Kara Listeden Yeşil Binalarla Çıkalım
Doğal afetlerle kendini daha fazla hissettiren iklim değişikliğinin baş sorumlusu sera gazı emisyonları 30 yılda 15 milyar ton artış gösterdi. Dünyada 2020’de 50.6 milyar ton emisyon havaya salınarak küresel ısınmayı artırdı. En fazla Sera gazı salımı yapan 16. ülke olan Türkiye, bu konuda toplamda yüzde 1 paya sahip. Çevre Dostu Binalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç, dünyada ülkesel ve sektörel bazda acil tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek, “Türkiye kara listede adını üst sıralara yazdırmamak için elektrik, ulaşım, binalar ve imalat gibi sorumluluğu yüksek sektörlerde tedbirlerini acilen almalı.” dedi. Mehmet Sami Kılıç, gayrimenkulde iklim kriziyle baş etmenin yollarını da anlattı.
Dünyada son yıllarda deprem, fırtına ve sel gibi doğal afetlerle kendini daha fazla hissettiren iklim değişikliğinin baş sorumlusu olan emisyon salımı, 30 yılda 15 milyar ton artış gösterdi. İklim ve Enerji Çözümleri Merkezi verilerine göre: 2020’de 50.6 milyar ton Sera Gazı havaya salınarak iklim değişikliğine neden oldu. Türkiye 530 milyon tonluk karbondioksit eş değeri emisyon ile yüzde 1 pay alırken, kara listedeki 16. ülke olarak dikkat çekti.
Rakamları değerlendiren ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç, “Dünyada alarm zilleri çalıyor. Emisyon artışı ne yazık ki durdurulamıyor. Ülkesel ve sektörel bazda acil tedbirlerin alınması gerekiyor.” dedi.
26. BM İklim Değişikliği Konferansı’nda yapılan anlaşmalarla Türkiye’nin bu alanda ormansızlaşmayı durdurma, makul fiyatlı temiz teknolojiyi ve sıfır emisyonlu araçları teşvik etme gibi kararlara imza attığını belirten Mehmet Sami Kılıç, “Bu yolda atılacak her adım, Türkiye’yi en fazla Sera Gazı Emisyonu yapan ülkelerin yer aldığı kara listeden uzaklaştıracaktır. Özellikle sorumluluğu yüksek sektörlerde bu konuda acil tedbirlerin alınması gerekir.” yorumunu yaptı.
Türkiye’de emisyon sorumluluğu yüksek sektörler
İklim Enerji Çözümleri Merkezi Raporu’na göre, Türkiye’deki emisyonların yüzde 24,1’i elektrik sektöründen kaynaklandı, yüzde 21,2’sini imalat, yüzde 15,8’ini ulaşım, yüzde 13,8’ini binalar, yüzde 11,1’ini atık, yüzde 9,3’ünü tarım, kalan yüzde 4,7’lik kısmını ise denizcilik, petrol ve doğal gaz sektörleri oluşturdu.
ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç, derneğin de hizmet konusunu oluşturan bina yatırımlarının bu sorumlulukta 4. sırada geldiğine işaret ederek, Türkiye’nin kara listeden yeşil bina yatırımlarıyla uzaklaşabileceğine dikkat çekti.
ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç gayrimenkul sektörü olarak iklim değişikliğiyle mücadele yollarını şu sözlerle özetledi:
Gayrimenkulde İklim Kriziyle Mücadele Yolları
“Artık inşaatlarda hedefimiz lüks yapılar, gösterişli mimariler değil, iklim krizine uyumlu binalar üretmek olmalı. Bildiğiniz gibi çevre dostu yeşil binalar iklim değişikliğiyle mücadele yolunda güçlü bir araçtır. Yeşil bina konusunda sürdürülebilir alanlar, su verimliliği, temiz enerji, çevre-dostu malzemeler ve kaynaklar, iç mekân kalitesi ve tasarımda yenilik başlıkları öne çıkmaktadır.
Yeşil bina konseptinin önemli unsurlarından birisi enerjinin verimli kullanılmasıdır. Bu amaçla yeşil binalarda; doğru hesaplanmış ısı izolasyonu yapılması, yüksek performanslı cam seçimi, verimli iklimlendirme sistemleri, binaların ısıtma ve soğutma yüklerinin azaltılması, uygun havalandırma sisteminin seçilmesi, güneş panelleri ile elektrik ihtiyacının karşılanması çözümleri, atık ısı geri kazanımı gibi çözümler sunulmaktadır. Yeşil binalarda, enerji verimliliğine ek olarak fosil yakıt kullanılması sebebiyle oluşan sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji kullanımına yönelmek gerekir. Uygun havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinin tasarlanması ile iç ortam kalitesini artıracak önlemler alınmalıdır.
Ayrıca yine önemli bir kaynak olan şebeke suyu kullanımını verimli hale getirmek için yağmur suyu geri kazanımı, gri su geri kazanımı ile tuvalet rezervuarlarında ve sulamada kullanılması, yine peyzaj sulamasında damla sulama sistemlerinin tercih edilmesi, banyo, lavabo, mutfak ve tuvalet rezervuarlarında yüksek tasarruflu su armatürlerinin kullanılması gibi uygulamalar yapılabilmektedir.”
İklim Kanunu Yolda
Dünyanın sürdürülebilirliğinin tehdit altında iken, kimsenin bu durumu gözardı edemeyeceğini belirten Mehmet Sami Kılıç, “Hepimiz aynı gemideyiz. Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın çalışmalarına her türlü desteği vermeliyiz. Türkiye 2053 vizyonlu "sıfır atık, karbon nötr" hedefi doğrultusunda yeşil dönüşüm strateji hazırlıklarına başladı, Ayrıca İklim Kanunu da hazırlanıyor. Yeni yasal düzenlemelere ve yarınlara bugünden hazırlıklı olmak herkesin yararına.” yorumunu yaptı.