​Mini Portföy ​Murat Kader

Sapa Buildingsystem Sponsorluğunda

Murat Kader İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü’nden 1991 yılında mezun olmuş, 1994 yılında ise Pennsylvania Üniversitesi’nden yüksek lisans derecesini almıştır. Sema Eser Özsaruhan’la birlikte iki Design Group’u kurmadan önce, Türkiye’de Behruz Çinici, Viyana’da Marshalek & Laughclater Mimarlık ve Boston’da Wilk Mimarlık ofislerinde çalışmıştır. 1995 yılından itibaren iki Design Group’un çok sayıda projesinde öncül rol oynamaktadır. Murat Kader’in mimarlıktaki ilgi alanları yapım teknolojileri ve tasarım yönetimidir. Mühendislik, şehircilik ve tasarım birikimleriyle yakından ilişkilenen ve sürekli bir araştırmaya dayanan dinamik ve ilerici mekanlar, Kader’in mimari yaklaşımının temelini oluşturur.

Projede SAPA BUILDING SYSTEM Ürünleri kullanılmıştır.

KONUM: İSTANBUL
YIL: 2011-
İŞVEREN: ARTAŞ-AYDINLI-KELEŞOĞLU-AFK ORTAKLIĞI
ALAN: 900 000 m2

VADİ İSTANBUL

Vadistanbul, Cendere Vadisi için oluşturulan üst ölçekli planlama çalışmalarının bir adımı olarak uygulamasına etaplar halinde başlanmış büyük ölçekli bir karma kullanım projesidir. Eski bir sanayi alanının kentin yararına olacak şekilde yeniden işlevlendirildiği ve Cendere Vadisi gibi önemli bir aksa yeniden yeşil ve mavinin kazandırıldığı ilerici bir kentsel dönüşüm örneğidir.

Proje hem yatay hem de dikey düzlemde sağladığı sosyal donatılarla ileri standartlarda bir kentsel karma kullanım sunabilen; doğa, kent ve insan arasında çağdaş bir mimarlık yorumudur, bu da proje de iki Design Group’un son dönemlerindeki tasarım geçmişini yansıtabilen büyük ölçekli ve çok ödüllü bir projedir. Vadistanbul’un içindeki fonksiyonlar farklı etaplar halinde hayata geçen konut alanları Vadi Teras; İkinci Etapta Vadi Bulvar ile hayata geçen Ofisler, Restoranlar, Otel, Alışveriş Caddesi Ve Alışveriş Merkezi ve Üçüncü Etap ile peyzajın ve şehrin kaynaştığı bölge olan karma kullanımlı Vadi Bahçe’dir.

TEM sayesinde İstanbul genelinden karayoluyla ve erişilebilmekte olan proje alanı, yeni tasarlanmakta olan Havaray ile şehrin raylı sistemiyle de bütünleşmekte ve bu altyapıyı kendi yatırımıyla gerçekleştirecektir ve bu özel raylı altyapı hattı da iki design group ve Vadistanbul’u farklı kılmaktadır. Vadistanbul, daha önce karma kullanım tasarımı ile aldığı ödüllerin ardından bu kez International Property Awards 2015-2016 Döneminde “En İyi Ofis Mimarisi Yüksek Övgü” ve “Avrupa’nın En iyi Alışveriş Merkezi Mimarisi” ödüllerini almaya layık görülmüştür.

KONUM: İSTANBUL
YIL: 2014
İŞVEREN: ARTAŞ-MESA-KONTUR-AKDAŞ-ÖZTAŞ ORTAKLIĞI
ALAN: 1.500.000 m2

TEMA İSTANBUL

Türkiye’nin master plan yönetimli ilk kentsel mega karma projesi olan Tema İstanbul, kente karma kullanım alanında yeni bir anlayış getirmiştir. Gölün, denizin ve ormanın birbirine yaklaştığı ayrıcalıklı bir konumda İstanbul’a eşsiz bir kent ve doğa deneyimi sunarak ulaşım aksları ile güçlenen ve farklı fonksiyonlarla renklenen ve projenin gündeme gelişinden bu güne binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret edilen ve talep edilen bir proje olmuştur.

