Kentsel Dönüşümde Enerji Verimliliği Fırsatının Değerlendirilmesi
Özge Sipahioğlu
Mimar (MBA)
Bu çalışmada, kentsel dönüşümde enerji verimliliği fırsatı değerlendirilmiştir. Değerlendirme kentsel dönüşüm fırsatı ile olası enerji verimliliğinin hem ülke ekonomisi, hem de toplum faydaları göz önüne alınarak yapılmıştır. Söz konusu değerlendirme kapsamında kentsel dönüşüm tanımı, metotları ve enerji verimliliği için uygulanması gereken mimari tasarım ve uygulama kriterleri tanımlanmıştır. Bu çalışmaların sonucuna bağlı olarak kentsel dönüşüm fırsatı ile birçok açıdan fayda sağlanmasının mümkün olabileceği vurgulanmıştır.
Giriş
Verimlilik; kavram, terim ve ölçü olarak farklı tanımlara sahip olmakla birlikte iktisatçılar, işletmeciler ve mühendisler tarafından farklı biçimlerde tanımlanmaktadır. En genel tanımıyla, üretim sürecine giren faktörlerle (girdiler) bu sürecin sonucunda çıkan ürünler (çıktılar) arasındaki ilişkidir. Savurganlıktan uzak, kaynakları en iyi şekilde değerlendirerek üretmektir.[1]
Enerji verimliliği ise; enerjinin üretiminden iletimine, tüketiminden atık aşamalarına kadar geçen süreçteki etkinlik çalışmalarının tümünü kapsar.
Herkes tarafından kabul edilen bir gerçek vardır ki; en az maliyetli enerji, verimli kullanım sonucu tasarruf edilen enerjidir. Enerji tasarrufu ile kısa ve orta dönemde ülkelerin enerji teminiyle ilgili sorunlarının çözümüne küçümsenemeyecek katkı sağlanabilmektedir. Tasarruf edilerek kazanılabilecek enerjiyi üretmek için çok daha pahalı yatırımlara ve daha uzun zamana ihtiyaç vardır. Oysa enerji tasarrufu, daha çabuk ve ucuza elde edilebilen bir enerji kaynağıdır. Gelişmekte olan ülkelerde enerji yatırımları için ayrılabilen kaynakların sınırlı olması, öte yandan enerji talebinin hızla büyümesi, enerji verimliliği stratejilerinin önemini bu ülkelerde bir kat daha artırmaktadır. Buna ilave olarak enerji verimliliği, enerji üretiminden doğan çevresel kirliliğin ve ekolojik dengenin bozulmasının ortadan kalkmasını sağlayan bir programdır.[2]
İnşaat sektörü olarak enerji tüketiminin önemli bir payını oluşturmaktayız. Binaların en önemli işlevlerinden biri olan iç çevrede ısıl (termal) konfor koşullarının sağlanamaması durumunda; tüketilen yakıt binayı değil atmosferi ısıtmakta, bu nedenle gerektiğinden fazla yakıt tüketilmektedir. Oysa günümüzdeki enerji sorunu göz önünde bulundurulduğunda, bina kabuğunun ısıl konforu minimum enerji kullanarak sağlaması büyük bir önem taşımaktadır. [3]
Kentsel Dönüşüm Kavramı
Kentsel dönüşüm; kentsel gelişmenin, toplumsal, ekonomik ve mekânsal olarak yeniden ele alındığı ve kentteki sorunlu alanların sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi için yıkıp yeniden yapma, canlandırma, sağlıklı hale getirme veya yeniden yapılandırma için proje üretilmesi ve uygulama yapılmasıdır. Kısacası kentsel dönüşüm, ‘bir kentin dokusunu bozan sorunların giderilmesi’ olarak da tanımlanabilir. Kentsel dönüşüm projeleri sağlıklı koşullarda yaşamanın ve planlı şehirleşmenin sağladığı sayısız fırsatın yanı sıra gerek sosyal dışlanmışlığı önlemede, gerekse daha önceleri elverişsiz koşullarda bulunan kişilerin kendi algılamalarını şekillendirirken daha saygın bir kimlik fırsatı sunmak konusunda son derece faydalıdır.[4]
Kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmalarda, birçok kentsel dönüşüm tanımı ortaya konulmuştur. Bu tanımlar, vurguladıkları vizyon, amaç, strateji ve yöntemlere göre kısmen farklılıklar da gösterebiliyor. Ancak, nasıl tanımlanırsa tanımlansın; kentsel dönüşümün, bozulma ve çökmeye uğrayan kentsel alanın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarının kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirilmesine yönelik olarak uygulanan strateji ve eylemlerin bütününü ifade ettiği temel kabuldür.[5]
Bu çalışmada detaylı incelenecek konu ise söz konusu dönüşüm süresince üretilecek yeni yapılarda enerji tüketimi azaltılması fırsatı, enerji verimliliğine dayalı önlemler ile desteklenirse uzun vadede gerek toplum gerekse tekil paydaşlar için daha konforlu, çevre için daha duyarlı binalar yapma fırsatının elde edebileceğidir.
