Küçük Bir Şehirden Dünya Devi Bir Markaya: Gaggenau
Sadettin Çağlar
Gaggenau Türkiye Pazarlama Müdürü
“Fırınlarımızın temizlik aşamasında iç ısısı 500 dereceye kadar çıkıyor; cihaz 500 derecede içerideki tüm organik kalıntıları yakarak temizliyor …” diye anlatıyor Gaggenau Türkiye’nin Pazarlama Müdürü Sadettin Çağlar. “dolayısıyla cihazı hiç temizlemek zorunda kalmıyorsunuz, cihaz daima kendini temizliyor” diyor. Gaggenau, bu farklı temizlik yöntemini ürünlerine dahil ederken dış etmenleri de hesaplamayı unutmuyor. 500 dereceyi iç kabinde saklı tutarak yani etrafındaki ahşap ve diğer eşyalara, daha da önemlisi insanlara zarar vermeyecek bir sistemle birlikte projelere, evlere dahil ediliyor Gaggenau ürünleri. 500 derecelİk iç ısı, 5 santimlik bir alan içinde yüzde 90 düşürülerek dış ortama sadece 50 derecelik ısı yansıtılıyor...
Tasarımlarda kullanmak üzere materyal seçimi yapılırken nelere dikkat ediliyor?
Yapay hiç bir malzeme kullanmamaya çalışıyoruz; ya saf çelik ya da cam kullanıyoruz. Ürünlerimizin kimi zaman 500 derecelik ısıda yaklaşık iki buçuk saatlik çalışması söz konusu oluyor. Dolayısıyla mutfağın yanık kokmasını da önlemek gerekiyor. Bununla birlikte biri hariç tüm cihazlarımız A+ cihazlar. Enerji tüketimi konusunda oldukça hassasız. Tek istisnamızın yapım yılı 1972; 42 yıldır bizimle fakat bu sene artık son senesi. Her ne kadar bizim açımızdan çok satan bir ürün olsa da artık enerji yasalarına dayanamaz hale gelmiş durumda.
Gaggenau çok farklı havalandırma çözümleri sunan, özellikle mimari açıdan çözüm üreten ve yeşil evlerdeki havalandırma prosesini kolaylıkla çözen bir firma. Nasıl bir yol izliyorsunuz?
Normal bir cihazın elektrik tüketim enerji verilerini A+’a çevirdiğiniz zaman elde ettiğiniz enerji verimliliği çok azdır. Fakat ortamı ısıtmak için kullandığınız enerji o kadar yüksek ki kokuyu atmak uğruna ısıyı ortamdan çıkarırsanız o zaman yeşil evden bahsetmek mümkün değil. Dolayısıyla biz şu anda bu sistemlere uyan cihazlar, özel filtreler, özel dış cephe motorları üretiyoruz. Düşüncemizin merkezinde ısınan ya da soğuyan havayı içeride bırakmak yer alıyor. Hem kokuyu dışarıya atıp içeriye taze hava vermemiz lazım hem de içerideki ısıyı kaybetmememiz gerek. Bu sorular bugün Türkiye’de de sorulmaya başlandı. Hedefimizi gerçekleştirmek için sadece yüzde 2’lik bir kayıpla koku ve yağ emilimi yapan aktif kömür filtreleri geliştirdik. Bütün koku ve yağ partiküllerini filtreliyor, taze hava olarak tekrar ortama veriyoruz. Böylelikle ısı kaybı hiç olmuyor. Sesi de yok edebiliyoruz; çünkü enerjiyi korurken dış cephe motorunu dışarıya yerleştiremiyoruz. Çünkü bu filtreler iç mekanda olmak zorunda. Motoru dış cepheye taktığımızda ses tamamen dışarıda kalıyor. Sadece çok hafif olarak havanın emilişi duyuluyor, kullanıcının başka bir ses kaygısı olmuyor.
Havalandırma ile yeşil evi birleştirmek çok önemli bir faktör ve bunu bir aspiratörle sağlayabiliyoruz. Başka cihazlarda da filtreler kullanılıyor fakat filtrelerin verimlilik oranları yüzde 50’lerde kalıyor, biz ise yüzde 98’den bahsediyoruz.
