Park Residence Cadde Projesine Hakan Helvacıoğlun'dan Genç ve Dinamik Yorum
Selamiçeşme’deki Park Residence’da iç mimar Hakan Helvacıoğlu’nun tecrübeli dokunuşlarıyla tasarımladığı örnek dairedeyiz. Tek kişilik yaşam için kurgulanmış ev, genç, dinamik ve enerji dolu bir ambiyansa sahip...
Mimaride mükemmelliğin yakalandığı Park Residence, Bağdat Caddesi üzerinde Meteoroloji’nin arazisine yapılandırılan ve adını aldığı dört rüzgarın kuvvetli formunu temsil eden, dört yüksek binanın birlikteliğinden oluşuyor. 45 katlı herbir binada farklı tiplerde çok sayıda daire yer alıyor. Residence yaşamının getirdiği konfor, atmosfer, mimari stil ve adalara uzanan geniş Kadıköy manzarasının hissedilebildiği bu projede iç mimar Hakan Helvacıoğlu’ndan bir örnek daire oluşturulması istenmiş.
“Farklı seçenekler arasından seçilen yaklaşık 85m2’lik tek odalı daire, özellikle genç, uzun soluklu bir çizgide renkli, neşeli, sanat ve tasarım destekli bir stille çok oturacağı bilindiğinden tercih edildi,” diyerek anlatmaya başlıyor Helvacıoğlu ve “Normal tek odalı stüdyo daireler, daha küçük metrekarelerde iken, hem boyut açısından, hem de planlama açısından avantajlıydı.
Hakan Helvacıoğlu tasarımı kütüphane önüne kurgulanan salondaki beyaz kanepe MyWallpaper’dan olup tüm oturmaların, yastıkların ve perdelerin kumaşları Tasarım’dan seçilmişler. Tavan aydınlatma ve aplikler Dr-Light’tan, baklava desenli sehpa Parete’den.
Beyaz kanepe üzerindeki Fornasetti yastıklar MyWallpaper’dan olup kütüphane raflarındaki Vintage oyuncaklar, cam vazolar ve çeşitli yine Vintage aksesuarlar Kadıköy Antikacılar Çarşısı’ndan toplanmışlar.
Şeffaf orta sehpa Helvacıoğlu tasarımı olup özel imalat yaptılmış. Sarı Retro koltuk özel üretim olup yanındaki petrol rengi tabure Becara’dan.
Latin Amerika tarzı tekli koltuklar Amerika’dan ithal olup Helvacıoğlu tarafından her projesinde imzası gibi bu evde de yerini alırken, farklı döşeme ile farklı kimliğe bürünmüşler. Siyah-beyaz tabure Becara’dan alınmış.
Girişten salona geçilen sol duvar, dresuar ve destek verdiği fotoğraf koleksiyonuyla evin sanatsal kurgusunu tamamlıyor. Pirinç üstü mermer tablalı dresuar Parete’den, abajur Haaz’dan, yeşil cam vazo ve mumlar Ikea’dan. Yabancı fotoğrafçıların özel seri siyah-beyaz fotoğrafları iç mimar tarafından tek tek farklı çerçeveletilip asılmışlar.
Calacata mermerle özel yapılmış mutfak ve yemek bölümü tavanı gazete kağıdı efektli, MyWallpaper’dan seçilen duvar kağıdıyla kaplanmış. Yemek masası Becara’dan, sandalyeleri özel üretim olup iki başlı özel üretim aydınlatma Dr-Light’tan alınmış.
Salondaki kitaplığın bir devamı olan açık mutfak raflarında yine Vintage parçalara rastlıyoruz. Eski, teneke çay kutuları Vintage olup Kadıköy Antikacılar Çarşısı’ndan alınmışlar.
Hakan Helvacıoğlu tasarımı meşe kaplama özel üretim yatağın başında yabancı fotoğrafçı koleksiyonlarından toplanmış siyah – beyaz fotoğraflara yer verilmiş. Heineken yazısı aslında Vintage bir lamba olup yatağın iki başındaki lambadan Paris’ten, tavan sarkıt Diseno’dan alınmış. Yatak başı ve yastık kumaşları Tasarım’dan seçilirken, giysi odasının yatak odasına bakan yanları görsel kapı göbeği efektli duvar kağıdı ile panolanmış.
Stüdyo daire, orjinalinde açık mutfak, misafir tuvaleti, salon, yatak odası ve ebeveyn banyosuna sahipken, yeni planlamada oyunlarla yarı gizlenmiş mutfak, yemek alanı, salon, vestiyer, çamaşırlık, yatak odası içerisinden geçilen açık giysi odası ve buradan erişilen bir banyodan oluşuyor. Ayrıca banyoya ikinci bir kapı ile vestiyer bölümünden de ulaşmak mümkün. Böylece günlük yaşamda üst seviye konfora sahipken, konukların da ağırlanabildiği özel günlerde aynı konforu hissedebiliyorsunuz. Görsel oyun ve odaklar yardımı ile de daireyi loft gibi algılarken, tasarımın amacına da ulaşmış oluyorsunuz,” diye belirtiyor.
