Yapıda Ahşabın Kullanım Alanları
Kullanımı ilk çağlarda barınma gereksinimiyle başlayan ahşabın yapı malzemesi olarak kullanılmaya başlaması, beton ve çeliğe oranla çok daha eskilere dayanır. Endüstrinin gelişmesiyle ahşap malzemenin kullanım alanı da genişleyerek yeni boyutlar ve esneklik kazanmıştır.
Doğal yenilenebilir yapı malzemelerinden bahsedilince ilk akla gelen ve en yaygın kullanılan malzemelerden birisi ahşaptır. Ahşap, teorik olarak inşaat sektörüne hâkim tüm eğilimleri karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Bu nedenle ahşabın çok katlı konutların taşıyıcı sistemlerinde kullanılmasına yönelik teknolojik girişimler giderek artmaktadır. Ahşap, doğal kaynaklı, yenilenebilir, sürdürülebilir, yeniden kullanılabilir, atık oluşturmayan, çevre dostu ve tüm bunlarla birlikte tam bir mühendislik malzemesidir.
Kullanımı ilk çağlarda barınma gereksinimiyle başlayan ahşabın yapı malzemesi olarak kullanılmaya başlaması, beton ve çeliğe oranla çok daha eskilere dayanır. Endüstrinin gelişmesiyle ahşap malzemenin kullanım alanı da genişleyerek yeni boyutlar ve esneklik kazanmıştır. Gelişen teknoloji ahşabın korunması konusunda da kendini göstererek doğal ahşap malzemenin rutubet deformasyonunu gidermek, yanmazlığını sağlamak ve mikroorganizmalara karşı direncini artırmak amacıyla yöntemler geliştirilmiştir.
1980’li yıllarda sürdürülebilirlik sorunlarıyla beraber doğaya dönüş başlamasıyla ahşabın cazibesi daha da arttı. Bu dönemde bozulmaz bir malzeme olduğu düşünülen betonarmenin de yenilenme ihtiyacının bulunduğu anlaşılınca ahşap yeniden keşfedildi.
Ahşap toksik kimyasallarla değil, su, güneş, toprak ve havayla üretilir...
Doğal bir yapı malzemesi olarak da kullanılan ahşap, geçmişte ve günümüzde ustaların elinde işlenen, kullanımı en geniş olan malzemelerden biridir. Sanata ve mimariye ilham kaynağı olmuş bu malzeme; sadeliği, özgürlüğü ve dışavurumculuğuyla doğru ellerde başyapıtlar yaratırken, bilinçsiz kullanımı ise çevreye karşı büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Çevreyle uyumlu yaşam anlayışının gün geçtikçe artması, çevre dostu bir malzeme olan ahşabın önemini günümüzde daha da artırmakta. Yenilebilir doğal bir kaynak olduğu için çevre dostu malzeme olarak bilinen ahşap, zaman içerisinde yeni malzemelerin ortaya çıkması ve üretim aşamaları nedeniyle daha az talep edildiği dönemler geçirse de popülerliğini son dönemde tekrar kazanmaya başlamıştır.
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de iç ve dış mekân mimarisinde ahşap kullanılmakta. Bunun en önemli nedenlerinin başında; doğal dokuları, yaşam alanlarına kattığı estetik ve görsel değerler ile tabi ki güvenilir bir malzeme olması geliyor. Doğal, sürdürülebilir, yenilenebilir, deprem ve yangın güvenli bir yapı malzemesi olması ile diğer yapı malzemelerinden hafif olması, ahşabın son dönemde mimarlar, inşaat mühendisleri ve bilinçli tüketiciler tarafından tercih edilmesini sağlıyor. Maliyeti çelik konstrüksiyona göre yüzde 30 oranında daha az olan ahşap yapılar, ‘kısa ömürlüdür’ kanısının aksine 60 ila 100 yıl arasında bir ömre sahip.
Bunların yanı sıra hava ile dolu hücreleri sayesinde alternatifi olan malzemelerden daha yüksek ısı yalıtımı sağlayan ahşap için, vücut ısısına en yakın malzeme de diyebiliriz. Tüm bu özellikleriyle birlikte değişik doku ve renk çeşitliliğine sahip olan ahşap, dünyada mükemmel bir mühendislik malzemesi olarak tanımlanıyor. Yeni teknolojilerle ahşabı yeniden yorumlayıp onu doğru kullanmayı öğrenmek, son dönemde inşaat sektöründeki trendlerden birini oluşturuyor.
