Dünyanın En Yeşil Binası: The Edge
Dünyanın en yüksek BREEAM derecesiyle ödüllendirilen ofis binası uyarlanabilir ve akıllı çalışma alanları yaratmak için çok sayıda akıllı teknoloji içermekte. Bina enerjik ve işbirliğine dayalı bir çalışma ortamı arayışını ortaya koyarken aynı zamanda en yüksek sürdürülebilirlik seviyelerini başarıyla elde etmekte.
The Edge, Amsterdam’ın Zuidas finansal bölgesinde yer alan 40.000 m2’lik bir ofis binası. Küresel bir finans firması ve binanın ana kullanıcısı olan Deloitte için tasarlanmış. Proje, Deloitte’in şehir boyunca yer alan birkaç binasında yer alan çalışanlarını tek bir ortama toplamak istemesi amacıyla geliştirilmiş ve Deloitte’in dijital zamana geçişinde katalizör görevi görecek bir “akıllı bina” olarak tasarlanmış.
The Edge sürdürülebilir teknolojiler ile desteklenen kökten yenilikçi bir çalışma ortamı yaratmakta. Dünyanın en yüksek BREEAM derecesiyle ödüllendirilen ofis binası uyarlanabilir ve akıllı çalışma alanları yaratmak için çok sayıda akıllı teknoloji içermekte. Bina enerjik ve işbirliğine dayalı bir çalışma ortamı arayışını ortaya koyarken aynı zamanda en yüksek sürdürülebilirlik seviyelerini başarıyla elde etmekte.
Projenin sosyal seviyedeki başarısını hiçbir derecelendirme tamamen ifade edememekte: mutlu, rahat ve sağlıklı çalışanlar, çalıştıkları ortam yüzünden daha da verimli olmakta.
The Edge tasarımın ve tasavvurunun en yenilikçi yönlerini ölçmek amacıyla BREEAM sertifikası alma yoluna girmiş. Binanın ana konsepti her zaman örnek olmak, gelecek ile uyumlu bir ofis binası olarak Hollanda’da ve uluslararası arenada standartları yükselterek parmakla gösterilmek olmuş. Ancak projenin sosyal seviyedeki başarısını hiçbir derecelendirme tamamen ifade edememekte: mutlu, rahat ve sağlıklı çalışanlar, çalıştıkları ortam yüzünden daha da verimli olmakta.
OVG GAYRİMENKUL’ÜN PROJE AÇIKLAMASI
“Sürdürülebilirlik, sertifika almaktan çok daha öte bir şeydir. Bir binanın genel konforu, üretken ve sağlıklı bir ortamda çalışacak sakinleri için verimliliği anlamına da gelmektedir. Dahası, ilham veren, sağlıklı bir çalışma alanı iş dünyasında yetenekleri kendine çekmekte ve çalışanların memnuniyetini artırmaktadır. The Edge gibi bir çalışma ortamı daha düşük enerji ve bakım masraflarına, azalan hastalık izinlerine, artan verimliliğe ve böylelikle daha iyi bir finansal performansa yol açmaktadır. BREEAM kriterleri sayesinde kullanılan yapı malzemeleri ve metrekareye düşen maliyet oldukça azalmıştır.
BREEAM sertifika sistemini kullanarak tasarımımızı “Sınırlara” taşıdık. BREEAM binalar arası sürdürülebilirlik değerlendirmesine izin verdiği için akıllı ve verimli binaların küresel çapta gelişimini hızlandırmakta. BREEAM sertifikaları sürdürülebilir projelere yönelik talepleri artırmakta, binaları kendi çevrelerine yaptıkları etkilere göre sınıflandırmakta ve yasal yeterliliklerin ötesine geçen binaları ödüllendirmektedir.”
ÖRNEK ALINACAK YENİLİKLER
BREEAM takımın, ürettiği kadar enerji kullanmakla kalmayıp aynı zamanda enerji de üreten bir ofis binası üretmesine yardımcı olmuş. The Edge mukayese edilebilir diğer ofis binalarına göre %70 oranında daha az elektrik kullanmakta. Çatısı ve güneye bakan cephesi Avrupa’daki ofis binalarında var olan en yüksek sayıda fotovoltaik panele sahip ve bir aküfer termal enerji depolama sistemi ısıtma ve soğutma için gereken tüm enerjiyi sağlamakta. Bu depolama sistemine yerleştirilen bir ısı pompası verimliliği ciddi oranda artırmakta. Bu ve bunun gibi diğer çeşitli yenilikler The Edge’in yenilik puanlamalarında özellikle iyi puanlar elde etmesini garantilemiş.
Kullanım, hareketlilik, ışık seviyeleri, nem ve ısı sürekli olarak ölçülmekte ve akıllı teknolojiler kullanan -Ethernet ile çalışan LED ışık sistemi gibi- bina sistemleri azami verimlilik sağlamakta. Bununla birlikte, The Edge’in en önemli sonucu yalnızca kullanıcılarının su ve enerji kullanımını azaltması değil, aynı zamanda projenin yeni teknolojilerin, yeni tasarım yöntemlerinin ve yeni çalışma yollarının makul ve yüksek kaliteli bir örneği olarak benimsediği rol olmuş.
Çatı üzerinde toplanan yağmur suyu tuvalet sifonlarında ve atriyum içindeki yeşil teraslar ile binayı çevreleyen diğer bahçe alanlarında sulama amaçlı kullanılmakta.
ANA ÇEVRESEL ÖZELLİKLER
Yönelim
Binanın yönelimi güneş yolu temelli tasarlanmış. Bir atriyum binayı kuzeyden gelen güneş ışığı ile doldururken, güney cephedeki güneş enerjisi panelleri çalışma alanlarını güneşten korumakta.