Tasarımın görselliğinden önce Helvacıoğlu bize örnek daireyi kişiselleştirme ihtiyacından bahsediyor. “Daireyi ilk gördüğümde detayları çözülmüş ve iyi giydirilmiş bir ev yerine, hikayesi olan bir ev yaratmak istedim. Yani bir sahibi olmalıydı... 30’lu yaşlarında inşaat mühendisi, sık seyahat eden, sosyal, mesleğinin getirdiği katılığı sanat ile neşelendiren, özellikle Pop-art seven, renklere düşkün, neşeli, dinamik ama konfora da bağımlı, evde vakit geçirmeyi keyif olarak gören biri olarak hayal ettim, ev sahibimizi. Ayrıca, kapıdan girildiğinde hissedilen, mutfak ile engellenmiş salon alanı yerine, sağ duvarda boydan boya devam eden, kanepeyi de saran, mutfağa da uzanan, sıcak meşeden açık bir kütüphane olmalıydı. Yer yer mekana espri katan yeşil, sarı, beyaz ve siyah ile neşelendirilmiş, sanat eserleri, koleksiyonlar, kitaplar ve günlük tüm ihtiyaçları sorgusuz kabul edebilen ve onlarla beslenen bir daire kafamda canlandırdım,” diye açıklıyor, iç mimar.
Bu stüdyo dairede mekanı büyük ve günlük kullanım trafiğinde bile stil sahibi bir çizgiye kavuşturmak için planlama ve görsel düzenlemeler yapıldı...
Evin geneli beyaz boya bırakılmışken, salon, kütüphane duvarı ve yatak odası duvarı gibi vurgulu alanlar beton sıva desenli, mutfak ve yemek bölümü tavanı da gazete efektli duvar kağıdıyla kaplanmış. Banyoda siyah-beyaz çizgili duvar kağıdı tercih edilmiş.
Mutfak tezgahı Calacata mermer ile kaplanıp ön alnı yükseltilerek tüm bazı detaylar gizlenmiş. “Bu sayede salon tarafından bakıldığında, artık önünde yemek masası alanına fon olan bir doku elde edildi. Mutfak alanı dahil, girişin daha alçak olan tavanı avantaja dönüştürülerek görsel bir katkı sağlandı, tavanı ve alnı gazete ile kaplayarak. Siyah-beyazın evin her yerindeki farklı eşleşmesi burada da mekana özellik kattı,” diyen Helvacıoğlu, “Hem yemek masası, hem de yeri geldiğinde çalışma alanı olarak kullanılan cam masanın şeffaflığını arka duvardaki el pentürlü büyük yeşil pano vurguluyor. Duvarda devam eden kütüphanenin de soluk aldığı nokta burası oldu.
Kütüphanenin sardığı beyaz kanepenin üzerinde mekanın renklerinde yastıklar ve Fornasetti göz kırparken, hemen üzerinde siyah-beyaz mimari fotoğraf koleksiyonundan bir bölüm sergileniyor. Raflara serpiştirilmiş kişisel obje ve Vintage parçalar kütüphaneyi adeta bir sanatsal düzenleme gibi hissettiriyor. Cam sehpanın altından görünen ve kendi içinde bir duruş sergileyen Warhol ve sanat dergileri, yeşil Vintage cam objelerin sade vurgusuna eşlik ediyor. Pirinç küre aydınlatma ise tüm mekanın odak noktası olup mekanı bölen iki siyah koltuk, hem küreli hatları, hem de Pied e Poulé deseniyle salonun en kişilikli ögesi. Tüm pencereler beyaz jaluzinin geçirdiği gölgelerle giyinirken, yine siyah-beyaz desenler ile sınırlanıyor,” diye ekliyor.
Mesleğimde 27. yılı geride bırakırken, birikimlerim doğrultusunda ev sahiplerine en mutlu ve huzurlu olabilecekleri, mimar elinden çıkmamış gibi hissettiren evler tasarımlamaya özen gösteriyorum...
Televizyon bölümü, kütüphane ve depolama görevini alırken, ikinci katkısı da dar olan yatak odasındaki televizyon dolabı fonksiyonunu karşılamak olmuş. “O bölüm salon tarafındakinin içine gizlendi. Yatak odasında ise modern bohem bir çekim var. ‘Her şey elimin altında, tüm sevdiklerim benimle!’ duygusu söz konusu. Meşe yatak başı rafı, fotoğraf koleksiyonu sergiliyor. Siyah-beyaz desen vurgusu yatak üzerinde de enerji veriyor ama son noktayı sarı aydınlatma koyuyor. Bu arada giysi odası, beyaz gövdesi ve iyi aydınlatılmış dağılımıyla tüm dolap yükünü sahipleniyor. Banyo, siyah- beyazın vurgusunu sarı-beyazın esprili çıkışı ile kontrol ediyor. Daire girişinden banyoya yönelirken, çift taraflı Vintage ayna kaplı iki dolap arasından geçiliyor. Biri vestiyer olup diğeri çamaşır makinesi ve benzer gereçleri gizliyor,” diye detaylıca paylaşıyor iç mimar Hakan Helvacıoğlu.