Dünya Su Günü Bu Yıl Atık SuTemasıyla Kutlandı
Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Su Günü 1995 yılından bu yana her yıl, belli bir temayla ele alınmıştır. 2014 yılında ‘Su ve Enerji’, 2015 yılında ‘ Su ve Sürdürülebilir Gelişim’, 2016 yılında ise ‘Su ve İstihdam’ temalarıyla ele alınan Dünya Su Günü’ nün 2017 yılındaki teması ise ‘Atık Su’ olarak belirlenmiştir.
İnsanın, toplumların ve doğa oluşumunun biricik ana karakteri, hakkında ‘yeryüzünün kan değeri’, ‘coğrafyanın çekirdeği’ gibi yeni tanımlar oluşturulan, toplumda ise; bir insan hakkı mı? Yoksa piyasaya sunulmuş bir meta mı? tartışmalarına konu olan ‘Su’.
Olmazsa olmaz kaynağımız, tartışmasız yaşam ve sürdürülebilir bir geleceğin başlangıcı olan suyun varlığı üzerine tükenmeyen araştırmalar, çözümler, teknolojiler ve yenilikler süre gelmekte. İnsanoğlunun kontrolsüz ihtiyaçları, kentlerin plansız büyümesi, küresel ısınmanın somut olarak hissedilmesiyle birlikte ‘Su Kaynağı’ sadece kaynağın adaletsiz ve eşit olmayan dağılımıyla değil, aynı zamanda bizzat kendisinin eksikliği nedeniyle de tehlikede.
Bitmez ve sonu gelmez bir kaynak olarak düşünülen suya karşı bu tehditler bize ABD’li çevre bilimci Garrett Hardin’in ‘Ortak Malların Trajedi’si teorisini hatırlatıyor. Hardin’ in teorisine göre; getirilen en sağlam ve uzun vadeli çözümlerin, kaynak kullanıcılarının risk paylaşımını da göz önüne alarak kaynakların geri dönüşümü ve sürdürülebilirliği çerçevesinde ortak mallara zarar vermeden kullanılmasını içerdiği aşikar. İşte bu noktada mavi gezegendeki yaşamın devam etmesi için suyu temel unsur olarak görmeye başlıyoruz.
Sürdürülemez kalkınma yolları ve yönetim başarısızlıkları, su kaynaklarının sosyal ve ekonomik faydalar üretme kapasitesini riske atarak onların kalitesini ve kullanılabilirliğini etkiliyor. Ekosistemlerin korunmasında karar verme yetkisine sahip olanların ve planlamacıların ekosistem temelli yönetim biçimini benimsenmesinin uzun vadeli sürdürülebilirliğin sağlanması için kilit rolde olduğu bir gerçek.
Arıtılmadan alıcı ortamlara bırakılan atık sular, miktarı her geçen gün azalan mevcut su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır. Bu nedenlerle; var olanı kirletmemek ve kullanımı daha verimli hale getirmek için atık suların arıtılması gerekmektedir.
Aşırı miktarda su çıkarımı genellikle, ekonomik büyüme amaçlı kaynak kullanımının iyi yönetilmediği ve gerekli kontrollerin uygulanmadığı, modern olmayan yöntemlerle yapılan doğal kaynak kullanımı ve yönetim şekillerinin bir sonucu. Mevcut durumda dünyadaki akiferlerin tahmini olarak %20’si aşırı kullanım yoluyla istismar edilmekte ve yer altı suyu kaynakları azalmakta. Hız kesmeden devam eden kentleşme, uygun olmayan tarımsal uygulamalar, ormanların tahrip edilmesi ve kirlilik yoluyla ekosistemlerin bozulması; temiz suyun da dahil olduğu, çevrenin ekosistem hizmetleri sağlama kapasitesine zarar veren başlıca faktörler olarak sıralanabilir.
1992 ‘Den bu yana su sorununa çözüm için 'Dünya Su Günü'nü kutluyoruz
1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda (UNCED) gündeme getirilen Dünya Su Günü ve Un- Water ( BM- Su ); su kaynaklarının sorunlarına, bununla ilgili yapılan önemli çalışmalara dikkat çekecek, her sene farklı bir temayla ele alınarak Su’yun yaşayabilir ve sürdürülebilir varlığı için evrensel ve ekolojik çalışmalara destek verirken hükümetlerin bu tehdidi görmezden gelmemeleri için de önemli bir yetki görevi görecektir.
Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Su Günü 1995 yılından bu yana her yıl , belli bir temayla ele alınmıştır. 2014 yılında ‘Su ve Enerji’, 2015 yılında ‘ Su ve Sürdürülebilir Gelişim’, 2016 yılında ise ‘Su ve İstihdam’ temalarıyla ele alınan Dünya Su Günü’ nün 2017 yılındaki teması ise ‘Atık Su’ olarak belirlenmiştir.
