Düşük Teknolojili Sürdürülebilir Bir Habitat

Dünyada iklim koşulları değişiyor. Buna bağlı olarak gelişen aşırı sıcaklıklar ve sınırlı kaynaklara karşı mimari ve kentsel çözümler de değişmelidir. Bu senaryo İklim değişikliği sonrası, bize evlerimizin nasıl görüneceği ve etkili bir şekilde nasıl işlev görebileceğini göstermek amacıyla oluşturuldu. Bu bağlamda, iklim değişikliklerinin tahminlerini ayrıntılı olarak analiz eden W-LAB mimarları, nemli, sıcak ve kurak iklimler için biyo-materyaller, taşınabilir çözümler ve küçük ama dirençli topluluklarda yaşamı teşvik eden yapılandırmalar içeren düşük teknolojili bir habitat önerisi geliştirdiler.

Radyal Tasarım

Proje, önümüzdeki yıllar boyunca karşılaşacağımız iklim senaryosunu görselleştiren bir dizi hesaplama simülasyonuna yanıt veriyor. Aynı zamanda proje, esas olarak ılıman iklime sahip birçok alanı düşman iklime sahip kurak alanlar olabileceği konusunda uyarıyor. Mimar ekibi bun tasarımla ilgili , " Kurak bir yerde bir yerleşim için, zeminde, cıvatalı kazıklar üzerinde desteklenebilecek taşınabilir kabinleri düşünüyoruz. Bunlar sökülebilir ve zeminde iz bırakmaz, bu da çevre üzerindeki ayak izlerini daha da azaltır." diyor.

Bu yerleşim, modüler birimlerini radyal olarak dağıtır ve bir vaha gibi merkezi bir korunan alanı sınırlar. Ekip, yüksek maruziyete sahip bir bölgedeki rüzgârın kuvvetini azaltmak için, askıya alınmış parçacıklar için bir filtre görevi gören palmiye bahçeleri ve çöl bitki örtüsü tarafından oluşturulan yeşil kuşakların oluşturulmasını önermektedir. Bu tasarımın korumadaki etkinliği CFD hesaplama araçlarıyla doğrulanmıştır.

W-LAB, “Aşağıdaki resimlerde, 0 ile 2 m/s arasında rüzgâr hızına sahip alanlar mavi, 10 m/s'den (36 km) daha büyük olanları kırmızı renkte gösterilmiştir; bu, konfor aralığının üstünü sınırlayan maksimum hızdır. Düşük koruma duvarları (1-1,5 m) durgun su alanları oluşturmaya yardımcı olur, ancak bunlar yetersizdir. Dikey bölümlerde görebileceğimiz gibi, palmiye korusuna ek bir çevre kuşağı dikerek hem merkezde hem de inşa edilen kompleksin çevresinde, kamusal kullanım için açık hava etkinlikleri için büyük hacimli korunan bir alan elde edebiliriz.” diyor.

Prefabrik Biyo-Kabinler

Yerleşim birimleri küçük ölçekli yaşam için tasarlanmıştır; sürdürülebilir, kendi kendine yeterli ve teknolojik olarak birbirine bağlı. İnşa edilecek her ünite, kilometre sıfır malzeme mantığını izleyerek doğal ve yerel kaynaklı geri dönüştürülmüş malzemeler kullanır. Özellikle mimarlar, bu projede halk arasında "çöl ağacı" olarak bilinen Amerikan agave ağacından yapılmış panellerin ve laminatların kullanılmasını önermektedir. Lifleri ve kökleri, ısı ve ses yalıtım sistemleri tasarlamak için yeniden kullanılabilir, böylece yapay ürünlerden kaçınılabilir.

Sürdürülebilir Kabinler

Her ev, iç mekanlar için özel olarak tasarlanmış kompost sistemleri de dahil olmak üzere, sakinlerinin tüketimi için bitki ve sebzelerin büyümesine izin veren bir sera işlevi görür. Buna ek olarak, gri suyun geri dönüşümü için yeraltı sistemleri dahil edilmiştir. Aynı zamanda güneş panelleri ve dış rüzgâr türbinleri, evin toprak altına yerleştirilmiş bataryalarda depolanan yenilenebilir enerjinin elde edilmesine izin vermektedir.

Temiz içme suyu elde etmek için ekip iki potansiyel çözüm üzerinde çalıştı: sis yakalama ve güneş tuzdan arındırma. Mimarlar hem dağ iklimlerinde hem de kurak kıyı iklimlerinde, uygun iklim özellikleri verildiğinde sisin polietilen ağlarla (geri dönüştürülebilir bir plastik) yakalanmasının mümkün olduğunu garanti ediyor. Hatta metrekare başına 4 ila 14 L arasında depolanabileceğini savunuyorlar. Bu sistem, doyduğunda havada dağılan nemi yoğunlaştırmamızı sağlar. Öte yandan, yakındaki akiferler veya nehirler olmasaydı, deniz suyunun tuzdan arındırılması bir ozmoz işlemi güneş enerjisi ile aktive edilebilirdi.

W-LAB, hesaplamalı tasarım ve çevresel veri analiz araçlarını kullanarak sürdürülebilirlik odaklı projeler geliştirdikleri multidisipliner bir ofis olan Wild Design Studio'nun mimari laboratuvarıdır.