Türkiye’de Kentsel Dönüşüm
Avrupa ve Amerika’da uygulama sahaları üzerinde geliştirilen pek çok müdahale biçiminden farklı olarak Türkiye’de, kentsel dönüşüm deyince akıllara ‘gecekondu bölgelerinin dönüşümü’ geliyor. Kentsel dönüşümün doğasına aykırı olarak, kentlerin farklı sorunlarına karşı genellikle tek ve aynı çözümler uygulanıyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarına neden oluşturan sorunlar, fiziksel mekânın dönüşümüne indirgenirken, yerleşime ilişkin ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlar genellikle dikkate alınmıyor.[6]
Kentsel Dönüşümün Hedefleri
Kentsel dönüşüm, faaliyet alanı ve doğası gereği, mevcut şehrin yapısına ve burada yaşayan insanların fiziksel, sosyal ve ekonomik geleceği üzerine ve buna bağlı olarak da kentin bütün geleneklerine etki edebilmektedir. Bu nedenle, bütün planlama çalışmalarında, sosyolog, ekonomist, mühendis, mimar, şehir plancı ve peyzaj mimarı gibi farklı disiplinlerin birlikte çalışması gerekmektedir.[5]
Kentsel dönüşüm, beş temel amaca hizmet etmek üzere tasarlanmalıdır.
1. Kentin fiziksel koşulları ile toplumsal sorunları arasında doğrudan bir ilişki kurulmalıdır. Keza, kentsel alanların çöküntü alanı haline gelmesindeki en önemli nedenlerden birisi toplumsal çökme ya da bozulmadır. Kentsel dönüşüm projeleri, temelde toplumsal bozulmanın nedenlerini araştırmalı ve bu bozulmayı önleyecek önerilerde bulunmalıdır.
2. Kentsel dönüşüm; kent dokusunu oluşturan birçok öğenin fiziksel olarak sürekli değişim ihtiyacına cevap vermelidir. Bir başka deyişle, kentsel dönüşüm projeleri kentin hızla büyüyen, değişen ve bozulan dokusunda ortaya çıkan yeni fiziksel, toplumsal, ekonomik, çevresel ve altyapısal ihtiyaçlara göre, kent parçalarının yeniden geliştirilmesine olanak sağlamalıdır.
3. Kentsel refah ve yaşam kalitesini artırıcı bir ekonomik kalkınma modeli/yaklaşımını ortaya konulmalıdır.
4. Fiziksel ve toplumsal bozulmanın yanı sıra, kentsel alanların çöküntü bölgeleri haline gelmesinin önemli nedenlerinden birisi de, bu alanların ekonomik canlılıklarını yitirmesidir. Kentsel dönüşüm projeleri, fiziksel ve toplumsal çöküntü alanları haline gelen kent parçalarında ekonomik canlılığı yeniden getirecek stratejileri geliştirmeyi ve böylece kentsel refah ve yasam kalitesini artırmayı amaçlamalıdır.
5. Kentsel alanların en etkin biçimde kullanımına ve gereksiz kentsel yayılmadan kaçınmaya yönelik stratejilerin ortaya konulmasıdır.
