“Konut Fiyatlarındaki Yüksek Artış Kentsel Dönüşümü Durma Noktasına Getirdi”
Ülkemizdeki yapı stoğunun yenilenmesinin önemine dikkat çeken Golden Sign Kurucu Ortağı Sedat Karakütük, bir noktaya kadar gelen kentsel dönüşüm hareketinin konut fiyatları nedeniyle yavaşladığının altını çizdi. Karakütük “Gelinen noktada kentsel dönüşümün hızının kesildiğini görüyoruz. Dövize endeksli inşaat ham maddeleri olan demir, çimento gibi girdilerdeki fahiş yükselişler üretim tarafında sektörü yavaşlattı” dedi.
Gayrimenkul değerler konusunda global yatırımcılara yatırım danışmanlığı hizmeti veren Golden Sign Kurucu Ortağı Sedat Karakütük, konut fiyatlarının beklenmedik düzeyde artmasının kentsel dönüşümün yavaşlamasına neden olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin deprem ülkesi olduğuna ve Marmara Bölgesi’ni etkileyecek bir deprem beklendiğine vurgu yapan Karakütük, kentsel dönüşümün en öncelikli konuların başında geldiğini dile getirdi.
Marmara Depremi’nin ardından yapı sisteminin düzenlenmesi ile ilgili adımlar atıldığını hatırlatan Sedat Karakütük ancak kentsel dönüşümün çok daha hızlı ilerlemesi gerektiğinin altını çizdi. Karakütük “1999 Marmara depreminden sonra deprem yönetmeliği hayata geçirildi. Yapı denetim yasası çıkarıldı. Beton ve demir üretimi ile ilgili standartlar düzenlendi. Bu düzenlemeler 2000 yılı ve sonrasında inşa edilen yapılarda yarar sağladı. Ancak önceden yapılan binaların durumu kentsel dönüşümü elzem hale getirdi. 20 milyonluk mevcut yapı stoğunun 7 milyonunun güvenli olmadığı açıklandı ve bu yapıların yenilenmesi için kanun çıkarıldı.” dedi.
“Mahalle ölçeğinde dönüşümler faydalı oldu”
Sonrasında gerek güçlü müteahhitler eliyle, gerek devlet eliyle kentsel dönüşümün bir noktaya getirildiğini ifade eden Sedat Karakütük, ancak mevcut ekonomik şartlarda dönüşüm hızının yavaşladığına dikkat çekti. Bu yavaşlamanın nedenini ise beklenmedik şekilde artan konut fiyatlarına bağlayan Karakütük “Mahalle ölçeğinde yapılan kentsel dönüşümler, faydalı oldu. Bu yöntemde sadece binalar yenilenmedi, beraberinde altyapı yenilendi, çevre düzenlemeleri de yapıldı. Bunun dışında bina bazında dönüşümler de gerçekleştirildi. Ancak gelinen noktada kentsel dönüşümün hızının kesildiğini görüyoruz. Dövize endeksi inşaat ham maddeleri olan demir, çimento gibi girdilerdeki fahiş yükselişler üretim tarafında sektörü yavaşlattı. Talep yüksek, arz düşük olunca da konut fiyatları ve kiralar beklenmedik biçimde yükseldi. Dolayısıyla kentsel dönüşüm durma noktasına geldi. Oysa sadece yüksek risk taşıyan alanlar değil, niteliksiz yapılar da kentsel dönüşüm yerleri olarak görülmeli. Dönüşüm; altyapı sorunlarının giderilmesi şeklinde de ele alınmalı. Bir deprem ülkesi olma gerçeğinden hareketle, güvenli kentler kurabilmek öncelikli hedefimiz olmalı.” diye konuştu.