Mantolama Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
Yalıtım konusunda kamuoyunu ve sektörü bilinçlendirmeyi amaç edinen İZODER, binalarda ısı yalıtımının önemli bir unsuru olan mantolama hakkında doğru bilinen yanlışları açıkladı. Kulaktan dolma yanlış bilgilere karşı, bilimsel veriler ışığında doğru bilgileri paylaşmayı görev edindiklerini belirten İZODER Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Günümüzde birçok yapıda kullanılan mantolama; son derece güvenilir, sağlıklı, yangına karşı dirençli ve önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlayan bir ısı yalıtımı sistemidir” dedi.
Türkiye’de yalıtım bilincinin ve yalıtım sektörünün geliştirilmesi misyonuyla faaliyet gösteren İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), binalarda ısı yalıtımı sağlayan mantolama sisteminin güvenilirliği konusunda çalışma başlattı.
Isı yalıtımı sistemlerinden sorumlu olan İZODER Isı Yalıtım Komisyonu’nun yaptığı araştırma sonucu, mantolama hakkında merak edilen konular, bilimsel verilerle değerlendirildi. Daha önce yapılmış test sonuçlarının da dikkate alındığı çalışmanın sonunda, mantolama hakkında bilinmesi gereken gerçekler, 5 başlık altında sıralandı.
Mantolamanın birçok yapıda güvenle kullanıldığını vurgulayan İZODER Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Kalitesiz yalıtım malzemesi ve hatalı işçilik konularında her zaman tüketiciyi uyaran İZODER olarak, mantolama sistemi hakkında da kamuoyunu bilgilendirmeyi görev edindik. Konut ve işyerlerindeki enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmanın ve her mevsim konforlu yaşamanın yolu, binalarımıza ısı yalıtımı yaptırmaktan geçiyor. Sağlıklı bir yapıya sahip mantolama sisteminin ayrıca yangın performansına ilişkin testlerden de başarıyla çıkması, bu uygulamanın ne kadar güvenilir olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
İşte, İZODER Isı Yalıtım Komisyonu’nun araştırmasıyla hazırlanan, 5 maddede mantolama hakkında doğru bilinen yanlışlar;
YANLIŞ: Mantolama malzemeleri kanserojen madde içerir
DOĞRU: Mantolama malzemelerinin kanserojen madde içermesi söz konusu değil, bu ürünler gıda sektöründe dahi güvenle kullanılıyor
Avrupa Birliği ülkelerinde kullanılan hammadde ve teknolojiler ile üretilen ısı yalıtım malzemeleri, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamında üretilerek gerek yurt içi gerekse AB ülkeleri dahil yurt dışı pazara CE işareti ile sunuluyor. 305/2011/AB sayılı Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamındaki ürünler; “sağlık, hijyen ve çevre” gibi temel unsurlar çerçevesinde değerlendiriliyor. Bu bağlamda CE işaretine tabi olan ve bu işaret vasıtasıyla AB ve Türkiye pazarında kullanılabilen bir ürünün kanserojen olması söz konusu olamaz. Söz konusu ısı yalıtım ürünlerinin birçoğu (EPS, XPS) inşaat sektörü dışında gıda, ambalaj dâhil birçok sektörde de güvenle kullanılıyor.
YANLIŞ: Mantolama yangın yönetmeliğine aykırıdır
DOĞRU: Mantolama yangın yönetmeliğine aykırı değil, yangına dirençli, güvenli bir uygulamadır
Mantolama sistemi, Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik ve ilgili genelgelere uygundur. Türkiye’de 20 yılı aşkın süredir kamu projeleri dahil 400 milyon metrekarenin üzerinde mantolama uygulaması yapıldı. Mantolama sistemlerinin yangın performansına ilişkin testlerinde de; alevlerin cephe boyunca ilerlemesine neden olmadığı anlaşılıyor.
YANLIŞ: Mantolama, söylendiği gibi yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlamıyor
DOĞRU: Mantolama, doğru ürün ve uygulamayla rahatlıkla yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlıyor
Mantolama sisteminin uygulandığı yapılarda elde edilen tasarrufun oranı, bina tipi, bina kullanım özellikleri, yalıtım kalınlığı, yalıtım bütünlüğü, iklim gibi birçok parametreye bağlıdır. Yüzde 50 tasarruf ortalama bir hesap değeridir, altında gerçekleşebileceği gibi çok üzerinde de olabiliyor. Konuyla ilgili yapılan deneysel çalışmalarda, Türkiye standartlarında bir mantolama ile büyük oranda yüzde 50 tasarrufa ulaşıldığı tespit edildi.