Evlerden, sanayi tesislerinden farklı ticari işletmelerden, kurumlardan ve benzer binalardan kullanıldıktan sonra boşaltılan sular, atık su olarak tanımlanır. Ayrıca kaynaklar arasında içilebilir kalitede olan su kaynakları da azalarak tükenme noktasına gelmiştir. Diğer yandan ise arıtılmadan alıcı ortamlara bırakılan atık sular, miktarı her geçen gün azalan mevcut su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır. Bu nedenlerle; var olanı kirletmemek ve kullanımı daha verimli hale getirmek için atık suların arıtılması gerekmektedir. Hızla azalan su kaynaklarının insanlık için çok önemli olduğu kabul edilerek atık suların uygun arıtma işlemine tabi tutularak arıtılmasından sonra istenilen değerleri sağlaması halinde çeşitli alanlarda kullanılması mümkündür. Arıtılmamış evsel ve endüstriyel atık suların yanı sıra tarımsal akış sularından gelen kirlilik de ekosistemlerin su ile ilgili hizmetleri sağlama kapasitesini zayıflatır.
Atık su arıtma tesislerinden alınan su işlenip içilebilir su dışında çeşitli amaçlarla kullanılabilir. (Örneğin; peyzaj sulamada, soğutma kulelerinde, endüstriyel işlemlerde, tuvaletlerde sifon suyu olarak ve yangından korunmada.)
Sürdürülebilir su yönetimi sadece gri suyun yeniden kullanılmasında yardımcı olmayıp aynı zamanda ekosistemi de desteklemektedir. Geri dönüşümü mineralce zenginleştirilmiş gri su daha geniş alanlara yayılarak aynı zamana peyzaj bakım masraflarının da azalmasına yardımcı olabilir.
Geri kullanım yöntemlerinin çoğaltılmasıyla kullanımı alternatif çözümler sunan atık suların son dönemlerde ekologlarca savunulan yöntemlerinden birkaçı da : İnşa Edilmiş Sulak Alan, Sürdürülebilir Peyzaj ve Yaşayan Makineler Sistemi’ dir.
İnşa edilmiş su alanları atık su arıtımı sağlayan pasif sistemler olarak düşünülebilir. Atık sulardaki kirlilikten kurtulmak için doğal sulak alanlarla aynı filtre işlemlerini kullanırlar. Ekolojik sistemler organik atıkları yıkabilir, karmaşık altyapı ihtiyacını en aza indirger ve bu sistem içindeki canlılara besin sağlar. Organik atıkların yanında, sulak alanlar inorganik atıklardan kurtulma konusunda da başarılıdır. Bu yüzden, endüstriyel atık, çöp sızıntı suyu, akış suyu arıtımında da kullanılabilir. Dahası, atık su arıtmanın yanı sıra, inşa edilmiş su alanları sel suları için dalgalanma alanı yaratır ve sıklıkla kirlenen akarsuyu arıtır.
Peyzajda ise tasarruflu su kullanımı, kullanılan su öğelerinin (çeşme , havuz , kuyu , gölet), su yollarının doğru planlanıp sulama projesinin arıtım sürecine katkı sunması göz önüne alınmasıyla mümkün hale gelebilir. Sadece su ile değil mevcutta var olan ve tasarlanan bitki ve çim türlerinin seçimi de önemli bir kriterdir. Bunların arasında kuru peyzaj; kuraklığa dayanıklı ya da buna adapte olmuş bitki ve çim çeşitlerinin kullanımını vurgulayarak , iyi tasarlanmış ve su tasarruflu peyzaj için göz kırpan bir seçenek olmuştur.
Bir de yaşayan makineler var ki, burada; atık su arıtımı için inşa edilmiş su alanları kullanımına ek olarak doğanın direkt binaya getirilmesi yaklaşımı esas alınmıştır. Yaşayan makineler alternatif atık su tesisi olarak kullanılmasının yanında yakıt üretmek, besin yetiştirmek, bozulmuş çevreleri, hatta sıcak ve soğuk binaları yeniden düzenleme amaçlarıyla da kullanılabilir.
KAYNAKLAR
1. Serdar KOYUNCU, Atıksuyun Peyzaj Sulamada Değerlendirilmesi: Mor Şebeke ProjesiKonya Büyükşehir Belediyesi, Atıksu Arıtma Tesisleri Şube Müdürü
2. http://www.cevreonline.com
3. http://www.unwater.org/
4. Ömer Kantaroğlu , Yüksek Performanslı Binalarda Su Stratejileri 23.06.2011
5. Birleşmiş Milletler Dünya Su Gelişim Raporu, Su Kaynakları Hakkındaki Gerçekler
6. 5. Dünya Su Forumu İstanbul, Farklılıkların Suda Yakınlaşması, 2009 İstanbul
7. Chris Tackett, 2013 , Omega Institute, Rhinebeck, NY, http://www.treehugger.com/
8. http://www.arkitera.com
9. Adam Joseph Lewis Çevre Araştırmaları Merkezi Web Sitesi”Yaşayan Makine”: Bina Tasarımı + İnşaat, Mart 2001
10. Balkan Talu, 2012 , http://www.ekoiq.com
11. http://www.sanicon.in/blog/how...
12. Birleşmiş Milletler Dünya Su Gelişim Raporu, Sürdürülebilir Bir Dünya İçin Su , 2015.
13. http://yesiledonus.blogspot.co...