Depreme Karşı Güvenli ve İşlevsel Mekanlar
26 yıldır yüzlerce başarılı projeye imza atan SEKSENDOKUZ 'un Kurucu Ortağı Mimar Ayşe Çetin, gastronomi sektöründe en önemli eksikliklerden birinin, mekanların, planlama aşamasında doğru keşiflerinin yapılmadan, sahada alınan kararlarla hayata geçirilmesi olduğuna dikkat çekiyor.
Ülkemizi derin yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremler ve özellikle İstanbul'la ilgili uyarıların öne çıktığı şu günlerde, işletme sahiplerinin de bilinçlenmesi gerektiğini özellikle vurgulayan Ayşe Çetin "Yeni yapılacak ya da halen faaliyet gösteren iş yerlerinde deprem güvenliğine sahip çıkılması hayati önem taşıyor." diyor.
"Tasarım, sadece görsel kararların verilmesi değildir"
İç mekan tasarımı yapılan yeme içme mekanlarının mutfak alanlarında, özellikle taşıyıcı kirişlerde yapılan cesur müdahaleleri, üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri olarak değerlendiren Ayşe Çetin, herkesin üstüne düşen görevi en doğru şekilde yerine getirmesinin hayati bir önem taşıdığını belirtiyor. Yaşanan deprem gerçeğinin acı bir tecrübe olduğunu da ifade eden Ayşe Çetin, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ben herhangi bir mimarın, müşteri talebi olmadan kirişleri kesme, delme gibi bir öneride bulunacağını düşünmüyorum. müşteri istese de projede mimar varsa, bu önerinin kabul göreceğine de inanmıyorum. Kendi tasarımımı kendim yaparım diyen mekan sahipleri dikkatli olmalılar. Bu konu tamamen tasarım tarafında çözümlenmeli. Tasarım, sadece görsel kararların verilmesi değildir. Teknik detaylar da çözüm içerir."
"Sektörün önemli sorunu!"
Pek çok alanda olduğu gibi mimarlık ve mühendislik alanında da eğitim kadar deneyimin de önemli olduğunu dile getiren Ayşe Çetin, sektörün önemli bir sorununa vurgu yapıyor:
"Yeni mezun olan herkes, projelerin altına imzalarını atabiliyor. Sonuç ortada. Binaların girişlerinde uygunluğu araştırılmadan, incelenmeden restoranlar, kafeler, tiyatrolar, klinikler açılıyor. Hiçbir kaçış planları, acil durum planları yok. Ev olarak yapılan binalar bunlar. Odaları kırıp döküp geniş salon alanları açıyorlar. Hepsi de bir şekilde ruhsat alıyor. Sığınakları yok, acil kaçışları yok. Elektrik, mekanik projeleri, mutfak ekipmanlarının yerleşimi hiçbir şekilde planlı değil. Herkes de bu yapılara onay verme yetkisine sahip. Problem çok büyük."
"Yapbozu ortadan kaldıran taraftır, mimar"
Ayşe Çetin, sorumsuz davranışların vebalinin büyük olduğunu söylerken, yapılan yanlışları da şöyle sıralıyor: "Türkiye'deki dükkan, mağaza dediğimiz yerlerin kaçta kaçı mimar ile çalışıyor ki? İşletmeci çatıya su depose, jeneratör gibi statiği etkileyecek yüklerde cihazlar koymak istiyor. Taşır mı düşünmüyor? Statik proje yapılmıyor. Sadece kişisel kararı ile, yerleştirmek istiyor ve yerleştiriyor da. Hiçbir mimar hesapsız kitapsız onu oraya koymaz. Böyle yerlere bir şekilde ruhsat da alınıyor. Sonuçları düşünülmeden. Mimarlar daha çok para harcatıyor sanırlar ama yapbozu ortadan kaldıran taraftır mimarlar. Birçok işletmeci henüz bu bilinçte değil."