Cepheler
Her bir cephe, yönelimi ve amacına göre özel olarak tasarlanmış:
• Güney, doğu ve batıdaki yük taşıyan duvarlar termal kütle ve gölgeleme sağlamak için daha küçük aralıklı, ayrıca havalandırma için açılabilir paneller içermekte.
• Güney cephenin hava klapeleri güneş açılarına göre tasarlanmış ve ofis alanları için ek gölgeleme sağlamakta, bu yolla güneş ısısı birikimini azaltmakta.
• Güney cephenin güneş panelleri bütün akıllı telefonları, dizüstü bilgisayarları ve elektrikli araçları şarj edecek kadar yeterli miktarda sürdürülebilir enerji sağlamakta.
• Kuzey cepheler oldukça saydam ve otoyoldan gelen gürültüyü azaltmak için kalın cam kullanmakta.
• Atriyum cephe tamamen saydam ve su yolu ötesindeki manzarayı görmeyi mümkün kılmakta, kuzeyden gelen ışığı sürekli olarak içeri çekmekte.
Akıllı Aydınlatma
Binanın Ethernet ile çalışan LED ışıklandırma sistemi 30.000 sensor içermekte ve insan varlığı, hareketlilik, aydınlatma seviyeleri, nem ve sıcaklığı sürekli olarak ölçülmekte, enerji kullanımını otomatik olarak ayarlamaya imkân vermekte.
Güneş Panelli Çatı
Toplamda 6000 m2’lik solar panel, cephelere, çatıya ve uzaktan beslemesi için Amsterdam Üniversitesi binalarının çatılarına yerleştirilmiş, bu yolla çevre enerji kaynaklarını da beslemekte.
Enerjinin Yeniden Kullanımı
Atriyum çalışma alanı ve dış çevre arasında bir tampon işlevi görmekte. Ofislerden gelen atık hava atriyum alanında yeniden kullanılmakta. Atriyumdaki hava tepesinden dışarı verilmekte ve bu işlem sırasında tepeye yerleştirilmiş olan ısı değiştirgecinden geçmekte, bu yolla içinde kalan ısı da değerlendirilmekte.
Yağmur Suyu Kullanımı
Çatı üzerinde toplanan yağmur suyu tuvalet sifonlarında ve atriyum içindeki yeşil teraslar ile binayı çevreleyen diğer bahçe alanlarında sulama amaçlı kullanılmakta.
Termal Enerji Deposu
İki 129 metre derinliğinde kuyu aküfere bağlanarak termal enerji fazlalıklarının yer altında depolanmasına imkân tanımakta.
Ethernet Üzerinden Aydınlatma
The Edge’de Philips ile birlikte yeni bir LED aydınlatma sistemi geliştirildi. Ethernet üzerinden Aydınlatma (LoE) adı verilen LED sistemi Ethernet ile çalışmakta. %100 IP temelli olan bu sistem her bir aydınlatmayı bilgisayarlar ile kontrol etmeyi mümkün kılmakta, değişikliklerin hızla ve asılı tavanlara erişmeden yapılabilmesine imkân tanımakta. Armatürler aynı zamanda Philips’in “kodlu ışık” sistemi ile donatılmakta, sistem akıllı telefonlar yoluyla 20 metreye kadar varabilen ve bilinen WiFi ya da far sistemlerine göre çok daha hassas bir lokalleştirme sistemini olanaklı kılmakta.
The Edge’e bu armatürlerden 6,000 adet kadar yerleştirilmiş ve yarısında hareket, ışık, kızılötesi ve ısı saptayan ek bir çoklu algılayıcı bulunmakta.
Philips LoE LED sistemi tüm ofis alanlarında kullanılarak, geleneksel TL-5 aydınlatma sistemlerine göre %50’ye varan olanlarda enerji verimliliği sağlamış. LoE sistemi yoluyla günlük bina kullanımı denetlenebilmekte. Bu veri kurum idarecilerine BMS yoluyla iletilerek aşağıdaki durumlara imkan tanımakta:
• Bina içindeki insan varlığına yönelik uzaktan (anonim) bilgilendirme. Isınma, soğutma, temiz hava ve aydınlatma tamamen IoT (Nesnelerin İnterneti) entegredir ve kullanıma göre her 20 metrede bir kontrol edilmektedir. Kullanıcısı olmayan alanlarda neredeyse hiç enerji kullanılmamaktadır.
• Yiyecek artığının önüne geçmek için öğle yemeği zamanlarında gerçek zamanlı tarihsel veri, trafik ve hava bilgisine dayalı bina içinde var olan insan sayısı tahminleri.
• Kullanılmayan odaların temizlik sırasında atlanması.
• İdarecilerin değişmesi gereken avizeler için bilgilendirilmesi.
• Kağıt ihtiyacında olan yazıcıların ihbarı.
Mobil uygulama - kişiselleştirilmiş çalışma alanları
Her çalışan binaya akıllı telefonlarındaki bir uygulama yoluyla bağlıdır. Çalışanlar bu uygulamayı kullanarak boş park yeri, boş masa ve diğer çalışanları bulabilmekte, tesisler ile ilgilenen takıma sorunlarını bildirebilmekte, hatta bina içinde yönlerini bulabilmektedir.
Çalışanlar, bina içinde çalışmak istedikleri herhangi bir yerdeki ısı ve ışık seviyelerini mobil uygulama yoluyla düzenleyebilmektedir. Uygulama, çalışanların kahvelerini nasıl sevdiklerini hatırlamakta ve farkında olmaları için enerji kullanımlarını takip etmektedir.
Ekolojik koridor
Binayı yakınındaki otobandan ayıran yeşil alan, ekolojik bir koridor görevi görmekte, hayvanların ve böceklerin alandan güvenle geçmelerine olanak tanımaktadır.