Ahşabı cazip kılan özellikler
Bunların başında insan sağlığına zarar vermemesi, alternatifi olan malzemelerden daha yüksek ısı yalıtımı sağlaması, yaşam ömrünün uzun olması, ısıya karşı neredeyse hiç genleşmemesi tam tersine ısının etkisiyle kuruyup güç kazanması, eko ve gürültüyü emerek engel olması, ses izolasyonundaki üstünlüğü, üretiminde atık gaz olarak saf oksijen salınan tek yapı malzemesi olması geliyor. Ayrıca, betonarme yapılara nazaran depreme daha dayanıklı olduğu bilimsel bulgularla da kanıtlanan ahşap, hem estetik hem de güvenlik çözümü sunuyor. Ahşabın üretiminde kullanılan fosil enerji miktarı düşüktür, bünyesinde CO2 depolar. Hammaddesi ahşap olan elemanlar ömürleri bitince yeniden kullanılabilir, biyolojik yolla yok edilebilir, enerji veya hammadde olarak değerlendirilebilirler. Ahşap yapıların üretimi hızlıdır, hafif olan parçalar kolayca depolanabilir, nakledilebilir.
Ahşap insanlara daha sağlıklı hissi veriyor
Ahşap ve insan psikolojisi arasında, rakipsiz ve doğal bir uyum var. Ahşabın doğal ve sağlıklı bir yapı malzemesi olması ve dinlendirici etkisi kişilerin duygusal durumu üzerinde pozitif etkiler yaratıyor.
Toz çekmeyen, mekândaki rutubeti emip salarak bir tür nem düzenleyici görevi gören ahşap, doğal ve sağlıklı bir yaşam ortamının sembolü. Yapılarında ve iç mekânlarında ahşap kullanılan evlerde yaşayan insanlar, fizyolojik ve psikolojik açıdan kendilerini çok daha sağlıklı hissetmetedirler.
Sürdürülebilir ve ekolojik inşaat
Gelecekte daha da fazla insanın kentlerde yaşayacağı gerçeği, “sürdürülebilir ve ekolojik inşaat” kavramını gündeme getiriyor. Ekolojik inşaat konusunda çoğunluğu gelişmiş ülkelerde olmak üzere çözüm üretmeye yönelik birçok araştırma yürütülmekte ve doğal bir yapı malzemesi olarak ahşabın konut alanında kullanımını yaygınlaştırmayı amaçlayan yeni yaklaşımlar geliştirilerek destekler sağlanmakta. Bunun sonucu olarak son yılların Avrupa inşaat teknolojisinde hammaddesi ahşaba dayalı yapı malzemelerinin yeniden önem kazandığı gözlenmekte.Doğal bir yüksek teknoloji ürünü olan ahşapla yapı inşa etmenin uzun bir geleneği olduğu gibi aynı zamanda bu maddenin geleceği de parlak.
Yapılarda Kullanım Alanları
Bir evi sadece ahşap kullanarak baştan sona inşa etmek mümkün. Diğer hiçbir yapı malzemesi bu kadar geniş bir kullanım alanı sunamaz. Cephe kaplaması olarak ahşabın kullanılmasının yanı sıra iç mekânlarda da kullanım alanı oldukça geniştir. Duvar, tavan ve zeminlerde, pencere, kapı, merdiven ve mutfak mobilyalarında çoğunlukla tercih edilir. Ahşap ayrıca dış yaşam alanlarında kullanılır. Havuz kenarları, veranda ve pergolalar ahşap malzemeler ile hem doğal bir görünüme bürünür hem de sağlıklı mekânlar olurlar.
Ahşap koruma yöntemleri
Ahşap, insanların yüzyıllardan beri kullandığı en bilindik malzemelerden biridir. Biyolojik bir malzeme olan ahşap, biyotik (böcek, termit, küf ve çürüklük mantarları vb.) ve abiyotik faktörler (dış hava koşulları, yangın vb.) tarafından bozulabilmektedir. Doğal bir yapı malzemesi olan ahşabın varlığını uzun yıllar sağlam bir şekilde sürdürebilmesi için korunması gereklidir.
