Isı Yalıtımı, Hafiflik, Deprem Emniyeti, Yanmazlık: YTONG

TOLGA ÖZTOPRAK
Türk Ytong Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı

Bu yıl 50. yılınızı kutladınız, nice yıllara diyelim ve kısaca Ytong’tan bahsederek başlayalım isterseniz...

İsveç’te 90 yıl önce keşfedilmiş, daha sonra Almanya’da geliştirilmiş bir ürün Ytong. Ytong Türkiye olarak bu yıl 50. yılımızı kutluyoruz. Literatürde ‘gaz beton’ olarak geçiyor. Çağdaş bir yapı malzemesi, son 100 yılın malzemesi. Almanya’da bulunan Ar-Ge merkezinde yapılan çalışmalarla ürün sürekli geliştiriliyor. Gerek ısı yalıtım özellikleri gerekse diğer özellikleri daha iyiye doğru gelişiyor. Günümüzde de 5 kıtada 43 fabrikada üretiliyor. Ülkemizde şu an 5 fabrikayla faaliyet gösteriyoruz, yeni fabrikalarımız da yolda; çok yakında bunların da duyurularını yapacağız.


Ytong’un ürün özellikleri nelerdir?

Isı yalıtımı, hafiflik, deprem emniyeti, yanmazlık ve çevre dostu özellikleri ürünümüzün en önemli özellikleridir. Özellikle ısı yalıtımı. Bu konuda, Ytong kurulduğu yıllarda, yani bundan 50 sene önce Türkiye’de ısı yalıtımı hiç bilinmezken, Ytong hem yönetmeliklerin hazırlanmasına katkıda bulunmuş, hem de verdiği eğitimlerle ısı yalıtımı bilincinin artmasını sağlamış bir firmadır.

Isı yalıtımı kadar hafiflik de yine çok önemli bir konu. Ülkemiz bir deprem ülkesi, yüzölçümü olarak yüzde 92’si, nüfus yoğunluğu olarak yüzde 95’i deprem bölgesinde bulunuyor. Bu bağlamda hafiflik deprem emniyeti açısından büyük katkı sağlıyor. Çünkü biz binalarımızı ne kadar hafif yaparsak depremde binamıza etkiyen yük de o oranda daha az oluyor. Dolayısıyla, biz binamızı ne kadar hafif yaparsak onun depremdeki performansının o kadar iyi olacağını söyleyebiliriz.

Tabii bunun dışında yanmazlık yine en önemli konulardan bir diğeri. Ülkemizde yangın yönetmeliğinde revizyon çalışmaları devam ediyor. Özellikle yüksek binalarda dış cephenin yanmaz malzemeden yapılması gibi maddeler yönetmelikte bulunuyor. Bunlar kısmen uygulanıyor -kısmen uygulanmadığını biliyoruz-. Ytong A1 sınıfı yanmaz bir malzeme. Bunun dışında, hem ısı yalıtımı sağlayan hem de yanmaz bir çözüm olarak çıkarttığımız başka bir yalıtım malzememiz de var. Bilecik fabrikamızda bundan 2 sene önce üretimine başladığımız bu ürünle yanmaz çözümler sunmaya devam ediyoruz.

Sürdürülebilirlikle ilgili Ytong neler yapıyor?

Türkiye’de 2011 yılında dünyaca kabul edilen bir çevre etiketi olan Çevresel Ürün Deklarasyonu’na (Enviromental Product Declaration - EPD) sahip olan ilk firmayız. Aslında bu çevre etiketiyle ilgili biz özel bir çalışma yapmadık; Ytong kurulduğu günden beri doğası gereği çevreci bir ürün zaten. Firmamızda üretim ve uygulama süreçlerinde buna çok dikkat ediyoruz. Bu hassasiyetimiz bağımsız bir kuruluş tarafından belgelendirilmiş oldu. Aldığımız bu çevre etiketiyle sektörümüzde ve ülkemizde bir ilki gerçekleştirdik. Aynı zamanda bu alanda farkındalık yaratılmasını sağlamış olduğumuzu düşünüyorum.

Herkes kendinin en çevreci olduğunu iddia ediyor, bu konuda ciddi bir bilgi kirliliği var. Şirketler çevreci yanlarını öne çıkartırken, diğer taraflarından hiç söz etmiyorlar.

