Sürdürülebilirlik Raporunda Gezegen Kategorisi
Gezegen
Kaynak kullanımı, atık imhası ve doğal felaket risklerine hazır olmak konularına odaklanan bu kategori çevresel performansı ölçmekte ve genel ölçümün ikinci bileşenini oluşturmakta. Bu sıralamada ilk onda yine birçok Avrupa şehrini görüyoruz, aralarından yalnızca Singapur ve Toronto kıtanın dışında yer alıyor. İki Alman şehri Frankfurt ve Berlin ise listenin başında yer alıyor.
Genel olarak ABD şehirlerinin bu değerlendirmede diğer şehirlerden çok daha kötü puanlar aldıkları görülmekte. Örnek olarak, Şikago, Philadelphia ve özellikle Los Angeles çok az miktarda yenilenebilir enerji kullanan şehirler. Enerji kullanımı ve yenilenebilir enerjiler göstergesi; kişi başına tüketimi ve ülkenin enerji çeşitleri arasında yer alan fosil yakıt harici enerji kaynaklarının oranını ölçmekte. Bazı Latin Amerika şehirleri bu göstergede iyi puanlar alıyorlar.
Orta Doğu, Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkeleri ise yenilenebilir enerji kaynak eksikliğinden dolayı düşük puan almakta. Yakın zamanda yenilenebilir kaynaklara yönelik hareketler başlamış olsa da, sahip oldukları hidrokarbon yakıt bolluğundan dolayı şaşırtmayacağı üzere dâhil olan bütün Orta Doğu şehirleri neredeyse hiç yenilenebilir enerji kullanmıyor.
İngiltere, Hollanda ve Rusya yenilenebilir enerji üretiminde Avrupa liderleri olan Danimarka ve İspanya gibi ülkelerin gerisinde kalıyor. Doğal afet riski her şehrin sekiz farklı doğal afete karşı hassasiyetini ölçüyor. Bu daha önce gerçekleşen afetlerin kayıtlarına bakılarak belirleniyor (1990’a kadar giden kayıtlar ile). San Francisco ve Los Angeles birkaç afet yaşadığı için bu ölçümde en düşük puanı alıyor. En baştaki şehirler Londra, Amsterdam, Rotterdam, Abu Dabi, Dubai ve Doha gibi çeşitli Avrupa ve Orta Doğu şehirleri, bu şehirlerin hiçbiri bu tür afetleri kayda değer miktarda zarar verecek şekillerde yaşamamışlar.
Çoğu şehir hava kirliliğinde %90’ın üzerinde puan alıyor, hava kirliliğini ise Dünya Sağlık Örgütü parçacık madde üzerinden hesaplıyor. Orta Doğu şehirleri için kum fırtınalarının tekrarlanma sıklığının rolü olsa da, bu ölçümde geride kalan şehirler bazı Orta Doğu şehirleri (Abu Dabi, Dubai, Doha) ve Nairobi oluyor. Yeni Delhi en son sırada geliyor, parçacık madde yığımı sıralamadaki bir sonraki şehir olan Doha’dan %60 daha kötü durumda.
Çin şehirlerinin, özellikle Wuhan, büyük, havayı kirleten imalat endüstrileri bulundurdukları için puanları düşüyor. Sera gazı salımları Nairobi, Manila ve Sao Paulo gibi gelişmekte olan şehirlerde en az, çeşitli Orta Doğu ve ABD şehirlerinde ise yüksek miktarlarda bulunuyor. Yolculukların büyük kısmının özel taşıtlarla yapıldığı ABD’de bu yönde bir eğilim var. Atık yönetimi ise kompostlama ya da atıktan enerji edinimi gibi daha çevre dostu yollar ile atıkların imha edilme oranına bakıyor. Alternatifler ise çöp sahaları ve yakma yöntemi. Listenin en başında atıkları enerjiye çevirmek üzere teşvik edici devlet yardımları olan Berlin ve Frankfurt yer alıyor, Brüksel ise üçüncü sırada. Santiago ve Sao Paulo gibi bazı Latin Amerika şehirleri bu göstergede en düşük puanları alıyorlar çünkü geri dönüşüm, kompostlama ya da enerji dönüşümü atıklarının çok az bir kısmına yapılıyor.
Son gösterge, içme suyu ve temizliği, bunlara erişimi olan vatandaşların yüzdesini ölçüyor, ancak gayri resmi yerleşim kısımlarını hesaba katmıyor. Çoğu şehirde kapsam her yere ulaşıyor bu yüzden puanlar çok fazla değişmiyor, ancak Wuhan, Şanghay, Yeni Delhi ve Nairobi gibi kapsamın %100’e ulaşmadığı şehirlerde puan düşüyor.