Sadece yüksek performanslı cİhazlar üretmiyoruz, aynı zamanda enerji tasarrufunu da son derece önemsiyoruz.
Enerji tasarrufu ile alakalı sunduğunuz diğer çözümlerden de bahsedelim isteriz.
Sadece yüksek performanslı cihazlar üretmiyoruz, aynı zamanda enerji tasarrufunu da son derece önemsiyoruz.
İndüksiyonlu ocaklar enerji verimliliğinde büyük rol oynuyor. Cam seramik ocaklar rezistanslı olduğu için enerjiyi çok emer; fakat indüksiyonlu cihazlar mıknatıs odaklı çalışan cihazlardır. Bu yüzden mıknatıslanabilen bir tencereyle etkileşim haline geçtiğinde cihaz çalışmaya başlar. Bunun çok büyük faydası var çünkü bu cihaz tencerenin tabanını direkt ısıtır, cam seramik yüzeyi ısıtmaz. Tencerenin tabanını titreterek ısıtıyor. Boşu boşuna camı ısıtmadığı için büyük bir enerji tasarrufu sağlıyor. İçinde rezistans yok, küçük mıknatıs bobinleri var. Üstelik gazlı cihazlardan daha hızlı. Mıknatıs alan herhangi bir tencere ile sınırsız yüzeyde işlem yapabiliyorsunuz. Hiç enerji kaybınız olmadığı, yüzeyin her alanını sınırsız kullanabildiğiniz için sıfır enerji kaybınız var. Bunun yanı sıra, bu tasarımın enerji tasarrufuna katkısı yüzde 75.
Yeni toplu projeler dünya standartlarında, detaylara çok daha büyük önemler verilerek hayata geçiriliyor. Gaggenau özeli için konuşacak olursak, Türkiye’de gerçekleşen bu tip projelere yaklaşımınız nedir?
Gerçekten, yeni toplu projeler dünya standartlarında gerçekleştiriliyor; projelerde yer alan mutfaklarda, banyolardaen üst kalitedeki cihazlar kullanılıyor. Avrupa’daki, Çin’deki toplu konut projeleri ile karşılaştırdığımda şöyle bir farklılık gösterebilirim; Türkiye’de her şeyi en iyi kalitede kullanıyorlar. Örneğin Zorlu’daki tüm daireler bizim showroom’umuz gibi, sadece cihaz konusunda değil seramiğinde de ısıtma soğutma sistemlerinde de her şeyin en iyisini kullanıyorlar. Dolayısıyla Türkiye’nin yeşil büyüme konusunda 9’uncu sırada olmasının bir sebebi var.
Türkiye’de aynı zamanda üretim de yapıyorsunuz.
2006 yılına kadar Gaggenau’nun tüm cihazları Almanya’da üretildi. Müşterinin istediği dolabı yapboz parçaları misali yan yana getirerek hayalindeki soğutucu duvarı oluşturabileceği 13 tane buzdolabı sütunu tasarlamak istedik. Bu cihazlar da A+++ cihazlardır. İstediğiniz şekilde 1648 tane farklı kombin yapabiliyorsunuz.
Gaggenau ilk kez yurt dışında bir üretim kararı verip, bu ürünleri Türkiye’de üretmeye karar verdi. Almanya dahil dünyanın her noktasına gönderimi Türkiye’den yapılıyor. Gaggenau BSH’ın en üstün tasarım markası ve en büyük fabrikası Çerkezköy’de. Türkiye’de Gagganeu kalitesinde cihaz üretebiliyoruz. Bu üretim Almanya’da da yapılabilirdi fakat Türkiye bir dağıtım üssü.
Mİmarlar fikir lideri; onlar ne diyorsa müşteri uyuyor. Zorlu Grubu müşterisine serbestlik tanıyıp hangi cihazları hangi mutfağı İstediklerini sordu. Müşterilerinin yüzde 98’i Gaggenau’yu seçti.
Türk mimarlarla Gagganeu’nun arası nasıl?
