Biyofilik Tasarım Nedir?

Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
En eski uygarlıklardan beri doğa insanlık için doğal bir yaşam alanı olarak hizmet etmede, barınak, yiyecek ve ilaç sağlamada bir dayanak noktası olmuş. Modern zamanlarda, endüstriyel ve teknolojik devrimler doğayı ele geçirerek insanların doğayla etkileşim şeklini yeniden yapılandırdı. Ancak bugün toplum olarak yaşadığımız olaylar nedeniyle doğayı günlük hayatımıza entegre eden şehirler ve mekanlar yaratmaya odaklanmak gerekiyor.

Mimarlık ve iç tasarım dünyasında giderek daha fazla güç kazanan trendlerden biri de "biyofilik tasarım" dır, 'biyofili' terimi eski Yunanca'da 'canlıların sevgisi' olarak tercüme edilir (philia = sevgi / eğilim). Biyofili ilk olarak 1964'te Psikolog Erich Fromm tarafından kullanıldı ancak 1980'lerde Biyolog Edward O. Wilson tarafından kentleşmenin doğayla güçlü bir kopukluğu nasıl teşvik etmeye başladığını tespit ettikten sonra popüler hale geldi.

Bu ilkenin amacı refahı iyileştirmek için insanları doğa ile ilişkilendirmek. Bu doğayı mekanlara entegre ederek başarılmış. Meksika'da evin içine güneşi ve yağmuru getirmenin bir yolu olduğu için terasları evlerin veya dairelerin içine entegre etmek çok yaygındır. Tamamen iç mekanlarda olmayan diğer yörüngelere ve bir arada yaşama şansını açar. Ancak çatı katları veya apartmanlar gibi toplu konutlar söz konusu olduğunda doğal dünyayı birleştirmeye hizmet edebilecek balkon ve teras gibi diğer unsurlar entegre edilmiş. Bu nedenle bu sefer kullanıcılarına daha yüksek bir yaşam kalitesi sunmak için bu ilkelerle bağlantı kurmaya çalışan, bazıları aynı şeyin iç kısmına odaklanan, diğerleri ise terasları ve diğer unsurları setin ortak yerlerine entegre etmeye çalışan bir dizi daire seçkisi aşağıdaki gibidir.