Okul Mimarisinin Öğrenciler Üzerindeki Etkisi
Çocuğum nasıl bir okulda iyi eğitim alır?” sorusunun cevabı genellikle okulun fiziksel koşullarından ziyade eğitim modelleri üzerinden cevaplanmaya çalışılır. Konuya bütüncül bir perspektiften bakıldığında ise fiziki ortamın; yani eğitimin gerçekleştiği binaların, çocukların sağlığını nasıl etkileyeceği gerçeğiyle karşı karşıya kalınır.
Sağlıklı ve çevreye saygılı bireyler yetiştirmek ancak çevre hassasiyetiyle inşa edilmiş binalar içerisinde verilen bir eğitimle mümkün olabilir. Çünkü eğitim mekânının kendisi aslında bir öğrenme alanıdır. Son yıllarda sürdürülebilir kalkınmanın öneminin anlaşılması ile birlikte “sürdürülebilirlik” kavramının popülerliği de artmıştır. Dolayısıyla günümüzde eğitim bilimleri de sürdürülebilirlik üzerinde durmakta ve bu kavram eğitim programları içerisinde yerini almaktadır.
Okul binaları sadece sıva ve tuğlalardan ibaret binalar değil aynı zamanda eğitimin simgesi olan mekânlardır. Dolayısıyla mimarlar, bir eğitim yapısını tasarlarken aynı zamanda bir eğitim materyali de tasarlamaktadırlar. Tasarım ve uygulama süreci sonunda ortaya çıkan yapı başlı başına bir öğrenme çevresi olmalıdır. Okul binalarının fiziksel şartları öğrencileri motive edebileceği gibi motivasyonlarını düşürebilir de. Bu nedenle okul binası tasarımı ayrı bir önem taşımaktadır. İnsanlar çevrelerinden etkilenirler ve çocuklarında okullarındaki çevre şartlarından etkilenmesi çok olasıdır. Bakımsız, pis ve özensiz tasarlanmış okullar öğrencilerin moral ve sağlıklarını olumsuz yönde etkiler.
Son yıllarda okulların sahip olması istenen çevresel koşullar tanımlanırken sürdürülebilir tasarımın önemine dikkat çekilmektedir. Okulların; termal konforu, iç mekân hava kalitesi, gün ışığı düzeyi, akustik konfor koşullarına sahip olması, açık hava aktivitelerine yeterince imkân tanıyan mekânlara sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Günümüzde eğitim-öğretim anlayışında meydana gelen değişiklikler okulların fiziksel yapısında da bir takım gelişmelere neden olmuştur. Geleneksel öğretmen rolünün değişmesi sınıf tasarımlarını önemli ölçüde değiştirmiştir. Öğretmen kürsüsü etrafında tanımlı öğrenim şeklinin kırılıp, öğrenciyi merkeze koyan ve öğrencilerin birbiri ile etkileşimini artıran bir öğrenme alanı tasarımının faydaları üzerine birçok araştırma yapılmıştır.
Geniş sosyal donatı alanlarına sahip, sürekli yaşayan bir okul, ders dışı zamanlarda da öğrenciler için bir çekim merkezi haline gelir ve eğitim sürecinde öğrencilerin gündelik yaşamında da devamlılık sağlanır. Öğrenimin sınıf dışına taşınarak alternatif çalışma alanlarının tasarlanması aynı zamanda eğitim yapısının doğayla ilişkilendirilerek yeşil ile bütünleşmiş bir okul yapısı tasarlanması, öğrencinin fiziki ve psikolojik gelişiminde çok olumlu katkılar sağlayacağı gibi çevreye duyarlı bir birey olarak yetişmesine olanak tanır.
Sürdürülebilir eğitim yapıları mevcut kazanımların yanı sıra çevreye verdikleri mesajlar ile toplumda farkındalık yaratmaları açısından da önemlidir. Örnek olarak, okullarda kullanılan fotovoltaik panellerin gizlenmesi yerine, görünür yerlere yerleştirilmesi toplumsal bilinç açısından faydalı olacaktır.
Okul Tasarımında Öğrenci Üzerinde Etkili Olan Faktörler
Gün Işığı
Okullarda, öğrenme kalitesi üzerinde en etkili elemanın gün ışığı olduğu vurgulanmaktadır. Gün ışığından yararlanılması, zamanının büyük bölümünü okulda geçiren çocuklar için, zihinsel etkinlik ve psikolojik açıdan önem taşımaktadır. Kapsamlı bir araştırmada, çatıdan ve pencerelerden doğal ışık alan sınıflardaki öğrencilerin az ışık alan sınıflardakilere göre okumada %19, standart testlerde ise %20 oranında daha başarılı olduğu görülmüştür. Bu nedenle okul yapısı tasarımında pencere boyutlarının mekâna göre belirlenmesi ve gün ışığı alımını artıracak, gün ışığı kontrolünü sağlayacak çözümler geliştirilmelidir. Gün ışığından yararlanılması, binalardaki elektrik ve ısıtma için gereken enerji kullanımının azaltılması açısından da önem taşımaktadır.
Havalandırma
Ortamın havasız olması okul çağındaki çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Yapılan araştırmalar okul içindeki hava kalitesinin öğrencilerin konsantrasyonunu önemli ölçüde etkilediğini ortaya çıkarmaktadır. Yetersiz havalandırılan ortamlarda uçucu organik bileşikler, karbondioksit, ozon, karbonmonoksit gibi gazlar yükselir. Havası kötü olan okullardaki çocuklarda; konsantrasyon ve performans düşüklüğü, sinirlilik, deri hastalıkları, zihinsel yorgunluk ve uyuşukluk gibi rahatsızlıklara sıklıkla rastlanmaktadır.
