Bir Kentsel Dönüşüm Fırsatı: Ekolojik Peyzaj
Cemal Onur Alpay
Kentsel dönüşüm, geçmişte yapılan ekolojİk yönden hatalı mekansal planlamanın telafisi için de fırsattır.
Kent(li) Hakları
Kentlerde sanayinin gelişmesi ile birlikte üretim merkezlerinde çalışmak üzere kırdan kente birçok insan göç etmiştir. Ülkemizde 1950’li yıllarda yaşanmaya başlayan bu süreçte ucuz iş gücü sağlamak için istihdam edilen bu insanların barınma sorununa hem patronlar hem de yöneticiler kayıtsız kalınca sonuç hızla çarpık gelişen kentler olmuştur.
Zamanla, her bir dokusunda kültürel ve tarihi mirasımız işli olan kentlerin siluetlerinde bozulmalar, kimliksizleşme, çevre kirliliği, altyapı ve ulaşım yetersizliği gibi birçok sorun ortaya çıkmıştır.
Benzer sorunlar ülkemizde olduğu gibi tarih boyunca dünyanın birçok yerinde yaşanmıştır. Teknoloji alanında kaydedilen ilerlemeler zamanla kentleri üretim merkezleri olmaktan çıkarıp, hizmet sektörüne dönüştürmüş, bu süreçte toplum da aynı hızla dönüşerek yaşam kalitesi algısı değişmiştir. Zaman içerisinde bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, kent toplumu içinde paylaşılan değerleri ve kentli profilini değiştirmiş, kentlerin modern dünya kentleri standartlarına ulaşmalarını sağlayacak proje ve uygulamaları zorunlu kılmıştır.
Kentsel dönüşüm projelerinin temelinde, kentleri modern dünya kentleri standartlarına ulaştırma, kentte yaşayan toplumun kentli haklarından maksimum derecede yararlanmalarını sağlama ve kent toplumunun yaşam kalitesini artırma fikirlerini barındırmaktadır. Avrupa Konseyi tarafından 1992’de ilan edilen ve bu alandaki en önemli belge olan Avrupa Kentsel Şartı’na göre Avrupa yerleşimlerinde yaşayan kentliler güvenlik, kirletilmemiş sağlıklı çevre, istihdam, konut, dolaşım, sağlık, spor ve dinlence, kültür, kaliteli mimari ve fiziksel çevre, katılım, sürdürülebilir kalkınma, doğal kaynaklar ve zenginlikler, eşitlik gibi başlıklarla sıralanan haklara sahiptir.
Kentsel Dönüşüm nedir? Ne olmalıdır?
Geçmiş “Planlamama” alışkanlıklarının aksine kentsel dönüşüm kuramsal olarak, çeşitli sebeplerden dolayı zaman içerisinde çökme ve bozulma olan kentsel mekanın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarını kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirmeye yönelik uygulanan strateji ve eylemlerin bütünüdür. Bu nedenle, kentsel dönüşüm, yeni kentsel alanların planlanması ve geliştirilmesinden çok, var olan kentsel alanların planlanması ve yönetimi ile ilgilidir. Kavram olarak kentsel dönüşüm, disiplinler arası işbirliğinin sağlandığı, bütüncül ve uzun vadeli çözümler üretebilen bir yaklaşımdır. Ancak günümüzdeki kentsel dönüşüm örnekleri incelendiğinde alanların kent bütününden bağımsız olarak planlandığı ve fiziksel çevre iyileştirmesine ağırlık verildiği görülmektedir. Bir yerleşim alanında varlığını sürdüren topluluk paylaşıma açtığı değerleriyle kültürel varlığını sürdürür. Mekanlar paylaşıma açılan değerlerin doğduğu ve sürdürüldüğü yerlerdir. Toplumun değerleri dikkate alınmadan oluşturulan yeni mekanlar ya toplumun kültürel değerlerinin sonunu getirir, ya da mekanların işlevini yerine getirememesine neden olur. Bu bağlamda kentsel dönüşüm projeleri, kent parçalarına yalnızca mekansal çözümler üretmek yerine, kent bütününü kapsayan, toplumun yaşam stili ve toplumsal sınıflar arasındaki iletişimi de gözeten bir yaklaşımla üretilmelidir. Ancak bu şekilde toplumsal, ekonomik, ekolojik ve sosyo-kültürel sürdürülebilirlik sağlanabilir.
