Çocuğun Yüz Mekanı
Meksika'da bulunan Habitat Öğrenim Topluluğu adlı okul, İtalyan Reggio Emilia’nın felsefesinden esinlenerek yeni bir eğitim konsepti ile çocuklara adanmış bir projedir. Çok sayıda faktörü içeren öğrenim alanı, zıtlıkları içerisinde barındıran kendi kendine öğrenme alanıdır.
Geleneksel okullardan uzak, çeşitliliği ile hoş duygular uyandıran bir ekosistemin temsili olarak uygulanan okul, çocuğun empati ilişkileri üzerinden gelişimine katkı sunmayı amaçlıyor.
Bu projede tasarımın birçok farklı disiplini bir bütün halinde bir araya gelmiş. Bunu temellendiren, Reggio Emilia felsefesinin denge, saygı, birlikte yaşam, katılım, iş birliği ve öğrenmeyi göz önünde bulundurma ilkeleri; mimari proje, aydınlatma, iç tasarım, endüstriyel tasarım, mobilya, manzara, grafik ve iletişim kurgularında özümsenerek mekâna ve çevreye etkili bir iz bırakmakta.
Habitat Öğrenim Topluluğu, günün farklı zamanlarında değerlendirilebilir, içerisinde yeni yollara izin verebilen dönüştürülebilir ve sürdürülebilir bir mekandır. Bu mekân, çocuğun kendi hayat kahramanının yine kendisi olduğunu öğrenmesine yardımcı olmakta.
Yapıdaki tasarım, iç ve dış ilişkileri kurabilen, rahat, güvenli bir çizgi izleyerek, kullanıcıların denge, ahenk ve etkileşimlerden keyif alabildiği, bilgi süreçlerinin oluşmasına zemin hazırlayan özelliğe sahip.
Proje Künyesi:
Proje Adı: Habitat Öğrenim Topluluğu
Mimarlar: Lara Hermanos
Bölge: Jalisco, Meksika
Yıl: 2017
Fotoğraf: Lorena Darquea
Kaynak: archdaily
Reggio Emilia Felsefesi Hakkında:
Dünya savaşı sonrasında İtalya’nın kuzeyinde Reggio Emillia adı verilen 150,000 nüfuslu bir kasabada anne babaların çocuklarının eğitim alabileceği bir okul kurma girişimiyle başlayıp, bugün “Reggio Emilia” yaklaşımı adıyla tüm dünyaya yayılan bir okul sistemidir. Loris Malaguzzi bu yaklaşımın yaratıcısı ve öncüsüdür.“Eğitim her çocuğun hakkı” olduğu düşüncesiyle çocukların kaliteli bir eğitim alabilmesi için okul, aile ve toplumun işbirliği içinde çalışması gerektiği esas alınmıştır.
Bu yaklaşıma göre çocuklar hayatın anlamıyla ilgili cevaplar aramaktadırlar. Onlara cevabı vermek için acele etmemek, onun yerine cevabı kendilerinini bulması için teşvik etmek gereklidir. Erken çocukluk eğitiminde yapılması gereken, çocuklara gelişimlerini destekleyici ve ilerlemelerini teşvik edici bir ortam yaratabilmek ve kendi fikirlerinin gelişmesine fırsat tanımaktır. Çocukların sayısız yaratıcı, entellektüel ve iletişimsel potansiyelleri vardır ve her birine saygı gösterilmelidir. Çocuklar teoriler geliştiren, bilgi üreten, gözlem yapan, aktif deneyimler edinen, sosyal, duygusal ve zihinsel yönden farklı kaynaklara sahip olan kişilerdir.
Reggio Emilia yaklaşımında, çocuklara somut yaşantılar sunulur, bu sayede yeni deneyimler kazanmalarına yardımcı olunur. Çocuklar araştıran, üreten ve hipotezlerini test eden kişilerdir. Kendilerini ifade ederken çok farklı sembolik araçlardan yararlanabilirler. Örneğin, resim, heykel, müzik, gölge oyunları, dramatik oyun gibi. Reggio yaklaşımında buna “Çocuğun Yüz Dili” adı verilir. Çocukların düşüncelerini ve duygularını herkes tarafından görünür kılmak adına kullandıkları birçok sayıda dile sahip olduklarına inanılır. Bu diller aracılığıyla çocukların sembolik düşünmesi, yaratıcılığı ve iletişim becerileri gelişir.