Biyofilik Ofisler Neden Önemli ?
İşyeri ve ofis tasarımlarına sektöre , çalışana veya yöneticiye bağlı olarak çeşitli yaklaşımlar vardır. Bu yaklaşımlar arasında ofis içi ortak mekan kullanımlarını arttırmak, rahat çalışma alanları sağlamak veya erişilebilir olma özelliği olsa da az bilinen bir tasarım yöntemi ise sürdürülebilir ve biyofilik ofisler yaratmaktır.
Biyofilik tasarım insanların doğayla olan bağlantı ihtiyacına cevap vermekle beraber, bu bağlantının yapılı çevreyle kurulmasını da sağlar. Her şeyden önce, biyofilik tasarım; bireyin yaşadığı ve çalıştığı çevrede doğayla bağlantısını devam ettirme amacıyla doğadan ilham alan binalar yaratmaya dair bir teori, bilim ve pratiktir.
Mimar Chris Garvin sürdürülebilir kaynakların kullanımının sağlıklı ve üretken çalışma ortamı yarattığına inanarak Mimarlık Danışmanlık Firması Terrapin’i kurarak ve Biyofil ofis tasarımlarında profesyonel çalışmalara imza atmıştır.
Tasarım ve mimarlığın bir toplumun kültürünü besleyip o kültürü inşa ettiğine inanan Garvin insanları mekana yerleştiren ve doğal otantik dokularla bunu gerçekleştiren biyofilik ofisler konusunda tasarımcılara cesaret veriyor.
Biyofilik tasarım pek çok kişi için oldukça yeni bir fikir olmasına rağmen tartışılmaz faydaları da bilinmektedir: Stresli ortamın iyileştirilmesi , verimliliğin artması, , iyileştirilmiş hava kalitesi gibi, biyofilik tasarım yaklaşımı kişinin refah seviyesini ve performansın sağlıklı olmasına yardımcı olur.
Biyofil unsurlar ve onları çalışma alanına dahil etmenin kolay yollarına dair birkaç yöntem:
Bambu bitkisinin oksijen üreterek kapalı ortamlarda hava kalitesini arttırdığı bilinmektedir. Karşılama ve rahatlama hissi veren bir ortam yaratmak için doğal doku ve desenler tercih edilebilir. İnşaat ve tasarım için kullanılan malzemelerin dikkatle incelemek gerekiyor.
Doğrudan deniz gören, ya da yeşil bir alana bakan bir yapının pencerelerini doğru konumlandırmak, doğal ışığı mümkün olduğunca içeri almak en önemli hususlardan. Dış mekânı biçimlendirmek daha kolayken, iç mekânda zorluklar yaşanabilir elbette; bir ofisin içerisinde suya dair bir olgu yerleştirmek zor olabilir. Ama doğanın gerçek elemanlarının kullanılamadığı yerde yapay doğa elemanlarının kullanılmasında herhangi bir negatif etki görülmediğini vurguluyor araştırmalar.Bizi bu kavrama yaklaştıran en spesifik noktalar ; bitkiler, doğal renk ve ışık ile doğayı yansıtan doku ve formlardır. Garvin’ e göre bu yaklaşım henüz hizmet sektörüne girmemiş olsa da bir başlangıç noktasına sahiptir.