Konum olarak metropolün doğu-batı aksındaki 3 ana arter olan E-6 (TEM), E-5 ve Basın Ekspres Yolu’yla erişilen, 3. Boğaz Köprüsü / Kuzey Marmara Otoyolu’na da avantajlı bir ulaşım olanağına sahip; Marmaray’la birlikte çevresinde çoğalan raylı sistem altyapıları ile yeni bir kent odağıdır.

Tema İstanbul projesinde, “Konut Bölgesi”, temalı eğlence parkı “Tema WORLD” ve farklı alışveriş konsepti “Tema PLAZA” olmak üzere üç ana fonksiyondan oluşan 1,5 milyon metrekarelik dev arazisi içerisinde yer alan büyük ölçekli bir çalışmadır. Tema İstanbul konut bölgesinde 3.531 adet konut bulunmaktadır proje arazisinin %84’ü, peyzaj ve doğal yeşil alan olarak düzenlenmiştir. iki design group gözünde Tema İstanbul İstanbul’un 21. yy. kent, doğa ve insan ilişkilerine yenilikçi bir yorumdur.

Tasarımda erişilebilirlik ve su öğelerinin kullanımı ön planda tutulan iki öğe olmuştur. Iki design group’un planlama ölçeğindeki bu proje de Sign of the City Awards’ta “En İyi Karma Proje Ödülü” almaya layık görülmüştür.

BORSA İSTANBUL KUYAŞ OFİS

Borsa İstanbul ve Kuyaş Ofis Projesi İstanbul’un giderek güçlenen ekonomik gücünü hem sergileyen hem de perçinleyen bir projedir. Projede Borsa Yapısı barındıracağı yoğun etkileşim nedeniyle bir dinamizm ve canlılık sergileyecek, ofis yapısı ise bir çalışma mekanının ihtiyaç duyduğu dinginliği, aydınlık ve şeffaf mekanlarıyla sağlayacaktır.

Sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da en önemli ticaret ve finans eksenlerinden biri olan Basın Ekspres Yolu’nda yer alacak olan ofis projesi, değerli taş ve maden piyasalarına yön vermekle kalmayıp mimari tasarımıyla da Basın Ekspres Yolu’ndaki ağır, hantal ve çevresiyle diyaloğu olmayan yapılara bir alternatif yaratacaktır.

Mimari tasarım malzemenin ruhunu görünür kılar. Duyumsal zenginliği yüceltir. Altın ve gümüşün özündeki güç, istikrar, refah ve güvence, estetik, incelik, zariflik ve güzellikle buluşur, Borsa İstanbul ve Kuyaş Ofis Bloklarının mimari tasarımı, bir kuyumcunun hüneri ile simyacının sabrını dışa vurmaktadır.

Yapı cepheleri değerli bir taşın yüzeyleri gibi akışkan, şeffaf, berrak ve durudur.

Alanın konumu ile eğim koşullarını değerlendirerek Basın Ekspres Yolu’nun her iki doğrultusuna da göz alıcı görünümler sunan nirengi proje, yatay ve dikeydeki enerjiyi yansıtmaktadır. Az katlı ve çok katlı ofis şeması çevresinde hem insancıl hem de görkemli bir atmosfer yaratır. Borsa İstanbul-Kuyaş Ofis Projesi, International Property Awards 2015-2016 Dönemi; “Avrupa’nın En İyi Ofis Mimarisi - Yüksek Övgü” ödüllüdür.

Projede SAPA BUILDING SYSTEM Ürünleri kullanılmıştır.