Çünkü yeşil ekonomi gitgide büyüyen büyük bir sektör ve herkes bundan pay almak istiyor. Bu anlamda Ytong olarak farklıyız. Biz tamamen çevre dostu üretim yapıyoruz. Ana hammademiz ‘kuvarsit’tir . Bunlar topraktan çıkartılırken yine çevreye zarar verilmiyor. Üretim süreçlerimiz tamamen kapalı üretim şeklinde, şunu söyleyebilirim hem düşük enerjiyle üretim hem sıfır atıkla biz bu üretimi yapıyoruz. Üretimden daha sonra bunun şantiyelere nakledilmesi kısmı var. Biraz evvel bahsettiğim gibi ürünümüz hafif bir ürün biz bir araçla yani bir kamyonla daha fazla metreküp duvar örebilecek malzemeyi sevk ediyoruz. Sonrasında, kullanım aşamasında Ytong’un firesi çok düşüktür; yani %1-2’ler seviyesindedir. Dolayısıyla inşaat ve uygulama aşamasında bu düşük fireler sebebiyle daha az malzeme kullanarak daha fazla imalat yapılabilmektedir. Shrink malzemelerinin toplanmasıyla ilgili ÇEVKO’yla bir iş biriğimiz var. Özellikle kentsel dönüşüm aşamasında biliyorsunuz bir çok inşaat yıkılıp yeniden yapılacak, eğer bunlar ayrıştırılabilirse bizde fabrikamızda tekrar Ytong ürünlerini üretime katma imkanı bulabiliriz.

İnşaat sektöründe sürdürülebilirliğin konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sürdürülebilirliğin öncelikle 3 temel ayağı var; sadece çevre olarak bakmamak lazım, hem ekonomi, hem çevre hem de sosyal olarak 3 ayağınıda yerine getirmek lazım. Biri eksik olduğunda buna sürdürülebilirlik demek çok anlamlı olmuyor. Karbondioksit emülsiyonlarına baktığımızda konutların bunun % 40’ından sorumlu olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla inşaat sektöründe yapılacak iyileştirmeler toplama büyük etki edecektir. Yapılan iyileştirmelerin sürdürülebilirlik konusunda çok önemli faydaları olacağını söyleyebilirim.

Türkiye’de sürdürülebilirlik sizce olması gerektiği yerde mi?

Sürdürülebilirliğin çok başındayız. Hani dünyada da alınacak çok yol var ama ülkemizde bilincin artması gerekli. Şu an bilincin oluşması aşamasındayız. Önümüzde çok yol var alınması gereken ama bunlar tabi aşama aşama birden olması beklenemez. Kentsel dönüşümü önümüzdeki önemli bir fırsat olarak görüyorum. Bu yenileme kapsamında ideal olan, bütün binalarımızı sürdürülebilirlik kriterlerinde yapmak olurdu. Sadece binalarımızı değil, kentlerimizi ve mahallelerimizi sürdürülebilir planlamak da çok önemli. Çünkü siz bir binayı ne kadar iyi yaparsanız yapın eğer o bina etrafıyla ilişkisinde sürdürülebilirlik sağlamıyorsa çok başarılı bir sonuç çıkmayacağını düşünüyorum.

Kentsel dönüşüm kapsamında müteahhitlerin kendi dönüştürdükleri binalar var, onlara nasıl ulaşılabilir ya da bu binalar yenilenirken sürdürülebilirlik kriterlerinin uygulanması nasıl sağlanabilir?

Özellikle de o binalar şehrin merkezindeki yerler oluyor, bitişik nizam ve çok önemli bölgeler aslına bakarsanız. Şehrin tam göbeğinde ve herkesin direkt muhatap olduğu yerler. Toplu konut giremiyor, o yüzden daha münferit çalışmalar yapılıyor. Yani şunu söyleyebilirim, bu binalar genelde daha lüks inşaatlar şeklinde yapılıyor o bakımdan kalite olarak biraz daha üst seviyede inşaatlar.

Birim fiyatların yüksek olduğu yerler olduğu için yeşil bina olduklarını söyleyemeyiz belki ama en azından (bildiğim kadarıyla değiller) genellikle ama kalite anlamında en azından statik açıdan olsun -hani o da bir aslında sürdürülebilirliğin bir parçası- biraz daha kaliteli yapılar.

Sertifikalı binaların denetimleri doğru ve yeterli mi?

Yerel yönetimler, devlet ve bir de tüketici kısmı var işin. Tüketicideki bilincin artması, bu konudaki en önemli itici güç olacaktır. Yeşil bir binada yaşamanın ekonomik, sosyal ve sağlık konusundaki faydaları bilinirse, insanlar tercihlerinde bunu kriter olarak değerlendireceklerdir.

Türkiye’deki yeşil bina sertifikalarının çoğu Amerikan LEED ve İngiliz BREEAM sertifikalarında oluşuyor.. Sertifikalı bina sayısı son verilerle 60 civarı yanlış hatırlamıyorsam. Başvuran ve almayı bekleyen de çok sayıda bina olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili ülkemizde başta ÇEDBİK olmak üzere çeşitli kurumların kendi çalışmaları var. Bence ideali hepsinin bir çatı altında toplanması ve ülkemize özgü koşulları içeren bir ulusal sertifikanın kullanılmasıdır.Bu, bilgi kirliliğini ortadan kaldıracaktır. Bu sertifikalar için yurtdışına ödenen paraların yurt içinde kalması da bir katkı olacaktır.

