Sürdürülebilirlik Tasarım Sürecimizin Doğal Bir Parçası

Aslı Mimarlık, Aslı Karaaslan Özcan röportajı ASPEN Sponsorluğunda hazırlanmıştır.


ASLI MİMARLIK OLARAK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TASARIM SÜRECİMİZİN DOĞAL BİR PARÇASIDIR. KONUYA PROJEMİZİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖLÇÜTLERİ NELER OLMALI YAKLAŞIMIYLA BAKMIYORUZ. TASARIMIMIZIN ZATEN SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASI GEREKİR YAKLAŞIMIMIZ VAR.


Aslı hanım öncelikle sizi ve ofisinizi daha yakından tanımak isteriz. Ayrıca ekibiniz, iş yapış biçiminiz, güncel projeleriniz hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?

Aslı Mimarlık mottosu; “Tasarladığı evrensel projelerden beslenen köklü bir ağaç olmak.”

Ben, 21 yıl önce bu ağacın tohumunu oluşturan kişiyim. Ekip olarak hepimiz aynı ağacın parçasıyız ve ağacımızı köklendirmek, büyütmek için her zaman tek bir ağaç olarak hareket ederiz. Ortak hedeflerimiz ve ortak bir tasarım dilimiz var. Bizim için bu oluşum  aile olmak demek.

Benim mimarlık yolculuğum eğitim hayatımın öncesinde başladı. La Fontaine‘nin fabllarını okuduğumuz dönemlerde ben yapıları karakterize ederdim. Gördüğüm farklı yapılara cinsiyet tahmini yapma oyunları oynardım. Mimarların tam olarak ne yaptığını bilmemekle birlikte, ilkokul dönemimde mimar olmaya karar verdim.

Aslı Karaaslan Özcan

Mimarlık eğitimimi çift ana dal programı olarak İTÜ’de tamamladım. Şehir plancısı ve mimarım. Aslı Mimarlık 2000 yılında kuruldu. Kurulduğu günden itibaren hedefimiz her zaman evrensel projeler tasarlamak oldu. 20. Yılımızı kutladığımız 2020’de Türkiye, Azerbaycan, Özbekistan, BAE, Almanya, Irak, Rusya ve Afrika‘da aktif projeler tasarlayan bir firma olduk. Avrasya bölgesindeki projelerimizi yönettiğimiz Azerbaycan şubemiz 3 yıldır aktif çalışıyor. Yeni  hedefimiz Avrupa projelerimizi yöneteceğimiz Almanya şubemizi açmak. Bunun için çalışmalarımız devam ediyor.

Aslı Mimarlık teknik ofisi içinde mimari, iç mimari ve peyzaj olarak üç bölümümüz var. Her bölüm Aslı Mimarlık tasarım ve çizim standartları ve kaynak düzeni olarak aynı yapılanmayı kullanır. Projelerimiz büyük ölçekli olduğu için mimari, iç mimari ve peyzaj olarak bütünün parçaları şeklinde oluşturulur.

İnsanlığın varoluşundan bu yana ilerleyen mimarlık kültürünün parçası olacak projeler geliştirmek vizyonu ile üretiyoruz. Projelerimizi; arazinin analiz edilmesi aşamasından başlayarak şantiyenin tamamlanması aşamasına kadar tüm sürecin içinde bulunarak yürütürüz. Proje sürecinin her aşamasını nasıl yapacağımızı anlatan şemalarımız var. Profesyonel ve meşakkatli bir yapı içinde tasarımlarımızın hayata geçirilmesini sağlıyoruz. Bu noktada ekibimiz ve ekibimizin profesyonelliği, içindeki ekip ruhu çok önemli.

