Akıllı Taşımacılık
Büyük şehirlerin büyük sorunu ulaşım… “Akıllı şehirler” bu soruna da çözüm getirebiliyor mu? İstanbul’daki ve dünyadaki durumla ilgili IBM’in görüşlerine yer verdik.
Dünya taşımacılık sistemlerinin pek çoğunun zamanında şu an taşıdıklarının sadece bir kısmını taşıyabilecek şekilde inşa edilmiş olması, küreselleşme, nüfus artışı ve hızlı kentleşme gibi sorunların bu sistemler üzerinde baskı kurmasına sebep oluyor. Son 50 yılda sanayi ürünlerinin uluslararası ticareti 100 kat arttı. Bugün dünya nüfusunun yarısından fazlası kentsel alanlarda yaşıyor. Dünya taşımacılık altyapısına taleplerin, nüfus artışının 2 katı hızında artacağı öngörülüyor. Trafik sıkışıklığının sebep olduğu sarfiyat, Avrupa Birliği GSYİH’nın %1’ine, yani 100 milyar Euro’ya denk geliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde, taşımacılık sektörünün tüm karbondioksit emisyonlarının %32'sini oluşturduğu tahmin ediliyor ve şirketler genel olarak daha doğa dostu çalışmalar yapmak konusunda oldukça ağır bir baskı altında.
IBM, 6 kıtadaki 20 farklı şehirde yaşayan 8.042 sürücüyle konuşarak Dünya Park Yeri (IBM Global Parking Survey) adında bir anket hazırlamış. Ankete göre trafiğin yoğun olduğu saatlerden, kazalardan ve yol yapım çalışmalarından kaynaklanan trafik sıkışıklığının yanı sıra, park yeri bulmak dünyanın her yerinde en önemli sorunlardan biri. Ankette trafik sıkışıklığının yüzde 30’dan fazlasının park yeri arayışı içinde olan sürücülerden kaynaklandığı belirtilirken, yetersiz park yeri sistemleri karbon emisyonlarını artırıyor, vakit kayıplarına ve üretkenlik seviyelerinin düşmesine neden olduğu da açıkça görülüyor. Trafik sıkışıklığı, otomobillerin trafikte her yıl 8,7 milyar litre yakıtı boşa harcaması, trafikte kalan kişilerin mobil aletlerden yığınla telefon konuşması yapıp, mesaj yollayarak bu alanda da israfın artmasına sebep olmasıyla, şehirlerin ekonomik olanaklarını olumsuz etkiliyor. Sebep olduğu diğer kayıplarla beraber toplam üretim kaybı hala tam olarak hesaplanabilmiş değil.
Günümüzdeki birçok taşımacılık sistemi 21. yüzyılın gereksinimlerini karşılamak için yetersiz kalıyor. Taşımacılık altyapısının büyük bir bölümü zaten on yıllardır kullanımda. Bu nedenle taşımacılık sektöründe çalışan resmi görevliler genellikle eskimiş sistemler ile yeni varlıkların karmaşık bir şekilde bütünleştirilmesini yönetmek zorunda kalıyorlar. Bir akıllı taşımacılık sisteminden alınan verileri analiz edilerek ekipmanların ne zaman aşırı kullanım durumuna geldiğini veya onarım gerektirdiği artık bilinebiliyor, varlıkların konumlarına ve durumlarına ilişkin bilgiler istendiğinde elde edilebiliyor.
Dünyadaki operatörler tıkanıklıklar ve taşımacılıktaki sorunların önünü alacak büyük altyapı projeleri geliştirmeye yöneliyorlar. 20 sene içerisinde taşımacılık altyapılarına 30 trilyon dolar harcanacağı öngörüsü var; ve yükselen ekonomiler genişleyen nüfuslarının ihtiyaçlarını ve ekonomik gelişmelerini desteklemek için taşımacılığa yatırım yapıyor. Fakat birkaç yeni altyapı projesi ile tüm sorunları gidermenin imkanı yok. Mevcut otoyolların, demiryollarının terminallerin ve donanımların sürdürülebilir kılınmasımanın maliyeti hükümet bütçelerini ve şirket bilançolarını zorluyor. Bu gibi çözümlerin sağlanması için bilişimin ve teknolojinin çok önemli katkıları olabilir. Fiziksel taşımacılık altyapısı kapasiteleri, teknoloji ve zeka ile bütünleştirilerek yükseltilebilirken, yolcuların deneyimleri iyileştirilebilir ve taşımacılık sistemlerinin daha verimli, güvenli ve emniyetli olması sağlanabiliyor.
