Çok Merkezli Şehirler: Sürdürülebilir Kentsel Büyümenin Geleceği
Azalan yoğunluk halkalarıyla çevrili merkezi bir iş çekirdeğine sahip olan geleneksel metropol çağı artık sürdürülebilir olmayabilir. 10 milyon, 15 milyon veya daha fazla nüfusa sahip şehirlerle kentsel yoğunluk için yeni bir normale yaklaşırken, gelecek için en iyi konumdaki şehirler çok merkezli, çok düğümlü bir model boyunca gelişiyor.
Bu modelde, birkaç kilit bölge bir arada var olabilir. Kilit bölgeler, kent sakinleri için farklı pratikler sunarken, aynı zamanda kendi kendine yeten bir "şehir içinde şehir" gibi işlev görebilir. Önümüzdeki yıllarda bu şehir-bölgeler iyi planlanmış toplu taşıma altyapısı, geniş kamusal alan, iş, barınma ve eğlence için karma kullanımlı alanlar etrafında inşa edilebilecektir. Bu şekilde bu şehirler, milyonlar için sürdürülebilir bir gelecek yaratmak adına en iyi fırsatı sunmaya başlarlar.
Çok Merkezli Şehir Modeli
Çok merkezli şehir kavramı aslında yeni değildir. Örneğin New York'un Downtown ve Midtown'u, şehir Bronx, Queens, Brooklyn ve Staten Island'daki komşularını içine alacak şekilde büyümeden önce farklı gelişme dalgalarında yükselmişlerdi. Bunun yanı sıra Londra da, neredeyse ilk kökenlerinden beri çok merkezliydi. Ancak bugün bile New York ve Londra da, yeni kentsel kümelenmelerin ağırlık merkezlerini değiştirdiği gözlenmektedir.
Bütün bunlar olurken, Toronto veya Hong Kong gibi ana iş bölgesi modeline dayalı şehirler, yoğunluğu yerleşik merkezin dışına kaydırmaya başlıyor. Çok merkezli olan şehirler, ufuk çizgisi boyunca bir dizi zirveye yükselen yoğunluk dalgalarıyla dalgalı bir biçim almaya başlıyor.
Sürdürülebilir Şehir Modelleri
Güneydoğu Asya'da da bir çok merkezli şehir modelini görmek mümkün Yerel teknoloji endüstrisine yapılan son yatırımlar sayesinde, Metro Manila'da benzeri görülmemiş bir hızla büyüyen ve yeni bir kümelenme gelişimi olan Fort Bonifacio yeniden tasarlanıyor.16 ayrı şehir ve 12 milyon nüfustan oluşan Metro Manila, dünyadaki en yoğun kentsel ortamlardan biridir ve çok merkezli genişleme modeline de güzel bir örnektir.
Chicago gibi, Manila da bir zamanlar ünlü mimar ve şehir tasarımcısı Daniel Burnham'ın büyük bir vizyonunun konusuydu. 1905'te, Bonifacio Global City'nin gelişmeye başlamasından yaklaşık bir asır önce, Burnham, Manila'nın çevre ile ilişki içinde var olan, birbirine bağlı kamusal alanların canlı bir şehri olma potansiyelini fark etti. Şehir planında Burnham şunları yazdı:
"Napoli körfezine dolambaçlı Paris nehri ve Venedik kanallarına sahip olan Manila, hızlı büyüme noktasındadır; ancak yine de küçük bir alanda, modern zamanların tarihinde benzersiz bir fırsata, birleşik bir dünya yaratma fırsatına sahiptir. Manila, tropikal bir ortamın eşsiz ve paha biçilmez atmoferiyle beraber batı dünyasının en büyük şehri olmaya hazırlanıyor."
Aradan geçen yıllarda, 240 hektarlık Fort Bonifacio bölgesi, 1990'larda arazinin çoğu kalkınma için dönüştürülmeden önce bir ABD askeri üssü ve Filipin Ordusunun ulusal karargâhı olarak hizmet etti. O zamandan beri, bölgenin ana planı revize edildi ve yeniden uyarlandı. Bu uyarlama doğrultusunda dikey ve yuvarlak sirkülasyon ızgaraları benzersiz bir şekilde üst üste bindirildi. Bazı zorlu inşaat sahaları oluşsa da ortaya verimli bir sonuç çıktı.
Gensler ve Daiichi Properties Finans Merkezi
Gensler ve Daiichi Properties 2011 yılında bölgede çalışmaya başladığında, birincil hedef bölgenin ekonomik ve çevresel dayanıklılığına katkıda bulunurken, ikinci hedef ise kamusal ve özel alanlarda topluluk katılımını kolaylaştırmaktı. 2019'da tamamlanan 44 katlı Finans Merkezi, bu hedeflere Burnham'ın savunduğu City Beautiful felsefesinin modern, bölgeselleştirilmiş bir ifadesiyle ulaşıyor. Otuz bir kat ofis alanı teknoloji firmalarını bölgeye çekerken; 1.700 metrekarelik bir plaza, batık bahçeler, su özellikleri ve perakende podyumunun üzerinde bir gökyüzü bahçesi ile halkı buluşturuyor.
Gensler ve Daiichi'nin bölgedeki diğer yakın tarihli projeleriyle birlikte, 2015 yılında tamamlanan 32 katlı, LEED Gold sertifikalı One World Place; ve 2017'de tamamlanan 27 katlı LEED Gold sertifikalı World Plaza Building, Finans Merkezi, hızla büyüyen bir bölge için ileriye dönük sürdürülebilir bir yolu ve Manila'nın çok merkezli büyümesinde önemli bir temas noktasını temsil ediyor.