Kentsel Dönüşüm projelerinde bölgenin sorunları ve potansiyellerinin niteliğine bağlı olarak, bu hedeflerden biri veya bir kaçı ön plana çıkabilmektedir.[7]
Kentsel Dönüşüm Yöntemleri
Kentsel dönüşüm, mevcut kent yapısının yenilenmesi için yapılan uygulamaları içinde toplayan genel bir kavramdır. Ancak bu uygulama biçimlerinin tanımlanmasında pek çok farklı görüş ortaya çıkmaktadır. Bunun en önemli nedeni, dünyanın farklı ülkelerindeki bilim insanlarının çeşitli isimlerle tanımladığı bu uygulama biçimlerinin Türkçeye uyarlanmasında yaşanan terminoloji karmaşasıdır.
Kentsel dönüşümün içinde barındırdığı dokuz farklı uygulama biçimi aşağıda özetlenmektedir:
Yenileme (renewal): “Gerek yerleşme düzeni, gerekse mevcut yapıların durumu bakımından yaşama ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi olanağı bulunmayan alanlardaki yapıların tümünün veya bir bölümünün ortadan kaldırılarak yeniden imar edilmesi” yenileme olarak tanımlanmaktadır.[8]
Sağlıklaştırma (rehabilitation): “Eski kent dokusunun ve çöküntü alanlarının kısmi yenileme ile kullanıma açılması” olarak ifade edilmektedir.[9]
Koruma (conservation): “Toplumun geçmişteki sosyal ve ekonomik koşullarını, kültürel değerlerini yansıtan fiziksel yapısının, yaşanan değişim ve gelişimler nedeniyle yok olmasının engellenmesi, kentsel dokunun çağdaş yaşamla bütünleştirilmesi, kültürel varlıkların topluma faydalı, ekonomik ve işlevsel koşullarla sağlıklaştırılması” şeklinde tanımlanmaktadır.[10]
Yeniden canlandırma (revitalization): “Eski canlılığını kaybetmiş kentsel alanların, özellikle de tarihi kent merkezlerinin alınacak sosyal önlemlerle yeniden canlılık kazanmasını sağlamak” şeklinde tanımlanmaktadır.[9]
Yeniden geliştirme (redevelopment): “Ekonomik ve yapısal özellikleri, iyileştirilmesine imkân vermeyecek ölçüde kötüleşmiş olan alt gelir gruplarının konutlarının yıkılması ve bunların oluşturduğu kent bölümlerinin yeni bir tasarım düzeni içinde geliştirilmesi” olarak tanımlanmaktadır.[8]
Düzenleme (improvement): “Bir kentin, bir kasabanın tümünün veya bir yerleşim yerinin bir bölümünün kendiliğinden gelişmesine engel olmak, bu gelişmeye toplum yararına biçim vermek amacıyla, yerleşim yerinin işlevleriyle toprak kullanımı arasında bir ilişki kurmayı öngören, geleceğe dönük kamusal bir eylem türü” olarak tanımlanmaktadır.[8]
Temizleme (clearance): “Alt gelir gruplarının yaşadığı bölgelerdeki konutların ve diğer yapıların sağlığa aykırı niteliklerinin giderilmesi” şeklinde tanımlanmaktadır.[8]
Yeniden Üretim (regeneration): “Tamamen yok olmuş bozulmuş, köhnemiş alanların yeniden üretilmesi” olarak ifade edilmektedir.
Kalitenin yükseltilmesi: “Uygulama alanında yaşayanların sosyo-ekonomik açıdan statü ve yaşam kalitelerinde önemli ölçüde değişiklik yaşanmadan; fiziksel çevrenin iyileştirilmesi” olarak ifade edilmektedir.
Soylulaştırma: “Sosyo-kültürel açıdan bozulmuş, köhnemiş, dolayısıyla fiziksel çevresi de bozulmuş alanlarda, özellikle de tarihi kent parçalarında sosyal yapının geliştirilmesi” olarak ifade edilmektedir.
