Rengi Gri Olsa Da, Beton Artık Yeşil
Oyak Beton Sponsorluğunda hazırlanmıştır.
Üretimi ve uygulaması tamamlandıktan sonra beton çok uzun yıllar kullanımı sayesinde ve sıcak-soğuk havayı iç mekanda barındırma özelliğiyle de enerji tasarrufu sağlayan bir malzeme. Diğer malzemelerle yapılan binalarda sık görülen klimatik sorunlara betonarme binalarda yaygın olarak rastlanmamakta. Termal özellikleriyle ısıtma ve soğutma harcamalarını minimuma indirgediğinden hem konut hem de kamusal yapıların vazgeçilmezi halinde.
Bir kaç ton ağırlığında paketlenmiş çimento... Her gün harcanan 10 bin ton çimentonun sadece küçük bir kısmı.
Portland çimentosu isimli en yaygın kullanılan çimento türü, beton, harç ve alçı gibi basit malzemelerin temel içeriği. 1824 yılında İngiliz duvar işçisi Joseph Aspdin tarafından patentlenen Portland çimentosu, kalsiyum kaynağı olan kireçtaşının kil ile birlikte ısıtılması ve sülfat kaynağı alçıtaşı ile harmanlanması sonucu elde edilir.
Çimento betonu ve diğer su bazlı çimentolar, kolay şekil verilmesi ve kuruduğunda kaya benzeri sağlam bir yapı haline gelmesiyle oldukça popüler bir malzeme haline gelmiştir ve günümüzde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
Hoover Parajı, Panama Kanalı ve Roma Pantheon Tapınağı beton strüktürlerin en ünlü örneklerindendir. Büyük ölçeklerde yapı uygulamarında beton teknolojisini ilk olarak antik Roma halkı kullanmıştır ve Roma İmparatorluğu betonu yaygın bir biçimde mimarisinde barındırır. Dünyanın en büyük donatısız beton katedrali olarak da Pantheon kabul edilmektedir. Ayrıca yine Roma’da yer alan Kolezyum binası da ilk inşa edilen büyük beton yapılardan biridir.
Roma’nın yerle bir olmasından sonra beton kullanımı teknolojinin gelişmesini beklemek üzere uzun süreli bir uykuya yatmıştır. Tekrar kullanılır hale gelmesi ise 18. yüzyılın ortalarına kadar uzanır. Günümüzde Smeaton’s Tower (Smeaton’un Kulesi) olarak bilinen ve 18. yy. ortalarında John Smeaton tarafından İngiliz kanalına tasarlanan Eddystone Deniz Fenerinin inşası sırasında, mimar betonla ilgili büyük bir gelişme yakaladı. İnşaat süresince yüksek dalgalara dayanacak bir harca ihtiyacı vardı. Büyük bir market araştırması, değişik kimyasal denemeleri, farklı türlerde kireçtaşları, değişik bölgelerden kil örnekleri sonuç vermedi ve Smeaton “beton” denen buluşu ilerletemedi.
Bu olaydan sonraki 100 yıl boyunca yüksek kalite taşlar ve Roma çimentosu kullanılarak inşa edilen binaların ardından, artan nüfus ve barınak gereksinimi sonucu bu taş binalar haddinden fazla pahalı bir hal almaya başladı. 1780 yılında James Parker Romalıların kullandığı çimentodan çok daha farklı bir beton elde etmeyi başardı ve patentini aldı. Çeşitli kil depozitleri, mineralleri ve kalsiyum karbonattan oluşan bu yeni çimento karışımı hızlı bir şekilde popüler oldu. 1850’lerde günümüze kadar gelen Portland çimentosu oldukça yaygınlaşmayı başardı.
Çimento ve beton farklı tariflerle ve farklı malzemelerle üretilebilir. Farklı üretim süreçleri ve malzemeler, ürün kalitesinde ve sürdürülebilirlik seviyesinde değişiklere sebep olur. Fonksiyonel ve çerve dostu beton elde etmek tamamiyle başka bir macera. Ancak CO2 emilsiyonu en aza indirilmiş beton üreten firmalar da günümüzde yaygın bir hale gelmekte.
Beton, üretim aşamasından başlayan bir serüven içinde doğa dostu olma yolunda ilerleyen bir malzeme. Her ne kadar geçtiğimiz dönemlerde çevre canavarı olarak sağlıksız bir ün salmış olsa da, bu durum her geçen gün değişmekte.
Geri dönüştürülebilir oluşu bu anlamda betonu ekolojik olmaya bir adım daha yaklaştıran başlıca etmen. Hem üretiminde kullanılabilecek yenilenebilir enerji seçenekleri, hem de içeriğine eklenebilecek cam ve seramik gibi çeşitli dönüşümlü malzemeler sayesinde zarar çok daha aza indirgeniyor.
Ayrıca beton, çok uzun yıllar dayanıklılığını koruyor ve miladı dolduğunda her milimetresine kadar geri dönüştürülüp tekrar kullanıma hazır hale geliyor. Enerji tasarrufu bakımından da çimento transfer edilme açısından avantajlı, büyük araçlara hiç bir zaman ihtiyaç duyulmuyor çünkü üretiminde yerel malzemeler kullanılıyor. Yaygın olarak fabrikanın 100 km çevresindeki olanaklar yeterli oluyor.
Üretimi ve uygulaması tamamlandıktan sonra beton çok uzun yıllar kullanımı sayesinde ve sıcak-soğuk havayı iç mekanda barındırma özelliğiyle de enerji tasarrufu sağlayan bir malzeme. Diğer malzemelerle yapılan binalarda sık görülen klimatik sorunlar betonarme binalarda yaygın görülmemekte. Termal özellikleriyle ısıtma ve soğutma harcamalarını minimuma indirgediğinden hem konut hem de kamusal yapıların vazgeçilmezi halinde.
Çimentonun ana malzemesi olan kireçtaşı, gezegenimizde en kolay çıkarılan ve en sık rastlanan minerallerden biri. Her ne kadar üretimi ve kullanımı CO2 emilsiyonu ve ayak izi bırakması açısından eleştiri alıyor olsa da; kaldırımlar, hastaneler, eğitim binaları, köprüler, yollar, kanalizasyonlar ve daha birçok alanda beton kullanıyoruz. Sağlamlığın önem taşıdığı aşamada beton seçilebilecek en kaliteli malzeme olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle Türkiye gibi deprem bölgeleriyle dolu bir ülkede bu durum daha da önemli bir hale geliyor. Her geçen gün gelişen teknoloji sayesinde beton da giderek daha doğru bir şekilde üretiliyor. Bu da onu mükemmel yapı malzemesi olmaya her geçen gün bir adım daha yaklaştırıyor.