden biri Amsterdam'dan StoneCycling, diğeri ise İngiltere'den Local Works Studio ve BC Materials tarafından araştırılıyor. Döngüsel tuğlalar geliştirmek için farklı yaklaşımları var, StoneCycling süreci %40 kil ve %60 atık malzemeden fırınlanmış kaplama tuğlalarına odaklanıyor. Diğer ekip kireç ve topraktan kaplama tuğlaları yapıyor ve bunlar fırınlanmak yerine presleniyor. Bu üretim sırasında karbon miktarını azaltır. İlk süreç müzenin belirli bir dokuya sahip soluk bir taş rengi yaratma hedefi göz önüne alındığında zor olabilecek daha koyu bir tuğla üretir. Her iki tuğla stili de sertifikalandırılmadan önce donma direnci ve mukavemet açısından laboratuvarda test edilecek.