Kentsel Dönüşüm Yöntemlerinde Enerji Verimliliği Uygulamalarının İrdelenmesi
İlgili kentsel dönüşüm projesinde öncelikli olarak riskli binanın tespiti yapılması gerekir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilgili web sitesinde konuya yetkili kurum, kuruluş, belediye ve üniversiteler tanımlanmıştır.[12]
Kentsel dönüşümde mevcut kent yapısının revizyonunda, bildiride bahsedilen 9 farklı uygulama biçiminden Yenileme (renewal), Yeniden Geliştirme (redevelopment), Temizleme (clearance), Yeniden Üretim (regeneration), ağırlıklı olarak mevcut konut stoğunun yenilenmesi çalışmalarını kapsaması nedeni ile yeni üretilen projelerin TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Standardı kriterleri doğrultusunda planlanması zorunlu bir uygulamadır. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğine göre kentsel dönüşüme uğrayarak yeniden yapılan projelerde enerji verimliliği kriterleri baz alınarak aşağıdaki ilave kriterler talep edilmektedir.
- Mimari Proje Tasarımları ve Uygulama Kriterleri
- Binanın bulunduğu konum; güneş, nem ve rüzgar etkisi dikkate alınarak ısıtma, soğutma, havalandırma ve
aydınlatma imkanlarından en üst düzeyde yararlanılmalıdır.
- Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı araştırılmalıdır.
- Mimari uygulama projesi ve sistem detayları, ısı yalıtım projesindeki malzemeler ve nokta detayları ile bütünlük sağlamalı, ısı yalıtımında sürekliliği sağlayacak şekilde, çatı duvar, duvar pencere, duvar taban ve taban döşeme duvar bileşim detaylarını içermelidir.
-Isı kaybeden düşey dış yüzeylerinin toplam alanının yüzde 60’ı ve üzerindeki oranlarda camlama yapılan binalarda pencere sisteminin ısıl geçirgenlik katsayısının (Up) 2,1 W/m2K’den büyük olmayacak şekilde tasarımlanması ve diğer ısı kaybeden bölümlerinin ısıl geçirgenlik katsayılarının TS 825 standardında tavsiye edilen değerlerden yüzde 25 daha küçük olmasının sağlanması durumunda, bu binalar TS 825 standardına uygun olarak kabul edilir. Söz konusu binalar için ısı yalıtım projesi ve hesaplamalar aynen yapılır, bu hesaplamalar içerisinde yukarıdaki belirtilen şartların yerine getirildiği ayrıca gösterilmelidir.
Her bir iklim bölgesi için bina kabuğunu oluşturan; ısıtılan hacimleri ayıran duvar, döşeme ve taban ile tavan ve çatılar için alınacak “U” değerlerinden herhangi biri veya birkaçının tavsiye edilen değerlerden yüzde 25 daha büyük olması durumunda, diğer “U” değerlerinden biri veya bir kaçı için seçilecek değer/değerler, standartta tavsiye edilen değerin/değerlerin yüzde 25’inden daha düşük olmamalıdır. Bu durum, tavsiye edilen değerlerin yüzde 25’inden daha düşük değerlerin seçilerek uygulanmasına engel olmaz. Ancak belirtilen bu özel durum sebebiyle binanın ısı kaybeden söz konusu yapı bileşenlerinden herhangi birinin veya bir kaçının tavsiye edilen değerin/değerlerin yüzde 25’inden daha düşük olarak uygulanması durumunda bile TS 825 standardında verilen hesaplama yöntemi içerisinde kullanılacak olan değer için tavsiye edilen değere göre yüzde 25 oranında düşük olarak tasarımlandığı varsayılarak hesaplara yansıtılır.
Yeni yapılacak binalar için ısı yalıtım raporu hazırlandığı durumlarda, iç yüzeyden dış yüzeye doğru oluşturulan katmandaki yapı ve ısı yalıtım malzemeleri, giydirme cam cephenin iç yüzeyindeki cama yapıştırılan film tabakasının ısıl geçirgenlik katsayısı, giydirme cam cepheli binanın bulunduğu iklim bölgesindeki TS 825 standardında tavsiye edilmiş olan ısıl geçirgenlik katsayısından büyük olamaz.
