Arçelik A.Ş., ‘İklim Hareketi ve Yeşil Rekabetçilik’ Etkinliğine Katıldı
Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Hakan Bulgurlu:
“İklim değişikliği ile mücadelede küresel dayanışma, sürekli yatırım ve inovasyon daha da önem kazanacak. Sürdürülebilirliği iş modellerine entegre eden şirketler rekabet gücünü artıracak. Sürdürülebilirliği iş modelimizin bir parçası haline getirdik. Düzenleyici kurumlarla işbirliği içinde küresel girişimleri destekleyerek, iklim değişikliği sorunu ile mücadele etmekte kararlıyız. İnovatif ve enerji verimli ürünler geliştirmek ve ürünlerimizin yaşam döngüsünü iyileştirmek için sürekli yatırım yapıyoruz.”
Dünya Bankası Grubu, Washington’da, iklim değişikliği ile küresel alanda mücadele etmek, emisyon değerlerini düşürmek ve rekabetçiliği artırmak için düşük karbon çözümleri temalı bir etkinlik düzenledi.
Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Hakan Bulgurlu, farklı ülkelerden özel sektör ve kamu temsilcilerinin yanı sıra akademisyenlerin katılımıyla bu yıl ilk kez düzenlenen ‘İklim Hareketi ve Yeşil Rekabetçilik’ (Climate Action and Green Competitiveness) etkinliğinin açılış panelinde görüşlerini paylaştı. Dünya Bankası Ticaret ve Rekabetçilik Global Başkanı Alexios Pantelias’ın moderatörlüğünü yaptığı panelin katılımcıları arasında, Dünya Kaynakları Enstitüsü Başkan ve CEO’su Andrew Steer ile Dünya Bankası Global Ticaret ve Rekabetçilik Uygulamaları Kıdemli Direktörü Anabel Gonzalez yer aldı.
“İklim değişikliği konusunda sorumluluk almalı ve harekete geçmeliyiz, bunu gelecek nesillere borçluyuz”
Sürdürülebilir bir gelecek için başlıca riskleri ‘iklim değişikliği’ ve ‘kaynak kıtlığı’ olarak tanımlayan Bulgurlu, dünya nüfusu ve şehirleşme oranlarındaki büyüme ile birlikte; enerji, gıda ve su talebinde artış olacağını ifade etti. “2030 yılında dünya nüfusunun 8,4 milyara ulaşması, enerji talebinin %50, su talebinin ise %40 artması öngörülüyor. 2050 yılında 2°C daha sıcak bir dünyaya uyum sağlamak için her yıl 70-100 milyar dolarlık yatırım yapılması gerektiği hesaplanıyor. 3-4°C’lik bir ısınma durumunda ise deniz seviyesindeki artış, sel ve kuraklık nedeniyle 200 milyon dolayında insan kalıcı olarak yaşam alanlarını değiştirmek zorunda kalabilmesi söz konusu” dedi.
“Sürekli yatırım ve inovasyon rekabetçiliğin korunmasında daha da önem kazanacak”
Hakan Bulgurlu: “Sera gazı emisyonlarını kontrol altına almak, ekonomilerde yeniden yapılandırmayı gerektiriyor. İklim değişikliğinin etkilerini yönetebilmek için, iyi tasarlanmış politikalar ve önlemler öne çıkıyor. Sürekli yatırım ve inovasyon rekabetçiliğin korunmasında daha da önem kazanacak” dedi. İklim değişikliği ile mücadelede kamu ve özel sektör temsilcileri ile ortak hareket etmenin ve küresel dayanışma içinde olmanın gerekliliğini vurgulayan Bulgurlu; iklim değişikliği politikalarını stratejilerine dâhil eden ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni benimseyerek iş modellerini düşük karbon ekonomileri ile uyumlu hale getiren şirketlerin rekabet gücünü artıracağını söyledi.
