GYODER’in Zirvesinde İklimlendirme Devinden 4T Yaklaşımı
İklimlendirme sektörünün global devi Systemair, GYODER (Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği) tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen Türkiye Gayrimenkul Zirvesi’ne katıldı. 25 Ekim Salı günü Zorlu PSM'de gerçekleşen zirve, üst düzey konuşmacıları ve sektör profesyonellerini bir araya getirirken “Yeni Rotada Geleceğe Yön Veren 4T (Toplum, Tasarım, Tabiat ve Teknoloji) Yaklaşımı” panelinde Systemair Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayça Eroğlu yer aldı. Moderatörlüğünü GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici’nin üstlendiği panelde Eroğlu, iklimlendirme sistemlerinin tabiata ve topluma katkıları ile teknoloji ve tasarım anlayışının sektöre etkilerini katılımcılarla paylaştı.
Geleceği referans alan yaklaşımları bugünün iklimlendirme sektörüne entegre eden Systemair, sektör temsilcileriyle bir araya gelmeye devam ediyor. Son olarak GYODER (Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği) tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen Türkiye Gayrimenkul Zirvesi’ne katılan Systemair Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayça Eroğlu, dünyanın geleceğinde iklimlendirme sektörünün üstlendiği kritik rolü anlattı. Fark Labs Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter, MESA Holding CEO’su ve MESA Mesken Yönetim Kurulu Başkanı Mert Boysanoğlu ile Tabanlıoğlu Mimarlık Kurucu Ortağı Murat Tabanlıoğlu’nun konuşmacı olduğu, GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici’nin moderatörlüğünde gerçekleşen “Yeni Rotada Geleceğe Yön Veren 4T Yaklaşımı” panelinde Eroğlu, iklimlendirme sektöründe teknolojiyle başlayan değişim ve dönüşüm yolculuğuna dikkat çekti.
İklimlendirme endüstrisi, gayrimenkul sektörünün en güçlü segmentleri arasında
İklimlendirme sektörünün gayrimenkul endüstrisi üzerindeki etkilerine değinen Ayça Eroğlu; “Bir insanın doğduğu andan itibaren en temel haklarından birisi nefes almaktır. Systemair olarak bireylerin kapalı alanlarda sağlıklı nefes alabilme özgürlüğünü iklimlendirme sistemleri ile sağlıyoruz. Okullar, hastaneler, veri merkezleri, ticari işletmeler ve kamusal alanlarda hayati fonksiyonlarımızı konforlu bir şekilde sürdürmemiz ancak çok güçlü bir iklimlendirme alt yapısı ile mümkün oluyor. İklimlendirme, bugün dünya çapında 200 milyar dolarlık dev bir sektöre dönüştü. Sektör; bugün Türkiye’de yükselen trendler içerisinde hem imalat hem tasarım hem de müteahhitlik tarafında yer alıyor. Toplumun konforu ve yaşamsal fonksiyonlarının devamlılığı, gayrimenkul sektöründeki iklimlendirme segmentinde buluşuyor. Birbirine hizmet eden bu üçlü, aynı zamanda birbirinin gelişimine de destek oluyor.” dedi.
Dünyada enerjinin yüzde 40’ını binalar harcıyor
İklimlendirme sistemlerinin çevresel etkilerine de dikkat çeken Ayça Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Enerji konusu Paris Anlaşması ve Birleşmiş Milletler’in 17 Kalkınma Hedefi ile dünya devleri tarafından gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Dünyada enerjinin yüzde 40’ının binalar tarafından tüketildiğini görüyoruz. Binalardaki enerji harcayan ana faktörlerden biri ise iklimlendirme cihazları... Dolayısıyla iklimlendirme sektörü olarak bize önemli görevler düşüyor. 2015 yılında Avrupa Birliği tarafından sera gazı emisyonu yüksek olan cihazlara ekstra yükümlülükler getirildi. Aynı zamanda global ısınma potansiyeli olarak adlandırılan GWP cihazlarına da birtakım hedeflerle birlikte sınırda karbon uygulaması getirildi. İlerleyen zamanlarda sınırda karbon uygulamasını daha fazla konuşacağız. Ar-Ge’ye yatırım yapan bir şirket olarak ürettiğimiz tüm cihaz ve sistemlerin tasarım aşamasından itibaren karbon ayak izlerini kendi yazılım programlarımızla belirliyoruz. Yaşam döngüsü metriklerini raporluyor ve tüm bu veriler doğrultusunda ileriye dönük stratejiler geliştiriyoruz.”
İklimlendirme sistemleri gayrimenkulleri barınmanın ötesine taşıyor
4T’nin en önemli aktörlerinden biri olan teknoloji hakkındaki görüşlerini de aktaran Eroğlu; “Eskiden gayrimenkuller sadece korunmak ve barınmak amacıyla kullanılırken günümüzde çalışmak gibi bireylerin diğer ihtiyaçlarının da yerine getirilebilmesi için kritik bir araca dönüştü. Üstelik yeni nesil yapılar artık bina otomasyon sistemleri ile akıllı… İklimlendirme sistemleri de yeni nesil binaların vazgeçilmesi haline geldi. Yine modern hayatın vazgeçilmezi olan endüstriyel tesisler ve veri merkezleri, en fazla enerji tüketen alanlar arasında yer alıyor. Özellikle enerji sarfiyatının yoğun olduğu veri merkezlerinde kaynak tüketimini optimize etmek konusunda iklimlendirme sistemlerine büyük bir görev düşüyor. Systemair olarak Avrupa ülkelerinde yer alan veri merkezleri başta olmak üzere pek çok tesise iklimlendirme çözümleri sağlıyoruz. Geçtiğimiz aylarda açılışını gerçekleştirdiğimiz veri merkezi test laboratuvarımız olan 365 Performance Center’da cihazlarımızı 365 günlük iklim ve nem koşullarına göre simüle ederek müşterilerimize doğru iklimlendirme sistemleri sunuyoruz.” şeklinde konuştu.
Hastalıklı yapılar hasta toplumlara yol açıyor
Son olarak iklimlendirmenin nefes alan binalarla olan etkileşimini değerlendiren Ayça Eroğlu; “Bir gayrimenkul geliştiricisi, arsa alımından sonra mimarı tarafa başladığı zaman mekanik tasarımın çok önemli olduğunu görüyor. Systemair olarak biz de iklimlendirme çözümlerimizle sağlıklı ve konforlu yaşam alanlarının oluşturulmasına katkı sağlıyoruz. Çünkü inandığımız tek bir şey var; hastalıklı yapılar, içinde yaşayan insanları hasta ediyor ve doğru iklimlendirme sağlanamazsa o binadaki insanların fiziki ve psikolojik olarak tahribat alması kaçınılmaz hale geliyor. Dolayısıyla iklimlendirme sektörünün gayrimenkul alanındaki etkisi göz ardı edilmemelidir.” diyerek sözlerini tamamladı.