NEW YORK
ABD
Yıllar boyunca Londra, altyapısına az yatırım yapılmasının sıkıntısını çektiİ ve büyüme bir yana, var olan nüfusun ihtiyaçlarını karşılama konusunda dahi zorlanmakta.
New York Şehri Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük şehri ve küresel bir uluslararası iş ve ticaret merkezi. Şehrin gelecek nesiller için yaşam şartlarını yükseltmek üzere PlaNYC adlı kapsamlı bir planı var. Plan ülkedeki en temiz havaya sahip olmak, su kenarlarını ve suyollarını sağlamlaştırmak, kirletilmiş alanları temizlemek ve bütün New Yorkluların bir parka en az 10 dakika yürüyüş mesafesinde yaşadıklarından emin olmak gibi hedefler içeriyor. 2007’de başlayan plan Belediye’nin Uzun Süreli Tasarlama ve Sürdürülebilirlik Ofisi ile Geri Kazanım ve Dayanıklılık Ofisi tarafından yürütülüyor. 2014’de PlaNYC’nin bazı ana başarılarını vurgulayan bir ilerleme raporu yayımlandı.
Bu başarılardan bazıları şöyle:
• New York’ta hava 50 yıldır ilk defa bu kadar temiz
• Şehir peyzajına 850.000 ağaç ve 450000 metrekare yansıtıcı çatı eklendi. İkincisi mülkiyet sahiplerine fotovoltaik ve yeşil çatı montajı gerçekleştirmelerine yardım eden Vergi Azaltma Programı sayesinde gerçekleşti.
• Bina yapım yönetmelikleri sellere, rüzgâra ve aşırı hava koşullarına karşı hazırlıklı olmak üzere değiştirildi.
• Son 10 yılda karbon salımları %19’a kadar azaltıldı – 2030’a kadar %30 olarak belirlenen hedefin oldukça üzerinde.
PlaNYC sürdürülebilirlik yeniliklerini teşvik etmeye devam ediyor, örnek olarak, konut cephesinde New York Şehri Ekonomik Kalkınma Şirketi önceden az kullanılmış alanlara düşük maliyetli evler ve toplum tesisleri inşasını içeren yeni taşıma–odaklı mahallelerin yapımını kolaylaştırıyor.
SAO PAULO
BREZİLYA
Yıllar boyunca Londra, altyapısına az yatırım yapılmasının sıkıntısını çekti ve büyüme bir yana, var olan nüfusun ihtiyaçlarını karşılama konusunda dahi zorlanmakta.
Sao Paulo Brezilya’nın en yüksek puanı alan şehri ve Latin Amerika’nın da en iyi ikinci şehri konumunda. Ayrıca Latin Amerika’nın en kalabalık şehri ve dünyanın en kalabalık 10 şehri arasında.
1.5 kilometrekarelik bir alanda yer alan şehir Güney Yarımküre’nin en büyük şehri, 7,6 milyonluk bir araç filosu (5,4 milyonu otomobil) ve dünyanın ikinci en büyük helikopter filosuna (700’e yakın) sahip ve günlük 20 bin ton atık üretiyor. Dünyadaki diğer büyük şehirlerde olduğu gibi Sao Paulo şehir altyapısıyla ilgili planlama eksikliği, eskiyen altyapı, hızlı ve kontrolsüz nüfus artışı gibi sorunlarla yüzleşiyor. Buna ek olarak, şehre şimdiye kadar altyapı gereksinimlerini karşılayacak yeterli yatırım yapılmamış.
Günümüzde ise şehir merkezinin dışında alan yaratma, halka yönelik konut programları uygulama ve ulaşım koridorları üretme gibi hedefler için rehberlik eden bir Stratejik Nazım Planı uygulanmakta. Bir plana sahip olmasına rağmen Sao Paulo’nun hala; yozlaşmış alanları yeniden canlandırmak için özel yatırımları kendine çekmek, Brezilya’da iş yapmanın masrafını düşürerek uluslararası firmalar için Sao Paulo’yu hedef haline getirmek, daha nitelikli bir iş gücü yaratmak, şehir altyapı işleri ve taleplerinin tasarımı, yönetimi konusunda daha verimli olmak gibi birkaç akıllı çözüme ihtiyacı var.