Atık Suyun Doğru Yönetilebilmesi, Su Döngüsünün En Kritik Alanını Oluşturuyor.
ACO Türkiye Genel Müdürü Kerem Altınöz, 22 Mart Dünya Su Günü için yaptığı açıklamada “Atık suyun doğru yönetilebilmesi, su döngüsünün en kritik alanını oluşturuyor. Hızlı endüstrileşme ve kentleşme nedeniyle bu konuda ülkeler zamanla yarışıyor. Eğer atık suyun etkin yönetimi için hemen adım atılmazsa ülkemiz de hızla su fakiri ülkeler sınıfına girecektir. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada atık su yönetimi toplum sağlığı açısından da önem taşıyor.” dedi.
ACO, dünyada su yönetimi konusunda yaptığı çalışmaları ve ileriye dönük süreç mühendisliği ile çevreye uyumlu, ihtiyatlı aynı zamanda da ekonomik çözümler ile suyun tüm aşamalarda en doğru şekilde yönetilebilmesini amaçlıyor. ACO Türkiye Genel Müdürü Kerem Altınöz, bu yıl teması “Atık Su” olarak belirlenen Dünya Su Günü nedeni ile yaptığı açıklamada günlük yaşantımızdan sanayi, ticaret ve tarım gibi yatırım alanlarında su yönetiminde en üst noktada hassasiyet gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Altınöz, “Atık su yönetimi, su döngüsü içerisinde çok önemli bir yer tutuyor. Doğru bir atık su yönetimi yapabilmek, ancak doğru olarak hesaplanmış yüksek kaliteli ekipmanların kullanımı ile mümkün olabilir. Düşük yeterlilikte, uluslararası testlerden geçmemiş ekipmanların kullanımı ile hem gereksiz bir maliyet yaratılıyor, hem de istenen fayda sağlanamıyor. Bu da sadece problemlerimizin halının altına süpürülmesine yol açıyor. ACO olarak, tam olarak hesaplanabilen kapasitelerde, yüksek etkinlikte on yıllarca güvenle kullanılabilecek ön arıtma sistemleri sunuyoruz. Bu sistemler, özetle, bitkisel-hayvansal yağların ve petrol türevlerinin atık sudan ayrılmasını amaçlıyor. Bu şekilde, hem yerel yönetimlerin maliyetlerini azaltmayı hem de tam bir atık su yönetim sistemi sunmayı amaçlıyoruz.” dedi.
Özellikle hizmet sektörü ve sanayi gibi kullanım alanlarında son derece hassas olunması gerektiğini vurgulayan Altınöz, atık su yönetiminin sürdürülebilir yapıların en önemli bileşenlerinden birisi olduğunu ve geri dönüşüm prosedürlerinin doğru işletilmesi ile, sudan ayrılan bitkisel ve hayvansal yağların, ekonomiye katma değer sağlayacak alanlarda girdi olarak kullanılabileceğini söyledi. Ayrıca sürdürülebilirlik alanına yapılacak yatırımların, işgücünün yüksek verimlilik, düşük emisyon değerleri, çevrenin korunmasına yönelik etkiler, sera gazı emisyonlarının azalması, atıkların ve kirliliğin azaltılması, ekosistemlerin korunup iyileştirilmesi ve iklim değişikliğine adaptasyona kadar pek çok olumlu sonuçları olacağını sözlerine ekledi. ACO’nun bu konuda yaptığı çalışmaların sonucu olarak ön arıtma sistemlerini tamamlayacak biyolojik atık su arıtma sistemlerini de temin ettiğini ve eksiksiz bir su yönetim sisteminin yeşil ekonomiye katkı açısından önemli olduğunu düşündüğünü söyledi.
Yerel yönetimler özelinde konuya bakıldığında, konunun sadece sürdürülebilirlik değil, aynı zamanda da oluşan ek maliyetler açısından da çok önemli olduğuna değinen Kerem Altınöz, “Yeterli ön arıtmadan geçmeden atık suyun kanalizasyon sistemlerine verilmesi, kanalizasyon sistemlerinin tıkanmasına ve bu nedenle tam olarak işlevini yerine getirememesine neden oluyor. Bunu önlemek için de yerel yönetimlerimiz çok yüksek temizleme ve bakım maliyetlerine katlanmak zorunda kalıyor. Bu konuda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve bu gereksiz maliyetlerin de önüne geçilmesi gerekiyor. Örnek olarak, çevre vergilerinin işletmelerin kullandıkları atık su yönetim sistemlerinin etkinliğine göre belirlenmesi bu konuda çok etkin bir adım olabilir. Maalesef, ülkemizde bu sistemlerin etkinliği çok kısıtlı bir alanda sorgulanıyor, çoğu sistem göstermelik olarak kurulu bulunuyor” dedi