Akıllı Taşımacılık kapsamında dijital teknolojilerin fiziksel altyapılarla birleştirilmesiyle taşımacılık ağlarının nasıl kullanılabileceğine dair geçmiş ve gerçek-zamanlı veriler toplayanabilir ve analiz edilebilir. Analitik kullanımıyla talepler önceden öngörülebilir ve taşıma yolları içerine doğru şekilde yerleştirerek kapasite kullanımları dengelenebilir. Böylece gelecekte ortaya çıkacak talepler, kapasiteler, maliyetler ve etkiler modellenebilir. Kısacası verilerin kullanımıyla ekonomik anlamda makul ve hatta karlı bir değişim yaratılabilir. Daha sonra kilit paydaşlar ve bu alanda çalışanların bir araya getirilmesi, kaynaştırılması ve bu hedeflerin işyerlerine ve geniş coğrafi bölgelere kadar genişletilmesi gerekmektedir. Verilere dayalı bu sistem, sistemler arasında bilgi paylaşımının sağlanması, gelecekte mevcut maliyetlerin ve mal varlıklarının kullanımı ve talep eğilimlerinin nasıl bir değişim göstereceği gibi konuların iyice anlaşılması ile sağlanabilir.
Çözüm sıralamasının daha iyi anlaşılabilmesi için IBM’in çözümlerine bakabiliriz:1.Talepleri öngörmek ve kapasiteleri, varlıkları ve altyapıları optimize etmek,2.Seyahat edenlere ve nakliyecilere baştan sona iyileştirilmiş bir deneyim sunmak, 3.Operasyonel yeterliliği artırmak ama bunu yaparken çevreye olumsuz etkileri azaltmak,4.Güvenliği ve korumayı garanti altına almak.
Akıllı Taşımacılık sistemlerinde, nakliyeciler ve seyahat halinde olanlar gerekli tüm bilgi ve araçlar ile donatılıyor ve kendileri için en iyi rota, en iyi varış noktası, taşımacılığın her adımı, maliyet, zaman, rahatlık ve çevre etkileri gibi konuları göz önünde bulundurarak kendileri belirleyebiliyor.
IBM - Ulaşım AŞ - VodafoneIBM ve Vodafone, İstanbul’daki toplu taşıma hizmetlerini, İstanbulluların ihtiyaçları doğrultusunda iyileştirmek için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım AŞ ile güç birliği yaparak ilk akıllı taşımacılık projesini hayata geçirdi. Bu proje kapsamında, IBM’in veriyi işleme ve analiz etme çözümleri, Vodafone’un mobil haberleşme teknolojileri deneyimi ve Ulaşım AŞ’nin analitik ve ulaşım konusundaki bilgi birikimi bir araya geldi.
İstanbul nüfusunun gerçek zamanlı günlük hareketliliği ve yoğunluğunu mevcut toplu taşıma ağı girdileri eşliğinde analiz etme temeline dayalı olan bu proje sayesinde, toplu taşımada daha etkin planlama yaparak, toplu taşıma akışını bizzat vatandaşların ihtiyaç ve beklentilerine göre optimize etmek hedefleniyor.
Şehirlerin, teknolojinin sunduğu olanaklarla daha “akıllı” hale getirilebileceği fikrinden hareketle geliştirilen İstanbul Hareket Halinde Projesi, toplu taşıma akışının iyileştirilmesine paralel olarak, uzun vadede şehirdeki trafik sıkışıklığının giderilmesine yönelik önemli faydalar sağlıyor.