Bununla birlikte, mantolama sonrası %50 tasarruf beklenirken %30 elde edilmişse, aradaki %20’lik fark konfor artışına gitmiş olabilir. Yani yalıtım sonrası konut sahibi, “ne de olsa yalıtımım var” mantığı ile sıcaklık set değerini yükseltebilir veya kalorifer peteğini kıstığı/kapattığı odaların peteğini açabilir. Bu gibi durumlarda %50’lik tasarrufun %30’u faturaya yansırken, %20’si konfor artışı olarak bina sahibine geri döner. Bundan dolayı bina sakinleri hesaplara güvenmeli, toplam fayda değerlendirmesi yapmalıdır.
YANLIŞ: Dübeller binayı delik deşik ederek zayıflatır
DOĞRU: Dübellerin kesinlikle binaya olumsuz bir etkisi yok
Dübellerin gerek yüzeysel alanın küçüklüğü, gerekse 1970’li yıllardan beri Avrupa’da edinilen tecrübeyle etkisinin ihmal edilebilecek seviyede olduğu ve bina statiğine negatif bir etkide bulunmadığı tespit edildi. Taşıyıcı elemanlara yapılan dübeller; ‘pas payı’ denilen, görevi sadece taşıyıcı elemanlardaki demir donatıyı dış atmosfer koşullarından ve korozyondan korumak olan, doğrudan bu elemanların taşıyıcılığıyla alakası olmayan katman içinde kaldıkları ve taşıyıcı elemanların asıl taşıyıcılıklarını gerçekleştiren kesit çekirdeğine nüfuz etmedikleri için, bina statiğine olumsuz bir etki yapmıyor. Yüzey alanı 10 bin cm2 olan bir plakada; açılan dübel alanı sadece 4,71 cm2 olmaktadır yani oransal olarak 10 binde 5’in altındadır.
YANLIŞ: Hava almayan duvarlar nedeniyle havasız kalınıyor veya mecburen pencere açıldığı için binalar kışın soğuyor, yazın ısınıyor, böylece yalıtım çabaları boşa gidiyor
DOĞRU: Bina havasız kalmadığı gibi buhar geçirgenliği sağlanıyor. Ayrıca mantolamayla bina sıcak tutulduğu için pencere açılarak yapılan havalandırma sonrasında oda sıcaklığı hızla eski haline geliyor
Binalarda ihtiyacımız olan temiz hava, bina kabuğu üzerinden gerçekleşecek geçişten çok daha fazladır. Bundan dolayı, dış cephe duvarlarında mantolama olup olmadığına bakılmaksızın, temiz hava ihtiyacımız için binalar mutlak suretle pasif veya mekanik olarak havalandırılmalı. Mantolama ile bina sıcak tutulduğu için, pencere açılarak yapılan havalandırma sonrasında, oda eski sıcaklığına hızlı bir şekilde gelir. Mantolama olmayan binalarda ise duvarlar soğuk olduğu için, havalandırma sonrası oda sıcaklığı hızlı yükselemez. Bu sebeple, mantolama olmayan binalarda havalandırma yapmaya eğilim psikolojik olarak daha düşük olacağından, iç hava kalitesi de daha düşük olur. Ayrıca bina kabuğundan beklenen, havalandırmadan ziyade su buharı geçirgenliğidir. Çünkü su buharı yoğuşma dolayısıyla bina kabuğu içerisinde kalabiliyor. Bina kabuğunun bu yoğuşma suyunu bertaraf etmeye yetecek asgari su buharı geçirgenliğine sahip olması gerekir. Bu nedenle, TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı’nda yoğuşma hesabı da yapılıyor.
Enerjimizi boşa harcamadan, güvenli ve konforlu yapılarda yaşamayı hedefliyor, aynı zamanda yüzde 50’ye varan tasarruf elde etmek istiyorsak, binalarımızı ısı yalıtımı ile koruma altına almamız şart. Özellikle ısı yalıtımı uygulamalarında yaşanan en önemli sıkıntılardan biri tüketicinin aldatılmasıdır. Yalıtım bilincine sahip tüketiciler, hizmet alırken çok dikkatli olmalı. Başarılı bir ısı yalıtımı uygulamasında, ürünlerin tümünün standartlara uygunluğu ve doğru işçilik, büyük önem taşıyor. Bunun için tüketici, yaptıracağı uygulamalarda CE belgesi ve İZODER’e üye kuruluşların denetime tabi tutularak alabildikleri İZODER Kalite Onay Sertifikası’na (İKOS) sahip ürünler kullanılmasını talep etmeli.