Dağ Evi
Dağ Evi

Ortak değerler ve ortak hedeflerle bu süreci ekibimizle birlikte yönetiyoruz. Aslı Mimarlık olarak ortak değerlerimiz; 1) Biz bir aileyiz. Birlikteliğin gücüne inanırız. Çalışanlarımızla ve çözüm ortaklarımızla sıcak samimi bir aile ortamı yaratır ve yaşatırız. 2) Süreç ve ürün kalitesine önem veririz. Tüm çalışmalarımızda ve çıktılarımızda müşteri odaklı olma bilinci ile yüksek kalite sağlarız. 3) İşimize saygı duyarız. Tasarladığımız ve hayata geçirdiğimiz projelerde işimize duyduğumuz saygı en büyük gücümüzdür. 4) Yaratıcıyız. Yaratıcılığımız, mimarlık kültürüne hizmet eden evrensel, nitelikli ve özgün projelerimizin temel dayanağıdır. Kullanıcı odaklıyız. Tüm süreçlerimizde ve tasarımlarımızda kullanıcı odağını kendimize rehber edindik. 5) Yenilikçiyiz. Yenilikçi yaklaşımımız tüm tasarımlarımızda ilham kaynağıdır. 

Bu beş değer içerisinde müşteri odaklılık çok önemli bir yere sahip bizim için. Referanslarımızla büyüyen bir tasarım ofisiyiz. Müşterilerimizi düzenli olarak bilgilendirir ve etkin bir iletişim sağlarız.


TASARIM YAPARKEN GEZEGENİMİZE ZARAR VERMEMEK ÇOK ÖNEMLİDİR. TASARIMLARIMIZDA GEZEGENİMİZİN BİZDEN SONRAKİ NESİLLERİN MİRASI OLDUĞUNU HER ZAMAN HATIRLARIZ.


Bir projeyi hayata geçirirken benimsediğiniz temel tasarım prensipleri nelerdir?

Tasarım kullanıcı için yapılır. Mimar olarak kümes bile tasarlarsanız canlı bir kullanıcısı vardır. Temel tasarım prensiplerimizden ilki kullanıcı odaklılıktır.

Tasarım yaparken gezegenimize zarar vermemek çok önemlidir. Tasarımlarımızda gezegenimizin bizden sonraki nesillerin mirası olduğunu her zaman hatırlarız. Biz sipariş üzerine proje üreten bir ofisiz. Müşteri odaklılık temel tasarım prensiplerimizden biridir. Tüm tasarımlarımızın bir hikayesi vardır. Bu hikayeyi doğru yazmak, yazarken içinde yaşamak en önemli tasarım prensiplerimizden bir diğeridir.

Keşle Karma Kullanım Kompleksi, Azerbeycan
Keşle Karma Kullanım Kompleksi, Azerbeycan

Sürdürülebilir mimarlığı nasıl değerlendiriyorsunuz? Mimarlığın ekolojik boyutları ile ilgili görüşleriniz neler? Yeşil Bina Sertifika sistemleri hakkındaki düşünceleriniz nasıl?

Mimarlık, insanlığın var oluşundan beri süregelen bir kültürdür. Geleneksel ve köklü bir meslektir. İnsanlık evrimleştikçe ve ilerledikçe mimarlıkta insanlık ile birlikte evrimleşir. Mimarlar olarak bizler bu sürece olumlu etkisi olabilecek ve doğru tasarım prensipleri ile süreci doğru yönde ilerletme yetisine sahibiz. Bu noktada gezegenimiz ve ekolojik dengenin korunması konusunda çok önemli sorumluluklarımız var. Bu sorumluluklarımız sadece tasarımlarımızla sınırlı değil, en önemli konu kullanıcıyı bilinçlendirmek ve kullanıcı taleplerini doğru yöne yöneltmektir.

Sürdürülebilirlik ve ekolojik tasarım konusunu, mimarlığın ve inşaat sektörünün ticari yaklaşımı ve maliyet kolundan uzaklaştırıp, konuyu yaşamın devamlılığı için doğal bir zorunluluk, üzerinde tartışılmadan uygulanması gereken bir kural olarak özümsetmek gerekiyor. Elbette ki Yeşil Bina sertifika sistemleri bu yönde kullandığımız önemli araçlardır. Benim görüşüm; asıl hedefimizin yasal planlamalarda, imar planları ve notlarında ekolojik tasarım ve gezegenimizin korunmasına yönelik kanun ve yönetmeliklerin yaygınlaştırılması olması yönündedir.