KONUM: ADANA
YIL: 2013
İŞVEREN: SERKA İNŞAAT
ALAN: 55.000 m2

SHERATON ADANA

Adana Sheraton’un arka planında iki mimarlık heyecanın olduğunu düşünebiliriz: Birincisi Adana şehrinin turizm olanaklarının gelişmesinde ihtiyaç duyulan konaklama olanaklarına ileri standartlarda bir katkı yapmak. Adana Sheraton’un, Çukurova coğrafyasının tarihi ve kültürel zenginliklerine erişimi güçlendirmek ve Adana’nın sosyo-ekonomik yaşamını canlandırmak açısından oldukça önemli bir yatırım olmasıdır. Bir diğeri ise; Adana şehriyle diyalog kuran, yer aldığı nehir boyunun canlı bir şehir mekanı olmasına katkı verecek dinamik bir şehir yapısına imza atmak. Adana Sheraton Otelinin mimari tasarımında, suyun akışkanlığını şehrin geneline yansıtıp taşıyabilen özgün bir yapı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Coşkulu bir dalga formu ve nehirle yapının ilişkisini en iyi anlatabilecek mütevazı bir eğilme ile proje kente ikonik bir değer katmıştır. Bu formun ortaya çıkardığı teraslı yapılaşma odaların manzara özelliklerini güçlendirmektedir.

Mekanın organizasyonunda bir ağırlama ve konaklama yapısının en etkin ve verimli biçimde kullanımı araştırılmıştır. Mimari tasarımı ve çözümlemesi ile dikkat çekici olan proje, 2014 yılında Design et al Hotel Awards ve 2013’te International Property Awards tarafından “Best Hotel Architecture” kategorisinde iki kez ödüllendirilmiştir.

KONUM: İSTANBUL
YIL: 2010-
İŞVEREN: POLAT HOLDİNG
ALAN: 450.000 m2

PİYALEPAŞA İSTANBUL

Kentsel ayrışma, toplumsal dışlanma ve kentsel işlevlerden yoksun kalma özellikleri ile bilinen Piyalepaşa’da, İstanbul’da edinilmiş Kentsel Dönüşüm tecrübelerine Dünya ölçeğinde kabul görmüş doğru uygulamaları da katarak yeni bir yaklaşım geliştirmiştir. Proje kamu otoritesinin ortaya koyduğu iradeyle gelişmekte olan, özel sektör tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesidir. Piyalepaşa İstanbul Projesi 82.000 m² arazi üzerinde geliştirilmiş, içerisinde 950 konut ve 45.000 m² ofis alanı, 34.000 m² otel ve 550 m boyunca uzanan alışveriş sokağı bulunan ve en önemlisi de konsepti ve konumu ile bir ciddi cazibe yaratmakta olan Karma Kullanım tasarımıdır. Kent merkezinde kalmış, sosyal, fiziksel ve ekonomik olarak köhnemiş alanların dönüşümüne örnek teşkil eden proje, bir “kent projesi” olarak içeriklendirilebilir. Bu bağlamda, projenin en özgün yanı ortak ve karma kullanım, sokak dokusu ile meydan, niş ve nodlara yaptığı atıflardır. Projenin yerel mimari unsurlarından en çok etkilendiği referans yapısı ise Piyalepaşa Camiidir. Proje bütününe yayılan kademeli cepheleri, geniş saçakları, cumbaları, havuzları ve iç avlu sistemiyle şehre ve semte yakışan nostaljik bir proje olarak tasarlanmıştır.

Proje, bir LEED Neighborhood adayı olarak, dünya ölçeğinde dikkat çekici bir girişim başlatmıştır. Büyük ölçekte çevre dostu yapılar ve sürdürülebilir bir kentsel yerleşim hedeflenerek kıt kaynakların kullanımında İstanbul’un merkezinde “örnek” niteliğinde bir duruş ortaya koymaktadır. Özel finansmanlı bir yatırım olmasına karşın proje kamusal fayda yaratma bilinciyle geliştirilmektedir.

