Mottomuz “Nasıl Daha İyisini Yaratabiliriz”
Forbo Flooring Systems Sponsorluğunda Hazırlanmıştır
Umut Cem ÇAĞLAYAN
CAGLAYAN ARCHITECTS
Proje tasarım sürecinin her aşamasında “nasıl daha iyisini yaratabiliriz” mottosunu benimsediğiniz sürece başarı da beraberinde geliyor. Bu mottoyu ofisinizin prensibi haline getirebilirseniz, projeleriniz sıradan olandan ayrışmaya başlıyor ve tercih edilme oranınızı arttırıyorsunuz.
Caglayan Architects’ i ulusal ve uluslararası birçok platformda tanıyoruz. Ama bir de sizden şu ana kadar olan gelişim hikayenizi dinleyelim…
2008 yılında kurulmuş bir mimari ve iç mimari tasarım ofisiyiz. Çoğunlukla kurumsal firmalara hizmet veriyoruz. Bu firmaların her türlü ofis alanlarını, ortak alanlarını tasarlıyor ve bu
alanları hayata geçirmelerine yardımcı oluyoruz. Zaman zaman çözüm ortağı olduğumuz firmaların kurumsal mimari-iç mimari kimliklerini de geliştiriyoruz.
Siz aslında mimarsınız ancak son zamanlarda iç mekan tasarımlarınız çok özel ödüller alıyor. Mimar olarak iç mekânı tasarlamakla yapı mimarlığı arasındaki ince çizgiler nelerdir?
Mimari tasarım ile iç mekan tasarımı arasında tasarıma başladığınız noktada çok büyük farklılıklar olmasa da süreç ilerledikçe birbirlerinden ciddi oranda ayrışıyorlar. İç mekan tasarımı yaparken çok fazla detaya hakim olmanız gerekiyor. Bir mekânın hayata geçmesi için çok fazla öğenin, doğru ölçekte bir arada olması gerekiyor. Bu öğelerin birini bile eksik yaptığınızda mekan eksik kalıyor. Harika bir mobilya tasarlasanız bile bu mobilyayı doğru aydınlatma ile birleştirmedikçe, doğru fon renkleri ile zenginleştirmedikçe süreci tamamlamış olmuyorsunuz. Sadece ışık ve renk ile de bitmiyor, tasarladığınız mekânlarda yaşayan insanların ergonomisini ve konforlarını da en ince ayrıntısına kadar düşünmeniz ve planlamanız gerekiyor.
Tarihi Demirci Döner Lokantası
Uluslararası platformdaki başarılarınız ile Türkiye’de ki başarılarınıza ve niteliğinize dayanarak, mimarlık camiasında yer edinmek, kendi alanını yaratmak nerede ne kadar mümkün, ne kadar zor?
Kendinizi adayarak çalıştığınız, gelişmek için çaba sarf ettiğiniz her iş kolunda kalıcı olmak ve marka haline gelmek, bence mümkün. Kolay ve kısa sürede gerçekleşecek bir durum değil sadece. Yaptığınız projelerin bütçeleri ne olursa olsun, projelere ağırlıklı olarak ticari açıdan bakmamanız gerekiyor. Proje tasarım sürecinin her aşamasında “nasıl daha iyisini yaratabiliriz” mottosunu benimsediğiniz sürece başarı da beraberinde geliyor. Bu mottoyu ofisinizin prensibi haline getirebilirseniz, projeleriniz sıradan olandan ayrışmaya başlıyor ve tercih edilme oranınızı arttırıyorsunuz.
Doğuş Maslak Restorant
Ofis olarak yeşil ve sürdürülebilir tasarım kriterleriniz mevcut mudur? Ya da size özel kriterler nelerdir?
Yaptığımız projeleri hiçbir zaman sadece tasarım kalitesi anlamında ele almıyoruz. Uzun vadede enerji tasarrufu sağlayabileceğimiz çözümleri de mutlaka projelendirme sürecine dahil ediyoruz. Mekanik ve elektrik gruplarımız mekânların simülasyonlarını hazırlıyor ve bu simülasyonlar doğrultusunda altyapısal sistem kararlarını veriyoruz. Geri dönüşümlü ve doğal malzemeleri kullanmaya özen gösteriyoruz. Son dönem projelerimizde Forbo Flooring ürünlerini severek kullanıyoruz.
Doğuş Maslak Restorant
Kurumsal mekanlar ile yoğunluklu olarak yeme içme alanlarını tasarlıyorsunuz ve projelerinize baktığımızda mekanın ruhunu tekrar canlandırıyorsunuz. En güzel örneği de Tarihi Demirci Döner Lokantası bize bu projeden biraz bahsedebilir misiniz?
Gastronomi alanları olarak tasarladığımız mekânlarda hedefimiz, kullanıcının içine girdiğinde özel olarak düşünülmüş, tasarlanmış bir mekâna girdiğini hissetmesi ve heyecanlanması. Tarihi Demirci Lokantası’nın da bu hedef doğrultusunda iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Eskinin esnaf lokantalarının havasını tekrar geri getirmeyi hedefleyerek, kişiye kısa süreli de olsa bir zaman yolculuğu yaşatabilmek amacıyla tasarladık tüm mekânı.
Kullandığımız özel tasarım bronz aydınlatmalar, eskitme aynalar, zeminde ve masalarda kullandığımız çiniler, tercih ettiğimiz mobilyalar, hatta ampüller dahi bu yaklaşım doğrultusunda projede değerlendirildiler. Hem bizim, hem işverenin, hem de kullanıcıların çok keyif aldığı bir mekânın ortaya çıktığını düşünüyorum. Yeni şubelerin de yolda olması, zaten yaptığımız işin doğru olduğunu gösteriyor.
Doğuş Etimesgut Restorant
Sizler mekanı kimliğinden koparmadan yeni bir mekan kimliği yaratıyorsunuz. Peki kimlik ve kültür mekan kullanıcılarını nasıl etkiliyor?
Mekânları ana kimliklerinden koparmasak da, proje başlangıcında onları tamamen çıplak bırakıyoruz. Bir nevi üzerlerindeki tüm birikmişlikleri arındırıyor ve temizliyoruz.
Daha önce içinde yaşanmışlık olan mekânlarda bunu yapabilmemiz çok önemli. Daha sonrasında her detayına dikkat ederek mekânı ince ince işliyoruz. Yarattığımız mekân kimliklerinin kullanıcı ile bütünleşebilmesi için de, kullanıcıların kim olduğu sorusunu olabildiğince detaylandırıyoruz. Doğru kimliklendirmeyi, doğru kullanıcı grubu için oluşturabildiğinizde başarılı oluyorsunuz.
Bir proje hayata geçireceksiniz, bütçe sınırsız, tasarımınıza kimse müdahale etmeyecek… Bu proje nerede olurdu, fonksiyonu ne olurdu ve ağırlıklı olarak hangi malzemeyi kullanmayı tercih ederdiniz?
Kullanıcıların her gün kullandıkları mekân türlerinden daha farklı fonksiyonu olan bir anıt veya müze projesini tercih ederdim. Standart fonksiyonlar dışında daha özel bir fonksiyona hitap etmesi açısından oldukça keyifli olacağını düşünüyorum. Malzeme tercihi olarak da doğal olan malzemelerin kullanımını tercih ederdim. Özellikle doğal taş.
Bakınız: