“Yeşil Yapılaşmada Kentsel Dönüşüm Fırsatı” Konferansı Ekoyapı Dergisi’nin Evsahipliğinde Gerçekleşti
Ekoyapi Dergisi yayın hayatının 6. yılında “Yeşil Yapılaşmada Kentsel Dönüşüm Fırsatı” konulu konferansla mimarlar, planlamacılar, yeşil bina sertifika danışmanları ile yapı sektörünün profesyonellerini bir araya getirdi. Dünya Çevre Haftası kapsamında 8 Haziran Çarşamba günü İstanbul Beyoğlu Lazzoni Otel’de gerçekleşen etkinlikte, Türkiye’de kentsel dönüşüm yeşil yapılaşma bağlamında tartışılırken, dünyadan başarılı örnekler de paylaşılarak Türkiye’de kentsel dönüşümü sürdürülebilir hale getirmek için çözümler konuşuldu.
Ekoyapı Dergisi olarak; ilkini 2013 yılında bir sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiğimiz Yeşil Rapido Sponsorlu Yeşil Bina Eğitimi ve Konferansı’nın yedincisi bu yıl yeşil bina ve sürdürülebilir mimarinin başarılı örneklerine imza atan mimarlar ve sektör profesyonellerinin katılımıyla “Yeşil Yapılaşmada Kentsel Dönüşüm Fırsatı” konulu konferansla gerçekleştirdik.
Yeşil Rapido kapsamında bugüne kadar verdiğimiz eğitimler ve konferansların yanı sıra katılımcılar bu yıl sürdürülebilir mimaride önemli bir adım olan kentsel dönüşümün Türkiye’de geldiği noktayı ve geleceğini, yurt dışındaki başarılı örnekleri de dinleyerek tartışma fırsatı buldular. Kentsel dönüşümün geleceğiyle ilgili önemli görüşlerin paylaşıldığı konferansta, sadece bina değil mahalle ve kent ölçeğinde kentsel dönüşümün yapılabilmesi için gereken planlama ve mevzuat değişiklikleri de masaya yatırıldı.
Kentsel dönüşümün geleceğiyle ilgili önemli görüşlerin paylaşıldığı konferansta, sadece bina değil mahalle ve kent ölçeğinde kentsel dönüşümün yapılabilmesi için gereken planlama ve mevzuat değişiklikleri de masaya yatırıldı.
Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren İstanbul Medipol Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, 21. yüzyılda ülkeler arası rekabetten çok şehirlerarası rekabetin öne çıktığını vurguladı. Ve küresel ekonomiyi rotasından çıkaran 10 tehlikeden, yaşanan zorluklardan ve buna karşın çözümlerden şu sözlerle bahsetti: “Dünyada 3 temel konu konuşulmaya devam ediliyor: Sürdürülebilir büyüme, yeşil büyüme ve sürdürülebilir gelecek. ABD’de kişi başı tüketilen ham madde günlük olarak 88 kilogram iken, Avrupalılar yaşam standartları daha yüksek olmasına rağmen çok daha az ham madde tüketiyor.”
Prof. Dr. Kerem Alkin, 21. yüzyılda ülkeler arası rekabetten çok şehirlerarası rekabetin öne çıktığını vurguladı. Ve küresel ekonomiyi rotasından çıkaran 10 tehlikeden, yaşanan zorluklardan ve buna karşın çözümlerden bahsetti.
Kerem Alkin’in açılış konuşmasının ardından Erke Tasarım Kurucu Ortağı Cemil Yaman sunumunda lokasyon seçimi ve kentte ilişkiler, yeşil binalarda arazinin kullanımında öncelikler, su ve enerjinin etkin kullanımında ilkeler, standartlar ve stratejilerden, Türkiye’de öncelik verilmesi gereken alanlardan söz etti. Türkiye’de 2007 yılında Siemens Gebze tesisi projesiyle başlayan yeşil bina kavramını, mevcut projeleri diğer ülkelerle kıyaslayarak paylaşan Cemil Yaman, insanların binalarda zamanının yüzde 90’ını geçirmesinden dolayı sağlıklı ortamlar sağlanması gerektiğine dikkat çekti ve yeşil binanın sahip olması gereken özelliklerle ilgili detaylar paylaşarak şunları söyledi: “Yeşil binalar öncelikle çevreci ve sağlıklı olmalı; enerji ve su tasarrufuyla da işletmesel anlamda ekonomik olmalı. İnşaat aktivitelerinden dolayı kirliliğin azaltıldığı, ulaşım kaynaklı karbon emisyonunun azaltıldığı, yerel malzemelerin kullanıldığı, bireysel otomobil kullanımının önüne geçildiği, ozon tabakasının delinmesini önleyen, yani çevreci gazların kullanıldığı, enerji tüketiminin azaltıldığı, ışığın amacına yönelik kullanıldığı, atıkların değerlendirildiği binaları yeşil binalar olarak tanımlayabiliriz.