Okul tasarımında enerji etkinliğinin sağlanması ve konforun maksimize edilmesi için uygun havalandırma sistemi kullanılmalıdır. Bu açıdan, kontrol edilir, pencere ve çatıyla ilişkili pasif havalandırma sistemleri düzenlenebilir.
Malzeme Seçimi
İç mekân hava kalitesindeki düşme, büyük ölçüde havalandırma sistemlerinden ve malzeme kullanımlarından kaynaklanmaktadır. Malzemelerin sağlık açısından taşıdığı riskler göz önünde bulundurularak malzeme seçimine önem verilmelidir. Malzemeler, uçucu organik bileşikleri (VOC) içermemelidir. Çünkü bu bileşikler oda sıcaklığında gaz halini alarak sağlığı tehdit edebilir. Çocuklar gelişme çağında olduklarından yetişkinlere göre daha fazla havayı solunumda kullanırlar ve bu nedenle çocukların bulunduğu ortamlarda bu olumsuz etkilerden uzak kalmak ayrı bir önem taşımaktadır. Günümüzde VOC içeren bir yapı malzemesinin zararlı olmayan eşdeğerine ulaşmak oldukça kolaylaşmıştır.
Ayrıca gaz salınımı dışında malzemenin nem konusundaki davranışı da önem taşır. Bu açıdan, hidroskopik, yani havadaki nem yükselince nemi emen, hava kuruyunca nemi ortama bırakan materyaller kullanılmalıdır.
Ortam Sıcaklığı
Öğrenim görülen mekânın sıcaklığındaki belirgin değişiklikler öğrenciler üzerinde ciddi etkiler yaratır. Sıcaklık oranı öğrencilerin performanslarını, dikkat sürelerini ve rahatlık hislerini etkilemektedir. Normalden daha düşük sıcaklıklar el becerilerini etkilerken, yüksek sıcaklıklar da insanların uyarılma düzeylerini düşürmekte ve stres düzeylerini yükseltmektedir.
Gürültü Seviyesi
Eğitim-öğretim ortamındaki sesler, okul binasının içinden veya dışından kaynaklanabilir. Ancak bu iki tür ses de duruma göre öğrenci davranışları ve öğrenme süreci üzerinde önemli etkiler bırakabilmektedir. İlkokulların trafik gürültüsü olan yerlerde bulunmasının ise, o okullardaki öğrencilerin konsantrasyonlarının düşmesine ve öğrencilerin zor alıştırmalarda daha çok hata yapmalarına neden olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle okulların yerleri eğitim-öğretim açısından önemlidir.
Renk
Renkler fiziksel çevredeki önemli bir görsel uyarıcıdır ve insanların moral derecelerini ve hareketliliklerini etkiler. Parlaklık ve kullanılan renklerin zıtlığı veya çeşitliliğinin insanların moral derecesini yükselttiği bilinmektedir. Ayrıca fiziksel etkinlikler çevredeki sıcak renklere bağlı olarak artmaktadır.
Örneğin derslikte tahtanın asılı olduğu duvarda farklı bir renk tonunun kullanılması öğrencilerin odaklanmalarını sağlayan bir etkiye dönüşüyor.
Engelsiz Okullar
Okul binalarında dikkate alınması gereken önemli diğer bir durum ise bina koşullarının engelli öğrencilere elverişli hale getirilmesidir. Maalesef ülkemizde hâlâ okulların çoğunun bedensel engelli öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamadığı bilinmektedir. Engelli bireylerin toplum hayatına rahatlıkla katılabilmeleri için yeni okul binaları bu hassasiyetle tasarlanmalı, mevcut okul yapılarında ise iyileştirme yoluna gidilmelidir.
Deprem Gerçeği
Ülkemizin tehlikeli bir deprem kuşağı üzerinde yer aldığı gerçeği nedeniyle okul binaları inşasında bu konuda azami özen gösterilmeli, mevcut eğitim kurumları titizlikle incelenerek deprem dayanımları tespit edilmeli, sonuçlara göre ya güçlendirilmeli ya da yıkılarak yeniden inşa edilmelidir. Bu konu hayati önem ve aciliyet taşımaktadır.
Özetle; okul ve sınıfların tasarım - yapım süreçlerinde dikkat edilmesi gereken ve öğrenci üzerinde direkt ya da dolaylı etkili olan konular şöyle sıralanabilir.
- Gün ışığından maksimum düzeyde faydalanılarak, gün ışığının gerek öğrenci motivasyunu gerekse enerji verimliliği açısından avantajları değerlendirilmelidir.
- Okul binalarının cephelerinde nefes alan yapı malzemeleri tercih edilmelidir.
- İç mekânlar toksik bileşikleri içermeyen malzemeler ile donatılmalıdır.
- Okul binalarında gürültü kontrolü önem taşımaktadır. Gerek iç mekân gerekse dış ortam kaynaklı gürültü kontrolü sağlanmalıdır.
- Okul binaları tasarlanırken engelli öğrenciler dikkate alınmalı, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
- Okul binalar deprem riski göz önünde bulundurularak sağlam ve güvenli olmaldır.
Kaynak: YTONG AKTÜEL Dergisi 50. sayısından alınmıştır.