Proje Alanında dünden bugüne yaşamakta olan halk ile yarının kararları alınmış, katılımcı bir tasarım anlayışı benimsenmiştir, hem mimari tasarımı hem de mekânsal organizasyonu ve bağlantılarıyla “İstanbul’da samimi bir Semt yerleşimi” arayışındadır. Piyalepaşa İstanbul Projesi, 2015-2016 Dönemi, European Property Awards- En İyi Karma Kullanım Mimarisi ödüllü bir tasarımdır.

KONUM: BURSA
YIL: 2014-
İŞVEREN: BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
KAPASİTE: 5053+105 Koltuk

BURSA KÜLTÜR PARK AÇIKHAVA TİYATROSU

Bursa Büyükşehir Belediyesinin önemli rekreasyon alanlarından biri olan Reşat Oyal Kültür Park’ının içindeki Açıkhava Tiyatrosu yeniden-mimarisi Projesine “simge ve ikon niteliğinde bir kültür yapısı tasarlama” bilinciyle yaklaşılmıştır. Eski Açıkhava tiyatrosunun yer aldığı konumda yeniden inşaat faaliyetlerinden hem peyzaj bütünlüğünü korumak hem de asırlık ağaçlara dokunmamak üzere kaçınırken, proje alanı için stratejik bir yeni nokta belirlenmiştir. Tasarımda sanatçı, sahne, seyirci, icra edilen performans ve bahsettiğim enerjinin doğru buluşmasını sağlamak ve Bursalıların bu mekânı benimseyebileceği ayrıntılar yakalanmış, “görünür”, “dikkat çekici” ve “erişilebilir” bir mimari tasarım ortaya çıkartılmıştır.

Bir kozadan esinlenerek tasarlanan formu strüktürel olarak güçlü bir yapı ortaya koymaktadır. Tiyatroya bu formu veren kabuğu yapının ileri görüşlü ve modern tasarımındaki diğer özelliklerinin yanı sıra geleceğe yönelik değişikliklere olanak sağlayan tanımlı bir taşıyıcı sistem sağlar. Yarı korunaklı olan çatı tam korunaklı hale dönüştürülmeye uygundur. Yeni Açıkhava tiyatrosunun kabuğu gelecekte ihtiyaç duyulması halinde uygun bir tasarımla kapalı bir etkinlik alanına dönüştürülmesine imkân sağlayacaktır.

Işıl ışıl ve yepyeni bir landmark olacak bu kozadan “çalışmış, beklemiş, olgunlaşmış ve hazır olduğunda tüm estetiği ile kendini dışavurmuş” sayısız sanatsal aktivite çıkacak. 5.100 kişilik bu büyük salon, büyük ölçeklerde performansların ve önemli sanatçıların yer alacağına, izleyicilerine de harika bir platform sunacaktır.

Reşat Oyal Kültür Parkı Yeni Açıkhava Tiyatrosu, açık, yarı-açık ve kapalı mekânlarını paylaşan bir yapıdır. Kültür yapısı, 32.026 m² proje alanında, 5.050 kişi kapasiteli oturma düzeni ile performans sanatları, kutlamalar ve çeşitli toplantıların gerçekleştirilebileceği, üç ana bölümden oluşan toplam 15.562 m² inşaat alanı olan bir tasarımdır. Proje sert zemin alanı 10.280 m² olup, 666 m² çocuk park alanı ve 15.059 m² yeşil alan ile zenginleştirilmiştir. Hidrolik sahne aktive edilmediğinde bu alan 105 kişilik protokol koltukları ile dönüşümlü kullanım özelliğine sahiptir ve bu kez seyirci kapasitesini artırım imkânı sunabilmektedir. Bursa Kültür Park Açıkhava Tiyatrosu Eylül 2015’te International Property Awards’ta Türkiye’nin En İyi Aktivite Mimarlığı Ödülünü almıştır.