Gürcistan Yaşayış Projesi
Gürcistan Yaşayış Projesi

Projelerinizde sürdürülebilirlik ölçütlerini uygulama yöntemlerinizden bahsedebilir misiniz?

Aslı Mimarlık olarak sürdürülebilirlik tasarım sürecimizin doğal bir parçasıdır. Konuya projemizin sürdürülebilirlik ölçütleri neler olmalı yaklaşımıyla bakmıyoruz. Tasarımımızın zaten sürdürülebilir olması gerekir yaklaşımımız var. Tasarım sürecimizin ilk safhası proje alanını analiz etme aşamasında, arazinin fiziksel, ekolojik, lojistik, fonksiyon ve sosyo ekonomik özelliklerini analiz ediyoruz. Bu noktada analiz ettiğimiz her konunun sürdürülebilir olması bizim için çok önemlidir.

Sürdürülebilirliği saydığım bu maddelerle bir bütün olarak algılıyoruz. Örneğin ekolojik olarak sürdürülebilir bir yapının fonksiyon olarak da gerekli esnekliği gösterebilmesi gerekir. Yapının sosyo ekonomik olarak ilerleyen zaman içerisinde yaşanacak gelişim ve değişime uyum sağlayabilmesi, konumunun doğru kullanılması ve fiziksel özellikleriyle uyumlu olması sürdürülebilirliğin ayrılmaz parçaları olarak bizim tasarım sürecimizde yer alıyor.

Aslı Mimarlık olarak kırmızı çizgileriniz var mı? Varsa nelerdir?

Biraz önce değindiğim temel tasarım prensiplerimiz bizim kırmızı çizgilerimizdir.


ÜLKEMİZ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE DÜNYADA ÖN SIRALARDA YER ALIYOR. SEKTÖRÜMÜZ DÜNYA GENELİNDE ÜRETİLEN TÜM MALZEMELERE HAKİM VE BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ TÜRKİYE’DE DE ÜRETİLİYOR.


Ülkemizdeki yapı sektörünü ve malzemenin inovasyonunu nasıl buluyorsunuz, kullanmayı sevdiğiniz bir malzeme çeşidi var mıdır? 

Bildiğiniz gibi ülkemiz inşaat sektöründe dünyada ön sıralarda yer alıyor. Sektörümüz dünya genelinde üretilen tüm malzemelere hakim ve büyük bir bölümü Türkiye’de de üretiliyor. Malzemelerin inovasyonu ve AR-GE çalışmaları açısından baktığımızda ise bunu bir süreç içinde değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Ülkemizdeki yapı sektörünün tüm birimleri; müteahhit gruplar, biz mimarlar, malzeme üreticileri gibi tüm birimlerin mesleki profesyonellik ve potansiyellerini mevcut olanın doğru kullanımına ve doğru uygulanmasına yönelik bir gelişimimiz var.

Olmayanı keşfetme, olanı mükemmelleştirme, farklı bir ürün ortaya çıkartabilme konularına daha etkin girebilmek için toplumsal bir farkındalık ve farklılaşma gerekiyor bence. Bakış açılarını zenginleştiren ve hayatın farklılıklarla güzelleşeceğinin önemini vurgulayan bir eğitim sistemi bizim sektörümüzü bu noktada evriltebilir.

Yaşadığımız pandemi sürecinin mimariyi de yeniden şekillendireceği konuşuluyor. Bu sürecin mimariye yansımasının nasıl olacağını ön görüyorsunuz?

Öncelikle hepimize sağlıklı bir gelecek dilemek isterim. Pandemi dönemi hepimiz için üzücü, yorucu ve zorlayıcı bir süreç olarak devam ediyor. Pandemi sürecinin mimarlıkla olan ilişkisi biraz önce bahsettiğim sürdürülebilirlik konusuna çok güzel bir örnektir. İlerleyen zaman içerisinde insanlığın öngördüğü veya öngöremediği pek çok dönem yaşanabilir. Pandemi dönemi insanlığın yaşam biçimini ve hayata bakışını değiştirdi. İnsanlığın barınma ihtiyacı, sosyalleşme koşulları, çalışma koşulları dolayısı ile yaşama biçimi değişti.