Yeni yapılacak binalarda; ısıtma ve soğutma sistemlerinin tasarım ve uygulaması kriterleri 2 hususa göre planlanır. Toplam kullanım alanının 1.000 m’den büyük olması halinde merkezi ısıtma sistemi yapılır. Merkezi ısıtma ve/veya kullanım alanı 250 m2’nin üstünde olup bireysel ısıtma sistemine sahip gaz yakıt kullanılan binalarda; yoğuşmalı tip ısıtıcı cihazlar kullanılır. Merkezi ısıtma sistemi ile ısıtılan binalarda, sıcaklık kontrol ekipmanları ile ısı merkezinde iç ve/veya dış hava sıcaklığına bağlı kontrol ekipmanlarının kullanılması zorunludur. Binaların ısıtma tesisatında kullanılan pompa grupları, zamana, basınca veya akışkan debisine göre değişken devirli seçilir.
Kentsel dönüşüm sürecine uğramış kamu yapıları öncelikli olmak üzere tüm yapılarda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve kojenerasyon sistemleri tercih edilmelidir. Toplam inşaat alanı en az 20.000 m2’nin tasarımında kojenerasyon sistemlerinin uygulama imkanları analiz edilir. İnşaat maliyetinin yüzde onunu geçmeyen uygulamalar yapılır. Yeni yapılacak olan ve kullanım alanı 1.000m’nin üzerindeki oteller, hastaneler, yurtlar ve benzeri konaklama amaçlı konut harici binalar ile spor merkezlerindeki merkezi ısıtma ve sıhhi sıcak su sistemlerinde güneş enerjisi toplayıcıları ile sistemin desteklenmesi zorunludur.
Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nde öngörülen bütün mimari, mekanik, elektrik ve aydınlatma sistemleri ile ilgili konularda Enerji Kimlik Belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar sorumluluğunda, sistemler, ilgili raporda belirtilen periyotlarda ve ilgili standartlarda belirtilen ve sistemin gerektirdiği periyodik kontrole, teste ve bakıma tabi tutulur. Sistemlerin verimliliği sağlanır.
Enerji Kimlik Belgesi:
Binaların enerji ihtiyacı, enerji tüketim sınıfı, yalıtım özellikleri, ısıtma/soğutma sistemlerinin verimi konularının belgelendirilmesini sağlayan, Enerji Kimlik Belgesi vermeye Yetkili Kuruluş tarafından hazırlanan ve ilgili idarece onaylanan evraktır. Yeni binalar için yapı kullanma izin belgesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Toplam kullanım alanı 1.000 m² üzerinde olan mevcut binalar için hazırlanır. Enerji Kimlik Belgesi’nin bir nüshası bina sahibi, yöneticisi, yönetim kurulu ve/veya enerji yöneticisince muhafaza edilir, bir nüshası da bina girişinde rahatlıkla görülebilecek bir yerde asılı bulundurulur. Ayrıca bina veya bağımsız bölüm satıldığında veya kiraya verildiğinde, mal sahibi tarafından alıcı veya kiracıya binanın Enerji Kimlik Belgesi de verilir.
Kentsel Dönüşüm Yöntemlerinde Enerji Verimliliği Uygulamalarının İstanbul Ölçeğinde İrdelenmesi
Kentsel Dönüşüm yöntemleri kapsamında, Türkiye genelinde 20 yılda 14 milyon konutun elden geçirilmesi planlanmakla birlikte, dönüşüm öncelikli olarak riskli alanlar olarak görülen İstanbul ilçelerinden Avcılar, Zeytinburnu, Ümraniye ve Pendik ilçelerinden başlayarak İstanbul ve tüm Türkiye ölçeğine yayılması planlanıyor. Dönüşümün Türkiye’ye maliyetinin 350- 400 milyar dolar olması beklenirken, bu rakamın 100 milyar dolarlık bir bölümü ise İstanbul’a ait olması öngörülüyor.[12]
Kentsel dönüşümün beraberinde getireceği enerji verimliliğine yönelik uygulamalardan bazıları özetle;
- Binalarda ısı ve gürültü yalıtımından sonra su yalıtımının da zorunlu hale gelmesi ve yapının ekonomik ömrünü uzatan su yalıtımına ilişkin gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda yapı kullanma izni verilmemesi
-Afet riski altındaki alanların dönüştürüldüğü bölgelerde, çöplerin daha sağlıklı toplanması ve görüntü kirliliğinin önlenmesi için çöp konteynerlerinin yer altına konulması
-Dönüşüm kapsamında inşa edilecek evlerde, lavabo kenarına, atık bitkisel yağların dökülebileceği ayrı bir kanal yapılması
Şeklinde öngörülmektedir.