Bununla birlikte yeşil binalar; yeşil alanın çok olduğu, doğal kaynakların, ormanların ve yeraltı su kalitesinin korunduğu çevreci binalardır. Isıtma, soğutma, havalandırma ve ısı yalıtımında enerji verimli olması, yenilenebilir enerji kullanarak enerji tasarrufu sağlayan binalar olması gereklidir. Su tasarrufu konusunda da bina içinde su tüketimini azaltan, peyzajda da genel iklim şartlarına göre çözümlerin uygulandığı, damla sulama sisteminin kullanıldığı, yeraltında nem sensörlerinin kullanıldığı genel olarak su tüketimini azaltan sistemler tercih ediliyor. Mümkün olduğu kadar gri su, yağmur suyunun toplanması ve yoğuşma suyunun kullanılması bu stratejiyi olumlu etkiler.”
Krea Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Hakan Kodal, ‘Kentsel Dönüşümde Bütünsel Yaklaşıma Yönelik Yeni Bir Bakış Açısı’ başlıklı sunumunda yapıların yenilenmesinin tek başına dönüşümü ifade etmediğini belirtti ve Tomtom mahallesinde yaptıkları Tomtom Garden Projesiyle mahalle bazında gerçekleştirdikleri dönüşümün detaylarını paylaştı: “Beyoğlu, Çukurcuma, Karaköy arasında yer alan bu mahallenin İstanbul’un en yoğun ama en şanslı bölgelerinden olduğunu tespit ettik. Bu lokasyonda yeme-içme alanlarının yanı sıra sanat galerileri (Tophane ArtWalk), tasarımcılar ile antikacıların olduğunu belirledik. Mahallede olmayan hiçbir şeyi projeye dahil etmeyerek, mahallede öne çıkan yaratıcılık, sanat ve ticaret yönlerini vurgulayan bir proje hazırladık. Paris’teki, Londra’daki gibi yaratıclığın merkezinde olabilecek firmaları barındıracak özelliğe sahip bu mahallede, çalışmalarımız sonucunda tek tek bina yerine tüm mahalleyi dönüştürmeye odaklandık. Esnafla ve işletmecilerle işbirliği yaparak bu projeyi sahiplenmelerini sağladık. İstanbul Life ile birlikte Tomtom Mahallesi ile ilgili bir rehber çıkarttık. Şuanki hedefimiz 2020 yılında Tomtom Mahallesi’ni yaratıcılığın merkezi haline getirmek. Proje tamamladığında 25 ticari işletme, 3 ofis binası ve 100’ün üzerinde konut binası olacak. Mahalledeki özellikleri ‘soylulaştırırken’ değerlerimizi de koruyarak 20 bin metrekareye ulaşan karma bir proje hazırladık. Sürdürülebilirlik bakış açısıyla o dokuya uygun mağazaları seçtik. Mahalleyi geliştirip, insanların algısını değiştirerek mahalle dönüşümünü başararak fark yaratabilirsiniz.”
Sadece emsal artışıyla, metrekare izniyle ve inşaat ruhsatıyla kentsel dönüşümü başaramayız” diyen Hakan Kodal mahalle bazında dönüşümün önemine dikkat çekti.
Sadece emsal artışıyla, metrekare izniyle ve inşaat ruhsatıyla kentsel dönüşümü başaramayız” diyen Hakan Kodal mahalle bazında dönüşümün önemine dikkat çekti.
Sunumların ardından Doç. Dr. Ece Ceylan Baba’nın moderatörlüğünde Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, ikidesign Group Mimarlık Kurucu Ortağı Murat Kader, Erke Tasarım Kurucu Ortağı Cemil Yaman ve Prof. Dr. Mehmet Rifat Sağlam’ın katılımıyla gerçekleşen birinci oturumda, ‘Kentsel dönüşüm nedir?’, ‘Ülkemizde 2012’den bu yana hayata geçirilen projeler başarılı oldu mu?’, ‘Bakanlık ve belediyeler bu süreçte üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirdi mi?’ sorularıyla kentsel dönüşümdeki doğru ve yanlışlara cevap arandı.
Konferansın öğleden sonraki bölümünde ilk sunumu gerçekleştiren İstanbul Valiliği Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) Direktörü Kazım Gökhan Elgin, İPKB’nin kurulmasının gereklerinden ve kentsel dönüşüm kapsamında İstanbul’da gerçekleşen eğitim ve hastane yapılarının yeşil bina kriterleri doğrultusunda yenilenmesi, yeniden yapılması, süreçler, ilkeler, standartlar, stratejiler ve şantiye uygulamalarından söz etti.
Türkiye nüfusunun yüzde 20’sinin yaşadığı 14 milyon nüfusa sahip İstanbul’a baktığımızda, 7,5 büyüklüğünde bir deprem olma olasığı önümüzdeki 30 yıl içinde yüzde 62’den fazla olduğuna dikkat çeken Kazım Gökhan Elgin, bu nedenle 2006’da yılında İSMEP’i hayata geçirdiklerini belirtti. İSMEP kapsamında bugüne kadar 980 okul, 16 hastane binası ve 81 poliklinikte güçlendirme ve yeniden yapım çalışmaları yaptıklarını paylaşan Elgin, “Kartal, Okmeydanı ve Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nde dünyada en çok kabul gören LEED sertifikasını aldık. Yine İstanbul’da ve Türkiye’de ilk LEED Altın sertifikasını alacak hastaneleri tasarlıyoruz” dedi.