Abı Hayat Karma Kullanım Projesi, Azerbaycan
Abı Hayat Karma Kullanım Projesi, Azerbaycan

Bu farklı koşullara adapte olabilecek esnek mimari tasarımların önemi arttı. Biz ofis olarak yaptığımız tüm tasarımlarımızda yapının kent ile ilişkisinin kuvvetli olmasını önemseriz. Pandemi döneminde bu ilişki biraz daha ön plana çıktı. Yapıların kentle iletişim kurduğu meydanlar, parklar, genel ve özel bahçeler insanların sosyalleşmesinde daha önemli hale geldi.

Pandemi döneminde ofis olarak tasarım merkezimizde bu alanlarda sosyalleşmeye yönelik farklı tasarımlar geliştirdik. Pandemi döneminin şehir planlamayı da çok etkilediğini düşünüyorum. Çalışma koşullarının ve yaşam biçiminin değişmesi, planlama prensiplerinin farklılaşmasına sebep olacaktır. MİA alanlarının yeniden yorumlanması, sosyal donatı yüzdelerinin arttırılması ve farklılaştırılması gibi başlıkların yanında alternatif ulaşım sistemleri oluşturulması gibi temel planlama konularının değişim sürecine girmesi kaçınılmaz olacaktır.


OLMAYANI KEŞFETME, OLANI MÜKEMMELLEŞTİRME, FARKLI BİR ÜRÜN ORTAYA ÇIKARTABİLME KONULARINA DAHA ETKİN GİREBİLMEK İÇİN TOPLUMSAL BİR FARKINDALIK VE FARKLILAŞMA GEREKİYOR BENCE.


Deprem ülkemizin gerçeği ve bu kapsamda yürütülen Kentsel Dönüşüm sürecini bir mimar ve şehir plancısı olarak nasıl görüyorsunuz?

Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de kentsel dönüşüm planlı bir süreç dahilinde yapılmıyor ya da yapılamıyor. Kentsel dönüşüm, adından da anlaşılacağı gibi kentsel ve bölgesel ölçekte değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Mahalle ve ilçe ölçeğinde noktasal çözümler geliştirmek katkı sağlamıyor maalesef, sürece dahil olan kişileri mutsuz eden, çoğunlukla ölçek olarak insanı ezen, yeterli sosyal donatısı bulunmayan ve gereken altyapı koşullarını sağlamayan projeler hayata geçiyor.

Sinpaş Finans Şehir
Sinpaş Finans Şehir

Gerek şehir plancısı gerekse mimar olarak tasarım yaparken fiziksel koşullar ile sosyo kültürel koşullar bizim için eşit tasarım kriterleridir. Kentsel dönüşüm projelerinin çok yüksek orandaki bölümünde üretilen projeler matematik hesap haline geldi ve kabul edilemez şekilde toplumumuzun sosyo kültürel yaşamına uyum sağlamayan, hangi ülke hangi toplum için yapıldığı belli olmayan projeler olarak gözlemliyoruz.

Toplum olarak; komşuluk ilişkilerimiz, doğa ile etkileşimimiz, bayramlarımız adetlerimiz bizi biz yapan değerlerimizdir. Kentsel dönüşüm projelerinin matematik hesabından daha önemli olan ölçütü bu değerlerimiz olmalıdır. Ne yazık ki geldiğimiz gün itibarıyla uygulanan kentsel dönüşüm sürecinin bizi biz yapan değerlerimizi ve kimliğimizi yitirmemizi sağlayacak bir süreç olduğunu düşünüyorum.

Ayasofya Müze ve Camii Restorasyonu
Ayasofya Müze ve Camii Restorasyonu

Son olarak eklemek istediğiniz veya değinmek istediğiniz bir konu var mıdır?

Yeni mimar olan, meslek hayatına yeni başlayan genç meslektaşlarıma iletmek istediğim bir mesaj var. Değişim tek kişi ile başlar. Mesleğinizi yapmaktan vazgeçmeyin ve değerleriniz her zaman kırmızı çizginiz olsun.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)