Projede SAPA BUILDING SYSTEM Ürünleri kullanılmıştır.

KONUM: İSTANBUL
YIL: 2010-
İŞVEREN: EMAAR PROPERTIES
ALAN: 800.000 m2

EMAAR SQUARE

Emaar Square Projesi, şehrin dokusuna doğrudan eklemlenerek İstanbul’daki güncel gayrimenkul gelişimleri içinde farklı bir karakter kazanan, üç adet yüksek yapıyla şehir dokusunda ve siluetinde dikey bir hareketlilik yakalarken konut blokları ve yüksek yapılarla kaynaşan açık mekânları ile, yatay düzlemde canlı bir kentsel ortam sunabilen özel bir projedir. Geleneksel olanla modern olanın çağdaş yorumunu bir araya getirebilmek, projenin fikir aşamasından tamamlanmasına, en ince detayına kadar takip edilen bir tasarım ölçütü olmuştur.

Proje alanının konumu (İstanbul’un Anadolu Yakası’nda Kadıköy, Üsküdar, Acıbadem ve Ataşehir’e olan yakınlığı) tasarıma çeşitlilik ve zenginlik katacak bir tasarım girdisi olarak da değerlendirmiştir. Emaar Square Projesi, İstanbul’un tarihi semtlerinin mimari dağarcığını ve kültürel özelliklerini yeniden yorumlamıştır. Bulunduğu bölgede süregelen niteliksiz şehirleşmeye ve yaşayanların meydanlar, bulvarlar, kamusal alanlar, parklar, eğlence ve dinlence mekânlarından yoksun kalmış sosyal yaşamına olumlu bir etki yapması amaçlanmıştır. Şehrin tarihsel geçmişinde var olan geleneksel mekân çeşitliliği ve yaşam kalitesini, çağdaş mimarlık kültürüyle yeniden canlandırmaktadır.

iki design group’un Foster + Partners, DPA, KTGY ve SWA ile birlikte geliştirdiği Emaar Square Projesi, İstanbul’daki güncel gayrimenkul gelişimleri içinde farklı bir karakter kazanmakta; kendini yalıtan bir mimari tasarımın tersine kendini açan, çevresiyle ve şehirle bütünleşen bir yaklaşımı projenin merkezine taşımaktadır.

Emaar Square, konut, alışveriş merkezi, ofis ve otel işlevleriyle, eğlence, dinlence ve sosyo-kültürel mekânları oldukça geniş, yaygın ve sürekliliği olan açık alanlarla buluşturmaktadır. Proje, üç adet yüksek yapıyla şehir dokusunda ve siluetinde dikey bir hareketlilik yakalamakta, konut blokları ve yüksek yapılarla kaynaşan açık mekânlar ise, yatay düzlemde canlı bir kentsel ortam sunmaktadır.

Emaar Square, gayrimenkul gelişimine yeni içerikler ve yüksek standartlar kazandırması ve örnek teşkil eden yeni mekânsal tasarım tanımlamasından ötürü, International Property Awards tarafından “World’s Best Mixed-use Architecture” ödülünü alarak Ülkesel, Bölgesel ve son olarak da Uluslararası arenalarda yarışarak Büyük Ödülü almıştır.

KONUM: İSTANBUL
YIL: 2012
İŞVEREN: ARTAŞ
ALAN: 170.000 m2

ECLIPSE MASLAK

Eclipse Maslak şehrin kuzey odağında, İstanbul’un merkezi faaliyetlerinin ve iş merkezlerinin yer aldığı ana ekseninde; Zincirlikuyu’dan itibaren, Büyükdere Caddesi boyunca uzanan Maslak’a ve çevresindeki kentsel gelişim hattına yeni bir ışıltı eklemeyi amaçlayarak tasarlanmış bir başka iki Design Group projesidir. Metro ile, araçla ve yaya olarak kolaylıkla ulaşılabilen Eclipse Maslak: kapalı yüzme havuzu, fitness salonu, sauna, hobi odaları, yürüyüş rotaları, oyun alanları ve açık alanlara yer verilmektedir. Büyük ve küçük ailelere, yalnız yaşayanlara ve evden çalışanlara hitap eden 54 ile 232 metrekare arasında değişen dairelerin tasarlandığı 40 katlı 2 blok olarak yükselen Eclipse Maslak Evleri’nde yaşam kalitesi ve konfor sağlamak amacıyla fonksiyonel, karma yapılı bir tasarıma gidilmiştir.