Özellikle dış cephelerde; rüzgârın ve hava koşullarının sert olduğu yerlerde bu koruma daha çok önem kazanır. Güneşin zararlı ışınları, su, nem ve biyolojik zararlılar, ahşabın yıpranmasını hızlandırır. Bu nedenle, dış cephelerde kullanılacak ahşabın seçimi ve doğru konstrüksiyon kadar, uygun ürünler kullanılarak doğru uygulamayla korunması da çok önemlidir.
Ayrıca doğru boya seçimi, macun kullanılmaması, kullanım yeri istekleri göz önüne alınarak ahşap malzemenin emprenye edilmesi (kimyasal maddelerin farklı metotlarla ahşaba nüfuz ettirilmesi ve kullanım ömrünün uzatılması) gerekmektedir. Ahşapta doğru boya seçimi yapmak için öncelikle ahşabı nelerden koruduğumuzu bilmeliyiz.
Dış cephelerde; güneşe ve dış ortam şartlarına dayanıklı, özellikle ahşabın doğrudan suyla temas ettiği yüzeylerde, suyun geçişine karşı koyan ancak içeriye girmiş olan
su buharının da dışarı doğru çıkışına izin veren mikro gözenekli nefes alan boyalar kullanılmalıdır.
Güneşten Koruma
Ahşabın kimyasal yapısını oluşturan lignin yapısı gereği UV ışınlarını absorbe eder ve bozulur. Bu bozulma ahşabın suya karşı hassasiyetini arttırır. Bu olumsuzluğu önlemek için ahşap yüzeylere güneş ışığının ahşabın içine nüfuz etmeden yansımasını sağlayan boya ve verniklerin uygulanması gereklidir.
Su ve Nemden Koruma
Büyük ahşap yüzeylerde, gerek bağlantı noktalarında gerekse ahşabın mevsimsel çalışmasına bağlı olarak oluşan ufak çatlaklardan suyun girişini tamamen engellemek zordur. Bu nedenle, ahşap yüzeyin olası su girişine karşı, teneffüs kabiliyeti ve su iticilik özelliği olan bir boya veya vernikle korunması en iyi çözümdür.
Biyolojik Zararlılardan Koruma
Ahşabın bünyesindeki rutubet oranı %20’yi aştığında özellikle mantar, küf ve diğer biyolojik zararlıların ahşabı istila etmesi kolaylaşır. Bu tür zararlılara karşı yüksek koruma sağlamak için özel kimyasal koruyucular ile formüle edilmiş ürünler kullanılmalıdır.
Stabil Yüzeyler
Geniş yekpare yüzeyler için su bazlı nefes alan veya ince yapılı solvent bazlı bir ürün kullanılmalıdır. Çünkü geniş alanlarda çatlama veya genleşme sorunları net bir şekilde görülememekte gözden kaçan delik ya da çatlaklardan sızan su nefes alabilen bir ürünle daha kolay dışarı atılabilmektedir.
Dış cephede kullanılan ahşaba, macun ve su buharı geçirgenliği düşük boyalar uygulanmamalıdır çünkü; geniş yüzeyli ahşapta oluşması engellenemeyen çatlaklardan içeri giren suyun, buharlaşıp dışarı çıkamaması nedeni ile mantarlar gelişir ve ahşabın çürümesine neden olur. Bu nedenle dış cephede ahşabın üzerine bezir yağı, dolgu malzemesi ve macun sürülmemelidir.
Toz Boya Yöntemi: Elektrostatik Toz Boya 1960’lardan itibaren Avrupa ve Amerika’da kullanılmaya başlanmış, 1980’lerin sonlarına doğru Türkiye’ye gelmiş bir kaplama yöntemidir. Yaş boya uygulamalarına göre çok genç olmasına rağmen, kısa sürede geniş kullanım alanı bulmuş ve üretilen miktarlar açısından dikkate alınmaya değer rakamlara ulaşmıştır. Kaplama yöntemi özellikle metal yüzeyleri korumakta, dekoratif bir görünüm kazandırmakta kullanılır. Ayrıca, son yıllarda yapılan gelişmeler sonucu cam, seramik, ahşap ve hatta plastik yüzeylerin de kaplanmasında Toz Boya teknolojisine geçilmektedir.
Çevresel açıdan ve uygulama açısından sağladığı avantajlar Toz Boya’yı kaplama sektörünün gözdesi haline getirmiştir. Toz Boya elektrostatik güç ile çalışan tabancalar sayesinde tatbik edilir ve ilgili fırınlama koşullarında pişirilir.