BiodiverCity Sürdürülebilir Takımadalar Üzerine Kurulacak
Malezya’da bulunan Penang Eyalet Hükümeti’nin Güney Penang Adaları’nı sürdürülebilir değerler ile işleyen, global bir durak haline getirmek için başlattığı yarışmayı BIG, Hijjas ve Ramboll isimli firmalar kazandı. Proje 4,6 km uzunluğundaki bir plaj hattı, 600 hektarlık bir park bölgesi ve 25 km uzunluğunda bir sahil şeridi üzerinde çalışacak. Tasarımcılar, dünya üzerinde en geniş biyoçeşitliliğe sahip olabilecek bir alanda insan ve doğayı bir araya getirmeyi planlıyor.
Adı BiodiverCity olan projede insan yapımı bir ekosistem içinde kurulan hayat; yerel su kaynaklarıyla bağlantılı, yenilenebilir enerjiden faydalanan ve atık yönetimine önem verilen bir iç işleyişe sahip olacak. Bölgede temel ulaşım biçimi su yollarını kullanmak olacağı için tasarım araba kullanımı fikri etrafında şekillenmeyecek. Bununla birlikte raylı taşıma ve kimi farklı bireysel taşıma tekniklerinden de faydalanılacak.
Üç takımada şeklinde tematik adalardan oluşacak projede bahsi geçen bölgelere The Channels, The Mangroves isimleri verilecek. Kent öğeleri 15 ila 18 bin sakine hizmet edecek bölgeler biçiminde şekillenecek ve her bölge birbirinden en az 50 metre uzakta olacak. Bölgelerin etrafını saracak bu tampon bölgeler yaşayanların parklar, koridorlar ve meydanlar aracılığıyla doğal örtüyle bir araya gelmesine olanak sağlayacak.
The Channels isimli bölge üç fazdan meydana gelecek. Bunlardan ilki bir dalga havuzuyla birlikte teknoloji parkına ev sahipliği yaparken, bölgenin idari araştırma enstitüleri ikinci fazda yer alacak. Üçüncü fazda ise hem ulusal hem de uluslararası ilgi uyandıracak bir dijital park bulunması planlanıyor. 500 hektarlık parkta Ar-Ge yapmaya uygun alanlarla birlikte yerel iş olanaklarını artıracak unsurlar bulunacak.
The Mangroves bölgesinde yaşam alanları sulak bölgelerin etrafında yükselecek. Bölgeye adını veren Mangrov ağacı ile kaplı olacak öyle ki bölgede yetişmesi planlanan orman aynı boyuttaki sıradan bir ormandan dört kat daha fazla karbon salınımı yapacak. Adanın merkezinde toplantı, konferans ve etkinliklerin gerçekleştirileceği Bamboo Beacon yer alacak. Yapıların inşasında ise bambu ve Malezya ahşabı gibi düşük karbonlu malzemelerle birlikte endüstriyel atık ve geri dönüştürülmüş maddelerden elde edilen yeşil beton kullanılacak.
The Laguna’nın merkezinde ise bir marina yer alıyor. Sekiz küçük adadan meydana gelen bu takım adada ayaklı ve taraçalı evler bulunacak. Yeni inşa edilecek marinalar su altındaki biyoçeşitliliğin artmasına sebep olacak. Adaların arasında yer alan su kanalları, canlıların rahat biçimde hareket etmesine olanak sağlayacak.
Tüm proje su, kara ve hava bazlı otonom toplu taşıma sistemine sahip olacak. Sokaklar yaya ve bisiklet kullanıcılarının güvenle kullanımına bırakılacak.