Bugün dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan “yeşil” şehirlerin oluşturulmasında da önemli bir adımı temsil eden projenin; insanların trafikte geçirdiği vaktin kısalması, böylece şehirlerdeki kirlilik seviyesinin azalması, karbon emisyonlarının düşürülmesi ve enerji verimliliği sağlanması gibi önemli katkılar sağlanması hedefleniyor. Bu projeyle, teknolojinin sunduğu olanakların insanların sürekli farklılaşan ihtiyaçlarına çözüm üretmesi hedefliyor.
Projenin Ekim 2011’de başlayan hareket verileri analizi aşaması Nisan 2012’de tamamlandı ve İstanbullular’ın seyahat başlangıç-bitiş noktaları IBM tarafından geliştirilerek Ulaşım AŞ’ye teslim edildi. Bu verilerin, toplu ulaşımı optimize etmek için Ulaşım AŞ tarafından işlenmesi ve İBB’nin rota ve Akbil vb. verileriyle eşleştirilmesinin ardından İstanbullular’ın yaşam alışkanlıklarına daha iyi hizmet eden bir toplu taşıma stratejisi oluşturulması amaçlanıyor. Bu yolla, her gün trafikte uzun saatlerini geçiren İstanbullular’ın, yaşam alışkanlıklarıyla paralel toplu taşıma hizmetlerine yakınlaşmaları bekleniyor.
Bugün dünyanın dört bir yanında büyük şehirlerin karşı karşıya olduğu pek çok zorluğu birebir içinde barındıran dinamik bir metropol olması dolayısıyla İstanbul’un pilot bölge olarak belirlendiği projenin, ilerleyen dönemlerde dünyanın farklı şehirlerinde de hayata geçirilerek daha fazla insanın yaşam kalitesini artırması hedefleniyor.
Dünya ÖrnekleriAvrupa'daki en dolu ulusal ağlardan biri olan Hollanda Demiryolları (Netherlands Railways) ve Avrupa'nın ikinci en büyük havaalanı hizmetleri grubu Paris Havalimanları (Aeroports De Paris) ekipmanlarını, tesislerini ve yolcu talepleri ile varlık kullanılabilirliğini etkileyen on binlerce değişkeni yönetmek için akıllı sistem yazılımları kullanıyor. Bu yazılımlar sayesinde süreçlerin sorunsuz ilerlemesini ve performans sürelerinde iyileşme olmasını sağlamışlar.
Her gün 4,5 milyon kişinin otobüs ve trene bindiği Singapur, daha rahat ulaşım ve daha fazla ulaşım tercihleri yaratarak toplu taşımacılığı bir yaşam tarzı olarak benimsemelerini sağlamaya çalışıyor. Bu sistemde bir yolcu, tek bir akıllı kart ile tüm taşıma araçlarını kullanabiliyor, park ve sıkışıklık ücretlerini ödeyebiliyor ve hatta küçük alışverişler bile yapabiliyor.
Kapasite bakımından dünyanın ikinci en büyük sevkiyat şirketi olan The China Ocean Shipping Company (COSCO), dağıtım ağının verimini en üst seviyeye çıkarma konusunda kendisine yardımcı olması için benzer teknolojilerden yararlanmış. Sonuç olarak, dağıtım merkezlerinin sayısını hizmet kalitesinden ödün vermeden 100'den 40'a düşürerek lojistik maliyetlerinde yüzde 23 oranında düşüş, CO2 emisyonlarında ise yüzde 15 oranında azalma sağlamış.
Sürücülerden ayaktaki yolculara kadar tüm yolcuları için dünyanın en kolay ulaşım sağlanan kenti olmayı hedefleyen Stockholm de Avrupa'da kendi türünün en büyüğü olan Trafik Sıkışıklığı Ücretlendirme Sistemi'ni oluşturmuş. Artırılmış tren ve otobüs hizmetlerini, park ve sürüş olanaklarını ve tümleşik biletlendirmeyi içeren bütünsel bir taşımacılık yaklaşımının sadece bir bölümü olan bu sistem ile bir yıl sonunda, sabah işe gidişlerde yüzde 50 oranında bir düşüş gözlemlenmiş.