Mental Design Works Kurucusu, Mimar Salih Çıkman ise katılımcılarla Türkiye’nin ilk dikey ormanı Greenox Projesi’nin hikayesini ve öne çıkan detaylarını paylaştı. Salih Çıkman, çok zeminli kent, insanla etkileşim, kent, insan ve mekan verimliliği ile sürdürülebilir yapı prensipleri Greenox Projesi’ni canlı bir organizmaya dönüştüğünü belirtti.
Türkiye’de sağlık yapılarında yeşil enerji ve dizayn sürecine yansımaları başlıklı sunumu gerçekleştiren NKY Mimarlık’tan Mimar Çağla Ömür, Türkiye’nin farklı iklim ve arazi yapısına sahip bölgelerinde gerçekleştirdikleri sağlık kampüsü projelerinden örnekler paylaştı.
Kazım Gökhan Elgin “Kartal, Okmeydanı ve Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nde dünyada en çok kabul gören LEED sertifikasını aldık. Yine İstanbul’da ve Türkiye’de ilk LEED Altın sertifikasını alacak hastaneleri tasarlıyoruz” dedi.
Stefano Boeri Architetti’nin kurucu ortağı dünyaca ünlü İtalyan mimar ve şehir plancısı Stefano Boeri konferansa konuk konuşmacı olarak katıldı. Richard Burdett, Jacques Herzog ve William MacDonough ile birlikte Milano Expo 2015 konsept master planı kılavuzunun geliştirilmesinde de yer alan Stefano Boeri, günümüzde ağırlıklı olarak sosyal ve sürdürülebilir konut projeleri için yeni prototip tasarım projelerini yürütüyor. Deneyimlerini katılımcılarla paylaşan Stefano Boeri, başta dünyanın ilk dikey ormanı olma özelliği taşıyan ve Milano’da inşa edilen Bosta Verticale (Dikey Orman) projesi olmak üzere sürdürülebilirlik anlamında dikkat çeken dünya çapındaki projelerinden örnekler paylaştı. Sürdürülebilirlik, biyoçeşitlilik ve demineralizasyon başlıkları altında kentsel çözümlerini açıklayan Boeri, İstanbul için de metrowood yani sınırlar önerisinde bulundu: “Eğer devasa şehirlerin daha da büyümesini düşünüyorsanız bu tür, İstanbul gibi dev şehirler ancak şu an var olan sınırları içinde büyüyebilir. Şehirler kendilerine büyüme için bir sınır hattı çizmeli. Bence bunun en iyi yolu; doğal ormanlar, işlevsel orman alanları, parklar yapmaktan geçiyor. Diğer bir adım da şehrin içine biyoçeşitliliğin var olabileceği ve sürdürülebilirliği destekleyecek yerler gömmek, bu tür alanlar yaratmak. Bunun bir yansıması da dikey orman olarak adlandırdığımız yapı.
Dikey orman uygulamasında yaprakların da ne kadar işe yaradığını görebiliyoruz. Yapraklar hem atmosferdeki karbondioksiti alıyor ve oksijen üretiyor. Aynı zamanda bir mikroklima yaratarak bina cephesinin, iç ve dış mekan arasında bir tampon görevi görerek daha iyi korunmasını sağlıyor. Ayrıca şehirdeki hava kirliliğinin ürettiği tozu da hapsediyor.”
Konferansın sonunda Stefano Boeri’nin AGT sponsorluğunda Ekoyapı tarafından Türkçeye çevrilen “The Vertical Forest” isimli kitabı katılımcılara hediye edildi ve Stefano Boeri tarafından imzalandı.
Öğleden sonra Cem Haydar Bektaş’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Kentsel Dönüşüm Sürecinin Kentlerdeki Yansımaları” başlıklı ikinci oturumda, Evrenol Mimarlık’tan Mehpare Evrenol, Mental Design Works’ten Salih Çıkman, Altensis Kurucu Ortağı Emre Ilıcalı ile Ekobina Kurucu Ortağı Mimar Zümrüt Çağlayan Arslan’ın katılımıyla ‘Kentsel dönüşümün mimari projelere yansıması nasıl, yaşam alanları küçülüyor mu?’, ‘Projeler doğadan her geçen gün daha fazla kopan insana neler vaad ediyor?’, ‘Bu konuda mevzuat yeterli mi?’ sorularına cevap arandı.
Konferansın sonunda Stefano Boeri’nin Aralık 2015’te yayımlanan AGT sponsorluğunda Ekoyapı tarafından Türkçeye çevrilen “The Vertical Forest” isimli kitabı katılımcılara hediye edildi ve Stefano Boeri tarafından imzalandı.