ST. Joseph Hastanesi Mullen Binası Art Deco Tuğla Çalışmaları Arasında Eşsiz Bir Baş Yapıt
Tempel Buell 1895 ve 1990 yılları arasında yaşamış Amerikalı bir mimar. Babası, Chicago Belediye Başkanı Thomas Hoyne mimara, gençlik yıllarında oldukça destek çıkmıştır. Lake Forest Akademisinden mezun olduktan sonra Kolombiya Üniversitesinde mimarlık okudu. 1921’de tüberküloz tedavisi için Denver’a taşıdı. Sağlığını kazandıktan sonra Rocky Mountain bölgesindeki en büyük mimari şirketi kurdu.
Colorada’da 300’ü aşkın yapı Buell tarafından projelendirildi. İlk alış veriş merkezinin de tasarımcısı olan mimar, geometrik süslemeler kullanmasıyla tanınıyor.
Denver’daki Franklin Sokağında yer alan Mullen Binası, Art Deco tuğla çalışmaları arasında eşsiz bir baş yapıt mahiyetinde. Binanın bulunduğu şehrin tanınmış mimarlarından biri olan Temple H. Buell tasarlanan Catherine Mullen Memorial Hemşire Evi, 1932 ve 1933 yılları arasında inşa edildi. İnşaası için gereken para, kızı Ella Mullen Weckbaugh ve kocası John K. Mullen tarafından bağışlandı.
Tempel Buell’in Mullen Binası için yaptığı tasarım kum rengi tuğla baz üzerine, koyu kırmızı tuğlayla yapılmış süslemelerden oluşuyor. Her pencere zeminden parapet kadar yükseliyor ve koyu tuğlalardan oluşan dikey ve dalgalı süslemelere bağlanıyor. İlk bakışta bu kırmızı süslemelerin mavi gökyüzüyle buluşarak oluşturduğu kontrast dikkat çekse de sonradan göz zemine kadar devam ettirilmiş bu detayın farkına varıyor. Dış cephe için uygulanmış bu tuğla detayı adeta lav gibi Mullen Binasının tepesinden aşağı akıyor. Çeşitli mimari makalelerde bina, “rüstik bir buğday püskülü” ya da “tuğla şelalesi” gibi tanımlamalarla da açıklanmış. Öyle ya da böyle Buell’in bu dinamik dizaynı tamamen kendisine ait özgün bir tasarım.
Mimar tuğla seçimini sadece renklerine bakarak yapmamış. Aynı zamanda seçtiği tuğlalar birbirinden farklı dokulara da sahip. Dikkatli bakarsanız açık renkli tuğlalardaki doku ve ton farklılıklarının diziliminin gelişi güzel olmadığını ve kırmızı tuğlalarda tuğlanın dokulu yüzeyinin yerleşimine de dikkat edildiğini farkedebilirsiniz.
Mullen Binasının yan ve ön cephesinde benzer taş işçiliği kullanılmış ve hatta yakınındaki yapının pencerelerinde de bu Art Deco başyapıtının görünümünü pekiştiren unsurlar göze çarpıyor. Ayrıca bu yapı Mullen binasının devamı olup, kırmızı tuğlayla tasarlanmış pervaz, parapet ve kemer detaylarıyla St. Joseph Hastanesinin ek binası görünümünde. Hernekadar sonradan yapılan binanın mimarı Buell’in başyapıtına saygılı davranmış olsa da, etrafındaki binalar Mullen Hemşire Evi kadar ilgi çekici değil.
Mimar tuğla seçimini sadece renklerine bakarak yapmamış. Aynı zamanda seçtiği tuğlalar birbirinden farklı dokulara da sahip.