“Yeni Nesil Binalar Geleceğin Teknolojisine Göre Şekilleniyor”
LEED Gold sertifikalı 42 Maslak projesinde sona gelindi
Günümüzde hayata geçirilen her projenin ileride oluşabilecek teknolojik yeniliklere uyum sağlayabilmesi için esnek ve genişletilebilir şekilde dizayn edilmesi gerekiyor. Anel Grup 42 Maslak projesinde kullandığı PLC & SCADA sistemi sayesinde, tüm enerji noktalarının anlık olarak grafik analizlerini, nokta kontrol ve izlemelerini yaparak sürdürülebilir bir geleceğe destek veriyor.
21. yüzyıla damgasını vuran ‘sürdürülebilirlik’, tüm iş dünyasının birincil önceliği olarak görülüyor. Sanayi devriminden bugüne, çevreye/ekolojiye verilen zararların tamamı, tüm iş dünyasını sürdürülebilirlik çatısı altında birleştiriyor. i Enerji sektöründe sürdürülebilirlik ise dünya kamuoyunun geçtiğimiz 40 yılda hemfikir olduğu bir süreç olarak göze çarpıyor.
Öte yandan kritik önemdeki altyapılar, bir ülkenin ekonomisinin ve sosyal hayatının sağlıklı bir şekilde devam ettirilebilmesi için ciddi öneme sahip olurken, enerji üretim ve dağıtım sistemleri de önemli kritik önemdeki altyapıların başında geliyor. Bu nedenle günümüzde bu altyapıların daha kolay ve etkin yönetimi için büyük ölçüde SCADA sistemleri kullanılıyor. ii Ayrıca SCADA ağının tam ve doğru izolasyonu kritik derecede önem taşıyor. SCADA Ağı ile ilişkili tüm bağlantı noktalarının belirlenmesi/bilinmesi ve güvenlik testlerinde olası tüm bağlantı ihtimallerinin değerlendirilmesi de uzman kişilerce takip edilmesi gerekiyor.
“PLC & SCADA sistemi sayesinde tüm enerji akımlarını takip edebiliyoruz”
Anel Grup’un toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte projeler geliştirdiğini söyleyen Anel Grup Proje Koordinatörü Tarık Bekmezci, bugüne kadar yaptıkları projelerde olduğu gibi 42 Maslak projesini de mimari ve elektromekanik tasarımı ile sürdürülebilir enerjiye uygun olarak tasarladıklarını belirtiyor.
42 Maslak projesinin US Green Building Council tarafından LEED Gold seviyesinde sertifika alarak sürdürülebilirlik konusunda ciddiyetini kanıtladığını aktaran Bekmezci,”42 Maslak projesinin elektrik donanımı kapsamında tüm yapının zayıf akım ve kuvvetli akım sistemleri ayrı ayrı olmak üzere, altyapısını kurarak aktif durumda teslimini sağladık. Bu sayede her bir sistem için teknik açıdan doğru ve kalıcı, değişime açık, işletme açısından en optimum ve karlı çözümler üreterek sistemlerin uzun vadeli ve geri dönüşümlü olmasını istedik. Öte yandan PLC & SCADA sistemi sayesinde, 42 Maslak’ta yer alan tüm enerji noktalarının, anlık olarak grafik analizleri, nokta kontrol ve izlemelerini yapabiliyoruz. Proje dahilinde aydınlatma otomasyon sistemi sayesinde de ortak alanlarda bulunan tüm aydınlatma sisteminin otomasyon bilgisayarı üzerinden kontrolü, izlenmesi ve istenildiği şekilde senaryo çizelgesini oluşturabiliyoruz. Ayrıca mekanik otomasyon sistemiyle de tüm yapının kullandığı, harcadığı ısıl güçlerin, su tüketimlerinin, enerji sarfiyatlarının anlık olarak izlenmesi, analizleri ve kontrolünü otomasyon üzerinden gerçekleştirebiliyoruz” dedi.
Bekmezci: “Kurduğumuz sistem yeni teknolojiye rahatlıkla entegre olacak”
Projelerde planlanan her sistemin ileride oluşabilecek teknolojik yeniliklere uyum sağlayabilmesi gerektiğinin altını çizen Bekmezci, Anel tecrübesi ve kalitesiyle ortaya çıkan 42 Maslak projesinde PLC & SCADA sisteminin dışında farklı bir kumanda sisteminin kullanılmadığına vurgu yaptı. Bekmezci, “Öncelikli olarak 42 Maslak projesinde Anel Grup bünyesinde de kullanılan SAP programını son derece kapsamlı ve aktif olarak kullanmaya çalıştık. SAP ile birlikte, sadece malzeme talepleri ve siparişleri değil, anlık olarak depo hareketleri, bütçe ve finans durumu, gelir ve gider dengesi, proje adam-saat durumu, proje saha günlük faaliyet takibi gibi proje açısından son derece kritik olan noktaların takibini ve kontrolü gerçekleştirdik. Proje özelinde ise projenin LEED sertifikalı olmasını sağlamak için sistemlerini kurduğumuz PLC & SCADA Enerji Otomasyonu, Enerji Faturalandırma, Aydınlatma Otomasyonu, Mekanik Otomasyon sistemleri için binada yer alan her bir noktanın kontrolünü ve izlenmesini gerçekleştiriyoruz. Kurulan her bir sistem gelecek olan dönemlerdeki teknolojik gelişmelere uyum sağlayabilecek şekilde genişletilebiliyor. Örnek olarak aydınlatma otomasyonu sisteminde, çevresel etkiler (güneş, ortam aydınlatmaları) konfor ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak her alan istenilen şekilde sistem merkezinden programlanabiliyor. ”