Çok iyi. Mimarlar fikir lideri; onlar ne diyorsa müşteri uyuyor. Yine Zorlu’dan örnek vereceğim; Zorlu Grubu müşteriye serbestlik tanıyıp hangi cihazları hangi mutfağı istediklerini sordu. Müşterilerin yüzde 98’i Gaggenau’yu seçti. Mimarlarla birlikte elbette. Mimara dert getirmek yerine çözüm üreten bir markayız, dolayısıyla bizimle rahat çalışabiliyorlar. Ürün portföyümüz geniş; sadece buzdolabında 1648 tane çeşit var. Ocaklarda da aynı şey geçerli. Fırınlarımız ise dünyada bulabileceğiniz en yüksek kalitede fırınlar.
Bu kadar büyük ve performanslı cihazların A++ olması Gaggeneau için çok önemli. Soğutucu grubu çok enerji harcayan bir iş. No frost cihazları bu şekilde kombine edeceksiniz, daimi buz üreteceksiniz ve yine A+ seviyesinde kalacaksınız… Devinim sınırsızca devam ediyor, bu yılın sonunda bütün ürünlerimizi A+ yapacağız.
Soho’da yaptığınız projelerden biraz bahseder misiniz?
Soho çok niş, bizim Gaggenau müşterisine hitap eden bir proje. İstanbul’un kalbinde yer alıyor dolayısıyla biz yer almak istedik içinde. Teklifimizi verdik ve Soho’da sıcaklıkla karşılandık; hiç başka bir yöne bakmadan bizi tercih ettiği için onlara teşekkür etmek isteriz.
Türk pazarına ne zaman girdiniz?
Gaggenau, tıpkı diğer yabancı cihazlar gibi, 1983 yılından bu yana Doğu Bank kanalıyla geliyordu. 2000 yılında istediğimiz satış sonrası kalite standardını yakalama konusunda yaşanan sıkıntılar dolayısıyla Gagganeu kendi ofisini kurdu.
Satış ön keşfini ücretsiz olarak veriyoruz. Havalandırma cihazı aldığınızı düşünelim; havalandırma cihazı ile ilgili gerekli alt yapı nedir, enerji verimliliği ile ilgili ne şartımız var, borularınız uygun döşenmiş mi… Bunları kontrol ediyoruz, uygun değil ise ön keşifte yardımcı oluyor; gerekli ustaları getiriyoruz. Alt yapıyı tamamen hazır hale getirip ardından satış onayı veriyoruz. Satış onayı geldikten sonra cihazlar evinize geliyor ve bir defada sorunsuzca monte ediliyor.
Tasarımlarımızın öncelikli hedefi müşterimizin kolayca yemek yapabilmesi, cihazlarla uğraşması değil. Günlük trendleri takip etmiyoruz. Paslanmaz çelik, çift düğme konsepti bizim için ölümsüz.
Sürdürülebilirlik ve estetiğin çoğu zaman bir arada bulunması zor oluyor, sizin bu konuda düşünceleriniz neler?
Biz Gaggenau olarak Bauhaus Alman tasarım ekolünü kullanıyoruz. Minimalize edilmiş, sadece fonksiyona odaklanmış bir tasarım tarzımız var. İçi çok karmaşık indüksiyonlu cihazlarımız var fakat ben size on saniyede nasıl çalıştığını anlatabiliyorum. Bütün cihazlarımızı gözümüz kör olarak, yani bir şef olarak kullanma mantığı güdüyoruz.
Tasarımlarımızın öncelikli hedefi müşterimizin kolayca yemek yapabilmesi, cihazlarla uğraşması değil. Günlük trendleri takip etmiyoruz. Paslanmaz çelik, çift düğme konsepti bizim için ölümsüz.
Küçük mimari projeler için marka ne kadar açık, ne kadar uyum sağlıyor ya da nasıl bir süreç izliyorsunuz?
Gaggenau üst düzey bir marka olduğu için genellikle bir milyon doların üstünde olan projeler bizi tercih ediyor. Biz hedef kitlemizi otomatik buluyoruz; cihazın maliyeti, cihazın konumu, lüks projelerle direkt örtüşüyor.