Kentsel Dönüşümde Ekoloji
Avrupa kentsel şartında da görüldüğü üzere kentlerde doğal kaynakların korunması, yaşam alanlarının sağlıklaştırılması ve insan-doğa etkileşimine elverişli alanların oluşturulması konuları özellikle vurgulanmıştır. Kentsel dönüşümün başlıca odaklarından biri kent ekosistemi olmalıdır. İnsan, flora, fauna ve tüm çevresel öğeler kent ekosistemini oluşturan dinamiklerdir. Bu dinamikler kendi aralarında olduğu kadar kent ile de etkileşim içindedir. Doğal ekosistemlerin aksine kent ekosisteminde insan faktörü baskın rol oynamaktadır. Kentsel dönüşüm, geçmişte yapılan ekolojik yönden hatalı mekansal planlamanın telafisi için de fırsattır. Ekolojinin “en uygun çözümü doğa bulmuştur” şeklinde bir kuralı vardır. Doğayı taklit etmek, ekolojik tasarımda başarılı olmanın en etkili yoludur. Eko-yapılar gibi modern ekolojk tasarım modelleri aslında geleneksel mimarinin taklidi niteliğindedir. Günümüzde teknoloji ve sanayinin imkanlarından faydalanılarak oluşturulmaya çalışılan, enerji etkinliği, biyo-konfor ve doğal kaynak koruma hedefleri, aslında geleneksel mimaride doğal yöntemler ile çözülmüş hususlardır. Örneğin, yapı çevresinde ekolojk peyzaj tasarımı ile doğal yöntemler kullanılarak yapıların enerji tüketimi ve ekolojik baskıları azaltılabilmektedir.
Ekolojik Peyzaj Tasarımı
Ekolojik peyzaj tasarımı, kentlerin daha yaşanabilir yerler haline gelmesi, enerji kullanımının minimize edilmesi, minimum kaynak kullanımı ile maksimum fayda elde edilmesi açısından önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentsel peyzajın en küçük ölçeği olan yapı ve çevresinde yapılacak ekolojik peyzaj tasarımı, yapıların kent ekosistemi üzerindeki çevre zararlarını tolere edebilir. Örneğin, biyo konforun yapay yollarla sağlanması yerine bitkisel tasarım ile iklim kontrolü sağlanarak klima kullanımı azaltılabilir. Atık sular dönüştürülebilir ve yüzey akış suları ekosisteme kazandırılabilir. Kent bütününde de aynı mantık ile ekolojik çözümler üretilebilir. En başta da bahsettiğim gibi kentsel dönüşüm ancak kentin bütününde ele alındığında ekolojik açıdan başarıya ulaşabilir.
Kent Genelinde Ne Yapılmalı?
İdeal kentlerin oluşması kent planlama ölçeğinde alan kullanım kararlarına kadar uzanır. Doğru plan kararlarıyla kent ekosisteminin işlerliği artırılırken, kent ekolojisine ait her bir öğenin de devamlılığı sağlanmış olur. Kentlerde biyolojik çeşitliliği artırma, enerji tüketimini azaltma, habitat parçalanmasını önleme, atık yönetimine yönelik çözümler üretme, kaynak kullanımını dengeleme, biyokonfor sağlama, iklim kontrolü (ısı adası etkisini önleme), etkin su yönetimi ve döngüsünün sağlanması gibi ekolojik hedefler, kentsel dönüşüm faaliyetlerinin hedefleri arasında mutlak suretle yer almalıdır. Bu amaçla, kentin çevresel analizleri de değerlendirilerek, ekolojik koridor ve ağların oluşturulması, yeşil alt yapı sistemlerinin planlanması, ulaşım sistemlerinin toplu taşımaya teşvik edecek şekilde düzenlenmesi gibi uygulamalar kentin geleceğinin ekoloji ile birlikte kurgulanması açısından önemlidir. “Kent içinde kaybolmuş yeşil değil, kente hakim yeşil” geleceğin kentlerinin felsefesi olmalıdır. Fakat dikkatinizi çekmek isterim ki buradaki yeşil sadece ağacı bol anlamında değil, ekoloji temelli bir kent sistemi olarak algılanmalıdır.
KAYNAKÇA
Akkar, Z. M., 2006. Kentsel Dönüşüm Üzerine Batı’daki Kavramlar, Tanımlar, Süreçler Ve Türkiye. Planlama, 2006/2. Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü. Alpay, C.O., Kalaycı, A., Birişçi, T., 2013. Ekolojik Tasarım Kriterlerine Göre Kent Parkı İyileştirme Modeli İzmir Kültürpark Örneği, TMMOB İzmir 2. Kent Sempozyumu. Kalaycı, A. Birişçi T., 2013. Kentsel Dönüşüm Sürecinde Değerlendirilmesi Gereken Sosyal Parametrelerin Peyzaj Mimarlığı Açısından İrdelenmesi, Peyzaj Mimarlığı 5. Kongresi, Çukurova Üniversitesi, Adana. Kemp, I., Leidelmeijer, K., Marsman,G., Hollander, A., 2003. Urban Environmental Quality and Human Well-being Towards a Conceptual Framework and Demarcation of Concepts; A literature Study, Landscape and Urban Planning. Meegan R., Mitchell A., 2001. ‘It’s not community round here, it’s neighbourhood’: neighbourhood change and cohesion in urban regeneration policies. Urban Studies 38 Tekeli,İ., 2011. Kent, Kentli Hakları, Kentleşme ve Kentsel Dönüşüm, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.