SHURA: Yenilebilir Enerji Yatırımlarının Tüketimin Yoğun Olduğu Bölgelere Yönelmesi Rüzgar ve Güneşin Sisteme Entegrasyonunu Kolaylaştırıyor

·        SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin “Rüzgar ve Güneş Enerjisi Yatırımlarının Sistem Odaklı Yerleştirilmesi” başlıklı raporu 9. Türkiye Enerji Zirvesi’nde açıklandı

·        Raporda Türkiye’de üretilen elektriğin yüzde 50’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması ve rüzgar ve güneş kapasitesinin sisteme entegrasyonu için yatırımların ‘sistem odaklı strateji’yle tüketimin yoğun, şebekenin daha güçlü olduğu yerlere yönelmesi gerektiği belirtiliyor

·        Rapora göre ‘sistem odaklı strateji’ ile ilave şebeke yatırımlarında yılda 100 milyon euro tasarruf edilmesi mümkün

Enerji dönüşümü konusunda önemli araştırmalara imza atan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi “Rüzgar ve Güneş Enerjisi Yatırımlarının Sistem Odaklı Yerleştirilmesi” başlıklı raporunu, 9-10 Ekim’de Antalya’da düzenlenen 9. Türkiye Enerji Zirvesi’nde açıkladı.  

Raporda rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarının sistem odaklı gerçekleştirilmesi ve daha esnek bir enerji sistemiyle Türkiye’de üretilen elektriğin yüzde 50’den fazlasının yenilenebilir kaynaklardan sağlanabileceği vurgulandı. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Dr. Değer Saygın’ın “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Türkiye Elektrik Şebekelerine Entegrasyonu” başlıklı oturumunda açıklanan çalışmada Türkiye’de elektrik sisteminin esnekliğinin artırılması gerektiğine dikkat çekildi.

Saygın, rüzgar ve güneş kurulu gücünün tahsis edileceği bölgelerle ilgili dengeli bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaparak, “Sadece kaynak açısından zengin değil, aynı zamanda talebin yoğun olduğu ve şebeke kapasitesinin güçlü olduğu bölgeler seçilmeli, kaynak odaklı strateji yerine sistem odaklı strateji tercih edilmeli” dedi.

TÜRKİYE ŞİMDİDEN PLANLAMAYA BAŞLAMALI

Bağımsız ve tarafsız düşünce kuruluşu SHURA’nın mayıs ayında yayınladığı “Türkiye’nin Enerji Sisteminde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Payının Artırılması” raporunu hatırlatan Saygın, söz konusu çalışmada da Türkiye’nin elektriğinin yüzde 50’sinin rüzgar, güneş ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabileceğinin ve 2026’da 60 GW rüzgar ve güneş kurulu gücünün mümkün olabileceğinin göz önüne serildiğini söyledi. Türkiye’nin bunu gerçekleştirebilmesi için sistem odaklı bir strateji izlemesi gerektiğinin, bunun hem verimlilik hem de maliyet açısından faydalı olacağının altını çizen Saygın sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sistem odaklı yaklaşım tercih edildiğinde 60 GW’lık rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünün dörtte biri şebekenin daha güçlü ve elektriğe olan talebin yüksek olduğu alanlara taşınabilir. Bu yaklaşım, rüzgar kaynakları ile talebin yüksek olduğu bölgeler büyük ölçüde örtüştüğünden ağırlıklı olarak güneş kurulu gücü etkiliyor.”

Elektriğinin yüzde 50’sini yenilenebilir kaynakları kullanarak üretmek istiyorsa, Türkiye’nin bugünden itibaren planlamaya başlaması gerektiğini ifade eden Saygın, “Elektrik sisteminin esnekliği artırılırken, rüzgar ve güneş̧ kurulu gücünün tahsis edileceği bölgeler ile ilgili daha dengeli bir yaklaşım da sergilenmeli” diye konuştu.

SİSTEM ODAKLI YATIRIM İLE 100 MİLYON EURO TASARRUF

Enerji dönüşümünün hızlı, verimli ve tüm paydaşlara fayda sağlayacak biçimde şekillendirilmesi ve bu alandaki tartışmalara katkıda bulunmak için faaliyetler yürüten SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin raporunda sistem odaklı yaklaşımın hayata geçirebilmesi için yatırımcıların uygun teşviklerle desteklenerek sistem odaklı üretime yönlendirilebileceği de yer alıyor.

Elektrik sistemi esnekliğinin artırılması, rüzgar ve güneş kurulu gücünün sistem üzerindeki etkileri dikkate alınarak konumlandırılması sistem odaklı yaklaşımın benimsenmesini kolaylaştıracak. Bununla birlikte 60 GW rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünün sisteme entegrasyonu yatırımların önemli ölçüde artırılması ile mümkün olacak. Bu kapasiteye erişmek için 2018’den 2026’ya kadar sisteme yıllık olarak 2.6 GW rüzgar ve 3 GW güneş kurulu gücü eklenmeli.

Bu yatırımlara paralel olarak, şebekenin 60 GW rüzgar ve güneş enerjisini idare edilebilmesi için iletim şebekesinde TEİAŞ’ın (Türkiye Elektrik İletim A.Ş) öngördüğü yıllık 386 milyon euro yatırımın 530 milyon euroya çıkması gerekiyor. Ancak sistem odaklı stratejiye geçiş, ilave iletim şebekesi yatırımlarında yılda 100 milyon euro tasarruf sağlama fırsatı yaratıyor.

“TÜRKİYE KÜRESEL ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN MERKEZİNDE”

Zirvenin son günü düzenlenen “Yenilenebilir Enerji Yatırımları ve Finansmanı: YEKA” oturumunun açılış konuşmasını yapan SHURA Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman ise “Rüzgar ve Güneş Enerjisi Yatırımlarının Sistem Odaklı Yerleştirilmesi” raporuna ilişkin şunları söyledi:

“Bugün enerji dediğimizde enerji dönüşümünden söz etmeden geçemiyoruz. Kimi ülke bu küresel dönüşümün senelerdir içerisinde, kimi henüz parçası oluyor. Türkiye’de son bir yılda devreye giren enerji üretim tesislerinin çok büyük bir kısmı rüzgar ve güneş enerjisi bazlı. Dağıtık ve lisanssız tesisler ise gün geçtikçe artıyor, yani Türkiye de bu küresel enerji dönüşümünün merkezinde. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi yenilenebilir enerji tesislerinin sistem odaklı yerleşiminin önemini ve avantajlarını açıkladığı bu çalışma ile Türkiye’nin mevcut ekonomik şartlarında enerji dönüşümünün yavaşlamadan, şebeke açısından daha güvenli ve güvenilir bir şekilde nasıl devam edebileceğine ışık tutuyor.”


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)