Çağdaş Sanatın Dünya Çapındaki En Önemli Temsilcilerinden Edoardo Tresoldi İstanbul’daydı

‘Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri’ etkinliği kapsamında Geberit’in davetlisi olarak İstanbul’a gelen çağdaş sanatın dünya çapındaki en önemli temsilcilerinden Edoardo Tresoldi, mimarinin unsurlarıyla doğal unsurları birlikte kullanmayı sevdiğini söyledi. Erken dönem Hıristiyan kilisesi olan ‘Basilica di Siponto’yi tamamen el işi tel örgüler kullanarak ayağa kaldırdıklarını söyleyen Tresoldi; çalışmalarında bir heykeltıraş olarak mimarinin lisanını kullanmaya başladığının altını çizdi.

İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, Arkitera Mimarlık Merkezi iş birliğiyle gerçekleştirdiği ‘Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri’ etkinliğinin bu yıl altıncısını düzenledi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka kampüsünde gerçekleşen etkinliğin bu yılki konuğu, çağdaş sanatın dünya çapındaki en önemli temsilcilerinden Edoardo Tresoldi oldu. 

Tresoldi, Geberit’in 2018 mottosu olan “Güvenilir bir ortakla yalnız değilsin” çerçevesinde kamusal alanda gerçekleştirdiği projelerinin tüm detaylarını anlattı. Ayrıca Tresoldi, mesh ve endüstriyel materyallerden oluşan şeffaflık oyunlarıyla mimarlık gibi farklı disiplinlerin nasıl ortağı olduğunu konuklarla paylaştı. 2013'ten bu yana, ‘genius loci’ (yerin ruhu) ve peyzaj öğeleri çalışması üzerine araştırmalara odaklandığından bahseden Tresoldi, kamusal alan projelerini gerçekleştirirken de bu bakış açısıyla yol izlediğini söyledi. 

“Tasarımlarımda şeffaflığın gerçek lisanı nedir diye düşünmeye başladım”

Tasarımlarının şiirsel bir anlatımı olmasına özen gösterdiğini belirten Tresoldi, karşıt fikirlerin içerisine çağdaş bir yorum katarak bu serüvene başladığının altını çizdi. 2013 yılında bir festivale katıldığını ve o dönemin kendisi için şanslı bir dönem olduğunu aktaran Tresoldi, çalışmasının özünde saydamlığın yer aldığını belirtti. Bu bakış açısıyla da sanat hayatına tel örgülerle devam etme kararı aldığının altını çizen Tresoldi, çalışmalarında ayrıntılara fazlasıyla önem verdiğini söyledi. Figürler geliştirdikçe insan vücudunu daha yakından tanıma fırsatı yakaladığını aktaran Edoardo Tresoldi, bu sayede peyzajın içerisinde büyük figürler çalışmaya başladığını aktardı. Tresoldi, “Benim için eğlenceli olan insan figürü ile çalışmak ve empati kurmak. Denize bakan bir figür yaptıysam o çalışmayı gören herkes denize bakıyor ya da gökyüzüyle ilgili bir figür çalıştıysam otomatik olarak herkes gökyüzüne bakıyor. Bir sanatçı olarak bu beni mutlu ediyor. Bu çalışmalarımla yetkinliğe eriştiğimi düşündüğüm an mekan ve saydamlık üzerine odaklandım ve şeffaflığın gerçek lisanı nedir diye düşünmeye başladım. Ve evrim ve araştırma sürem devam ederken dekoratif eserlerden çıkıp geometrik parçalara yöneldim” dedi.

Bir heykeltıraş olarak artık çalışmalarında mimarinin lisanını kullanmaya başladığının altını çizen Edoardo Tresoldi, Siponto Arkeoloji Parkı‘nda (İtalya) yer alan erken dönem Hıristiyan kilisesini tel örgüler kullanarak ayağa kaldırdıklarını söyledi. ‘Basilica di Siponto’ adlı restitüsyon çalışması ilk geldiğinde çok heyecanlandığı belirten Tresoldi, burada deneysel bir proje yapmak için kolları sıvadıklarını söyledi. Projeye başlamadan önce sanat tarihçileri ve arkeologlarla toplantılar yaptıklarını aktaran Edoardo Tresoldi, mekanın ötesinde zamanla ilişki kurmaya çalıştıklarını aktardı. 


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)