Bildiğiniz gibi bu sayımızın dosya konusu ‘iç mekan hava kalitesi’; bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Bu konu yeşil bina kriterlerinde çok dikkat edilen önemli noktalardan biri. Yapılan çalışmalarda, yanlış hatırlamıyorsam binası yeşil bina olan okullardaki çocukların performanslarının %3 ile %5 arasında daha fazla olduğu tespit edilmiş. Özellikle insanların yoğun olarak bulunduğu binalarda, okul hastane, alışveriş merkezi gibi yerlerde iç hava kalitesinin daha da önem kazandığını söyleyebiliriz. Baştan doğru tasarlanmazsa bunun daha sonra yaratacağı sağlık kayıpları çok daha büyük olacaktır; bu yüzden herşey iyi planlamaya dayanıyor.

Tarihi yapılarda, iç ortamın rutubet-nem dengesini korumak ve içten yalıtım da hiç bir buhar kesicinin kullanılmaması gibi artıları olduğu için Ytong yalıtım plakları tercih ediliyor. İç ortamın çok önemli olduğu noktada Ytong ürünleri özellikle kullanılıyor. Avrupa’da örnek bina çok, Türkiye’de yeni başladık.

Ytong’un sosyal sorumluluk projeleri nelerdir?

Kurulduğumuz günden bu yana çok aktif olduğumuz ve önem verdiğimiz bir konu sosyal sorumluluk projeleri. İlk olarak 1998 yılında Tekirdağ Çukuryurt’ta, Çukuryurt Türk Ytong İlköğretim Okulu’nu inşa ettik. Bugün, anaokulundan 8. sınıfa kadar, yaklaşık 200 öğrenciye modern olanaklar ve eğitim verilmekte. 9 dersliği bulunan okulumuzda spor aktivitelerinin yapabileceği kapsamlı oyun çalışma alanları ve bir kütüphane bulunmaktadır. Bunun dışında, gaz betonla ilgili 4 üniversitede aktif olarak mimarlık dersleri vermekteyiz. Maltepe Üniversitesi’nde bu yıl başladık; Trakya, Mimar Sinan ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yapılarda gaz beton uygulamaları dersi verilmekte. Bu seçmeli bir ders. Bir de 50. yılımızda ‘50 yılda 50 durak’ sloganıyla Ytong Akademi faaliyetlerimiz var. Usta eğitimlerimiz var, yılda yaklaşık 3000’den fazla öğrenciye ulaşıyoruz ve 1200 ustaya eğitim veriyoruz. Eğitimleri şantiyelerde veriyoruz genellikle, aynı zamanda üniversite öğrencilerini fabrikamıza getiriyoruz, hem eğitim veriyoruz hem de fabrikalarımızı gezdiriyoruz. Bunlar lise, meslek yüksek okulu ve üniversite öğrencileriyle, inşaat mühendisi ve mimarlık fakültesi öğrencileri oluyor. Gidip okullarda uygulamalı eğitimler yapıyoruz; çatı ve duvar uygulamaları yaptırıyoruz. Üyesi olduğumuz ÇATIDER’le iş birliği içerisinde üniversitelerde çatı uygulamaları eğitimleri veriyoruz. Bir de dört fabrikamızda belli dönemlerde 1 gün süren uygulama eğitimleri veriyoruz. Aynı zamanda yetkili satıcılarımıza ve yetkili satıcılarımızın ekibine de eğitimler veriyoruz. Özellikle mimarlık ve mühendislik öğrencileri için düzenlediğimiz yarışmalar ve eğitimler 50 yıldır sürdürülen bir şirket geleneği. Bazı konulara dikkat çekmek için, kamuoyunda fikir uyandırabilmek için yarışmalar da yapıyoruz.

HERKES KENDİNİN EN ÇEVRECİ OLDUĞUNU İDDİA EDİYOR, BU KONUDA CİDDİ BİR BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR. ŞİRKETLER ÇEVRECİ YANLARINI ÖNE ÇIKARTIRKEN, DİĞER TARAFLARINDAN HİÇ SÖZ ETMİYORLAR. ÇÜNKÜ YEŞİL EKONOMİ GİTGİDE BÜYÜYEN BÜYÜK BİR SEKTÖR VE HERKES BUNDAN PAY ALMAK İSTİYOR. BU ANLAMDA YTONG OLARAK FARKLIYIZ.


Yorumlar

ismet tavşan 9 Ocak 2015

selamlar ytong ile yapılan binalar resmi olarak yalıtımlı sayılıyormu.
yeşil enerji sertifikası alabilirmi
bilgi vermenizi saygılarımla rica erderimitel:0530 7876225

Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)