Sonuç
Önemi her geçen gün artan ve yaygın bir uygulama alanı bulan kentsel dönüşüm uygulamaları hem sosyal hem de teknik bakımdan detaylı olarak irdelenmesi ve sorgulanması gereken projelerdir. Dönüşüm alanlarında yaşayan insanların alıştıkları yaşam alanlarından ayrılması ve kentin uzak bölgelerine tahliyesi riskler taşımakla beraber, mevcut stoğun yenilenmesi ve enerji verimliliği konusundaki katkıları sebebi ile büyük bir fırsat olarak da değerlendirilmelidir.
İstanbul ölçeğinde yapılması planlanan kentsel dönüşüm projeleri öncelikle ilk 5 yıllık planda yaklaşık olarak 300.000 adet bina, 20 yılda ise 2 milyon konutun yenilenmesini kapsaması sebebi ile vade sonunda ülke ekonomisine en az 300 milyar dolarlık ekonomik fayda sağlanması beklenmektedir. Bu değerler ülke ölçeğinde düşünülecek olursa sağlanacak ekonomik faydanın boyutları daha iyi anlaşılabilir. Türkiye’de son dönemde gündeme gelmiş olan kentsel dönüşüm uygulamalarında, bu tüketimin azaltılması fırsatı enerji verimliliğine dayalı önlemler ile desteklenirse uzun vadede tüm toplum için daha konforlu, çevre için daha duyarlı binalar yapma fırsatını elde edebiliriz. Deprem riski göz önüne alındığında ise kentsel dönüşümün sağlayacağı faydaya paha biçmek mümkün olmayacaktır.
KAYNAKLAR
1. Milli Prodüktivite Merkezi’nin konuya ilişkin çeşitli yayınları (http://www. mpm.org.tr)
2. TMMOB Enerji Çalışma Grubu, “Enerjinin Verimli Kullanımına Yaklaşımlar” Bildirisi
3. Kılıç, C. (2007) “Küresel Isınma ve Enerji Problemi”, Johns Hopkins Üniversitesi Fizik Bölümü
4. http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=735
5. http://www.arkitera.com/g67-kentsel-donusum.html?year=&aID=792
6. http://www.arkitera.com/haber_23053_turkiye-de-kentsel-donusumun-tanimi-nedir.html
7. Roberts, P. (2000), The evolution, definition and purpose of urban regeneration. P. Roberts ve H. Sykes, (Ed.), Urban regeneration a handbook .London: SAGE Publications.
8. Keleş, R. (1998), Kentbilim Terimleri Sözlüğü, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara.
9. Şahin, S. Z. (2003), İmar Planı Değişiklikleri ve İmar Hakları Aracılığıyla Yanıltıcı (Pseudo) Kentsel Dönüşüm Senaryoları: Ankara Altındağ İlçesi Örneği, Kentsel Dönüşüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Yıldız Teknik Üniversitesi Basım-Yayın Merkezi, İstanbul.
10. Polat, S., Dostoğlu, S., (2007), “Kentsel Dönüşüm Kavramı Üzerine Bursa’da Kükürtlü Ve Mudanya Örnekleri” Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 12, Sayı 1, Bursa.
11. http://www.csb.gov.tr/gm/altyapi/index.php?Sayfa=iller
12. http://www.ntvmsnbc.com