“Biz her zaman sektörümüze öncülük edecek ürün ve hizmetler geliştirmek için çalışıyoruz. Bu nedenle, sera gazı emisyonlarımızı azaltmak üzere, 2010 yılında stratejilerimizi yeniledik. Hedefimiz, sadece ürünlerimizin çevresel etkilerini azaltmak değil, aynı zamanda tedarikten dağıtıma kadar tüm süreçlerimizde verimliliği artırmak. Enerji ve su tasarruflu ürünlerin tasarımı için, her yıl ciddi oranda kaynak ayırıyoruz. Sadece 5,5 litre su kullanan bulaşık makinemiz bunun en iyi örneklerden biri.”
“Beyaz eşya sektörü, enerji ve su tasarruflu ürünlerle, iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sağlıyor”
Enerji verimliliğinde elektrikli ev aletlerinin artan öneminin altını çizen Bulgurlu, “Pazarın önümüzdeki yıllarda, ekonomik büyüme ve şehirleşme artışına bağlı olarak dünyanın birçok bölgesinde büyüme kaydedeceği tahmin ediliyor. Örneğin, 2010 ve 2030 yılları arasında, dünyada buzdolabı adedinin %70 artması ve bu artışın büyük kısmının OECD üyesi olmayan ülkelerde gerçekleşmesi bekleniyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) verilerine göre, dünya çapında enerji verimli ürünlere geçilmesi halinde, 2030 yılında %10 elektrik tasarrufu sağlanacak; yıllık 1,25 milyar ton sera gazı azaltımı ile elektrik faturalarından yıllık 350 milyar dolar tasarruf elde edilecek” dedi.
“Gelişmekte olan pazarlarda, sektöre ilişkin standartların oluşmasını teşvik ediyoruz”
Arçelik’in yalnızca ürünleriyle değil, aynı zamanda uluslararası taahhütleriyle, enerji verimli uygulamaları teşvik etmek için çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Bulgurlu: “Gelişmekte olan pazarlarda ilgili düzenleyici kurumlarla işbirliği yaparak, standartların ve yönetmeliklerin oluşturulmasını ve yeni teknolojilerin uygulanmasını teşvik ediyoruz. 2030’a kadar dünyada enerji verimliliğindeki artış hızını iki katına çıkarmayı hedefleyen Sustainable Energy For All – SE4ALL (Herkes için Sürdürülebilir Enerji) programı ve ‘Verimlilik için Birlik (United for Efficiency – U4E)’ alt projesini, dünya çapında sektöründeki ilk ortağı olarak destekliyoruz.
Güney Afrika ve Tayland’da UNEP’in ‘Enerji Verimli Cihazlar ve Ekipmanlar için Küresel Ortaklık Programı’nda da yer alıyoruz. Güney Afrika’da, nüfusun yalnızca %47’sinin elektrik enerjisine erişimi olması, bizi elektriğe ihtiyaç duymadan güneş enerjisiyle çalışan buzdolabı üretmek üzere harekete geçirdi. Düşük karbon çözümlü uygulamamız, bölge için önemli ekonomik faydalar sağlarken, rekabet gücümüzü de artırdı.”
“İklim değişikliği ile mücadele etmek için, ulusal ve uluslararası girişimlerde aktif rol almaya kararlıyız”
Arçelik’in 2011 yılında “2°C Climate Communique”i imzalayan ilk şirketlerden biri olduğunu hatırlatan Bulgurlu: “İklim Değişikliği için Kurumsal Liderler Ağı İklim Platformu’nun kurucu üyesi ve sözcüsüyüz. Türkiye’yi Birleşmiş Milletler’in İklim Değişikliği Konferanslarında temsil etmekteyiz. Önümüzdeki ay, Paris’te COP21’e katılacağız. Geçtiğimiz günlerde, Paris’teki yeni evrensel iklim anlaşmasına taahhüdümüzü bir kez daha vurgulayarak, ‘Eylem için Paris Andı’nı da (Paris Pledge for Action) imzaladık’ şeklinde konuştu.