550 konutun yer aldığı bu proje, mimari formu ile dalgalı bir topoğrafyada yükselen zarif bir anıtsallık ortaya çıkarmayı hedeflemiştir. Projenin hacmi yatay bir aksta avlular ve yeşil teraslar oluşturmakta, iki konut kulesi ise yatay düzlemdeki enerjiyi serbest bırakarak, şehrin her yerinden algılanabilecek ve güçlü bir şekilde dikeyde yükselmektedir. Yaklaşık 170.000 m²’lik inşaat alanı olan proje, fonksiyonellik kadar mekânsal sürekliliği de önceliğine alan bir mimari çalışmadır, zemin seviyesindeki ticari birimleri ve ofis alanları ile dikeydeki konutlar belirli bir ortak kullanım alanı ihtiyacı yaratmaktadır. Bu da sokak ölçeğinde belli bir canlılık ve hareketlilik getirmektedir. Eclipse, Maslak bölgesi için önemli bir soruna dönüşen yaya akışının sürekliliğinin sağlanmasına katkı sunmaktadır. Hızla gelişen ve inşaatların sürdüğü Maslak’ta tekil ve yüksek yapıların çevreleri ile ilişki ve etkileşim sağlayamadığı, insan ölçeğinden uzak oldukları bilinen bir gerçek, bu bağlamda Eclipse Maslak Evleri projesi belli bir gündüz ve gece nüfusu barındırdığı için şehircilik anlamında da bölgeye bir katkı sunuyor.

Projede SAPA BUILDING SYSTEM Ürünleri kullanılmıştır.

KONUM: İSTANBUL
YIL: 2012
İŞVEREN: Spine Yönetim Aş.
ALAN: 138.000 m2

SPINE TOWER

Spine Tower, İstanbul’un iş kulelerinin yer aldığı Maslak’ta kendine özgü tasarımı ve formuyla kent siluetine farklı açılardan katkı sunmaktadır. Silindirik formu ile yumuşak bir duruşu olan yapı, köşeli ve net formdaki diğer yapılara göre kente her cephesinden açık, daha çekici bir dış forma sahiptir. Projenin getirdiği diğer bir yenilikçi yaklaşım ise binanın yükünü destekleyici dokunuşlarla dağıtan omurga analojili dış cephe öğeleridir. 138.000 m2‘lik alan üzerinde tasarlanan bu kule, giriş seviyesinde devamlılığı olan avluları ve orta meydanları ile canlı bir sosyal ortam yaratmakta, yukarıda şehir siluetine zeminde ise mekânsal devamlılığa katkı sunabilmektedir.

Projenin yapı teknolojileri konusunda getirdiği yenilikler mimari tasarım ile mühendislik çözümlerini birleştirmiş, yoğun bir yapılaşma alanı olmasına rağmen esneklik ve değişkenlik gösteren alt-bölümleri ile proje farklı tercih ve zevklere hitap eden bağımsız birim çeşitliliği sunabilmektedir. Bugün özelikle ortak alanlarının çevresinden çekim yarattığı Spine Tower, International Property Awards’tan 2012 yılında “Avrupa’nın En İyi Ofis Binası” ve Dünyadaki en prestijli mimari ödülü kabul edilen MIPIM Awards’tan 2014 yılında “Türkiye’nin En İyi Projesi” ödüllerini almıştır.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)